Yalnız Mesajı Göster

Siyaset Felsefesi

Eski 06-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Siyaset Felsefesi





Siyaset Felsefesi

• Siyaset Felsefesinin Temel Kavramları :
Hukuk : Toplumda kişiler arasındaki ve kişilerle devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen yazılı kurallar sistemidir
Yasa : Bireylerin toplum içindeki eylem ve davranışlarını düzenleyen yazılı hukuk kurallarıdır



Bürokrasi : Yasaların uygulamalarını üstlenen memurların idari işleyişidir
Sivil Toplum : Devlet otoritesi ve kurumları dışında kendi hak ve özgürlüklerini savunabilen örgütlenmelerdir
• Siyaset Felsefesinin Temel Soruları :




· İktidar kaynağını nerden alır? Devleti oluşturan öğeler, ülke, halk, iktidar ve egemenliktir İktidar, halk ve ülke üzerinde siyasi gücü kullanma yetkisini elinde bulunduran güçtür Ancak, iktidarın kaynağında farklı otoriteler bulunabilir



Teokratik otorite : Devleti yönetenler yönetme gücünü tanrıdan, dinden ve kutsal kitaptan alırlar Daha çok krallıklarda görülür, kral tanrı adına toplumu yönetir
Karizmatik otorite : İktidar gücünün kaynağı liderin özellik ve eylemleridir



Demokratik otorite : Yönetenler gücünü halktan alır ve halk adına toplumu yönetir Demokratik yönetimlerde otoritenin kaynağı hukuktur Yönetenler yasalara uygun olarak yönetmek durumundadır

· Meşrutiyetin ölçütü nedir? Devlette meşrutiyetin ölçütü yasalardır Yönetenlerin meşru olması yasalara göre iktidara gelip yasalara göre iktidardan düşmesidir

· Egemenlik hakkını kimler kullanır? Totaliter yönetimler de egemenlik hakkını lider kullanırken, demokratik yönetimlerde halk kullanır

· Bürokrasiden vazgeçilebilir mi? Devleti yönetenler değişebilir Ancak, devletin işlerini yürütmekle yükümlü olan bürokrasi devlet için vazgeçilmez bir unsurdur
· Sivil toplumun işlevi nedir? Devlet kurumlarının dışında, özgür vatandaşların, kendi haklarını korumak ve yönetenleri denetlemek işlevini yerine getiren sivil toplum örgütlenmeleri özellikle demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarıdır

· Siyaset Felsefesinin Ana Sorunları :
© Devlet ve Düzen : Siyaset felsefesinin ana sorunlarından biri toplumda düzenin gerekli olup olmadığı, özellikle de bir devlet düzenine ihtiyaç duyulup duyulmadığıdır



§ Devlet düzeni gereklidir : Bu görüşe göre, insan yalnızca iyiliğe yönelen bir varlık değildir İnsan kötüye de yönelebilir Toplumsal değer ve normlar olmadığında kötülük eğilimleri engellenemez Toplumsal değerlere yaptırım gücü kazandıracak bir otoriteye gereksinim vardır O otorite devlettir Devlet düzeninin gerekli olduğunu savunanlar da kendi aralarında ayrılırlar



- Devlet Doğa Düzenidir : Bu görüş, düzen ve devletin toplumların doğasında var olduğunu savunur Platon’a göre insan tek başına kendine yetemez Devlet mutlaka olmalıdır ve insanların yaşamını düzenlemelidir Aristoteles’e göre devletin temelinde politik bir hayvan olan insan vardır



- Devlet Yapay Bir Varlıktır : Bu görüşe göre devlet ve düzen insanın doğasında yoktur Devlet, insanlar arasında bir uzlaşmanın sağlanması amacıyla oluşmuştur Thomas Hobbes’a göre doğası gereği insan, insanın kurdudur Öte yandan insan kendini koruma altına da almak ister Bu nedenle başka insanlarla uzlaşmaya gider Jean Jacques Rousseau’ya göre, insanlar doğa durumundan sonra tarımın başlamasıyla, mülkiyeti ve eşitsizliği güvence altına almak üzere aralarında toplumsal sözleşme olarak devleti kurarlar



§ Devlet düzeni gerekli değildir : Hiçbir otoriteyi kabul etmeyen anarşizm ve nihilizm, bir otorite olarak devleti de reddeder Marksizm ise devleti egemen sınıfların diğer sınıflar üzerinde kurdukları bir baskı aracı olarak görür ve toplumsal eşitliğe dayalı bir toplum düzeninde (sosyalizm) devletin yavaş yavaş ortadan kalkacağını iddia eder



§ İdeal düzen : Toplumda insanları mutlu edebilecek ideal bir düzenin olup olmadığını da siyaset felsefesinin tartıştığı bir başka görüştür Bu tartışma çerçevesinde ideal düzenin olamayacağını savunan ve ideal düzenin olabileceğini savunan iki ana görüş ortaya çıkar :

- İdeal Düzen Yoktur : Sofistler, bilginin göreli (relativ) olduğunu söylerken, düzen anlayışının da insanlara göre değiştiğini ileri sürerler Protagoras’ın deyişi ile “İnsan her şeyin ölçüsüdür” O halde her insan “kendine yararlı” olanı aramalıdır Bu anlamda ideal bir devlet düzeni tasarlanamaz Nihilistler (Hiççilik) siyasi alanda hiçbir otoriteye boyun eğmemek görüşünden hareketle ideal düzenin olabileceğini reddederler



- İdeal Düzen Vardır : Toplumda yaşayan tüm insanları mutlu edebilecek ideal bir düzenin varlığını kabul edenler, ideal düzenin hangi temelde oluşabileceği sorusunda ayrışırlar

Özgürlüğü Temel Alan Yaklaşımlar : Kapitalist ekonomi sisteminin ürünü olarak doğan özgürlükçü ekonomide (liberalizm), siyasette ve tüm düşünce alanlarında insanların kendilerini özgürce ifade ettikleri bir düzeni ideal düzen olarak kabul eder Bu anlayışın temsilcileri A Smith ve JS Mill’dir



Eşitliği Temel Alan Yaklaşımlar : Bu görüş liberalizme tepki olarak doğar ve ideal bir düzende toplumsal sınıflar arasında eşitliğin bulunması gerektiğini savunur Eşitlikçi görüş, iş ve üretim araçlarının kamulaştırılması gerektiğini söyleyerek ideal düzen olarak sosyalizmi gösterir Temsilcileri St Simon, Proudhon ve K Marx’tır
Adaleti Temel Alan Yaklaşımlar : Özgürlüğün ve eşitliğin güvencesi olarak hukuku gören anlayıştır “İdeal bir düzen hukuk çerçevesinde adaletin sağlanması ile oluşur” anlayışını savunur Adalet sayesinde kişi hak ve özgürlükleri güvence altına alınır, insan onuru korunur



§ Ütopyalar : Hiçbir yerde var olmayan, ideal düzeni düşüncede tasarlayan devlet anlayışları ütopik devlet anlayışlarıdır Ütopya devletler iki başlıkta incelenebilir :
İstenen Ütopyalar : Platon, Devlet adlı yapıtında devletin görevini tüm toplumun mutluluğunu sağlamak olarak tanımlar Platon, ideal bir devletin iyi ideasını yansıtan bir ahlak devleti olduğunu söyler



Farabi, Medinet’ül Fazıla(Erdemli Şehir) adlı yapıtında, iyilik, güzellik ve doğruluk gibi özelliklere sahip bir lider etrafında insanların toplandığı mutlu bir devlet (şehir) tasarlar



Yeni Çağ’la birlikte ortaya çıkan ütopik sosyalistler birbiri peşi sıra ütopya devletler anlatan yapıtlar yazarlar



Thomas More, Ütopya adlı yapıtında, özel mülkiyetin olmadığı, her şeyin ortak olduğu, paranın kullanılmadığı iyi eğitilmiş insanların yönettiği bir adada insanların mutlu bir biçimde yaşadıklarını anlatır



Tommasso Campanella ise Güneş Ülkesi adlı yapıtında devletin, mülkiyetin, ailenin olmadığı bir toplum tanımlar
Francis Bacon Nova Atlantis (Yeni Atlantis) adlı yapıtında bir adada, halkının yüksek bilgi ve kültüre sahip olduğu bir devleti anlatır



Korku Ütopyaları : 20 yüzyılda teknolojinin yaşadığı hızlı gelişmenin olumsuz etkilemesine dayanan ve geleceğe yönelik karamsar beklentilerin ağırlık kazandığı korku ütopyalarıyla karşılaşıyoruz



Aldous Huxley, “Yeni Dünya” adlı yapıtında teknolojinin çok ilerlemesi sonucu insanların korkutucu bir düzen yaşayacaklarını anlatır İnsanlar mutsuzdur, yaşamın anlamsızlığını görüp kurtuluşu intiharda bulmaktadır
George Orwell ise “1984″ adlı yapıtında, 1984 yılında dünyaya zorbalığın egemen olacağını, toplumları zalim diktatörlerin yöneteceğini yazar
© Birey ve Devlet : Sanayi devrimi ile başlayan uluslaşma sü
reci ve onun uzantısı olarak doğan ulus devlet anlayışına kadar dünyada yaygın devlet anlayışı emreden devlet ve itaat eden halk anlayışına dayalıdır



Ancak sanayi devrimi ile birlikte bu eski devlet anlayışı tartışılmaya başlanmış, özellikle bireyi, bireyin hak ve özgürlüklerini temel alan hukuk devleti anlayışı yerleşmeye başlamıştır



Hukuk devleti adı verilen yeni devlet anlayışında itaat eden yurttaş yerine hak ve özgürlüklerini kullanan yurttaş anlayışı egemen olmuştur
Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig adlı yapıtında, akıl, adalet ve doğruluk ilkelerine göre yapılan yasaların olması gerektiğini söyler



Batı’da ise JLocke birey-devlet ilişkisinin hukuksal bir temele dayanmasını savunur Locke’ a göre devlet, bireylerin özgürlüklerini, yaşam ve mülkiyet haklarını korumakla yükümlü olmalıdır
Charles De Montesquieu ise Kanunların Ruhu adlı yapıtında birey-devlet ilişkilerinde yasalara, insan hak ve özgürlüklerine saygıyı devletin temel ilkesi saymıştır



Günümüz düşünürlerinden KPopper da Açık Toplum ve Düşmanları adlı yapıtında bireysel hak ve özgürlükleri temel alan devlet anlayışı ile totaliter devlet anlayışına karşı çıkmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla