05-27-2009
|
#6
|
[KAPLAN]
|
Cevap : Roma İmparatorluğu
Julio-Claudian Hanedanı (14-68)
Augustus'un kızı Julia'dan üç torunu vardı Hiçbiri Augustus'un yerine geçebilecek kadar uzun yaşamadı Dolayısıyla yerine karısı Livia'nın ilk evliliğinden olan üvey oğlu Tiberius geçti Augustus Roma'nın en eski patrici ailesi olan Julius ailesinden geliyordu Diğer tarafta Tiberius ise Julius ailesi kadar eski olmayan Claudius ailesinden geliyordu Onların haleflerinin hepsi de Tiberius'un kardeşi Nero Claudius Drusus dolayısıyla Claudius ailesinden ve Augustus'un ilk evliliğinden olan kızı Yaşlı Julia (Caligula ve Nero) veya Augustus'un kızkardeşi Küçük Octavia (Claudius) vasıtasıyla Julius ailesindendi Bu yüzden tarihçiler bu hanedandan "Julio-Claudian" adıyla bahseder
Tiberius (14-37)
Tiberius'un yönetiminin ilk yılları huzurlu ve nisbeten tehlikesizdi Roma'nın tüm gücünü güvence altına aldı ve hazineyi zenginleştirdi Ancak çok geçmeden Tiberius'un salatanatına paranoya ve iftira hâkim oldu 19 yılında birçok kimse tarafından yeğeni Germanicus'un ölümünden sorumlu tutuldu 23 yılında oğlu Drusus öldü Tiberius giderek kendi içine çekildi Bir dizi ihanet davası ve idam başlattı İktidarını muhafız komutanı Lucius Aelius Sejanus'a bıraktı Kendisi 26 yılında Capri adasındaki villasında yaşamak üzere emekli oldu Yönetimi bıraktığı Sejanus iştahla zulmetmeye devam etti Sejanus 31 yılında Tiberius'un yanında eş konsül olarak ve imparatorun yeğeni Livilla ile evlenerek gücünü pekiştirdi Bu noktada kendi kazdığı çukura düştü O güne kadar kendi çıkarına kullandığı imparatorun paranoyası kendi aleyhine döndü Aynı yıl Sejanus birçok yakınıyla birlikte idam edildi Zulüm 37 yılında Tiberius'un ölümüne kadar sürdü
Caligula (37-41)
Tiberius öldüğü sırada yerine geçebilecek kişilerin büyük bölümü gaddarca öldürülmüştü Akla yatkın olan vâris (ve Tiberius'un kendi tercihi) küçük yeğeni Germanicus'un oğlu Gaius'du (daha bilinen adıyla "Caligula" ya da "ufak papuçlar") Caligula zulme son verip amcasının kayıtlarını yakarak iyi bir başlangıç yaptı Ancak ne yazık ki çok geçmeden hastalığa yakalandı 37'nin sonlarında Caligula aklî dengesizlikler göstermeye başladı Modern yorumcular hastalığının aklî dengesizliğe, hipertiroidi ve hatta sinir krizine (belki de Caligula'nın konumundan ötürü) yolaçan ensefalit olduğunu düşünmektedirler Sebebi ne olursa olsun o noktada hükümdarlığında bariz bir değişim olmuş ve hayatını ele alanların kendisinin deli olduğunu düşünmelerine neden olmuştur
Caligula'nın hayatıyla ilgili bilinenlerin çoğu Suetonius'un Oniki Sezar'ın hayatları adlı çalışmasında anlattıklarıdır Suetonius'a göre Caligula bir keresinde en sevdiği atı Incitatus'u Roma senatosuna atamaya kalkmıştı Deniz tanrısı Neptün ile savaşmaları için askerlerine Britanya'yı işgal etmelerini emretmiş ama son dakikada fikrini değiştirip Fransa'nın kuzeyinde deniz kabuğu toplatmıştı Kız kardeşleriyle ensest ilişkilere girdiğine inanılmaktadır Heykelinin Kudüs'deki tapınağa dikilmesini emretmişti Eğer arkadaşı kral Herod tarafından bu fikrinden vazgeçirilmemiş olsa şüphesiz bir isyana sebep olacaktı İnsanları gizlice öldürtüp, sonra da sarayına davet ederdi Gelmediklerinde ise şaka yollu intihar etmiş olabileceklerini söylerdi 41 yılında Caligula muhafız komutanı Cassius Charea tarafından öldürüldü İmparatorluk ailesinden göreve gelebilecek tek kişi amcası Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus'du
Claudius (41-54)
Claudius uzun süre ailenin geri kalanı tarafında zayıf ve aptal biri olarak görülmüştü Oysa ne amcası Tiberius gibi paranoyak, ne de yeğeni Caligula gibi deliydi Bu yüzden de imparatorluğu makul bir dirayetle yönetebilme becerisine sahipti Bürokrasiyi iyileştirmiş ve vatandaşlık ve senato tutanaklarını daha etkin hale getirmiştir Ayrıca Britanya'nın işgaline ve kolonileştirilmesine devam etmiş (43) ve imparatorluğa doğuda yeni eyaletler katmıştır Ostia'da Roma için kışlık bir liman inşa ettirmiş böylece kötü hava koşullarında imparatorluğun diğer kısımlarından hububatın gelmesi için bir yer sağlamıştır
Kendi aile yaşantısında ise Claudius o kadar başarılı değildi Karısı Messalina kendisini aldatıyordu Claudius bunu öğrendiğinde Messalina'yı idam ettirdi ve yeğeni Genç Agrippina ile evlendi Agrippina beraberindeki bir dizi azledilmişle birlikte Claudius'un üzerinde aşırı derecede bir nüfuz oluşturdular ve her ne kadar ölümüyle ilgili çelişkili anlatımlar olsa da Claudius'u 54 yılında karısının zehirlemiş olması kuvvetle muhtemeldir Claudius ertesi yıl tanrılaştırıldı Claudius'un ölümü Agrippina'nın kendi oğlu 17 yaşındaki Luciuc Domitius Nero'nun önünü açmış oldu
Nero (54-68)
Nero 54 yılında 68'e kadar iktidarda kaldı Hükümdarlığı sırasında dikkatini daha fazla diplomasi, ticaret ve imparatorluğun kültürel sermayesinin arttırılmasına verdi Tiyatroların inşa edilmesi için emirler verdi ve spor oyunlarını destekledi Hükümdarlığı sırasında Partlara karşı başarılı bir savaş yürütüldü ve barış antlaşması yapıldı (58-63), Briton isyanı bastırıldı (60-61) ve Yunanistan ile kültürel bağlar geliştirildi Ancak Nero bir tiran ve 64 yılında "Roma yanarken lir çalan imparator" olarak hatırlanır Askeri bir darbe sonucunda Nero gizlenmek durumunda kaldı Anlatılanlara göre Roma senatosu tarafından idam edilmesi söz konusu olunca 68 yılında intihar etti Son sözleri "İçimde nasıl bir sanatçı ölüyor" idi
Dört İmparator Yılı
Nero'nun 68 yılında intihar etmek zorunda kalmasının ardından "dört imparator yılı" olarak bilinen kısa bir iç savaş (MÖ 31'de Antonius'un ölümünden beri yaşanan ilk iç savaş) yaşandı 68'in Haziran ayı ile 69'un Aralık ayı arasında Roma Vespasianus'un Flavius Hanedanının ilk hükümdarı olarak başa geçişine kadar Galba, Otho ve Vitellius'un iktidara gelip gitmelerine tanık oldu İç savaş Roma İmparatorluğu tarihinde döngüsel siyasi huzursuzluğun simgesi olmuştur İç savaş nedeniyle yaşanan askerî ve siyasi anarşinin Batavia'daki isyan gibi çok ciddi sonuçları olmuştur
Flavius Hanedanı (69-96)
Flavius Hanedanı kısa süreli bir hanedan olmakla birlikte düşkün duruma gelmiş bir imparatorluğa tekrardan istikrar getirmişti Özellikle daha merkeziyetçi yönetimlerinden ötürü bu hanedandan gelen üç imparator da eleştirilmişse de 3 yüzyıla kadar varlığını sürdürebilecek kadar istikrarlı bir imparatorluk için gerekli reformları yapmışlardı Öte yandan askerî kökenleri senato daha da marjinalleşmesine ve birinci princeps ya da vatandaştan imperator ya da imparatora doğru katî bir yönelime neden olmuştur
Vespasianus (69-79)
Vespasianus Roma İmparatorluğu'nun doğusunun büyük bölümünün yönetiminden sorumlu son derece başarılı bir Roma generaliydi Kendisi Galba'nın imparator olma talebini desteklemiş, Galba'nın ardından da tahtın en büyük müsabığı haline gelmiştir Otho'nun intihar etmesinin ardından Vespasianus Roma'nın kışlık hububat tedarikçisi Mısır'ı kontrolü altına almayı başararak rakibi Vitellius'u yenebileceği güçlü bir konuma gelmişti 20 Aralık 69 günü Vespasianus'un taraftarları Roma'yı işgal ettiler Vitellius kendi askerleri tarafından öldürüldü ve ertesi gün altmış yaşındaki Vespasianus Senato tarafından imparator olarak onaylandı
Muhalif senatörleri kovdu Aynı zamanda Nero'nun eylemleri ve takip eden yıllardaki krizler nedeniyle 200'e düşen senatör sayısını 1 000'e çıkardı Yeni senatörlerin çoğu Romalı değil, daha ziyade İtalya ve batı eyaletlerindeki şehir merkezlerindendi
Roma'yı Nero'nun aşırı harcamaları ve iç savaşlar yüzünden oluşan malî yükten kurtardı Bunu yapmak için yalnızca vergileri artırmadı aynı zamanda yeni vergiler de koydu Ayrıca censura yetkileriyle tüm şehirlerin ve eyaletlerin malî yapılarını dikkatlice inceleme fırsatı buldu Bu eyalet ve şehirlerin çoğu bir asırdan fazla zaman öncesine dayanan bilgi ve yapılandırmalara göre vergi vermekteydi Bu sağlam malî politikalar vasıtasıyla hazineyi kâra geçirmeyi başardı ve bayındırlık işlerine girişti Amphitheatrum Flavium'un (Kolezyum) yapım emrini ilk Vespasianus vermişti Ayrıca bir forum ve ortasında da bir Huzur tapınağı inşa ettirmişti İlave olarak sanata hatırı sayılır miktarda sübvansiyon ayırdı
Vespasianus görev süresince eyaletlerde de etkin bir imparatordu Hispania'ya ayrıca önem vermiş ve üç yüz kasaba ve şehire Latin hakları vermişti Bu şekilde batı eyaletlerinde yeni bir şehirleşme dönemini teşvik etti Senato'ya yaptığı ilavelerle senatoda eyaletlerin daha fazla nüfuz sahibi olmalarını sağladı ve bu sayede imparatorlukta birliği teşvik etti İmparatorluğun sınırlarını da genişletti Bu genişlemelerin çoğu Vespasianus'un başlıca hedeflerinden biri olan sınır savunmalarının güçlendirilmesi için yapılmıştı 69 yılındaki kriz orduda düzensizliğe neden olmuştu En belirgin sorunlardan biri eyalet leyonlarının eyaletlerinin isteklerini temsil ediyor olması gerekenlere sadakatiydi Bunun başlıca nedeni destek birliklerinin askere kaydoldukları memleketlerinde konuşlandırılmış olmasıydı Vespasianus bu uygulamayı değiştirdi Destek birliklerini imparatorluğun diğer bölgelerinden adamlarla karıştırdı ya da birlikleri başka bölgelere gönderdi Ayrıca yeni bir askerî darbe ihtimalini iyicene azaltmak için lejyonları sınır boyunca dağıttı Belki de en önemli askerî reformu İtalya dışında Galya ve Hispania'dan da, bu bölgelerin Romanizayonu ile paralel olarak lejyoner toplamasıydı
Titus (79-81)
Vespasianus'un büyük oğlu Titus hükümdar olmak üzere hazırlanmıştı Babasının yanında başarılı bir general olarak hizmet vermiş, doğunun güvenlik altına alınmasına yardımcı olmuş ve sonunda Suriye ve Yahudiye'deki Roma ordularının komutanı olarak o sırada devam etmekte olan Yahudi isyanını bastırmıştı Bir süre babası ile birlikte konsül olarak görev yaparak tecrübe kazandı Başa geçtiğinde Roma toplumunun saygın bulmadığı bazı ilişkileri yüzünden endişeye sebep olmuşsa da kısa sürede erdemli biri olduğunu ispat etmiş, tevekkülünün göstergesi olarak babası tarafından sürgüne gönderilen birçok kişiyi bile geri çağırmıştır
Ancak kısa süreli saltanatına iki felaket, 79'da Pompeii'deki Vezüv yanardağının patlaması ve 80 yılında Roma'nın büyük bölümünü yerle bir eden yangın damgasını vurmuştur Bu trajedilerin ardından yapılan yeniden inşa faaliyetlerindeki cömertliğiyle son derece popüler hale gelmiştir Titus babasının zamanında başlanan büyük amfi tiyatro ile son derece gurur duyuyordu 80 yılında henüz tamamlanmamış yapıda açılış törenleri düzenledi 100 gün süren müsrif gösterilerde 100 gladyatör yer aldı Titus 81 yılında 41 yaşında tahminen bir hastalık yüzünden öldü Kardeşi Domitianus tarafından yerine geçmek için öldürüldüğü iddia edilmişs de bu iddianın pek bir dayanağı yoktur
Domitianus (81-96)
Flaviusların otokratik yönetimlerinden ötürü hepsinin senato ile ilişkileri zayıftı ancak içlerinde yalnızca Domitianus ciddi sorunlarla karşılaşmıştı Konsül ve censura olarak sürekli hâkimiyetinin daha evvelden bir örneği yoktu Ayrıca genellikle bir imperator olarak tamamıyla askerî kıyafetler giyiyordu Bu Principatus dönemi imparatorlarının gücünün dayanağının, princeps'ten gelen imparatorluk gücü olduğu fikrine tersti Senatodaki itibarı bir yana Domitianus, Roma halkını Roma'daki tüm ev sahiplerine yardım yapılması, yeni tamamlanan Kolezyum'daki sıra dışı gösteriler ve babası ve ağabeyi döneminde başlanmış olan bayındırlık ilerinin devam ettirilmesi gibi çeşitli yollarla memnun etmişti Ayrıca babası gibi malî işlere kafasının yattığı anlaşılmaktadır zira müsrifliğine rağmen haleflerine iyi durumda bir hazine bırakmıştı
Ancak hükümdarlığının sonlarına Domitianus son derece paranoyak bir hale gelmiştir Bu paranoyanın temelleri muhetemelen babasından gördüğü muamele ile bağlantılıydı Geçmişte kendisine önemli sorumluluklar verilmişse de önemli konularda başkalarının gözetimi olmadan kendisine güvenilmemiştir Germania valisi ve komutanı Antonius Saturnius'un 89 yılındaki isyanının ardından bu paranoya şiddetli ve hatta marazı seyirmelere dönüştü Paranoyası yüzünden çok sayıda kişinin tutuklanmasına, idam edilmesine ve birçok mülke el konmasına (ki bu müsrifliğini açıklayabilir) yol açtı Sonunda iş öyle bir noktaya geldi ki en yakın danışmanları ve aile üyeleri korku içinde yaşar hale geldi 96 yılında senatodaki düşmanları, Stephanus (Julia Flavia'nın kâhyası), Praetor muhafızları ve imparatoriçe Domitia Longina tarafından düzenlenen bir suikastle öldürüldü
Antoninler (96-180)
Sonraki yüzyıl "Beş İyi İmparator" dönemi olarak bilinir Bu dönemde imparatorluk makamı barışçıl bir şekilde el değiştirmiştir Bu dönemin imparatorları selefleri henüz hayattayken halef olarak evlat edinilmişlerdi Haleflerin belirlenmesi seçilecek bireylerin meziyetlerine bağlı olsa da evlatlık sisteminin başarıyla devam etmesinin adrındaki esas nedenin sonuncu hariç bu dönemdeki imparatorların hiçbirinin doğal vârisinin olmaması gösterilmiştir
Nerva (96-98)
Başa geçtikten sonra Nerva yeni bir tarz ortaya koydu İhanetten hapsedilmiş olanları serbest bıraktı, ihanetten kovuşturma açılmasını yasakladı, haczedilmiş mülkleri sahiplerine geri verdi ve Roma Senatosu'nu yönetimine dahil etti Muhtemelen bu şekilde davranmasının sebebi nispeten popüler (dolayısıyla da hayatta) kalmak içindi ancak yine de bu yaklaşımı tam anlamıyla yardımcı olmadı Ordu içinde Domitianus'a destek hâlâ çok güçlüydü ve 97 yılının Ekim'inde Praetor Muhafızı Palatin tepesindeki imparatorluk sarayını kuşatarak Nerva'yı rehin aldı Nerva ordunun taleplerini kabul etmeye zorlandı, Domitianus'un ölümünden sorumlu olanları teslim etmeyi kabul etti ve hatta isyancı muhafızlara teşekkür eden bir konuşma yaptı Bu olaydan kısa süre sonra yönetimini güçlendirmek için Germen sınırındaki orduların komutanı olan Trajan'ı evlat edindi Nerva'ya yönelik ayaklanmanın sorumlusu muhafız Casperius Aelianus daha sonra Trajan'ın iktidarı sırasında idam edildi
