Şengül Şirin
|
Cevap : Sözcük Türleri
ZARF (BELİRTEÇ)
İsimlerin varlıkları ya da kavramları karşıladığını, fiillerin ise hareketleri, oluşları karşıladığını belirtmiştik Varlıkların nasıl belli nitelikleri varsa, fiillerin de belli nitelikleri vardır İsmin niteliğini bildiren sözcüklere sıfat demiştik Fiillerin niteliğini bildiren sözcüklere de zarf diyoruz
“Güzel bir evde oturmak istiyorum ” cümlesinde “güzel” sözcüğü “ev” isminin niteliğini bildiriyor, onun nasıl olduğunu açıklıyor Öyle ise bu sözcük sıfat görevindedir
Aynı sözcük;
“Bu ev uzaktan daha güzel görünüyordu ” cümlesinde “görünmek” fiilinin nasıl olduğunu bildiriyor İşte bu durumda “güzel” sözü zarftır
Kısaca zarflar fiillerle ilgili sözcüklerdir Bunun dışında, sıfatın, adlaşmış sıfatın veya başka bir zarfın derecesini bildiren zarflar da vardır
1 Durum Zarfları
Fiilin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren sözcüklerdir Fiile sorulan “nasıl” sorusuna cevap verir
O, hızlı koşardı (Nasıl koşardı?)
Çok tatlı gülümsüyor (Nasıl gülümsüyor?)
Bu günler zor geçecek (Nasıl geçecek?)
cümlelerinde altı çizili sözler durum bildiren zarflardır Bu sözcüklerden sonra isim gelseydi sözcükler sıfat olacaktı
Zarfın mutlaka fiillerden önce gelmesi şart değildir Zarfla fiil arasına başka sözcükler girebilir
“Dışarıdan kesik kesik köpek havlamaları geliyordu ”
cümlesinde “kesik kesik” zarfıyla onun nitelediği fiil arasına başka öğe girmiştir Elbette bu zarfın özelliğini değiştirmez
2 Zaman Zarfı
Fiilin ne zaman yapıldığını bildiren sözcüklerdir Fiile sorulan “ne zaman” sorusuna cevap verir
Tatilden dün dönmüşler
Akşama bizde toplanıyoruz
Artık buradan gitmelisin
cümlelerinde altı çizili sözcükler fiilin zamanını bildirdiklerinden zarf görevindedirler
3 Yer - Yön Zarfı
Fiilin yöneldiği yeri bildiren sözcüklerdir Fiile sorulan “nereye” sorusuna cevap verir ve ek almaz Bu tür zarfların sayısı bellidir
“Yukarı çık, ben de geliyorum ” cümlesinde, fiile “Nereye çık?” diye sorarsak, “yukarı” cevabı gelir Ek de olmadığına göre yer - yön zarfıdır Eğer cümle “Yukarıya çık ” şeklinde olsaydı, sözcük isim görevinde kullanılmış olacaktı
Aşağı indi Öte gitti
Geri geldi Beri geldi
İleri gitti Dışarı çıktı
İçeri girdi
cümlelerinde altı çizili sözcükler yer zarflarıdır
4 Azlık - Çokluk (Miktar) Zarfları
Zarflar içinde çok değişik özellikler gösteren sözcüklerdir bunlar Fiilin, sıfatın, zarfın, adlaşmış sıfatın miktarlarını bildirebilen geniş bir kullanım alanına sahiptir Bu zarflar “ne kadar” sorusuna cevap verir
“Pastadan biraz alabilir miyim?”
