05-19-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Tanzimat Fermanı
Tanzimat Fermanı 3 Kasım 1839'da okunan Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımıdır Aslen II Mahmut döneminde planlanmasına rağmen, II Mahmut'un ölümünün ardından oğlu Abdülmecit döneminde dışişleri bakanı Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur (Gülhane Parkı'nda okunması nedeniyle) Gülhane Hatt-ı Hümayunu veya Tanzimat-ı Hayriye de denir
Tanzimat Fermanının İlan Nedenleri
* Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa meselesinde Avrupa'nın desteğini almak
* Avrupa'nın Osmanlı iç işlerine karışmasını önlemek
* Fransız İhtilalinin milliyetçilik etkisini azaltmak
* Gayri Müslümleri devlete bağlamak
Bu fermanla devlet kendisini yenilemesi gerektiğini söylemiştir Fermanda yer alan başlıca konular:
* Tüm vatandaşların can, mal ve namus güvenliğinin sağlanması,
* Yargılamada açıklık, hiç kimse yargılanmadan idam edilemiyecek(hukuk devleti özelliğini yansıtır)
* Vergide adalet,
* Erkeklere dört yıl mecburi askerlik,
* Rüşvetin ortadan kaldırılması olmuştur
* Herkesin mal ve mülküne sahip olması, bunu miras olarak bırakabilmesi(Özel mülkiyet güvence altına alındı Müsadere kaldırıldı)
Bu ferman sayesinde padişahların yetkileri meclislere ya da kişilere devredilmiştir Buradaki amaç, iktidarı saraydan alıp bürokrasiye vermek ve devlet yönetiminde merkezileşmeyi sağlamaktı Fermanda verilen bütün sözlerin tamamen yerine getirilememesine rağmen bu çabalar, çağdaşlaşmaya ve cumhuriyet fikrine önayak olmuştur
Tanzimat Fermanı'nın okunmasından I Meşrutiyet'in ilanına kadar geçen dönem, Osmanlı tarihinde Tanzimat Dönemi olarak anılır
Tanzimat Dönemi
Tanzimat, (Osmanlıca: تنظيمات) Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Şerif'inin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu (İng: the Ottoman Reform) deyimi kullanılmaktadır
Müfredatımızda Tanzimat Dönemi 1876'da II Abdülhamit'in tahta çıkması ve Meşrutiyet'in ilanıyla sona ermiş kabul edilir Ancak genel anlamda Osmanlı Reformunun 1922'de Osmanlı Devletinin sona ermesine dek sürdüğü de söylenebilir
Tanzimat çağının önde gelen siyasi liderleri 1839-1855 döneminde Mustafa Reşit Paşa, 1850'lerin başından 1871'e kadar da Âli Paşa ve Keçecizade Fuat Paşa'dır Fuat Paşa'nın 1868'de, Âli Paşa'nın 1871'de ölümünden sonra reform süreci krize girmiş ve uzun süren bir siyasi istikrarsızlık dönemi yaşanmıştır
Kökleri
Tanzimat'ın başlangıcı III Selim (1789-1807) veya II Mahmut (1808-1839) dönemine indirilebilir Birçok tarihçiye göre Yeniçeri Ocağı'nın 1826'da lağvı reform hamlesinin asıl başlangıç noktasıdır
Reformun ana gerekçesi, Avrupa'nın askeri, teknik ve ekonomik alanlardaki gelişimi karşısında çaresiz kalan Osmanlı Devleti'ni yeni düzenlemelerle ayağa kaldırmaktır Napolyon'un Mısır'ı işgalinden (1798-1799) sonra bu ülkede Mehmet Ali Paşa tarafından başlatılan reform hamlesi, Osmanlı yönetimine örnek olmuştur
Bunun yanısıra gayrımüslim tebaanın Balkanlar'da Sırp ve Yunan ayaklanmalarına yol açan hoşnutsuzluğuna karşı, Osmanlı toplum dokusunun yeni bir adalet ve eşitlik anlayışıyla onarılması, "Osmanlı vatandaşlığı"nın ön plana çıkarılması hedeflenmiştir Osmanlıcılık fikri bu bakımdan Tanzimat'ın yönlendirici düşüncesi olarak kabul edilebilir
Tanzimat Fermanı
II Mahmut'un saltanatının ikinci döneminde yoğunlaşan reformlara resmi bir bildiriyle hukuki biçim verme talebi sık sık dile getirildi Ancak iç siyasi dengeler nedeniyle bu işlem uzun süre ertelendi
1 Temmuz 1839'da II Mahmut'un ölümü ve Abdülmecit'in tahta çıkmasından hemen sonra sadrazamlığa reform taraftarı Mehmet Hüsrev Paşa getirildi Ağustos ayında yurda dönen Londra büyükelçisi ve Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, 17 yaşındaki padişahı ikna ederek Tanzimat deklarasyonunun kabulünü sağladı 3 Kasım 1839 günü Saray müştemilatı içerisinde yer alan Gülhane bahçesinde okunan bir Hatt-ı Şerif ("padişah yazısı") ile Tanzimat-ı Hayriye ("hayırlı düzenlemeler") ilan edildi Osmanlı tarihinin en önemli belgelerinden biri olan bu metin, okunduğu yerden ötürü Gülhane Fermanı ve içeriğinden ötürü Tanzimat Fermanı adıyla da anılır
Yaklaşık üç sayfalık bir metin olan fermanda, devletin bir gerileme döneminde olduğu vurgulanmış, ama yapılacak yeniliklerle ve çıkarılacak yeni yasalarla (kavanin-i cedide) bu durumdan kurtulunacağı müjdelenmiştir Daha sonra din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin tüm Osmanlı ahalisinin can ve mal ve "ırz-ü namus" güvenliğinin güvence altına alınması gereği, Kur'an ve şeriate dayanarak ilan edilmiştir Haksız ve dengesiz vergilerin zararından söz edilerek herkesten "emlak ve kudretine göre" vergi alınacağı, asker almanın nüfusla orantılı ve azami "dört veyahut beş sene müddet"le sınırlı olacağı, kimsenin yargısız idam edilmeyeceği ve malının müsadere edilmeyeceği, özel mülkiyete sınır getirilmeyeceği, Meclis-i Ahkâm-ı Adliye'nin güçlendirileceği, vükelanın serbestçe söz söylemesine sınır getirilmeyeceği, yeni Ceza kanunnamesi düzenleneceği, memurin maaşlarının adalete uygun olarak düzenleneceği, rüşvetin güçlü yasalarla önleneceği bildirilmiştir
Fikir ve yapı bakımından ferman, Fransız Devrimi'nin İnsan ve Vatandaş Hakları bildirgesinden esinlenmiştir Osmanlı hukuku tarihinde ilk kez "vatandaşlık" kavramı ve vatandaşlıktan doğan haklar tanımlanmış, bu hakların korunması için yapılması gereken bazı işler sayılmıştır Buna karşılık Ferman, getirdiği yenilikleri Kuran'a ve Şer-i şerife ve Osmanlı Devletinin eski töre ve kanunlarına dayandırmaya özen göstermiştir
__________________
|
|
|