Trajan (98-117)
112 yılında Partların Nero'nun devrinden beri elli yıldır Romalılar ile egemenliğini paylaştıkları Ermenistan tahtına kabul edilemez birini getirme kararları üzerine Trajan Ermenistan'a sefere çıktı Kralı devirdi ve ülkeyi Roma İmparatorluğu'nun kontrolüne soktu Ardından güneye Part İmparatorluğu üzerine gitti ve Babil, Selevkeia ve son olarak da başkent Tizpon'u ele geçirdi Basra körfezine doğru devam ederek burada imparatorluğun yeni eyaleti Mezopotamya'yı ilan etti ve Büyük İskender'in yolundan gitmek için çok yaşlı olmasına hayıflandı Ama durmadı 116 yılında Susa'yı ele geçirdi Part kralı I Osreos'u devirdi ve yerine kendi kuklası Parthamaspates'i getirdi Roma İmparatorluğu doğuda bir daha onun zamanındaki kadar genişlemedi
Hadrianus (117-138)
Askerî idare bakımından mükemmeliği bir yana Hadrianus'un hükümdarlığına büyük çaplı askerî çatışmalardan ziyade imparatorluğun geniş topraklarının savunulması ağırlık koydu Savunulmasının mümkün olmadığını düşünerek Tarajan'ın Mezopotamya'da ele geçirdiği topraklardan geri çekildi 121 yılında Partlarla savaşın eşiğine gelindi ancak Hadrianus barış yapılmasını sağladı Hadrianus'un ordusu Simon Bar Kokhba önderliğinde Yahudiye'de çıkan büyük Yahudi isyanını (132-135) bastırdı
Hadrianus eyaletleri kapsamlı bir şekilde gezen ilk imparatordu Gittiği yerlerde yerel inşaat projelerine para yardımlarında bulundu Britanya'da meşhur Hadrianus Duvarını inşa ettirdi Ayrıca Kuzey Afrika ve Almanya'da benzer savunma hatları yaptırdı İç politikaları barış ve refah üzerine kuruluydu
Antoninus Pius (138–161)
Antoninus Pius'un dönemine tamamen barış hâkimdi Mauretania, Yahudiye ve Britanya'da kimi askerî huzursuzluklar olduysa da hiçbiri ciddi değildi Antoninus Duvarının Britanya'daki huzursuzluk üzerine inşa edildiği sanılmaktadır
Marcus Aurelius (161–180)
Bu dönemde Germen kabileler ve diğer halklar kuzey Avrupa sınırına birçok saldırıda bulundular Doğudaki savaşçı kabileler yüzünden özellikle Galya ve Tuna'nın öteki yakasına yöneldiler Marcus Aurelius'un bu kabilelere karşı yaptığı seferler Marcus Aurelius sütununda anılmıştır Asya'da canlanan Part İmparatorluğu yeni saldırılarda bulunmuştur Marcus Aurelius bu saldırıları karşılamak için eş imparatoru Verus'u doğudaki lejyonlara komuta etmesi için gönderdi
Commodus (180-192)
Commodus'un 180 ile 192 yılları arasındaki hükümdarlığı ile "Beş İyi İmparator" dönemi son erdi Commodus, Marcus Aurelius'un oğluydu Bir yüzyıl aradan sonraki ilk doğrudan vâris olarak gayet iyi işlemiş olan evlatlık vâris sistemini sonlandırmıştır 177'den itibaren babasıyla birlikte eş imparator olmuştur 180 yılında babasının ölümünün ardından tek başına imparator olduğunda ilkin Roma halkının gözünde ümit vaat etmişti Ancak babası ne kadar cömert ve bağışlayıcıysa Commodus da tam tersiydi Edward Gibbon, Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi adlı eserinde Commodus'un ilk yıllarında iyi bir yönetim gösterdiğini belirtir Ancak aralarında ailesinden kimselerin de bulunduğu bir suikast girişiminin ardından Commodus paranoyaklaşmış ve akıl sağlığını kaybetmiştir Pax Romana (Roma barışı) Commodus'un hükümdarlığı ile sona ermiştir Bir anlamda suikast girişiminin Roma İmparatorluğu'nun uzun soluklu çöküşünü başlattığı da söylenebilir
|
|
|