KRDNZ
|
Damdaki Bahçe
Yazı: Verlyn Klinkenborg
Fotoğraf: Diane Cook ve Len Jenshel
Dünyanın dört bir yanındaki kentlerde, başımızın üzerinde potansiyel yeşil alanları kapsayan harika bir fikir filizleniyor
Binalar da mantarlar gibi öyle birdenbire yerden bitiyor olsaydı, çatılarının üzeri de doğal olarak toprak ve bitkilerden oluşan bir katmanla kaplı olurdu Ama tabii insanlar binaları böyle inşa etmiyor Bunun yerine toprağı kazıp alıyor, binayı dikiyor ve üzerini yağmur geçirmeyen -büyük olasılıkla unutulup gidecek- bir çatıyla kaplıyoruz Gezegenimizdeki tüm kentlerin çatı manzarası, insan yapımı birer çöl olarak tanımlanabilir; ancak bir farkla: Çöller canlı yaşam alanlarıdır Çatılarda ise gerçek çok daha katıdır Kent çatıları cehennemi andırır -ziftle kaplı, ya çok sıcak ya çok soğuk, rüzgârın sert estiği, suyu sevmeyen, cansız yerler  Library Meydanı'nda yer alan Vancouver Halk Kütüphanesi'nin (Kanada) kent merkezine dokuz kat yukarıdan bakan çatısına çıktığınızdaysa kendinizi ziftle kaplı çorak bir arazide değil, bir çayırlıkta bulursunuz Saksı ya da kaplarda değil de özel bir toprak karışımında yetiştirilmiş yumak otu sıraları çatı boyunca kıvrıla büküle uzanır Burası, gökyüzünde bir çayırlık 1995'te peyzaj mimarı Cornelia H Oberlander tarafından oluşturulan, bin 850 metrekarelik bu bahçe, yer seviyesinde olsaydı da yeterince etkileyici olurdu Vancouver'ın bu kadar yükseklerinde olduğunda yarattığı etkiyse insanın kafasını karıştıracak cinsten Kentlerde çatılara çıktığımızda amacımız genellikle manzaraya bakmaktır Oysa bu kütüphanenin çatısında kendimi manzaranın tam ortasında duruyormuş gibi hissetmekten alamıyorum Onca cam, çelik ve betonun arasında, yeşil, mavi ve kahverengiden oluşan, hiç beklenmedik bir çayırlıktayım  Yaşayan çatılar yeni bir şey değil Bir zamanlar Amerika kırsalında yeşil çatılar yaygın oldukları gibi, günümüzde kuzey Avrupa'daki kütük evler ve kulübelerde de yaşayan çatılar hâlâ varlığını sürdürüyor Son yirmi-otuz yılda ise dünyanın dört bir yanındaki mimar, inşaatçı ve şehir planlamacıları, yeşil çatılara güzel oldukları için değil -bu neredeyse sonradan fark edilmiş bir şey- pratik oldukları ve alışık olduğumuz çatılara göre aşırı çevre koşullarının etkilerini hafiflettikleri için yöneliyorlar Kentin diğer ucundaki Vancouver Kongre Merkezi'ne de yeni bir yaşayan çatı yapılıyor Sokağın hemen karşısındaki Fairmont Waterfront otelinin çatısında bir aşçının bahçesi var Kentin bir diğer ucundaysa, 2010 Kış Olimpiyatları için inşa edilmekte olan Olimpiyat Köyü'nün yeşil çatıları yer alacak Vancouver'da -ya da Chicago, Stuttgart, Singapur veya Tokyo'da- bir yeşil çatıya çıkıp, kentlerdeki çatı manzarasının ne kadar farklı olabileceğini gördüğünüzde, kendinizi, "Neden hep böyle yapmamışız ki?" sorusunu sormaktan alamıyorsunuz Teknoloji, bu sorunun yanıtlarından yalnızca biri Su geçirmez örtüler, su depolayan ve fazla suyun drenajına izin veren, ve böylelikle su ihtiyacını karşılayan, bitkisel gelişimi destekleyen ve köklere karşı dirençli yeşil çatı sistemlerinin tasarlanmasını kolaylaştırıyor Portland (Oregon, ABD) gibi bazı yerlerde, yaşayan çatı kullanan müteahhitlere indirim vb teşvikler sağlanıyor Almanya, İsviçre ve Avusturya gibi bazı ülkelerde ise eğimin uygun olduğu çatılarda yeşil çatı yerel yasalarla şart koşuluyor Ayrıca İngiliz Kolumbiyası Teknoloji Enstitüsü'nde bir yeşil çatı laboratuvarının başında olan Maureen Connelly gibi araştırmacılar da yeşil çatıların sunduğu pratik yararları inceliyor, sayıya dökülmelerine yardımcı oluyor, fırtınalı yağışlarda su akış hızının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması ve kentlerde gürültü kirliliğinin hafifletilmesi konularındaki başarı oranlarını net bir biçimde ölçüyorlar Dünyanın dört bir yanındaki yeşil çatıların sayısı giderek artıyor ve bu örneklerin her biri kendi içinde ayrı bir deney anlamına geliyor Yeşil çatıların yayılmasını tetikleyen bir diğer unsur da, kentlere dair fikirlerimizin değişiyor olması Kentlerin doğanın antitezi olarak düşünülmesi gibi bir yaklaşım artık ne akıllıca, ne de pratik -ve hatta etik dışı Kentleri doğallaştırma yollarının bulunması, doğanın dahi giderek kente dönüştüğü gözönüne alındığında, onları daha yaşanır kılacak; üstelik sadece insanlar için de değil Yaşayan çatılar, doğal biyolojik sistemlerin nasıl da dengeleyici bir gücü olduğunu anımsatıyor insanlığa Yaz günlerinde alışıldık bitüm örtülü çatılarda sıcaklıklar neredeyse akıl almayacak oranlarda yükselebiliyor, 65°C'nin üzerine çıkarak, kentlerin genel ısı-adası etkisine -kentlerin, kendilerini çevreleyen kırsal bölgeden daha sıcak olma eğilimine- katkıda bulunuyor Yeşil çatılarda toprak karışımı ve bitki örtüsü yalıtım görevi üstlendiği için, sıcaklık iniş çıkışları hafif seyrediyor ve böylece de altlarındaki binaların ısıtma ve soğutma giderleri yüzde 20'ye ulaşan bir oranda azalıyor
</SPAN>
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|