Şengül Şirin
|
Orta Karadeniz Bölümü’nde Yüzey Şekilleri:
Orta Karadeniz Bölümü’nde Yüzey Şekilleri:
Kelkit Vadisi’nin kuzeyinde güneydoğu-kuzeybatı yönünde uzanış gösteren Canik Dağları bu bölümün kıyı dağlarını meydana getirir Ortalama yükseltisi 1500 metre olan bu dağların en yüksek zirvesi Aydoğan Tepesi’dir(1971 m ) Canik Dağları, güneyindeki dağlık alanlardan, Kelkit ve Yeşilırmak arasında uzanan bir sırt ile ayrılır Yeşilırmak Vadisi’nin güneyindeki dağlar, Anadolu yaylaları üzerinde birbirinden ayrılma eğilimi özelliği gösterirler: Tekeli Dağı(2643 m ), Asmalı Dağı(2416 m ), Yıldız Dağı(2552 m ) Bu dağlar, Orta Karadeniz Bölümü’nün en yüksek dağlarını meydana getirirler Orta Karadeniz’in akarsularla en fazla yarılmış olan kesimini ise, birbirinden birtakım depresyonlarla Tokat, Amasya, Merzifon ve Çorum Dağları yer alır Bu kesimdeki dağların ortalama yükseltisi, kıyı dağlarına göre fazla olmasına karşılık, Yeşilırmak gerisindeki dağların ortalamasına ulaşamaz: Akdağ(2044 m ), Taşlıdağ(2058 m ), Deveci Dağı(1907 m )
Bu bölümdeki dağlar yüksek olmadıkları gibi geniş düzlüklerde yer alır Bu bölümdeki vadi tabanlarında genişçe sayılabilecek ovalar yer alır
Orta Karadeniz Bölümünün kıyı dağlarına Canik Dağları denir Bu dağların yüksek kesimleri Kelkit yakınlarındadır Bu düzlüklerden itibaren sıklaşarak ve derinleşerek kuzeye doğru Karadeniz’e inerler Melet-Yeşilırmak arasındaki arazi genellikle volkanik olup tortul tabakalar Yeşilırmak ve Kızılırmak Vadileri arasında ortaya çıkar Kızılırmak’ın güneyindeki dağlarda da devam eder Kelkit-Oluk Vadisi Koyunhisar-Reşadiye arasında ve daha batıda dikkat çekecek derecede düzlük gösterir Niksar civarında hafifçe doğrultu değiştirir Kelkit Vadisi’nde Erbaa batıdaki kesimi Taşova adıyla bilinir Bu ovadan sonra Kelkit Vadisi sona ererse de aynı oluk Ladik üzerinden Terseken Çayı’nın yukarı çığırını izleyerek Kızılırmak dirseğine ulaşır Bu ırmağın batı tarafında Gökırmak Vadisi boyunca Boyabat’a doğru uzanır Orta Karadeniz Bölümü’nün iç sıralarının bir kısmı İç Anadolu yaylaları üzerinde birbirlerinden ayrılır Batıda başlıca tepeler artık Kelkit boyundan değil asıl Yeşilırmak Vadisi’ni güneyden izler Tekeli, Asmalı, Dumanlı ve Yıldız Dağları gibi, daha batıda Deveci Dağı’nın basık sırtı Bozok Yaylası içinde kaybolur Daha kuzeyde oldukça yüksek fakat dar bir sırt olan Yeşilırmak boğazları ötesinde Akdağ’da(Amos) 2000 metreyi aşar Daha batıda geniş Merzifon Ovası, kuzeyde yükselen ve batıda volkanik elemanların fazla yer tuttuğu dağlar Kızılırmak boğazlarında I zaman kalker ve şistlerine geçerler Bu dağların yüksek kesimlerinde düzlükler bulunur
Karadeniz Bölgesi’nin bu bölümünde de, birtakım akarsular tarafından katedilen ve dağlık alanları birbirinden ayıran depresyonlar yer alır Canik Dağları’nı iç sıralardan ayırarak, doğu-batı yönünde uzanan Kelkit Vadisi, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yer alan tektonik kökenli bir oluktur Reşadiye ile Koyunhisar arasında dikkati çeken düz uzanıştan sonra kuzeybatıya yönelen Kelkit Vadisi, burada genişleyerek yerini Niksar ve Erbaa Ovaları’na bırakır Sözkonusu ovaların kuzey ve güneyindeki fay diklikleri, asılı vadiler ile sıcak ve soğuk su kaynaklarının varlığı, ovanın oluşumunda etkili olan Kuzey Anadolu Fay’ı ile ilgilidir Bununla beraber, ovaları meydana getiren tektonik olaylar, birkaç kez tekrarlanmıştır Kelkit Vadisi’nin yamaçlarında polisiklik taraçaların bulunması, bu durumu doğrulamaktadır Niksar-Erbaa Ovaları’ndan sonra Kelkit Vadisi sona erer Buradan, Yeşilırmak boğazı ile Karadeniz Bölgesi’nin en geniş neojen havzası olan Merzifon Ovası’na geçilir Ovanın çevresi Paleozoik, yaşlı mermer ve şistlerden meydana gelen dağlık ve tepelik alanlarla sınırlanır Paleozoik kütleler, güneyden ve kuzeyden Mesozoyik kalker ile Eosen flişleri tarafından örtülmüş durumdadır Daha güneyde yer alan ovalar, Yeşilırmak ve kolları tarafından drene edilen Zile, Tokat-Turhal Ovaları’dır Kuzeyden Akdağ, güneyden ise Deveci Dağları ile sınırlanan Zile Ovası, tipik bir çöküntü ovasıdır Doğu-batı yönünde 10-12 kilometrelik mesafede uzanan ova, Miyosen sonlarında oluşmuştur Ovanın kuzey ve güneyinde yer alan belirgin fay diklikleri bulunmaktadır Zile Ovası’nın doğusunda yer alan Turhal-Tokat Ovası da Yeşilırmak ve kolları(Behzat, Değirmen, Çeten, Kestavur Deresi) ile drene edilmektedir Yaklaşık 2000 km2’lik alana sahip olan ova, Neojen sonlarında çökmeğe başlamıştır
Orta Karadeniz Bölgesi’nin başka bir özelliğini ise, kıyı şeridinde geniş düzlükler oluşturarak, başlıca çıkıntıları oluşturan delta ovalarıdır
Dağ sıraları, özellikle Yeşilırmak ve kolları tarafından yer yer derin vadilerce parçalanmıştır Bu vadiler, Karadeniz’in nemli havasının iç kısımlara ulaşmasını sağlar Bölümün ortalama yükseltisi az olduğu için diğer bölümlere göre daha çok gelişen ulaşım yolları Samsun’da birleşmiştir Demiryolu da dağlar arasındaki derin vadileri(gedik) takip ederek Samsun Limanı’na ulaşır [
Canik Dağları’nın güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde; Taşova, Erbaa, Niksar, Merzifon, Suluova ve Turhal Ovaları yer almaktadır Bu hat üzerinde zaman zaman depremler meydana gelir Örneğin: Erbaa(Tokat, 1942), Ladik(Samsun,1943) depremleri gibi (Prof Dr İbrahim Atalay, Prof Dr Kenan Mortan, Türkiye Bölgesel Coğrafyası, Ankara, 1997 )
Doğu Karadeniz Bölümü’nde Yüzey Şekilleri:
Karadeniz Bölgesi’nin en dağlık ve en yüksek bölümü Doğu Karadeniz’dir Bölümdeki dağların genel ismi Doğu Karadeniz Dağları’dır İki sıra halinde kıyıya paralel uzanan dağlar, Batı Karadeniz’e göre birbirine daha fazla yaklaşmıştır(Prof Dr İbrahim Atalay, Prof Dr Kenan Mortan, Türkiye Bölgesel Coğrafyası, Ankara, 1997 ) Doğu Karadeniz Dağları hemen kıyıdan başlar Yüksek kesimlerinde buzul vadileri ve buzul gölleri bulunan bu dağlarda yükseklik dört bin metreye yaklaşır Buradaki sıra dağlar kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı güçleştirmiştir Kıyıyı iç kesimlere bağlayan yollar, yüksek geçitlerden geçer Örneğin; Trabzon’dan Gümüşhane’ye gitmek için Kankanlı(Zigana) geçidinden, Bayburt’tan Erzurum’a gitmek için Kop geçidinden geçmek gerekir [11] Ulaşım burada da belirtildiği gibi Kankanlı ve Kop dışında Çoruh Vadisi’nden de sağlanır
Doğu Karadeniz Bölümü’nün kıyı dağları çeşitli kısımlarda faklı isimler taşır Rize Dağları, Trabzon Dağları ve Giresun Dağları gibi Doğu Karadeniz Dağları’nda doruk çizgisi 2000 metrenin üzerinde ve bilhassa doğuda 3000 metrenin üzerinde bulunmaktadır Rize Dağları’nda bazı yüksek zirveler 4000 metreye yaklaşır Örneğin; Kaçkar zirvesi 3932 metre, Verçelik zirvesi 3711 metredir Hem Doğu Karadeniz kıyılarına, hem de Çoruh-Kelkit oluğu üzerine dik yamaçlarla inen Doğu Karadeniz Dağları’nın kuzey yamaçları birbirine paralel çok sayıda konsekant vadilerle derin şekilde yarılmıştır Dağların yüksek kesimlerinde IV zaman buzullarının aşınım izlerine ve sirk göllerine rastlanır Doğu kesiminde gayet keskin görünüşlü olan bu dağlardan kuzeye doğru gidildikçe daha hafif dalgalı şekillerde yükselmiş düzlüklere rastlanır Dağların yapısında yer yer Tebeşir Devri’ne ait tortul tabakalarla Eosen, Marn ve kalkerler ile çok yerde erütif bir örtü ile kaplanmıştır Kıyı dağları ile iç sıraları birbirinden ayıran boyuna vadiler kuzeydoğuda Vertasuyu Vadisi ile başlar, Artvin’den başlayarak Çoruh Vadisi ile devam eder Bayburt çevresinde bir eşikten atladıktan sonra Kelkit Vadisi’ne geçer Bu oluk şeklindeki çukurluğun genişliği ve derinliği yer yer değişir Doğudaki Çoruh Vadisi iki tarafındaki dağların 3000 metreyi geçen yükseltileri arasında Türkiye’nin en derin yerine gömülmüş vadilerine örnek verilebilir Oluklar boyunca dar boğazlar ile genişleme alanları nöbetleşir Örneğin; Kelkit Vadisi’ndeki Suşehri ovası oluğu böyle bir genişleme alanına tekabül eder
Doğu Karadeniz Dağları’nın iç sıraları Kelkit-Çoruh dağları genel adıyla tanınır Kuzeydoğudaki Yanlızçam Dağları’ndan başlayan iç sıralar İspir’in güneyindeki Mescit Dağları’nda bir hayli yükselti kazanır Bu iç sıradaki dağlar batıdan doğuya Çimen, Kop, Çoruh, Mescit ve Yanlızçam Dağları’ndan oluşur Kelkit ve Çoruh Vadileri ile kıyı dağlarından ayrılır Kızıldağ(3025 m ), Çimen Dağı(2749 m ), Kop Dağları(2918 m ), Mescid Dağı(3239 m ), Akdağ(3047 m ) Kelkit ve Çoruh Vadileri’nin güneyinde yer alan başlıca dağlardır
Kıyı dağlarını iç sıralardan ayıran Çoruh Vadisi, Artvin’in gerisinde Berta Suyu Vadisi ile başlayıp, Bayburt Ovası’na kadar devam eder İki tarafındaki dağların 3000 metreye varan yükseltileri arasında, ülkemizin en derine gömülmüş vadilerinden biri olan Çoruh Vadisi dar bir eşikle Kelkit Vadisi’nden ayrılır Doğu Karadeniz Dağları’nın göze çarpan özelliklerinden bir tanesi de; kıyı çizgisine paralel uzanan dağların kuzey yamaçlarının akarsular tarafından çok fazla yarılmış olmasıdır Buna karşılık Çoruh ve Kelkit Vadileri’ne bakan yamaçlar yarılmadan daha az etkilenmiştir Kuzey ve güney yamaçları arasında, özellikle yağış miktarında görülen büyük farklardan kaynaklanan bu olayda, jeolojik yapının da önemli etkisi vardır Bu bölümde oldukça yaygın olan granit ve granodioritler, çatlaklı oluklardan suyun etkisi ile fiziksel ve kimyasal yolla kolayca parçalanmaktadır Bölgenin bu bölümünde, Paleozoik temele dayanan granit, granodiorit kütleleri ile Kretase’ye ait kalker, fliş ve volkanikler yaygındır Lâv, tüf ve pirokalastiklerden oluşan volkanik formasyonlar, çökeller arasında önemli ara katlar meydana getirirler [13]
Bununla beraber, Giresun, Trabzon ve Rize kesimlerinde olduğu gibi, çökellere göre üstün bir durum alarak tümüyle volkanik görünüm kazanırlar Granit, siyenit ve diyoritler, Fatsa-Aybastı hattının doğusunda yaygındır Sözkonusu kayaçlar, Rize’nin güneydoğusunda ülkemizin en büyük plütonik kütlesi olan Kaçkar Dağları’nı meydana getirirler Doğu Karadeniz Dağları’nın, özellikle 2500 metreden yüksek kesimlerinde glasyosyana uğraması, bu dağlar üzerinde glasyal aşındırma ve biriktirme şekillerinin geniş alanlara yayılmasına neden olmuştur Glasyal şekillerin meydana gelmesinde, Doğu Karadeniz Dağları’nın elverişli iklim ve topografya koşullarına sahip olması da etkili olmuştur Bununla beraber, Doğu Karadeniz Dağları’ndaki glasyal şekiller, belirli alanlarda yer alırlar Melet Vadisi’nin doğusundan başlayan glasyal izler, yükseltinin artmasına bağlı olarak doğuda alanını genişletmiş ve daha alt seviyelere inme olanağı bulmuştur Bölgedeki glasyonun bir başka özelliği ise, kuzey ve güney yamaçlar arasında görülen farklılıktır Melet Vadisi’nin doğusunda, glasyal şekiller yalnız kuzey kesiminde yer alırken, doğuda güneye doğru bir taşma sözkonusudur Bu durum, daimi kar sınırının doğuya gittikçe düşmesi ve beslenme şartları ile ilgilidir
Doğu Karadeniz Dağları’nda glasyonun batı sınırını meydana getiren Karagöl Dağı’ndaki glasyal şekillerin en önemli grubu, dağın kuzeyinde yer almaktadır Bu kütledeki Pleistosen glasyonu, sirkler içinde yer alan küçük neveler ve bunlardan bazılarının aşağı doğru sarkması ile meydana gelmiş buzul dilleri ile temsil edilir Karagöl Dağı’nda, ortalama yükseltisi 2600-2700 metre olan dokuz sirk belirlenmiştir Elmalı Gölü, Camiligöl, Aygırgölü, Bağırsak Gölü, Soğrakgölü ve Kurugöl sirkleri, başlıca sirk gölleridir Kütlenin kuzeybatı kenarında bulunan Elmalı sirki (Elmalı Gölü), üç ayrı seviyedeki sirklerden meydana gelen bir basamak sirki özelliğindedir Karagöl Dağı’ndaki Camiligöl ve Aygırgölü sirklerinden çıkan glasiyerler, bir tekne vadide birleşerek bir buzul dili oluşturmuşlardır Kütlenin kuzeydoğusunda yer alan Kurugöl sirkinden çıkan vadi buzulunun uzunluğu ise 2 kilometreyi bulmaktadır
Doğu Karadeniz, heyelanların en fazla görüldüğü bölümdür Bölümde heyelanların fazla olmasının nedeni; yağışın, yamaç eğiminin ve killi kayaçların fazla olması ile bazı kesimlerde ana kayayı oluşturan tabakaların yamaç eğimine paralel uzanmasıdır Yamaç eğimine paralel bir şekilde uzanan tortul tabakalar, heyelan oluşumunu kolaylaştırır Kar erimelerinin etkisiyle heyelan olayları ilkbahar mevsiminde yoğunlaşır Heyelanlar sonucu bölümdeki tarım alanları, yollar ve yerleşim birimleri sık sık zarar görür Örneğin; 1988 yılında Çatak’ta(Trabzon) meydana gelen heyelan, önemli can ve mal kaybına neden olmuştur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|