05-25-2009
|
#4
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Standart Model Ve Gelecek
Eldeki veriler ve kuram, dört tür etkileşimin; etkilenen parçacıkların enerjisi yeterince yüksek düzeylere ulaştığında, tek ve aynı bir etkileşime doğru benzeştiği izlenimini veriyor Dolayısıyla, güçlü etkileşimi de, elektromanyetik ve zayıf etkileşimlerle birleştirmeye yönelik çalışmalar, yoğun bir şekilde sürdürülüyor Şimdiden önerilmiş bazı Birleşik Kuram'lar bulunmakla beraber, hepsinin de kanıtlanmak gereksinimi var Bu kuramlardan bazıları, Standart Model'in, lepton ve baryon sayılarının korunmasına yönelik ilkesinin zedelenebileceği doğrultusunda öngörülerde bulunuyor Bu kapsamda yapılan çalışmalar örneğin, protonun bozunmasına yol açan bir tür kuvvet taşıyıcı parçacığın varlığını öneriyor ve dolayısıyla, protonun da bozunabileceğini öne sürüyor Buna göre proton; yukarı kuarklarından birinin aşağı kuarka dönüşmesi sonucu, pozitron ışınlayarak, nötür bir pi mezonuna dönüşebiliyor
(p e+ + 0) Nötür pi mezonu daha sonra, iki gama ışınına bozunarak yok oluyor Halbuki Standart Model'e göre böyle bir bozunma, 'baryon sayısı' korunmadığından mümkün değil Fakat o zaman da, madde ile karşıt madde birbirlerine eşit konumda iken ve evrende bu kadar çok madde varken, niye hemen hemen hiç karşıt madde bulunmadığı sorusunu yanıtlamak güçleşiyor
Sözkonusu birleşik alan kuramlarına göre, evrendeki madde karşıt madde dengesizliği; evrenin ilk oluşma aşamasındaki parçacık üretim süreçlerinin, termodinamik denge durumu civarındaki salınımlar nedeniyle bir süre için, baryonların lehine küçük bir (10,000'de 1) sapmaya uğramış olmasından kaynaklanıyor Bu sırada üretilmiş olan madde parçacığı fazlalığı, daha sonra madde ve karşıt madde parçacıklarının birbirlerini yoketmesinden sonra geriye kalmış olup, evrende bugün görünen baryon maddeyi oluşturuyor Protonun bozunma süreci ise şimdi bir bakıma, bir zamanlar yer almış olan o sapmayı düzeltici yönde veya 'baryon sayısı'nı denge konumunun gerektirdiği düzeye geri döndürme doğrultusunda çalışıyor Proton bozunması bu açıdan çok önemli ve üzerinde yoğun olara çalışılan bir konu
Bozunmanın deneysel olarak gözlemlenebilmesi için; Japonya'da ve ABD'nin Argon Ulusal Laboratuvarları'nda, kozmik ışınların uzak tutulabilmesi amacıyla yeraltı deneyleri yapılıyor Japonya'daki Süper-Kamiokande düzeneği, yerin 1000 m altındaki bir maden galerisinde inşa edilmiş olup; 40x40m boyutlarındaki silindir bir tankın içinde bulunan 50,000 ton saf su ve silindir yüzeyinin etrafındaki 11,000 dedektörden oluşuyor Düzenek aslında; güneşten veya galaksimizin herhangi bir yerindeki süpernova patlamalarından, ya da atmosferden kaynaklanan nötrinoları gözlemlemeye yönelik bir 'nötrino gözlem evi ' Ancak, içindeki suda bulunan yaklaşık 3 35x1033 hidrojen çekirdeğini oluşturan protonlardan birinin bozunması halinde, bunu da belirlemeye yetkin
Bu deneylerde şimdiye kadar hiçbir proton bozunması gözlenememiş durumda Ki bu, protonun yarı ömrünün en az 1033 yıl olduğu anlamına geliyor Fakat protonun hiç bozunmuyor olması olasılığı hala var
Kütleçekimini diğer etkileşimlerle birleştirmeye çalışan bazı fizikçiler; her temel parçacığın, çok ağır kütleli bir kuvvet taşıyıcı 'gölge' parçacığının ve her kuvvet taşıyıcı parçacığın da, yine çok ağır bir 'gölge' madde parçacığının olması gerektiği şeklinde, çarpıcı bir öneride bulunuyor Kuvvet taşıyıcı parçacıklarla madde parçacıkları arasındaki bu ilişiye 'süpersimetri' deniyor ve örneğin her kuark çeşiti için, 'skuark' denilen bir gölge parçacığın varlığı öneriliyor Henüz hiçbir süpersimetrik parçacığa rastlanmamış olmakla beraber, CERN ve Fermi laboratuvarlarında yapılan deneylerde aranmalarına devam edilecek
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|
|