[KAPLAN]
|
Sasani İmparatorluğu | Sasani Devleti | Sasaniler
Hindistan'a yayılması
I Ardeşir tarafından Sasanilerin İran'ı ve komşu bölgeleri güvence altına almalarının ardından, ikinci imparator I Şapur (240-270) egemenliğini bugünkü Pakistan tarafında doğuya doğru ve kuzeybatı Hindistan'a kadar genişletti Önceden otonom olan Kuşanlar, I Şapur'un hükümdarlığını kabul etmek zorunda kaldılar Kuşanlar'ın 3 yüzyılın sonunda gerileyip 4 yüzyılda kuzey Hindistan'daki Gupta İmparatorluğu'na yerini bırakmasına rağmen, Sasani nüfuzunun Hindistan'ın kuzeybatısında bu süreç zarfında etkin olduğu açıktır
Bu zaman periyodunda, İran ve kuzeybatı Hindistan politik olduğu kadar kültürel de olan bir etkileşim yaşadılar Sasani uygulamaları Kuşan sınırları içinde yayıldı Kuşanlar, özellikle Sasani gümüş eşyaları ve tekstil ürünlerinin üzerinde gördükleri av esnasında ya da adalet dağıtırken resmedilen Sasani kraliyetinden etkilendiler
Fakat, bu kültürel etkileşim Sasani dini uygulamalarını ve tutumlarını Kuşanlar'a yaymadı Sasaniler resmi bir dini preselizitasyon siyasetine bağlı kalıp zaman zaman azınlık dinlerine zorla din değiştirme zulmünü uygularkan, Kuşanlar dini hoşgörü siyasetini benimsediler
Bu zaman zarfında Hindistan ve İran arasında düşük seviyede kültürel alışverişler de yaşandı Örnek olarak, İranlılar Hindistan'dan satranççaturanga 'dan çatrang 'a değiştirdiler Buna karşılık olarak, İranlılar Hindlilere tavla oyununu tanıttı oyununu aldılar ve oyunun isminiI Hüsrev'in hükümdarlığı esnasında, Hindistan'dan getirtilen çok sayıda kitap Sasani İmparatorluğu'nun dili olan Pehlevi'ye çevrildi Bunların bir kısmı daha sonraları İslam edebiyatına geçti Bunun belirgin örneklerinden biri, Hüsrev'in bakanlarından biri olan Burzoe tarafından çevrilen PançatantraKelile ve Dimne olarak bilinen bu çeviri daha sonra Arabistan'a ve Avrupa'ya kadar ulaştı [28] Burzoe'in Hindistan'a yaptığı efsanevi seyahatini ve Pançatantra'yı cesaret gerektiren bir şekilde kazanmasını Firdevsi, Şehnamesi'nde ayrıntılarıyla anlatır 'dır
Sasaniler zamanında İran toplumu
Kadim İranlılar günümüzde olduğu gibi müzik ve şiire büyük önem atfettiler 7 yüzyıldan kalan bu tabak Sasani dönemi müzisyenlerini tasvir ediyor
Sasani toplumu ve medeniyetini zamanının en gelişmişlerinden biri olarak bu bölgede sadece Bizans medeniyetiyle rekabet içindeydi İki imparatorluk arasında yaşanan bilimsel ve entelektüel etkileşimin seviyesi bu medeniyet beşiklerinin rekabetinin ve işbirliğinin tanığıdır
Parthian ve Sasani toplumlarının en dikkat çekici farkı şöhretli ve etkileyici merkezileştirilmiş hükümetti Sasani teorisine göre, ideal bir toplum, kararlılığı ve adaleti sağlayandır Bunun için gerekli enstrüman da güçlü bir kraliyetti [29] İmparatorluk içinde çok sayıda farklı grubu yöneten birbirinden ayrı sosyal organizasyon sisteminden oluşan Sasani toplumu son derece kompleksti [30] Tarihçiler toplumun dört sınıfa ayrıldığına inanır Bunlar, Rahipler (Atorbanan, Farsça'da آتروبانان), Savaşçılar (Arteştaran, Farsça'da ارتشتاران), Sekreterler (Dabiran, Farsça'da دبيران), ve Halk tabakası (Vasteryoşan-Hootkheşan, Farsça'da: هوتخشان-واستريوشان) Sasani kast sisteminin merkezinde, bütün asilleri yöneten Şehinşah vardır [31] Soylu prensler, küçük hükümdarlar, büyük mal sahipleri, ve rahipler birlikte ayrıcalıklı bir sınıf oluşturdular Bunlara Bozorgan (بزرگان,) ya da asiller denirdi Sosyal sistemin oldukça katı olduğu gözükmektedir [21] Sasani kast sistemi imparatorluktan da uzun süreli yaşayarak erken İslam döneminde de devamını sürdürdü
İstisnai durumlarda meziyet temelinde başka bir sınıfa geçmek mümkün olsa da, bir sınıfa üye olma doğumla gelirdi Kralın işlevi, bütün sınıfların kendi sınırları içinde kalmalarını gözetmekti Böylece ne kuvvetli olan zayıfı ne de zayıf olan kuvvetliyi ezemeyecekti Bu sosyal dengeyi korumak ve sürdürmek kraliyet adaletinin özüydü Bunun da etkili bir şekilde yürütülmesi ancak kralın bütün sınıfların üstünde yüceltilmesine bağlıydı
Daha düşük bir seviyede, Sasani toplumu ikiye bölünmüştü Aryan fatihlerinin soyundan gelmelerinin vermiş olduğu konumu kıskançlıkla koruyan Azatan (Azadan) asilleri (آزادان) yani hürler, ve orijin olarak Aryan olmayan köylü sınıfı Azatan, küçük konaklarda yaşayan düşük seviyeli yöneticilerden oluşan geniş bir aristokrasi kurdular Azatan, Sasani ordusunun süvari omurgasını oluştururdu
Sanat, bilim ve edebiyat
Ortasında I Hüsrev'in tasviri olan bir kase
Sasani kralları edebiyatçıları ve filozofları himaye eden aydınlanmış insanlardı I Hüsrev Plato'nun ve Aristo'nun eserlerini Pehlevi diline çevirttip Gundişapur'da öğretilmesini sağladı Kendisi de bu kitapları okurdu Hükümdarlığı esnasında bir çok tarih yıllıkları oluşturuldu Bunlardan elimize kalan yeganesi Karnamak-ı Artaksşir-i Papakan'dır (Ardeşir'in faaliyetleri) Efsane ve tarih karışımı bu eser daha sonra İran'ın ulusan destanı olacak Şehname'nin temelini oluşturdu I Justinyan Atina okullarını kapattığı zaman, yedi öğretmen İran'a kaçtı ve I Hüsrev'in sarayında himaye buldular Vatan hasreti çekince ve Justinyan'la 533 yılında yapılan anlaşmayla, Sasani kralı Yunan bilgelerin serbestçe memleketlerine dönebilmelerini ve her türlü eziyetten uzak tutulmalarını şart koştu
4 yüzyılda kurulan Gundişapur Üniversitesi, I Hüsrev zamanında dünyanın her tarafından öğrencileri ve öğretmenleri kendine çekerek zamanının en büyük entelektüel merkezi haline geldi Buraya gelen Nestoryan Hıristiyanları, tıp ve felsefe alanlarında Yunanca'dan Syriac diline çevrilmiş çalışmaları da yanlarında getirdiler Daha sonraları gelen Sufizmin tohumlarını ekecek olan Neoplatonistler de Gundişapur'a geldiler Hindistan'ın, İran'ın, Suriye'nin ve Yunanistan'ın bilgi, kültür ve inançları birbirine karışarak gelişen bir terapi okulunu ürettiler
Sanatsal açıdan Sasani dönemi İran kültürünün ve medeniyetinin en önemli başarılarına tanıklık etti Daha sonraları Müslüman kültürü olarak adlandırılacak olan bir çok şey, mimari ve yazı dahil olmak üzere, orijinal olarak Fars kültüründen alındı Zirve noktasında Sasani İmparatorluğu Suriye'den kuzeybatı Hindistan'a kadar yayılmıştı Ama etkisi bu politik sınırların çok ötesinde de hissedildi Sasani motifleri Orta Asya, Çin, Bizans İmparatorluğu ve hatta Merovingiyan Fransası sanatına kadar ulaştı Fakat, Sasani sanatının konseptlerini asimile edecek ve taze bir hayat aşılayıp, onu yeni bir dinçlikle yenileyecek olan İslam sanatı Sasani sanatının birincil varisiydi Will Durant'a göre:
“ "Sasani sanatı, formlarını ve motiflerini doğuda Hindistan, Türkistan ve Çin'e, batıda Suriye, Küçük Asya, Konstantinopolis, Balkanlar, Mısır ve İspanya'ya ihraç etti Belki de, bu etki, Yunan sanatında vurgulamanın klasik representasyondan Bizans tarzı süslemeye, ve Latin Hıristiyanlık sanatında ahşap tavanlardan tuğla ve taş kemerlere, kubbelere ve desteklemeli duvarlara kaymasına yardımcı oldu " ” Tak-ı Bostan'daki ve Nakş-ı Rüstem'deki Sasani oymaları renklidir Saray yüzleri de böyledir Fakat bu boyamaların sadece izleri günümüze kalmıştır Yine de yazılı kaynaklar, Sasani zamanında boyama sanatının geliştiğini açıkça göstermektedir Peygamber Mani'nin bir ressamlık okulu kurduğu nakledilir Firdevsi, Sasani zenginlerinin ve nüfuzlularının konaklarını ve malikanelerini İran kahramanlarının resimleriyle donattıklarını anlatır Şair El-Buhturi Ktesifon'daki sarayın duvar resimlerini tasvir eder Bir Sasani kralı öldüğünde, kraliyet hazinesinde tutulmak üzere, zamanın en iyi ressamına ölen kralın bir portresi yaptırılırdı
Part Atışı taktiğiyle aslan avlayan II Şapur'u gösteren tabak, 4 yüzyıl
Ressamlık, heykeltraşlık, çömlekçilik ve dekorasyon sanatının diğer formları, dizaynlarını Sasani tekstil sanatıyla paylaştılar İpekler, nakışlar, simli kumaşlar, şam kumaşları, duvar kilimleri, koltuk örtüleri, tenteler, çadırlar ve halılar, kölelere özgü bir sabırla dokunur ve açık sarı, mavi ve yeşil renkte ılık boyalarla kurutulurdu Köylüler ve rahipler dışındaki bütün İranlılar kendilerinden üst sınıftakiler gibi giyinmeye heves ederlerdi Hediyeler çoğunlukla görkemli elbiselerden seçilirdi Asurlular zamanından beri doğuda, büyük renkli halılar zenginliğin ve servetin doğal bir parçasıydı Tarihin dişlerinden kurtulabilen iki düzine kadar Sasani tekstil ürünü, var olan en değerli dokumalar olarak kabul görür Kendi zamanlarında bile Sasani tekstil ürünleri hayranlık uyandırır ve Mısır'dan Uzak Doğu'ya kadar taklit edilirdi Haçlı Seferleri zamanında Hıristiyan azizlerinin kalıntılarını giydirmek ve örtmek için bu pagan ürünleri seçilmişti Heraklius II Hüsrev'in (Hüsrev Pervez) Dastagirt'teki sarayını ele geçirdiğinde, zarif nakışlar ve devasa bir kilim en değerli ganimetleri arasındaydı Hüsrev'in Baharı diye de bilinen I Hüsrev'in (Hüsrev Anuşirvan) Kış Halısı (Bahar Mevsimi Halısı قالى بهارستان) meşhurdu Bu halı, üzerindeki bahar ve yaz sahneleriyle kendisine kışı unutturması için dizayn edilmişti Yakutlar ve elmaslardan dokunmuş çiçekler ve meyveler, ayrıca gümüşten yapılmış yürüme yolları, inciden yapılmış dereler altın zemin üzerine bu halıya nakşedilmişti Harun El-Reşid, mücevheratla sık bir şekilde süslenmiş büyük bir Sasani halısıyla övünürdü İranlılar halıları ve kilimleri hakkında aşk şiirleri yazardo
Sasani kalıntıları üzerinde yapılan çalışmalar, Sasani kralları tarafından 100'den fazla sayıda farklı tacın giyildiğini gösterir Bu farklı Sasani taçları, her döneme ait kültürel, ekonomik, sosyal ve tarihi durumu gösterir Hükümdar taçları her kralın kendine has özelliklerini de yansıtır Taçlar üzerindeki ay, yıldızlar, kartal ve avuç içi gibi farklı semboller ve işaretler tacı taşıyanın dinini ve inançlarını gösterir (Sasani taçları için bakınız: )
Sasani Hanedanı Akaemenid gibi Persis (Fars) vilayetinde ortaya çıktı Sasaniler kendilerini Hellenistik ve Parthian aradan sonra Akaemenidlerin devamı olarak gördüler İran'ın büyüklüğünü yeniden ortaya çıkarmanın kaderleri olduğuna inandılar
Sasaniler, Akaemenid Hanedanı geçmişlerinin görkemini yeniden canlandırırken sadece taklit ediyor değillerdi Bu dönemin sanatı, belli açılardan İslam sanatının anahtar özelliklerinin öncülüğünü de yapacak şekilde şaşırtıcı bir güçtedir Sasani sanatı geleneksel İran sanatının örneklerini Hellenistik ögeler ve etkilerle birleştirdi Pers İmparatorluğu'nun Büyük İskender tarafından fethedilmesi, Hellenistik sanatın Batı Asya'ya doğru yayılmasını başlattı Doğu bu sanatın dış formunu kabul etsede ruhunu gerçekte asla asimile etmedi Hellenistik sanat, Yakın Asya'nın insanları tarafından Partian döneminde zaten özgürce yorumlanıyordu Sasani dönemi boyunca buna karşı bir reaksiyon vardı Sasani sanatı İran'a özgü yerel gelenekleri ve formları yeniden canlandırdı İslam döneminde bunlar Akdeniz sahillerine kadar ulaştı Fergusson'a göre:
“ İran, Sasanilerin gelmesiyle uzun süredir yabancısı olduğu güce ve istikrara yeniden kavuştu… Ülke içindeki güzel sanatlardaki gelişme, refahın ve Akaemenidlerin yıkılmasından sonra unutulan güvenliğin geri geldiğini gösterir ”
Gümüş süslü at başı, 4 yüzyıl Sasani sanatı
Ayakta kalan saraylar, Sasani krallarının nasıl bir görkem içinde yaşadığını gösterir Firuzabad, Fars'taki Bişapur ve Irak'ta bulunan Khvarvaran'daki başkent Ktesifon sarayları bunun örnekleridir Yerel geleneklerin yanında, Parthian mimarisi de Sasani mimari karakterini etkiledi Hepsinin ayırıcı özelliği Partian döneminde ortaya çıkarılan kemer ivanlardır Sasani döneminde, özellikle Ktesifon'da olmak üzere bunlar devasa boyutlara ulaştı I Şapur'un hükümdarlığı (241-272) dönemine atfedilen bu sarayın kubbeli salonunun kemeri 24 metreden daha geniştir ve yüksekliği de 36 metreyi bulur Bu mükemmel yapı takip eden yüzyıllardaki mimarları büyülemiş ve İran mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmiştir Firuzabad'da olduğu gibi sarayların büyük bir kısmı, üzerinde kubbe bulunan bir iç kabul salonu barındırır İranlılar, kare bir binanın üzerine çember şeklinde bir kubbe inşa etme problemini, payanda kemerleri (köşe kemerleri) kullanarak veya kareyi her bir köşesinden karşılıklı kemerler inşa ederek böylece üzerine bir kubbe koymaya müsait hale gelecek şekilde sekizgene çevirerek çözdüler Firuzabad'daki sarayın kubbeli odası, payanda kemeri kullanımının ayakta kalan örneklerinden en eski olanıdır Bu da, bu mimari tekniğinin İran'da icat edilmiş olabileceğini gösterir
Sasani mimarisini diğerlerinden ayıran özelliği boşluğu kullanım şekliydi Sasani mimarı binasını kütleler ve yüzeyler olarak tasarlardı Böylece devasa tuğla duvarların kullanılması kalıp ya da oyma alçılarla dekore edilirdi Bişapur'da alçı duvar dekorasyonları görülür Ama, Rayy yakınlarındaki Çal Tarkhan'da (tarih olarak geç Sasani ya da erken İslam dönemi), Ktesifon'da ve Mezopotamya'daki Kiş'te daha iyi örnekleri korunmuştur Paneller üzerinde ufak kabartma dairelerde görülen hayvan figürleri, ayrıca insan büstleri ve geometrik ve çiçekli motifler bulunur
Bişapur'da, yerlerin bir kısmı, resmi ziyafetler gibi şölenleri gösteren mozaiklerle dekore edilmiştir Bura da Roma etkisi açıktır Mozaikler Romalı esirler tarafından yerleştirilmiş olabilir Binalar da duvar resimleri ile dekore edilmişti Güzel örnekleri özellikle Kuh-i Khwaca'da (Sistan'da) bulunmuştur
Endüstri ve ticaret
Mısır yünlü dokuması, perde veya pantolon, Yemen'de 5 -6 yüzyıllarda Aksum Etiyopya güçleriyle savaşan kral II Hüsrev'in freskine dayanan, Sasaniler'den ithal bir ipeğin örneği
Sasanilerin deniz ticareti yolları
Sasani ipek tuvali, etrafında boncuklar olan Simurg, 6-7 yüzyıllar Aziz Len'in kutsal emanetler sandığında kullanıdı, Paris
Sasaniler döneminde İran endüstrisi evcil formlardan kentsel formlara doğru gelişti Sayısız lonca vardı Hatta bazı şehirlerde devrimci proletarya da vardı İpek dokumacılığı Çin'den geldi Sasani ipekleri her yerde aranır oldu Bu ipekler, Bizans'ta, Çin'de ve Japonya'da tekstil sanatına örnek oldular Çinli tüccarlar, Serif gibi gelişen İran limanlarına geldiler, ham ipek satıp kilim, mücevherat ve allıklar satın aldılar Ermeniler, Suriyeliler ve Yahudiler İran'ı, Bizans'ı ve Roma'yı yavaş bir değiş tokuşla birbirine bağladılar İyi şekilde korunan yollar ve köprüler devlete ait devriyelerin ve ticaret kervanlarının Ktesifon'u diğer vilayetlere bağlamasına yardımcı oldu İran Körfezi'nde Hindistan'la yapılan ticareti kolaylaştırmak için limanlar inşa edildi [35] Sasani tüccarları geniş alanlara ve uzak diyarlara yayılarak Romalıları karlı Hindistan okyanus ticareti yollarından uzaklaştırdılar [40] Yakın zamanda yapılan arkeolojik bulgular ilginç olayları gün yüzüne çıkarmıştır Buna göre, Sasaniler, markalarını tanıtmak ve farklı kalite gruplarını belirtmek için mallarının üzerinde özel ticari etiketler kullandılar
I Hüsrev zaten geniş olan ticaret ağını daha da büyüttü Sasaniler böylece ticaret üzerinde monopolistik bir kontrole yöneldiler Bunun nedenleri, lüks malların ticarette hiç bir zaman olmadığı kadar önemli bir rol oynamaya başlaması ve Sasanilerin liman, kervansaray, köprü inşaatı gibi aktivitelerini hızlandırmaları ve bunların ticaretle ve kentleşmeyle ilişkilendirilmesidir İranlılar, ara sıra Bizanslılarla girişilen rekabet kızışsa da, Hüsrev zamanında hem Hind Okyanusu'nda hem de Orta Asya'da ve Güney Rusya'da uluslararası ticarete egemen oldular Oman ve Yemen'deki Sasani yerleşkeleri Hindistan'la yapılan ticaretin önemine tanıklık eder Fakat Çin'le yapılan ipek ticareti Sasani tebaasının ve İran'ın halkı olan Sogdianların ellerindeydi
Sasanilerin en önemli ihraç malları, ipek, yünlü ve altın tekstil ürünleri, halılar ve kilimler, deri ve İran Körfezi'nden gelen incilerdi Bunların yanında, Çin'den gelen kâğıt ve ipek, Hindistan'dan gelen baharatlar, Sasani gümrüklerinde vergiye tabi olduktan sonra imparatorluk üzerinden Avrupa'ya yeniden ihraç edilirdi
Bu devir aynı zamanda metalürjik üretimde bir artışa da tanıklık etti Böylece İran "Asya'nın silah deposu" namını da kazandı Sasani maden merkezlerinin çoğu imparatorluğu saçakları olan Ermenistan, Kafkaslar ve hepsinden önce Transoksanya'dadaydı Sasani İmparatorluğu'nun doğu sınırında yer alan Pamir Dağları'nın olağanüstü derecedeki mineral zenginliği, bir İranlı kavim olan Tacikler arasında bir efsanenin doğmasına sebep olmuştur Buna göre, denilir ki, Tanrı dünyayı yaratırken, Pamirler üzerinde tökezledi ve mineral kavanozlarını düşürerek bölgeye yaymış oldu
|