Yalnız Mesajı Göster

İkinci Meşrutiyet

Eski 06-03-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İkinci Meşrutiyet



İkinci Meşrutiyet






Osmanlı Devleti Tarihi Ana Dönemler: Beylik Dönemi Kuruluş Dönemi Yükselme Dönemi Duraklama Dönemi Gerileme Dönemi Dağılma Dönemi Özel Dönemler:[ Gizle ]
Fetret Devri
Köprülüler
Kutsal İttifak Savaşları
Lale Devri
Rus Savaşları
Nizam-ı Cedid
Tanzimat
Birinci Meşrutiyet
İkinci Meşrutiyet


Osmanlı Devleti Tarihi Zaman Çizelgesi
Osmanlı Tarihi Kronolojisi
İkinci Meşrutiyet Devri (Osmanlı Türkçesi ايکنجى مشروطيت) Osmanlı Anayasasının, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 24 Temmuz 1908'de yeniden ilan edilmesiyle başlayan ve 5 Kasım 1922'de Osmanlı Devleti'nin tasfiyesiyle sona eren dönem Birinci Meşrutiyet resmen hiç sona ermemiş ve anayasa değişmemiş olduğu için, bazı tarihçiler tarafından, bir tek Meşrutiyet döneminin ikinci faslı olarak da değerlendirilir
Toplam 14 yıl süren bu dönemde Türkiye, parlamenter demokrasi, seçim, siyasi parti, askeri darbe ve diktatörlük olgularıyla tanışmış, iki büyük savaş (Balkan Savaşı ve I Dünya Savaşı) yaşamış ve 600 yıllık imparatorluğun dağılmasına tanık olmuştur



1908 Devrimi

II Abdülhamit'in baskıcı yönetimine karşı örgütlü muhalefet, özellikle Rusya'daki 1905 Devrimi'nden sonra yaygınlık kazandı Önceleri sadece Avrupa'daki muhalif aydınlar arasında gelişen devrimci örgütler, imparatorluk çapında özellikle yüksek okul öğrencileri ve askeri birlikler içinde taraftar buldu


yetin başkenti olan Selanik'teki askeri birlikler idi Bu birlikler 1903'ten beri Makedonya İsyanı'nı bastırma mücadelesi içinde yer almış, Bulgar ve Makedon devrim örgütlerinin örgütlenme ve mücadele biçimlerinden etkilenmişlerdi Ortaya çıkan çeşitli devrim örgütleri 1907'de yurt dışındaki devrimcilerle irtibat kurarak Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti adı altında birleştiler





Devrim hareketi 1908 Temmuz başlarında hız kazandı 3 Temmuz'da Binbaşı Resneli Niyazi Bey, ardından Binbaşı Enver Bey isyan ederek, birlikleriyle beraber dağa çıktılar 7 Temmuz'da bölgedeki durumu teftiş etmek için İstanbul'dan gönderilen Birinci Ferik (Korgeneral) Şemsi Paşa Manastır'da bir İttihat ve Terakki fedaisi tarafından vurularak öldürüldü 20 Temmuz'da Firzovik'te toplanan büyük Arnavut kurultayı, meşrutiyet derhal ilan edilmezse isyan ederek İstanbul'a yürüme kararı aldı 22 Temmuz'da II Abdülhamit sadrazam Avlonyalı Ferit Paşa'yı




azlederek yerine daha liberal bir isim olan Sait Paşa'yı getirdi 23 Temmuz'da Selanik ve Manastır hükümet konaklarını ele geçiren isyancılar meşrutiyetin ilanını talep ettiler 24 Temmuz'da padişahın isteğiyle İstanbul'da Kanun-ı Esasi'yi yeniden yürürlüğe sokan kararname ilan edildi "Hürriyetin İlanı" olarak adlandırılan bu olay, bütün yurtta olağanüstü sevinç gösterileriyle karşılandı
23 Temmuz günü Türkiye'de 1935 yılına dek Hürriyet Bayramı olarak kutlanmıştır

31 Mart Olayı ve Abdülhamit'in Tahttan İndirilmesi

İkinci Meşrutiywtin ilanından sonra derhal seçimlere gidildiSeçimlerin başlıca 2 partisi [[[[Sayfanın başlığı]İttihat ve Terakki]] ile liberal görüşlü Ahrar Fırkası'ydıSeçimleri İttihatçılar kazandıSeçimlerin ardından oluşan yeni Meclis-i Mebusan 17 Aralık 1908'de çalışmalarına başladı Bunu izleyen dönemde, ülkeyi perde arkasından yöneten İttihat ve Terakki yönetimine karşı bazı çevrelerde



gitgide artan bir hoşnutsuzluk görüldü 6 Nisan 1909 günü muhalif gazeteci Hasan Fehmi Bey'in bir İttihat ve Terakki fedaisi tarafından öldürülmesi, İstanbul'da büyük bir protesto gösterisine yol açtı Ve sonunda 13 Nisan 1909'da bazı askeri birliklerin ve medrese öğrencilerinin katıldığı bir ayaklanma başladı; bazı subaylar ve bazı milletvekilleri linç edildi ve İttihatçı olarak bilinen gazeteler yağmalandı



Eski takvimle yeni takvim arasındaki 13 günlük farktan dolayı 31 Mart Olayı olarak anılan bu ayaklanma, Selanik'ten gelen Hareket Ordusu tarafından 24 Nisan'da bastırıldı 27 Nisan'da yeniden toplanan meclis, II Abdülhamit'i bu ayaklanmadan sorumlu tutarak tahttan indirilmesine ve yaşlı şehzade Reşat Efendi'nin V Mehmet Reşat adıyla yerine geçirilmesine karar verdi



8 Ağustos 1909'da Kanun-i Esasi üzerinde yapılan bir dizi radikal değişiklikle padişahın yetkileri "sembolik" bir düzeye indirildi Artık vekiller heyeti (bakanlar kurulu) meclise karşı sorumluydu Meclisten güvenoyu alamayan vekillerin ve hükümetin görevi sona eriyordu Meclis başkanını padişah değil, meclis kendisi seçiyordu Padişaha meclisi kapatma yetkisi tanınmakla birlikte, bu yetki koşullara bağlamış ve üç ay içinde yeni seçimlerin yapılması zorunlu hale getirilmiştiBu değişikliklerle ilk defa parlamenter sistem uygulanamaya başlanmıştırAyrıca



toplantı özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerden bazıları anayasaya eklendi
Ancak gerek Meşrutiyeti sahiplenen halk kitleleri ve gerekse ordu içindeki subaylar tarafından Abdülhamid tahttan indirilmiştir Bundan sonraki süreçte Osmanlı devletinde padişahlık sadece sembolik düzyede kalmıştır
(Kaynak: Resmi Tarih Tartışmaları, Cem Uzun, Özgür Üniveriste Yayınları, 2005)

Balkan Savaşı ve Halâskâr Zabitan Hareketi

Hüseyin Hilmi Paşa (Mayıs 1909 - Ocak 1910), İbrahim Hakkı Paşa (Ocak - Eylül 1910) ve Sait Paşa (Eylül 1910 - Temmuz 1912) kabineleri döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti, resmen görev almamakla birlikte, fiilen ülke siyasetinin yönlendirici gücü oldu



1912 seçimleri İttihat ve Terakki'nin iktidarı altında gerçekleşti Temmuz ayında Arnavut isyanının başlaması ve Balkanlardaki siyasi durumun kötüleşmesi üzerine ortaya çıkan Halaskâr Zabitan ("Kurtarıcı Subaylar") Hareketi, 16 Temmuz'da bir muhtıra ile İttihat ve Terakki yanlısı Sait Paşa hükümetini istifaya zorladı Ahmet Muhtar Paşa başkanlığında partilerüstü hükümet kuruldu Milletvekili seçimleri geçersiz sayılarak seçim yenilendi Bir süre sonra Muhtar Paşa'nın istifasıyla, açıkça İttihat-karşıtı olan Kâmil Paşa hükümeti kuruldu



8 Ekim 1912'de başlayan Balkan Savaşı kısa sürede bir felakete dönüştü Birbiri ardından Arnavutluk, Manastır, Selanik, Batı Trakya kaybedildi

Babıali Baskını ve İttihat-Terakki Diktatörlüğü



23 Ocak 1913'te "Hürriyet Kahramanı" Enver Bey önderliğinde bir grup İttihat ve Terakki fedaisi, Babıali'de bulunan Bakanlar Kurulu'nu toplantı halindeyken bastı Tarihte Babıali Baskını adıyla anılan bu askeri darbede Harbiye Nazırı Nazım PaşaKâmil Paşa silah tehdidi altında istifa ettirildi Erkân-ı Harbiye Reisi (genelkurmay başkanı) Mahmut Şevket Paşa sadrazam ilan edildi çıkan arbedede öldürüldü, başbakan





Babıali Baskınının kamuoyuna sunulan gerekçesi, Bulgar kuşatması altında bulunan Edirne'nin kurtarılması idi Buna rağmen 30 Mayıs'ta imzalanan LondraEdirne Bulgaristan'a bırakıldıAncak Balkan devletleri kendi içinde anlaşamadılar ve bunu fırsat bilen yönetim Edirne'yi geri aldı ve yeni sınır Meriç Antlaşması ile nehri olarak belirlendi




11 Haziran'da Sadrazam Mahmut Şevket Paşa makam arabasının içinde uğradığı bir suikast sonunda hayatını kaybetti Bu olay üzerine alınan baskı tedbirleriyle ülke yönetimi oldukça baskıcı bir sürece girdi Şevket Paşa cinayetiyle ilgili 15 kişi idam edildi çok sayıda yazar ve aydın Sinop Kalesine sürgün edildi Sait Halim Paşa'nın sadrazamlığı altında, ülke Talat, Enver ve Cemal Paşa'lardan oluşan üçlü tarafından yönetildiOsmanlı Devleti Almanya'nın yanında 1 Dünya Savaşı'na katıldıİttihat ve Terakki yönetimi bu dönemde birçok cephede kaybedilen toprakların geri alınması için çalışmış ayrıca Osmanlı Maliye'sini çökerten kapitülasyonlarda tamamen kaldırılmıştır

Son Meclis

I Dünya Savaşı'ndaki yenilgiden sonra, İkinci Meşrutiyet'in altı yıl sürmüş olan üçüncü Meclis-i Mebusan'ı 21 Aralık 1918'de feshedildi Ancak ülkenin içinde bulunduğu işgal koşullarından ötürü Anayasa'nın emrettiği yeni seçim yaklaşık bir yıl süreyle yapılamadı Arap vilayetlerinin katılmadığı bir seçim, toprak kaybının resmen kabulü anlamına gelecektiAyrıca yeni meclise İttihat ve Terakki yanlıların girmesinden korkulduAncak zaten İT kendini fesh etmiş ve İT'in üst kadrosu ülkeyi terk etmişlerdi



Sivas Kongresi'nin seçim yapılmasında ısrarı üzerine istifa eden Damat Ferit PaşaAli Rıza Paşa hükümeti aynı gün seçim kararı aldıBu seçimler Anadoluda başlayan bağımsızlık haraketi,İstanbul yönetimi ve işgal devletleri tarafından isteniyorduİşgal devletleri istediği kararları aldırabilmek,İstanbul yönetimi yaptıklarına meşruluk kazandırmak,Anadolu haraketi ise milli mücadele için daha fazla güç bulabilmek için seöimleri istiyorduAralık ayında yapılan seçimlere İstanbul dışında her yerden sadece Müdafaa-yı HukukMustafa Kemal Paşa iki ayrı ilden seçildiği halde, İstanbul'da toplanan meclise güvenlik gerekçesiyle katılmadı 12 Ocak 1920'de toplanan Meclis, Anadolu hareketinden yana tavır aldı 16



Şubat'ta Misak-ı Milli beyannamesini oybirliği ile kabul etti 16 Mart'ta müttefik devletler İstanbul'u geçici askeri işgal altına alarak Meclis başkanı Rauf Bey'i ve bazı mebusları tutukladı 18 Mart'ta toplanan Meclis kendini süresiz olarak tatil etti Mebusların birçoğu Ankara'ya geçerek, 23 Nisan'da toplanan Büyük Millet Meclisi'ne katıldılar 11 Nisan'da padişah Meclisi resmen feshetti kabinesi yerine 2 Ekim 1919'da kurulan yanlısı mebuslar seçildi




Bu tarihten Osmanlı Devleti'nin fiilen tarihe karıştığı 5 Kasım 1922'ye kadar Osmanlı hükümeti kâğıt üstünde varolmaya devam etti Gerek iç gerek dış politikada gerçek bir varlık gösteremedi


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla