Şengül Şirin
|
Akarsular
Akarsular

Yeryüzünün şekillenmesinde en büyük paya sahip dış güç akarsulardır Yüzey sularının eğimli bir yatak içinde toplanıp akmasıyla akarsu oluşur Akarsular küçükten büyüğe doğru dere, çay, öz, ırmak ve nehir şeklinde sıralanır Bir akarsuyun doğduğu yere akarsu kaynağı, döküldüğü yere akarsu ağzı denir Bir akarsu, birbirine bağlanan küçük, büyük, dar veya geniş birçok koldan oluşan bir sistemdir Bu sistemin en uzun ve su bakımından en zengin olan kolu ana akarsudur
Akarsu Havzası (Su Toplama Alanı)
Akarsuyun tüm kollarıyla birlikte sularını topladığı bölgeye akarsu havzası denir Bir akarsu havzasının genişliği iklim koşullarına ve yüzey şekillerine bağlıdır
Akarsu havzaları iki bölümde incelenir :
- Açık Havza : Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir
Örnek : Yeşilırmak, Kızılırmak, Yenice, Sakarya, Susurluk, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Aksu, Göksu, Seyhan, Ceyhan, Fırat, Dicle Çoruh
- Kapalı Havza : Sularını denize ulaştıramayan havzalara kapalı havza denir
Kapalı havzaların oluşmasındaki temel etken yer şekilleridir Sıcaklık ve nem koşulları da kapalı havzaların oluşmasında etkilidir Örnek : Van Gölü Kapalı Havzası, Tuz Gölü Kapalı Havzası, Konya Kapalı Havzası, Göller Yöresi Kapalı Havzası, Aras, Kura
UYARI : Sularını Hazar Denizi’ne boşaltan Aras ve Kura ırmakları kapalı havza oluşturur
Su Bölümü Çizgisi
Birbirine komşu iki akarsu havzasını birbirinden ayıran sınıra su bölümü çizgisi denir
Su bölümü çizgisi genellikle dağların doruklarından geçer Su bölümü çizgisi;
·Kurak bölgelerde,
·Bataklık alanlarda,
·Karistik alanlarda çoğunlukla belirsizdir
Akarsu Akış Hızı
Akarsuyun akış hızı yatağın her iki kesitinde farklıdır Suyun hızı yanlarda, dipte ve su yüzeyinde sürtünme nedeniyle azdır Suyun en hızlı aktığı yer akarsuyun en derin yerinin üzerinde ve yüzeyin biraz altındadır Akarsu yatağında suyun en hızlı aktığı noktaları birleştiren çizgiye hız çizgisi (talveg) denir Akış hızı, yatağın eğimi ve genişliği ile taşınan su miktarına bağlı olarak değişir
Akarsu Akımı (Debisi)
Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir Akarsuyun akımı yıl içerisinde değişir Akım, akarsuyun çekik döneminde az, kabarık döneminde fazladır Akarsu akımını;
·Yağış miktarı rejimi
·Yağış tipi
·Zeminin özelliği
·Kaynak suları
·Sıcaklık ve buharlaşma koşulları
etkiler
Akarsu Rejimi
Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere rejim ya da akım düzeni denir Akarsu rejimini belirleyen temel etken havzanın yağış rejimidir Yağışların az, sıcaklık ve buharlaşmanın fazla olduğu dönemlerde akarsu akımı düşer Yağışların fazla olduğu ve kar erimelerinin görüldüğü dönemlerde akım yükselir
Akarsu rejimleri 4 tiptir
Düzenli Rejim : Akımı yıl içerisinde fazla değişmeyen akarsuların rejim tipidir
Düzensiz Rejim : Akımı yıl içerisinde büyük değişmeler gösteren akarsuların rejim tipidir
Karma Rejim : Farklı iklim bölgelerinden geçen akarsuların rejim tipidir Örneğin : Nil Nehri
Sel Tipi Rejim : İlkbahar yağışları ve kar erimeleri ile bol su taşıyan, yaz aylarında ise suları yok denecek kadar azlan akarsuların rejim tipidir Örneğin ülkemizdeki İç Anadolu Bölgesi akarsuları
İklim Bölgelerine Göre Akarsu Rejimleri
Sıcaklık ve yağış koşulları ile akarsuların taşıdıkları su miktarı ve akım düzeni arasında sıkı bir ilişki vardır Farklı iklim bölgelerindeki akarsuların rejimleri birbirinden farklı olabilir Ancak iklim bölgelerinin yüksek ve karlı bölümlerindeki akarsuların rejimleri benzerdir Kar erimelerinin olduğu dönemlerden akım yükselir Kış aylarında kar yağışının fazla olması akımın düşük olmasına neden olur
Yağmurlu Ekvatoral İklimde Akarsu Rejimi : Bu iklim tipinde yağışlar bol ve yağış rejimi düzenli olduğu için Ekvatoral bölge akarsuları yıl boyunca bol su taşır Örneğin Amazon ve Kongo nehirleri
Yağmurlu Okyanusal İklimde Akarsu Rejimi : Bu iklim tipinde yağışların bol ve düzenli olması nedeniyle akarsular yıl boyunca bol su taşır Örneğin İngiltere’deki Thames Nehri
Muson İkliminde Akarsu Rejimi : Bu iklim tipinde yaz yağışları nedeniyle akım yükselir Kış kuraklığı akım düşer Örneğin Ganj ve İndus nehirleri
Akdeniz İkliminde Akarsu Rejimi : Yaz kuraklığına, sıcaklık ve buharlaşmanın fazlalığına bağlı olarak yaz aylarında akım düşüktür Kışın yağışlar, ilkbaharda kar erimeleri ile yükselir
Türkiye Akarsularının Özellikleri
- Türkiye’nin dağlık ve engebeli bir ülke olması nedeniyle, akarsularımızın boyu genellikle kısadır
- Yağışlı ve kar erimelerinin olduğu dönemlerde taşan, kurak dönemlerde ise kuruyacak derecede suları azalan akarsularımızın rejimleri düzensizdir

- Karadeniz Bölgesi’ndeki akarsularımızın dışındakiler genellikle bol su taşımazlar

- Akarsularımız rejimlerinin düzensiz ve yatak eğimlerinin fazla olması nedeniyle ulaşıma uygun değildir
- Türkiye bugünkü görünümünü 3
ve 4 zamandaki orojenik ve epirojenik hareketlerle kazanmıştır Bu nedenle akarsularımız henüz denge profiline ulaşamamıştır
UYARI : Türkiye’deki akarsuların yatak eğimleri ve akış hızları fazla olduğundan hidro-elektrik potansiyelleri yüksektir
Taban Seviyesi, Denge Profili
Akarsuların döküldükleri deniz ya da göl yüzeyine taban seviyesi denir Deniz yüzeyi ana taban seviyesini oluşturur Göl yüzeyi ya da kapalı havza yüzeyi yerel taban seviyesi diye adlandırılır Akarsular aşındırma ve biriktirmesini taban seviyesine göre yapar Yatağını taban seviyesine indirmiş olan akarsular aşındırma ve biriktirme faaliyetini dengelemiştir Aşınım ve birikimin eşitlendiği bu profile denge profili denir
Plato, Peneplen
Akarsuların amacı bulundukları bölgeyi aşındırarak deniz seviyesine yaklaştırmak diğer bir deyişle denge profiline ulaşmaktır Akarsuyun aşınım sürecinde görülen şekiller; plato ve peneplendir
Plato : Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir
Peneplen : Geniş arazi bölümlerinin, akarsu aşınım faaliyetlerinin son döneminde deniz seviyesine yakın hale indirilmesiyle oluşmuş, az engebeli şekle peneplen (yontukdüz) denir
UYARI : Bir akarsuyun denge profiline ulaşabilmesi ve arazinin peneplen haline gelebilmesi için tektonik hareketlerin görülmediği milyonlarca yıllık bir süre gerekmektedir
Denge Profilinin Bozulması
İklim değişikliklerinde ve tektonik hareketlere bağlı olarak deniz seviyesinin alçalması ya da yükselmesi taban seviyesinin değişmesine neden olur Taban seviyesinin alçalması ya da yükselmesi de akarsuyun denge profilinin bozulmasına neden olur
Taban Seviyesinin Alçalması
Taban seviyesinin alçalması, akarsuyun denge profilini bozarak akarsuyun aşındırma ve taşıma gücünün artmasına neden olur Bu nedenle akarsu yatağına gömülür
Taban Seviyesinin Yükselmesi
Taban seviyesinin yükselmesi, akarsuyun denge profilini bozarak akarsuyun taşıma gücünün azalmasına neden olur Bu nedenle akarsu menderesler çizerek birikim yapar
Menderes : Akarsuyun geni vadi tabanı içinde, eğimin azalması nedeniyle yaptığı bükümlere denir
Akarsuların Aşındırma Şekilleri :
Dış güçler içerisinde en geniş alana yayılmış, nemli bölgelerde ve orta enlemlerde etkili olan en önemli dış güç akarsulardır Akarsular aşındırma ve biriktirme yaparak yeryüzünü şekillendirir Akarsu, hızının ve kütlesinin yaptığı etki le yatağı derine doğru kazar, yatağı boyunca kopardığı veya erittiği maddeleri taşır Akarsu aşındırması ile oluşan şekiller vadi ve dev kazanıdır
UYARI : Akarsuların aşındırmasında yatak eğimi temel etkendir Çünkü yatak eğimi akarsuyun akış hızını belirler Yatak eğiminin fazla olduğu yukarı bölümlerinde derinlemesine aşındırma daha belirgindir
Vadi
Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan, uzun çukurluklardır Akarsuların aşındırma gücüne, zeminin yapısına ve aşınım süresine bağlı olarak çeşitli vadiler oluşur
UYARI : Vadi tabanları tarım, bahçecilik, ulaşım ve yerleşme bakımından elverişli alanlardır
Çentik (Kertik) Vadi : Akarsuların derine aşındırmasıyla oluşan V şekilli, tabansız, genç vadilere çentik vadi ya da kertik denir
Türkiye’nin bugünkü görünümünü 3 ve 4 zamanda kazanmış olması nedeniyle, Türkiye akarsuları henüz denge profiline ulaşmamış, geç akarsulardır Bu nedenle ülkemizde çok sayıda çentik (kertik) vadi bulunmaktadır
Yarma Vadi (Boğaz) : Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi derinlemesine aşındırması sonucunda oluşur Vadi yamaçları dik, tabanı dardır Akarsuyun yukarı bölümlerinde görülür Türkiye’de çok sayıda yarma vadi (boğaz) bulunur
Karadeniz Bölgesi’nde, Yeşilırmak üzerinde, Şahinkaya yarma vadisi, Marmara Bölgesi’nde, Sakarya üzerinde Geyve Boğazı, Akdeniz Bölgesi’nde Atabey deresi üzerinde Atabey Boğazı başlıca örnekleridir
Kanyon Vadi : Klaker gibi dirençli ve çatlaklı taşlar içinde, akarsuyun derinlemesine aşındırmasıyla oluşur Vadinin yamaç eğimleri çok dik olup, 90 dereceyi bulur Kanyon vadiler Türkiye’de Toroslar’da yaygın olarak görülür Antalya’daki Köprülü Kanyon, ülkemizdeki güzel bir örnektir
Tabanlı Vadi : Akarsu, yatağını taban seviyesine yaklaştırınca derine aşınım yavaşlar Yatak eğiminin azalması akarsuyun menderesler çizerek yanal aşındırma yapmasına neden olur Yanal aşındırmanın artması ile tabanlı vadiler oluşur
Menderes
Akarsu yatak eğiminin azalması, akarsuyun akış hızının ve aşındırma gücünün azalmasına neden olur Akarsu büklümler yaparak akar Akarsuyun geniş vadi tabanı içinde, eğimin azalması nedeniyle yaptığı büklümlere menderes denir Menderesler yapan akarsuyun, uzunluğu artar ancak akımı azalır
Taban seviyesinin alçalması nedeniyle menderesler yapan bir akarsuyun, yatağına gömülmesiyle oluşan şekle gömük menderes denir
Dev Kazanı
Akarsuların şelale yaparak döküldükleri yerlerde, hızla düşen suların ve içindeki taş, çakıl gibi maddelerin çarptığı yeri aşındırmasıyla oluşan yeryüzü şeklidir Akdeniz Bölgesi’ndeki Manavgat ve Düden şelalelerinin düküldükleri yerlerde güzel dev kazanı örnekleri bulunur
Akarsu Biriktirme Şekilleri
Akarsular aşındırdıkları maddeleri beraberinde taşır Yatak eğimleri azaldığında akarsuların aşındırma ve taşıma gücü de azalır Bu nedenle taşıma güçlerinin azaldığı yerde taşıdıkları maddeleri biriktirirler
UYARI : Akarsuların yatak eğimi azaldığında hızları, aşındırma ve taşıma güçleri azalır Biriktirmedeki, temel etken yatak eğimin azalmasıdır
Birikinti Konisi : Yamaçlardan inen akarsular, aşındırdıkları maddeleri eğimin azaldığı eteklerde biriktirir Yarım koni şeklindeki bu birikimlere birikinti konisi adı verilir Birikinti konileri zamanla gelişerek verimli tarım alanı durumuna gelebilir
Dağ Eteği Ovası : Bir dağın yamaçlarından inen akarsular taşıdıkları maddeleri eğimin azaldığı yerde birikinti konileri şeklinde biriktirirler Zamanla birikinti konilerinin birleşmesiyle oluşan hafif dalgalı düzlüklere dağ eteği ovası adı verilir
Dağ İçi Ovası : Dağlık alanların iç kısımlarında, çevreden gelen akarsuların taşıdıkları maddeleri eğimin azaldığı yerlerde biriktirmesi ile oluşan ovalardır Türkiye gibi engebeli ülkelerde dağ içi ovaları çok görülür
Taban Seviyesi Ovası : Akarsuların taban seviyesine ulaştığı yerlerde, eğimin azalması nedeniyle taşıdığı maddeleri biriktirmesi ile oluşturduğu ovalardır Bu tür ovalarda akarsular menderesler yaparak akar Gediz ve Menderes akarsularının aşağı bölümlerindeki ovalar bu türdendir
Seki (Taraça) : Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır Taban seviyesinin alçalması nedeniyle, tabanlı bir vadide akan akarsuyun aşındırma gücü artar Yatağını derine doğru kazan akarsu vadi tabanına gömülür Eski vadi tabanlarının yüksekte kalması ile oluşan basamaklara seki ya da taraça denir
Kum Adası (Irmak Adası) : Akarsuların yatak eğimlerinin azaldığı geniş vadi tabanlarından taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan şekillerdir
Kum adaları akarsuyun taşıdığı su miktarı ve akış hızına bağlı olarak yer değiştirirler Kum adaları üzerinde yoğun bir bitki örtüsünün bulunması kum adalarının yer değiştirmediğini gösterir
Delta : Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyal ovalardır Deltalar, taban seviyesi ovalarının bir çeşididir Onlardan ayrılan yönü biriktirmenin deniz içinde olmasıdır Bu nedenle deltanın oluşabilmesi için;- Gel-git olayının belirgin olmaması
- Kıyının sığ olması
- Kıyıda güçlü bir akıntının bulunmaması
- Akarsu ağzında eğimin azalması gerekir
|