cümlesinde “alabilir miyim” fiiline “Ne kadar” sorusunu sorarsak “biraz” cevabı gelir İşte fiilin miktarını bildiren bu sözcük zarftır
Bu tür zarflar sıfata sorulan “ne kadar” sorusuna da cevap verebilir
Örneğin;
“Çok güzel bir kitaptı ” cümlesinde “kitap” isimdir “Nasıl kitap?” diye sorarsak “güzel” sıfatı cevap verir “Ne kadar güzel?” diye sorarsak “çok” cevabı gelir İşte sıfatın derecesini bildiren “çok” sözcüğü zarftır Çünkü burada çok olan güzelliktir
Bu tür zarflar, başka bir zarfın derecesini de bildirebilir Bu durumda zarfa sorulan “ne kadar” sorusuna cevap verir
“Çok hızlı koşuyor ” cümlesinde “koşuyor” fiildir “Nasıl koşuyor?” diye sorarsak “hızlı” zarfını buluruz “Ne kadar hızlı?” diye sorduğumuzda ise “çok” cevabı gelir Zarfın derecesini bildiren bu sözcüğe de zarf diyoruz
Bunlar adlaşmış sıfatların da derecelerini bildirebilir
“Bu plan en yaşlılar da göz önüne alınarak hazırlandı ”
cümlesinde “yaşlılar” adlaşmış sıfattır Buna “Ne kadar yaşlı?” diye sorarsak “en yaşlılar” cevabı gelir Yaşlıların derecesini bildiren “en” sözü zarftır Örnekleri çoğaltalım
O, bu derse pek çalışmadı (Fiilin zarfı)
Pek sağlam bir ayakkabıya benzemiyor (Sıfatın zarfı)
Pek akıllısın sen de! (Adlaşmış sıfatın zarfı)
“Ne kadar” sorusu elbette sadece zarfı buldurmaz
“Fazla mal göz çıkarmaz ” cümlesinde altı çizili sözcük “mal” isminin miktarını bildirdiği için sıfattır Çünkü isimlerin zarfı olmaz
“Bu kadar çok arabayı nasıl taşıyor bu köprü?” derken “çok” sözü “araba” isminin sıfatı, “bu kadar” sözü de “çok” sıfatının zarfıdır
Bazen cümlede birden fazla zarfın veya sıfatın olması, aklımızı karıştırabilir
“Sevimli , sarışın bir çocuk içeri girdi ” cümlesinde “çocuk” isim, “sarışın” sıfat, “sevimli” sıfattan önce geldiği için zarfttır, gibi bir yanlış düşünceye kapılmayalım Bir sözcüğün, zarfın ya da sıfatın zarfı olması sadece “ne kadar” sorusuna cevap vermesiyle, yani derece bildirmesiyle mümkündür Bu cümlede ise altı çizili bütün sözcükler ismin sıfatlarıdır
5 Soru Zarfı
Cümlelerde zarfları bulmak için kullandığımız sorular vardı Bunların hepsi - nereye hariç - soru zarflarıdır
Nasıl bu kadar güzel konuşuyor?
Gittiği yerden ne zaman dönecek?
Ne kadar hızlı yüzüyor?
Neden söz vermesine rağmen gelmiyor?
Ne gülüp duruyorsun iki saattir?
cümlelerinde altı çizili sözcüklerin hepsi soru zarfıdır
İSİM ÇEKİM EKLERİ
İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir Sadece isimlerle ilgili olmayıp zamir, sıfat ve zarflarla da ilgili olduğundan isim soylu sözcüklerin sonunda işledik Bu ekleri şöyle gösterebiliriz
- Çokluk eki
- Hal ekleri
- Eşitlik eki
- İyelik eki
- İlgi eki
A ÇOKLUK EKİ
Asıl işlevi isimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirmektir
Kalemler , çantalar , defterler alındı
B HAL EKLERİ
İsim soylu sözcüklere gelerek onların yüklemle ya da diğer sözcüklerle ilgilerini sağlayan eklerdir Bunları şu şekilde inceleyebiliriz
1 - i hal eki (yükleme hali)
“Ev - i gördüm ”
“Odun - u yardım ” cümlelerinde kullanılan eklerdir Fiilin neyi etkilediğini gösterir Fiile sorulan “kimi, neyi” sorularına cevap verir
2 - e hal eki (yönelme hali)
“Eve gitti ” cümlesinde yer bildirir
“Yaza gelecekler ” cümlesinde zaman bildirir; zarf yapar
“Beş bin liraya aldım ” cümlesinde miktar bildirerek zarf yapar
“Başbaşa resim çektirmişler ” cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış
Bu ek “ben” ve “sen” şahıs zamirlerine geldiğinde, zamirlerin yapısını değiştirir ve onları “bana”, “sana” şekline çevirir
Bu eki,
“Haberi duyunca koşa koşa olay yerine geldi ”
“Elindeki taşları oraya buraya rastgele atıyordu ”
“Saat üçü beş geçe istasyonda buluşacağız ” cümlelerinde altı çizili eklerle karıştırmayalım “-e” hal eki fiillerin kök ya da gövdelerine eklenmez
3 - de hal eki (bulunma hali)
“Evde bekliyor ” cümlesinde yer bildirir
“Ayakta bekliyor ” cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış
“3'te gelecek ” cümlesinde zaman bildirerek zarf yapmış
“Onlar gözde insanlar ” cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmiş ve sıfat yapmış Elbette bu durumda yapım eki olmuş
“Buralarda saz boyunda otlar biter ” cümlesinde sıfat yapmış ancak yapım eki olmamış
4 - den hali (çıkma durumu)
“Evden çıktı ” cümlesinde yer bildirmiş
“Akşamdan gidelim ” cümlesinde zaman bildirmiş
“Sıradan insanlardı onlar ” cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek sıfat yapmış ve yapım eki olmuş
“Senden iyi arkadaş bulamam ” cümlesinde karşılaştırma bildirmiş
“Sıkıntıdan tırnaklarını yerdi ” cümlesinde neden bildirmiş
“Her taraf kağıttan uçaklarla doluydu ” cümlesinde bir şeyin neyden yapıldığını göstermiş
“Birden ayağa fırladı ” cümlesinde durum bildirmiş Bu tür örnekler çoğaltılabilir Önemli olan, eklerin cümle içindeki anlamını kavramaktır
C EŞİTLİK EKİ
İsim soylu sözcüklere gelip onlara değişik anlamlar katan ve anlama bağlı olarak onları sıfat, zarf yapan - ce , -ca (-çe, -ça) ekleridir
Böyle çocukça davranmamalısın (benzerlik)
Sınıfça geziye gittik (topluluk)
Kiloca o daha şişmandı (karşılaştırma)
Bence bu kazak daha güzel (kanaat)
Çocuğu iyice dövmüşler (pekiştirme)
Onca işim arasında seni mi düşüneyim? (derecelendirme)
Bu ve buna benzer anlamlar katan eşitlik eki ayrıca sözcüğün görevini de değiştirir Birinci cümledeki “çocukça” sözü zarftır Ancak bu sözcük eşitlik eki almadan çocuk ismini karşılar Ek alınca türü değişmiştir
D İYELİK EKİ
Eklendiği ismin bir şahsa ya da nesneye ait olduğunu gösteren ektir Aitlik ilgisini, kendinden önceki bir sözcüğe ya da söz öbeğine bağlayarak bildirir Altı şahsa göre çekimlenir
defter - im
silgi - m
defter - in
silgi - n
defter - i
silgi - si
defter - imiz
silgi - miz
defter - iniz
silgi - niz
defter - leri
silgi - leri
İki ayrı sözcük üzerinde gösterdiğimiz ekler iyelik ekleridir Görüldüğü gibi eklendiği isimlerin kime ait olduğunu bildiriyorlar
İyelik eklerinin değişik işlevleri vardır Bunlardan önemli olanları açıklayalım
- Belgisiz sıfatların, belgisiz zamir durumuna dönüşmeleri sırasında, düşen ismin yerine iyelik eki getirilir
Bazı öğrenciler gelmedi
Bazıları gelmedi
- Yer bildiren zamirlerde kullanılır
Burası çok sıcak
- İsim tamlaması yapar
Bunu birazdan ayrıntılarıyla açıklayacağız
- Sıfat görevinde bulunan bazı sözcüklerde bulunur
Ancak bu durumda iyelik eki olma özelliğini tamamen kaybeder:
Güzelim memleketi ne hale getirdiler
O canım ağaçları kesmişler
İyelik eklerini benzer eklerle karıştırmamak gerekir
Kitab - ı geri verdim
Kitab - ı çok değerlidir onun
cümlelerinde altı çizili eklerin şekil olarak aynı olduklarını görüyoruz Bunlardan hangisinin iyelik eki olduğunu hangisinin olmadığını anlamak için sözcüğe “kimin” sorusunu soralım İyelik ekleri aitlik bildirdiğinden bu soruya cevap verecektir Buna göre “Kimin kitabı?” diye sorduğumuzda ikinci cümlenin cevap verdiğini ve “Onun kitabı kayboldu ” şeklinde söylenebildiğini görüyoruz Öyleyse “- ı” eki ikinci cümlede iyelik eki, birinci cümlede ise “Neyi aldı?” sorusuna cevap verdiğinden “-i” hal eki olarak kullanılmıştır
Öğretmenim beni severdi
Öğretmenim artık ben de
cümlelerinde de benzer ekleri görüyoruz Hangisinin iyelik eki olduğunu aynı yöntemle bulalım “Kimin öğretmeni?” sorusuna sadece birinci cümle cevap verir ve “Benim öğretmenim ” şeklinde söylenebilir İkinci cümle ise öğretmen isminin ait olduğu kişiyi bildirmez Bu cümleyi ancak “Ben öğretmenim ” şeklinde söyleyebiliriz; aitlik değil oluş bildirir Bu anlamı veren eki ileride “ekeylem” olarak inceleyeceğiz
E TAMLAYAN EKİ
İyelik ekiyle çok sıkı biçimde ilgisi olan bir ektir Eklendiği isme ait olan başka bir sözün varlığını gösterir Bağlı olduğu isim ilgi ekli isimden sonra gelir
Ben - im kitabım
Sen - in kitabın
O - nun kitabı
Biz - im kitabımız
Siz - in kitabınız
Onlar -ın kitapları
zamirlerde bulunan ve ayrı olarak gösterdiğimiz ekler ilgi ekleridir İlgi ekli zamire ait olan “kitap” isminin ise iyelik eki aldığını görürüz O yüzden bir sözcükte ilgi eki varsa, bu eke bağlı, iyelik ekli bir sözcük, gizli ya da açık, mutlaka vardır
İSİM TAMLAMALARI
Bir ismin aitlik ilgisi bakımından daha belirli hale gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana gelen söz öbeğine denir
“  camı kırıldı ” cümlesine baktığımızda aklımıza hemen “Neyin camı?” sorusu geliyor Demek ki bu cümlede camın nereye ait olduğu belli değil
Bu cümleyi,
“Arabanın camı kırıldı ” şeklinde söylersek aitlik ilgisi tamamlanmış olur Bu şekilde oluşan söz öbeğine de isim tamlaması denir İsim tamlamasında birinci isme “tamlayan”, ikinci isme “tamlanan” adı verilir
İsim tamlamaları dört grupta incelenir
1 Belirtili isim Tamlaması
Tamlayanın ilgi, tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır Bu tür tamlamalarda son derece kuvvetli bir aitlik ilgisi vardır
“Çiçeklerin kokusu etrafa yayıldı ”
cümlesinde altı çizili söz öbeği bir belirtili isim tamlamasıdır
- “- den” hal eki tamlayanda kullanılan ilgi ekinin yerine geçerek belirtili isim tamlaması kurabilir

“Öğrencilerden ikisi burada beklesin, diğerleri bizimle gelsin ” cümlesinde “öğrencilerden ikisi” sözü belirtili isim tamlamasıdır Biz bunu “öğrencilerin ikisi” biçiminde de söyleyebiliriz
- Bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabileceği gibi, bir tamlanan birden fazla tamlayana da bağlanabilir

“Ağaçların yaprakları, dalları, gövdesi öyle görkemliydi ki   ”
cümlesinde “ağaçların” tamlayan; “yaprakları, dalları, gövdesi” tamlanandır
“Kırların, çiçeklerin, kuşların, böceklerin neşesi hepimizi coşturmuştu ” cümlesinde “kırların, çiçeklerin, kuşların, böceklerin” tamlayan; “neşesi” tamlanandır
Bu tür tamlamalar belirtili isim tamlaması sayılır
2 Belirtisiz İsim Tamlaması
Tamlayanın ilgi eki almayıp tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır Bu tür tamlamalarda bir ismin başka bir isme aitliğinden çok bir nesne ya da kavram ismi oluşturmak esastır
“Ayakkabının bağını alabilir miyim?”
cümlesindeki “ayakkabının bağı” tamlaması belirtilidir ve belli bir ayakkabıya ait olan bir bağdan söz etmektedir Biz bu tamlamayı “ayakkabı bağı” şeklinde söylersek yani “- nın” ekini kaldırırsak tamlama belirtisiz olur Bu durumda belli bir ayakkabıya ait olan bir bağdan değil de bir bağ türünden söz edilmiştir Bu özelliğinden dolayı tamlayanla tamlanan arasına başka bir öğe giremez
3 Takısız İsim Tamlaması
Takısız isim tamlamalarında tamlayan ilgi eki almadığı gibi tamlanan da iyelik eki almaz Bunlar anlamlarına göre iki gruba ayrılır
a Bir şeyin neyden yapıldığını gösterir
“Demir kapı gıcırdayarak örtüldü ”
cümlesindeki “demir kapı” sözü kapının demirden yapıldığını gösterir “Porselen vazo”, “taş duvar”, “çelik kasa” tamlamaları da bunlara örnektir
b Bir şeyin neye benzediğini bildirir
“Menekşe gözlere bayıldım ” sözünde “Menekşe gözler” buna örnektir ve “gözün menekşeye benzediğini” bildirir Aslında “menekşe” bir çiçek ismidir, burada da bir çiçek olma özelliğini kaybetmemiştir Aşağıdaki tamlamalar da buna benzer
“Aslan askerler geldi ”
“Gül yanağa vuruldum ”
4 Zincirleme İsim Tamlaması
Tamlayanın, tamlananın veya her ikisinin kendi içinde başka bir isim tamlaması olduğu söz öbekleridir
“Macera romanlarının okuyucusu çoktur ” cümlesinde “macera romanları” belirtisiz isim tamlamasıdır Bu tamlamaya “-nın” ilgi eki eklenmiş ve tamlama “okuyucusu” tamlananına bağlanmış Böylece iki tamlama iç içe girmiş ve zincirleme isim tamlaması olmuştur
SIFAT TAMLAMASI
Bir ismin, bir veya daha fazla sıfat tarafından nitelendiği ya da belirtildiği söz öbeklerine denir Tamlamada sıfat daima isimden önce gelir
“Yeşil gözleri beni derinden etkiledi ” cümlesinde “göz” isim, “yeşil” sıfattır
“O tatlı, yeşil gözler beni derinden etkiledi ” şeklinde söylersek , bu durumda "göz” isminin, “o”, “tatlı”, “yeşil” sıfatları tarafından belirtildiğini ve nitelendiğini görürüz
Sıfat Grubu (Bileşik Sıfat)
Sıfat görevinde bulunan söz öbeği kendi içinde isim tamlaması, sıfat tamlaması, ikileme, pekiştirilmiş sıfat, derecelendirilmiş sıfat gibi özellikler taşıyorsa, bu sıfata “bileşik sıfat” ya da “sıfat grubu” denir
“Uzun boylu bir öğrenci seni sordu ”
cümlesinde altı çizili söz “öğrenci” isminin sıfatıdır Bu sıfatı incelediğimizde “uzun boy” sıfat tamlamasına “- lu” eki getirilerek yeni bir sıfat oluşturulduğunu görürüz Buna bileşik sıfat denir
Bazen bu tür bileşik sıfatlarda isimle sıfatın yeri değiştirilip isme bir iyelik eki eklenir Bu durumda sıfat “boyu uzun” biçiminde söylenir Buna iyelik ekli sıfat grubu denir
“El işi örtüyü masaya serdiler ”
cümlesinde “el işi” tamlaması belirtisiz bir isim tamlamasıdır ve “örtü” isminin sıfatı olarak kullanılmıştır Bu da bileşik sıfattır
Aşağıdaki altı çizili sözler de bileşik sıfat sayılır
“Çok çalışkan bir kadındır o ”
“Güzel mi güzel bir şiir yazmış ”
“İrili ufaklı evler dağın yamacına dizilmişti ”
“Roman daha etkili bir türdür ”
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|