Yalnız Mesajı Göster

Varlık Felsefesi

Eski 05-31-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Varlık Felsefesi



VARLIK FELSEFESİ

Varlığı konu olarak ele alan felsefe, genel bir varlık kavramı üzerinde durur Varlık, evrende varolan herşeyin ortak adıdır Buna göre varlık, insan bilincinin dışında ondan bağımsız olabileceği gibi, insan bilincinin içinde, zihne bağımlı olarak da bulunabilir Örneğin, ağaç, kalem, ev gibi nesneler insan zihninden bağımsız olarak varolan gerçek varlıklardır Bu tür (gerçek) varlıklar zamana ve mekana bağlı olarak değişir, gelişir ve yok olabilirler
Sayılar, geometrik şekiller, p (pi) sayısı gibi insan bilincinde ve ona bağımlı olarak varolan düşünsel (ideal) varlıklar da vardır Bu varlıklar zaman ve mekan dışı olup zihnimizde var olarak kabul ettiğimiz varlıklardır
Felsefe, düşünsel ve ideal varlığı biraraya getirip genel bir varlık kavramı üzerinde dururken,

“Varlık nedir?”,
“Varlık var mıdır?”,
“Varlığın ilk maddesi nedir?”
gibi sorular sorar Felsefe, varlıkla ilgili çeşitli soruları problem olarak ayrı ayrı inceleyip tartışma konusu yaparken, iki yaklaşım ortaya çıkar
Varlık, felsefenin konusu olduğu gibi bilimin de konusunu oluşturur Ancak felsefe ile bilimin varlığı algılayışları ve yaklaşımları arasında farklılık vardır Felsefe açısından varlık, bir yönüyle değil, genel olarak ele alınır Varlığın var olup olmadığı sorgulanır Felsefede varlık, akıl yoluyla, saf düşünce etkinliğiyle yorumlanır
Buna karşılık bilime göre varlık; her durumda var olarak kabul edilir (Felsefedeki gibi var olup olmadığı sorgulanmaz)
Ayrıca her bilim, varlığın bir yönünü konu alır Biyoloji canlı varlığı, psikoloji insanın psişik yönünü, coğrafya yerküreyi konu edinir
1 Metafizik Açısından Varlık
İlk sebeplerin ve nesnelerin ilkelerinin bilgisidir Bu yüzden o, bilimin ele alamadığı kimi konuları inceleyen, onları açıklamaya çalışan bir bilgi dalı durumundadır
Metafiziğin üç ana konusu vardır: Tanrı ve Tanrı’nın varlığının kanıtlanması, dünyanın varlığı, ruh ve ruhun ölümsüzlüğü
Metafiziğin bu konularına hiçbir zaman tartışmasız kabul edilen açıklamalar getirilememiştir Çünkü, metafizik, varlığın özel alanlarını konu alan tek tek bilimler gibi kesin bir bilim olamaz Ama insan genel olarak bu konular üzerine soru sorma yeteneğini kaybetmediği ve bilimlerin çalışma alanlarında yeni sorular oluştuğu sürece metafizik, bir tür bilme etkinliği olarak varlığını ve önemini koruyacaktır
Kant, “İnsan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir kaderle karşı karşıyadır İnsan aklı bu bilgisinde öyle sorular tarafından rahatsız edilmektedir ki, akıl onları ne yadsıyabiliyor, ne de yanıtlayabiliyor” demektedir İşte bu alan metafiziktir

2 Ontoloji Açısından Varlık
Varlığı ele alan, irdeleyen bilgi dalı ontoloji, varlığı iki temel problem açısından ele alır:
  • Varlığın var olup olmadığı sorunu
  • Varlık varsa, bunun ne olduğu sorunu
“Varlık var mıdır?” sorusuna verilen birbirine karşıt yanıt vardır
Nihilizm: Bilginin mümkün olduğu görüşünü reddeden, kendisinden şüphe edilemeyen hiçbir şeyin olmadığını öne süren ve maddi gerçekliğin varlığını yadsıyan bir öğretidir Bunun nedeni “varlığın varolup olmadığını bilmenin imkânsız görülmesinde yatar “Varlık var mıdır?” sorusunu olumsuz karşılar ve “yoktur” diye cevaplar
Bu yaklaşımı, Gorgias, “Hiçbirşey yoktur, olsa bile bilinemez, bilinse bile başkasına aktarılamaz” sözüyle vurgulamıştır
Realizm: Varlığı var olarak kabul eder İnsan bilincinden bağımsız olarak varlığın mevcut olduğunu iddia eder Realizme göre, biz varlığı ya doğrudan duyularımızla algılarız ve algıladığımız evren bizim kavradığımız gibidir Ya da zihnin imkânları aracılığıyla onun varlığını biliriz
Ancak, varlığın varolduğu kabul edildikten sonra, zihne kaçınılmaz olarak “Varlığın ne türden bir varlık olduğu” sorusu belirir Filozoflar bu soruya farklı şekillerde cevap vermişlerdir
3 Varlığın Ne Olduğu Problemi
a Varlığı “Oluş” Olarak Kabul Edenler
Varlıkta sürekli bir değişme ve oluşun gerçekleştiğini savunan yaklaşımdır Bu anlayış, varlığın statik bir açıdan ele alınamayacağını, onun bir değişme ve oluş süreci olarak görülmesi gerektiğini savunur O halde evren, mekanik bir varlık değil, canlı bir oluştur
Oluş görüşünü savunan Herakleitos, bu düşüncesini “Değişmeyen tek şey değişmenin kendisidir” sözüyle dile getirmiştir Oluşun başlangıcı ve sonu yoktur Hayat da, bu sürekli varoluş ve yok oluşun ard arda gelişinden ibarettir

b Varlığı “idea” Olarak Kabul Edenler
Varlığın idea (düşünce) dan oluştuğunu savunan, varolan herşeyi düşünceye bağlayan, insan düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının ya da bir gerçekliğin varlığını yadsıyan yaklaşımdır
İdealistler, maddenin gerçek olmadığını, gerçeğin zihnimizde yer alan ide’lerden oluştuğunu savunurlar Örneğin güzellik idesi, güzel diye algılanan bütün varlıklardan daha gerçektir Bunun gibi ağaç idesi de, şu ağaçtan daha fazla bir şey ifade eder Çünkü ikinciler varlıklarını birincilerden almışlardır Güzel diye algılanan bir çiçek yok olur, unutulur ama çiçek fikrinin kendisi yok olmaz
Platon: Platon’a göre gerçek varlıklar idealardır Duyusal dünyadaki varlıklar idealardan pay almak suretiyle var olurlar Bunlar ideaların yalnızca görünüşleridir
Aristoteles: Aristoteles, idea olarak belirttiği formu varlığın içinde görmüştür İdealar tek tek nesnelerin özüdür Madde, bu form sayesinde biçim kazanır ve gerçek olur Örneğin bir heykelin ideası, sanatçının ona verdiği form, yani biçimdir
Hegel: Asıl ve gerçek varlık, insan zihninden bağımsız olarak var olan Mutlak akıl (Geist) dır Bu Mutlak akıl, evrensel ve manevi bir varlıktır Bu görüşün idealist olarak değerlendirilmesinin nedeni, Hegel’in varlığı temelde tinsel bir töz olarak belirlemesidir

c Varlığı “Madde” Olarak Kabul Edenler
Varlığı madde olarak ele alan görüşe materyalizm denir Materyalizm, evrendeki tek cevherin madde olduğunu, maddenin düşünceden bağımsız olarak varolduğunu ve bütün varlıkların maddeden türediğini ileri sürer Bilinç, ruh gibi tinsel varlık da dahil, bütün varlığı madde olarak anlar ve maddenin dışında başka bir varlık olduğunu kabul etmez Düşünme, hayal gibi olayları da maddenin kuvvet ve hareketleriyle açıklar
Demokritos: Var olan her şeyi sonsuz sayıda atoma ayırmıştır Her şey atomların birbirlerine çarpması sonucunda, mekanik bir zorunlulukla oluşur Atomlar belli bir sıra ile birleşerek veya ayrılarak varlıkları oluşturur
Hobbes: Gerçekte var olanın, cisim veya madde olduğuna inanır Ona göre dünya mekanik hareket kanunları tarafından yönetilen cisimlerin bütünüdür Bütün gerçeklikler yalnızca maddi olarak düşünülebilir
Marks: Evrendeki hareket ve değişme maddeden başka bir şey değildir Ona göre madde biçim değiştirir Tüm değişmelerin temelinde karşıtlık ve çatışma vardır Düşünce, maddeden sonra gelen ve ona bağlı olan varlıktır
d Varlığı Hem “Düşünce” Hem “Madde” Kabul Edenler
Varlığın düşünce ve madde gibi iki cevherden meydana geldiğini savunan anlayışa dualist anlayış denir Dualizm, varlıkta daima iki prensibin varlığını kabul eder
Descartes: Varlıkta iki töz vardır: Biri “ruh”, öteki de “madde” Ruh düşünen , madde de yer kaplayan bir tözdür Bunlar arasında hiç bir birleşme noktası yoktur Yalnızca insanda bir araya gelirler

e Varlığı “Fenomen” Olarak Kabul Edenler
İnsan zihninden tam anlamıyla bağımsız olmayan bir varlık alanı vardır; insan bu varlık alanını bilebilir İnsanın bilinci tarafından belirlenen bu varlığa “fenomen” denilmektedir Fenomen, insana görün-düğü şekliyle varlıktır Fenomene, Husserl’in “özü görme” denilen yöntemiyle ulaşılabilir
Husserl: Var olanın yalnızca fenomenler olduğunu söyler Bu fenomenin insan bilinci tarafından bilinebileceğini savunur İnsan onların özünün bilgisini edinebilir
Ona göre varlığın bilinçten bağımsız bir var olma durumu yoktur; varlıklar bilincimizin bilgi nesneleri olarak vardırlar Yani bizim zihnimizin olanakları çerçevesinde var olurlar

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla