Yalnız Mesajı Göster

İkinci Dünya Savaşı Ve Türkiye

Eski 05-18-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İkinci Dünya Savaşı Ve Türkiye



İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye II Dünya Savaşı, 20 yüzyılda dünya çapında yapılan iki savaştan ikincisidir Altı yıl boyunca, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren kesintisiz savaşlarla baş gösteren II Dünya Savaşı'nın, Alman ordularının Polonya'ya saldırdığı 1 Eylül 1939 tarihinde başladığı kabul edilir Ne var ki birbirinden kopuk görünseler de bu tarihten önceki çatışmalar da, savaşta birincil rol oynayan tarafların, stratejik hedefleri arasında yer aldığından, savaşın başlangıcı tarihsel olarak daha önceleridir


Sol yukarıdan sağa doğru: Nazi Almanyası askerlerinin marşı; Toplama kampındaki Yahudiler; Berlin Muharebesinde Kızıl Ordu askerlerinin Reichstagı işgal edişi; Nagasaki'ye atom bombası saldırısı; Çin Cephesinde ilerleyen Japon askerler; Stalingrad Savaşı'nda Kızıl Ordu birliklerinin karşı taarruzu

Versay Rejimi ve Hitler'in yükselişi
Adolf Hitler'in 1933 yılında iktidara gelmesinden itibaren savaşın sonuna kadar izlediği strateji, üç aşamalı bir stratejidir Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştırGerek I Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmak, gerekse 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonucunda Alman ekonomisi ciddi sıkıntılar içine girdi Yaşanan yüksek enflasyon, aşırı boyutlara varan işsizlik ve bunlara bağlı olarak sanayideki üretim-hammadde düşüklüktür

Ekonominin düzene sokulmasının ardından stratejisinin ilk adımında Hitler, Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Versay anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır

İspanya İç Savaşı
Ülkede 1898'den beri önemli kolonilerin kaybedilmesi ile hızlanan ekonomik ve sosyal çöküntü iç savaş ortamını hazırlamıştır 1923'te diktatör General Dö Rivera başa geçene kadar 33 tane kabine değişmiştir Ülkenin yeni monarşik yapısında politik açıdan istikrarsız bir durumda oluşu, ekonomik ve sosyal durumu çok kötü bir biçimde etkilemiştir Aynı zamanda asiller ve ordunun karşılıklı çıkarlar nedeniyle kralcı ve dolayısıyla sağ görüşlü olması gibi bir durum söz konusuydu Ancak bu gruba karşıt Katalonya ve Bask bölgesindeki halk ve komünistler vardı Bu gruplar De Rivera'nın döneminde biraz daha durulmuş gözükselerde yine de onun kendilerini zaptedememesi sonucu yönetimden gitmesi sonrası kurulan 2 Cumhuriyette Nasyonalistler ve sonrasında Cumhuriyetçiler yönetime gelmişler; ancak ülke içersinde büyüyen karmaşayı engelleyememişlerdir Bunun sonucunda Cumhuriyetçiler ile Milliyetçiler arasında iç savaş başlamıştır İlk başlarda Cumhuriyetçiler avantajlı görünmüşlerdir; ancak daha sonra İspanya Afrikası ve İspanyol ordusunun bir kısmı milliyetçilere katılmıştır Bunlara rağmen Balear Adaları açıklarında bekleyen Sovyet donanması hiç bir yardımda bulunmamıştır Ancak Hitler ve Mussolini radikal eylemlerle Alman ve İtalyan pilotlarını savaşa sokmuş ilk zırhlılarını İspanya'da denemiştir 1939'da General Franco önderliğinde milliyetçi güçler tamamen yönetimi ele geçirdiğinde toplam ölü sayısı 600000 civarındadır

Anti-Komintern Paktı

Japon İmparatorluğu, Sibirya ve Moğolistan sınırlarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'le(SSCB) sürtüşmektedir Bu gerilim Almanya'ya Japonya'yla yakınlaşma şansı tanır 25 Kasım 1936 tarihinde Anti-Komintern Paktı'nı imzalarlar Buna göre, her iki ülke, içlerinden birisi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB)tarafından saldırıya uğrarsa diğerine destek sözü verir

Berlin, İtalya'nın da bu anlaşmaya katılımı için baskı yapar Mussolini bir yıl sonra, 6 Kasım 1937'de anlaşmayı imzalar 1939 Şubat ayında Macaristan da Anti-Komitern Paktı'na katılır Franco'nun İspanya'sı da bu ittifaka 27 Mart 1939'da katılır


Çin Cumhuriyetinin başkenti Nankin'in Çonghua kapısına saldıran Japon zırhlı araçlar (12 Aralık 1937 saat 1210)

Çin-Japon Savaşı
Çin-Japon Savaşı, Japonya'nın, Çin ve Mançurya'ya yayılma arzusundan kaynaklanmıştır Savaş aslında herbiri diğer ikisine eşit derecede düşman olan üç güç arasında cereyan etmiştir Chiang Kai-Shek, bir yandan Japonların ilerlemesini önlemeye çalışırken diğer yandan da komünistlerin kökünü kazımaya çalışmıştır Japonlar, 1930'larda daha kolay ilerleme kaydetmişler, yerleşim birimlerine karşı zehirli gaz dahi kullanmışlardır 1937'de Marko-Polo Köprüsü bölgesindeki bir olayı bahane ederek tekrar saldırıya geçen Japonlar, 1937'de Nankin, 1938'de de Kanton ve Hankov'u aldılar Ancak bu savaşlar klasik askeri taktikler ve strateji açısından özel bir öneme sahip değildir Japonlar'ın Mançurya üzerinden Moğolistan'a doğru ilerlemeleri, onları Rusya ile karşı karşıya getirmiştir Bu durum Rusya'yı iki cepheli savaşa zorladığından 1939 yazında Stalin'i Hitler ile ittifak yapmaya zorlamıştır Ancak Ruslar, 1939'da Kolkin'de Japonları yenmişler ve böylece Japon Kara Kuvvetlerinin modern bir güç karşısında başarılı olamayacaklarını ortaya koymuşlardır Bu mağlubiyetten sonra Japonlar tekrar Pasifik ve Güneydoğu Asya'ya yöneldiler Bu da gösteriyor ki, Japonya'nın da tam olarak belirlenmiş bir amacı yoktur ve bunu destekleyecek strateji oluşmamıştır

Avusturya'nın ilhakı
İlk kez 1919'larda ortaya atılan Avusturya'nın ilhakı|Anschluss düşüncesi uzun süre destek görmüştür Avusturya tarafında Sosyalistler 1933'e kadar Anschluss'u desteklemişlerdir Ancak Nazi Partisi iş başına geldikten sonra düşünceye soğuk bakılmaya başlanmıştır Hitler Anschluss'u gerçekleştirmek için 1934'de Avusturya'da Nazilerin iktidarı ele geçirmesine yardım etmiş; ancak bu girişim başarısız olmuştur 1937 yılında İtalya ile Almanya anlaşınca Hitler, Avusturya üzerindeki isteklerini sertleştirmeye başlamış ve Avusturya üzerinde baskı kurmuştur Bunun üzerine Avusturya'da 12 Mart 1938'de plebist yapılması kararlaştırılmıştırAncak plebisist'ten bir gün önce Alman birlikleri Avusturya'yı işgal etmiş ve Avusturya Ordusu hiçbir direniş göstermemişdir Ertesi gün yapılan plebisit'te birleşme %99'dan fazla bir oy almıştır

Münih Antlaşması ve Çekoslovakya'nın bölünmesi

Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938'de, Avusturya'nın ilhak edilmesiyle başlamıştır Ardından ikinci adım Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir Hitler'in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya'ya verilmiştir Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya'nın temsici bulundurmadığı bir anlaşmadır Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir Anlaşma, 1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesinin Almanlarca işgal edilmesine dayanmıştır 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya'nın kalanını da topraklarına eklemeleri anlaşmada yer almıştır

Bu olaylara kadar Hitler, stratejisinin adımlarını atarken, silah kullanmamıştır Ancak geriye tek sorunlu bölge kalmıştır: Danzig bölgesi Versay Anlaşmasıyla Polonya'ya verilen Danzig bölgesi, hâlâ Alman yönetiminde olan Doğu Prusya ile Almanya arasındaki kara bağlantısını kestiğinden, Alman Hükümeti, Polonya hükümetinden, Doğu Prusya'yla arada bir kara bağlantısı oluşturulması yönünde bir teklifi görüşmesini istemiş ve böylece Danzig Sorunu ortaya çıkmıştır


__________________

Alıntı Yaparak Cevapla