Yalnız Mesajı Göster

Ürogenital Sistem Tümörleri

Eski 05-27-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ürogenital Sistem Tümörleri



Ürogenital sistem tümörleri erkeklerde en sık görülen tümörlerdir Bir yıl içinde yeni gelişen tümörlerin yaklaşık %25’ini, kansere bağlı ölümlerin ise %15’ini oluşturur Kadınlarda üriner sistem tümörleri, erkek üriner sistem tümörlerinden daha azdır ve bu tümörlerin %4’ü kadardır Tümöre bağlı ölümler %3 dolayındadırErkekte en fazla prostat ve mesane tümörleri görülür Böbrek ve testis tümörleri daha azdır Kadınlarda en çok görülen üriner sistem tümörü mesane kanseridir


BÖBREK PARANKİM TÜMÖRLERİ:AMAÇ :


Böbrek tümörleri hakkında genel bir bilgiye sahip olmalarını, erken tanının önemini kavramalarını ve bunu nasıl yapabileceklerini anlamalarını sağlamak


ÖĞRENME HEDEFLERİ

Bilgi :



* Etyoloji hakkında genel bir bilgiye sahip olmalı,*Erken tanını önemini kavrayarak, erken evrede teşhis edilen böbrek tümörlerinde uygun tedavi ile kür sağlanabileceğini ve cerrahi dışında ek tedavilerin başarısız olduğunu bilmeli*Kabaca böbrek tümörlerinin histopatolojik tiplerini, evrelemelerini ve evrelere göre tedavi yaklaşımlarını bilmeli,*Böbrek tümörlerinin yalnızca %40'ının fizik muayene ile tespit edilebileceğini bilmeli, *Böbrek tümörlerinin %60'ında mikroskopik ya da makroskopik hematürinin bulunduğunu ve bundan dolayı hematürili hastaların ayrıntılı araştırılması gerektiğini bilmeli,*Böbrek tümöründe yan ağrısı, hematüri ve palpabl kitlenin birlikte bulunma olasılığının %10-15 olduğunu bilmeli,*Böbrek tümörlerinin %30'unda hastaların metastaza bağlı semptomlar ile başvurabileceğini bilmeli,*Böbrek tümöründe paraneoplastik sendromun sık görüldüğünü ve hastaların bu belirtiler ile de başvurabileceğini bilmeli,*Böbrek tümöründen şüphenildiğinde radyolojik tetkikler ile tanısının kolayca konulabileceğini bilmeli,


TUTUM :

Böbrek tümörlü hastaların çok az bir bölümünün klasik olarak yan ağrısı, palpabl kitle ve hematüri ile başvurduğunu bilerek her bir semptomu böbrek tümörü açısından ayrı ayrı araştırmalı ve sonuçları üroloji ile konsülte etmelidir

BECERİ :

Böbreğin fizik muayenesini tam olarak yapabilmeli

BİLGİ, TUTUM, BECERİ, VE DAVRANIŞ KULLANIMI :


Pratisyen hekim, yan ağrısı ve hematüri şikayeti olan hastalarda fizik muayenesi normal bile olsa böbrek tümörünü düşünmeli ve bu hastaları üroloji ile konsülte ederek böbrek tümörünün daha erken evrede tanı ve tedavisini sağlayabilmelidir
KAYNAKLAR

:
1 Campbell-Walsh Urology Ninth Edition Wein, Kavoussi, Novick, Partin, Peters (Ed): WB Saunders Company, Philadelphia, 20072 Smith's General Urology Tanagho EA, Mc Aninch JW (Ed): The McGraw-Hill Companies, New York, 20003 Temel Üroloji Anafarta K, Gögüş O, Bedük Y, Arıkan N (Ed): Güneş Kitapevi, Ankara, 2007


BÖBREK PARANKİM TÜMÖRLERİ:


Böbrek tümörleri denildiği zaman böbreğin parankim tümörleri anlaşılır Bütün tümörlerin %3-4’ünü oluşturur Bening ve malign olarak iki gruba ayrılır


ABening Tümörler



1 Adenom2 Angiomyolipom (Hamartom)3 Onkositom4 Komplike Renal Kistler5 Jukstaglomerüler tümör6 Kistik Nefroma7 Fibrom8 Hemangiom9 Leiyomyom10 Lipom ve diğerleri


BMalign Tümörler


1Böbrek Adenokanseri [Böbrek hücreli kanser (renal cell ca), Hipernefrom, Grawitz tümörü]2 Wilms tümörü (Nefroblastom)3 Sarkomlar4 Metastatik böbrek tümörleri

A BENİGN TÜMÖRLERİ

Çoğunlukla mezanşimal kökenlidir ve yavaş gelişir Küçük boyutlarda olmaları nedeniyle uzun süre böbreğin şekil ve fonksiyonlarında önemli bir değişiklik yapmazlar Ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleriyle inceleme sırasında rastlantı olarak ortaya çıkar, ya da otopside tespit edilir İncidendal böbrek tümerlerinin %22 benigndir Nadiren büyük boyutlara erişerek klinik belirti verir


1 Adenom :

Tubuli epitelinden gelişen böbreğin en sık görülen solid ve bening tümördür (Otopside%7-23, US ile taramada %1 saptanmış) Bunlar böbrek korteksinin küçük, iyi derecede farklılaşmış glandüler tümörleridir Karakteristik olarak asemptomatiktirler ve genellikle rastlantısal olarak saptanır Histolojik olarak şeffaf hücre, mitoz, nukleus polimorfizmi yada nekroz varsa küçük hücreli böbrek kanseri olarak değerlendirilir Renal adenomun tanısı bugün hala çelişkilidir Tüm solid renal epitel kökenli kitlelerin potansiyel olarak malign oldukları düşünülmektedir Bir cm’den büyük solid tümörler, histolojik veya sitolojik olarak clear cell yada atipik hücre içeren tümörler adenom olarak kabul edilmez Üç cm’den küçük tümörler kriyo yada radyofrekansi gibi minimal invaziv yöntemlerle ablasyonu yapılır veya renal eksplorasyon ve wedge reseksiyonla eksize edilirler






2 Angiomyolipom (hamartom):

Angiomyolipom iki farklı kilinik şekilde görülen böbreğin benign bir tümörüdür Böbrek tümörlerinin %5’ini oluşturur Anjiomyolipom kapsülsüz, sarı-gri renkte, yuvarlak veya oval süratle büyüyen, lokal invazyon yapan bening bir tümördür Yaklaşık % 20 oranında tuberoz-sklerozis sendromu (adenom sebase, mental retardasyon, epilepsi, çeşitli organ hamartomları) ile birlikte bulunur Tuberoz-sklerozisli olguların %50’inde renal hamartom vardır ve tipik olarak bilateral olup genellikle asemptomatiktirler Saf angiomyolipom ise genelikle soliterdir ve tek taraflıdır, orta yaş kadınlarda daha sık görülür Tubersklerozisli olgulara göre daha büyük olma eğilimindedirler İki farklı şekilde görülen bu lezyonlar arasında bilinen bir histolojik farklılık yoktur Bunların matür yağ hücreleri, düz kas ve kan damarları olmak üzere başlıca 3 histolojik bileşeni vardı Damardan zengin olan angiomyolipom olguların %25’inde intrarenal, perirenal kanamalar sonucu lomber ağrı, hematüri, hipertansiyon ve bazen hemorajik şoka neden olabilir 4 cm’den büyük AML’lerin %82’si semptomatiktir

USG ve CT yüksek yağ içerikli lezyonlarda sıklıkla tanı koydurucudur Düşük yağ içerikli saf angiomyolipomu böbrek kanserinden ayırmak güç olabilir Tuberosklerozis ile birlikte olanlar ve yağ içeren olgularda tanı daha kolaydır Tanı CT, USG veya MR ile CT ile alınan yağ görüntüsü negatif yoğunlukta olup (10 ile 80 Hounsfield unitesi) angiomyolipom için patogonomiktir Angiomyolipomun tedavisinde, hayatı tehdit eden kanamalarda (hemorajik şok) acil nefrektomi, diğer semptomatik olgularda selektif angiografiden sonra tümörün büyüklüğüne göre nefrektomi, parsiyel yada nefron koruyucu nefrektomi veya embolizasyon yapılır Büyüklüğü 4 cm’den küçük asemptomatik olgular yıllık CT veya USG ile takip edilebilirken, bu süre büyüklüğü 4 cm’den büyük amesptomatik veya hafif semptomatik olgularda 6 aydır

3 Onkositom:

Böbrek solid tümörlerinin %3-7’ini oluşturan onkositom, benign bir lezyondan maligniteye kadar değişen bir davranış yelpazesine sahiptir Onkositomların %6’sı bilateraldir Erkeklerde kadınlardan 2 kat daha sıktır Genellikle 40 yaşlarından sonra görülür ve asemptomatiktirler Belirli boyutlara ulaştığında mikro ya da makrohematüri, lomber ağrı ve kitle görülebilirOnkositomlar genellikle belirgin fibröz bir kapsül içinde gelişir ve nadiren böbrek kapsülü, pelvis, toplayıcı sistem veya perirenal yağ dokusu içine penetre olurlar Kesitte tümör yüzeyi genellikle açık kahve renginde olup, vasküler yapıdan zayıftır ve özellikle büyük tümörlerin merkezinde yıldız şeklinde bir nedbe bulunmasına rağmen böbrek kanserine tipik nekroz yoktur

Histolojik olarak grade I okositomlar eozinofilik, granüler stoplazmalı, uniform büyük hücrelerden oluşur ve benigndir Grade II onkositomlar büyük irregüler nukleuslu, sıklıkla şeffaf ve iğ hücreleride içeren miks tümörlerdir Grade III onkositomlar anlamlı bir çekirdek atipisi gösterir ve bol mitotik aktivite bulunur Grade II ve III onkositomlar metastaz yapma potansiyeline sahiptirler Tanı US, CT, angiografi ve ince iğne aspirasyonu ve flow cytometri ile konulur Angiografide tümör arteriyollerinin bisiklet tekeri görünümü kapsülün parlak kenar belirtisi ve homojen kapiller nefrogram fazı görülür Fakat bu bulgular tüm onkositom olgularında görülmediği gibi benzer bugular böbrek kanserinde de görülebilir Böbrek kanserinden ayırt edici tanısı zor olduğu için düşük grade’li küçük hacimli (3 cm’den küçük) tümörlerde parsiyel nefrektomi yüksek grade’li veya büyük hacimli tümörlerde radikal nefrektomi yapılır

4Komplike Renal Kistler:

Böbreğin basit kistleri benign olup Bosniak tip 1 – 2’ ye uyar Multiloküle, kalın septalı, iç yapısı ve konturları homojen olmayan, kalsifiye kistler Bosniak 3 – 4’ de uyar ve maling olma riski yüksek tümörlerdir

5 Juxtaglomerüler:

Çok nadir görülür Renin salgılayarak hipertansiyona neden olur Kortikol bölgede küçük gri renkte iyi sınırlı ve kapsüllü bir tümördür İdrarda aldosteron yüksektir, hipopotasemi vardır ve hipertansiyon nedeniyle nefrektomi gerekir

6 Kistik Nefroma:

Septalı multipl kistlerden oluşan benign bir tümördür 2-3 yaşlarda daha sık görülür ve Wilms tümöründen ayırd edici tanısı zordur Erişkinlerde özelikle kadınlarda 40-50 yaşlarda görülür Asemptomatik veya hipertansiyon hematüri ve karın ağrısı ile seyredebilir Tanı US ve CT ile konur Parsiyel nefrektomi yapılır

7 Hemangiom: karaciğerden sonra en sık böbrekte oluşan küçük vasküler tümörlerdir Nadiren çift taraflıdırlar Hematüri nedeni olabilirler Tanı angiografi ve endoskopi ile konulur

8 Leiyomiyom:

Tipik olarak böbrek kapsül ve pelvisi gibi düz kas içeren böbrek oluşumlarında bulunan nadir tümörlerdir İki tip böbrek leiyomiyomu tanımlanmıştır Bunlardan biri olan multipl 2 cm’den küçük kortikal tümörlere daha sık rastlanır Bu tümörler tipik olarak otopside tanınır ve klinik açıdan önem taşımazlar Diğeri ise daha büyük, genellikle soliter, semptomatik ve nefrektomiden sonra yapılan patolojik incelemede tanısı konulabilen tiptir

9 Lipom:

Böbrek kapsülü veya perirenal dokulardan kaynaklanan belirgin mitoz göstermeyen çok ender görülen benign tümörlerdir Genellikle orta yaş kadınlarda görülür

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla