Yalnız Mesajı Göster

Cevap : İnsan Beyni Ve Yapısı

Eski 05-16-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : İnsan Beyni Ve Yapısı



Çeşitli bedensel ya da zihinsel işlevlerin beynin tam olarak neresinden kaynaklandığını anlamak için sürekli yeni yöntemler geliştiriliyor Halen en sık kullanılan yöntemler "pozitron emisyon tomografisi" (PET) ve "fonksiyonel manyetik rezonans" (fMRI) teknikleri Beyindeki kan akımını çok duyarlı bir şekilde ölçen bu cihazlar, beynin işlevsel haritasını oluşturmada oldukça yardımcı oluyor Bu teknikle beynin haritasını çıkarmak, o anda çalışan bölgenin kan akımının artması ilkesine dayanıyor Örneğin şarkı söylerken, problem çözerken ya da yemek yerken beynin değişik yerleri daha aktif hale geçiyor Bu hareketlenme, kan akımında artışa yol açıyor Artan kan akımı, PET ya da fMRI ile görüntülenebiliyor Örneğin, PET tekniği kullanılarak yapılan çalışmalar, uyuşturucu bağımlılığının frontal bölgedeki dopamin düzeyinin değişmesiyle ilgili olduğunu gösterdi Yakın bir gelecekte beynin tüm bölgelerinin görevi ortaya çıkarılabilecek Beynin bazı bölgelerinin, hasarlı bölgelerin işlevlerini üstlenmesi ya da aynı işlevin değişik bölgelerce yapılabilmesi, beyin haritalamasını zorlayacağa benziyor



Vücudumuzdaki kaslara, organlara ve salgı bezlerine bilgiler göndererek onların çalışmasını kontrol eden sinir hücrelerine "nöron" deniliyor Nöronların çoğu beynin dış kabuğunda, yani gri cevherde Beyinde 100 milyarın üzerinde nöron olduğu düşünülüyor Bir milimetre küp beyin dokusunda 50 bin nöron var ve aralarında bunları besleyen ve temizleyen çok daha fazla sayıda (10-50 kat) "glia" hücresi bulunuyor Nöronlar beynin en önemli hücreleri ve beynin işlevleri nöronların çalışmasına bağlı Büyük bir gövde ve bunun uzun ince kuyruk şeklindeki uzantısı olan "akson"dan oluşuyorlar Nöronlarda oluşan elektrik sinyalleri, aksonlar tarafından saniyede 100 metre hızla diğer hücrelere iletiliyor Nöronlar, mesajlarını bazen vücudun çok uzak bölgelerine tek bir akson sayesinde iletebiliyorlar Bazı aksonlar beyinden başlayıp omuriliğe kadar gidiyor ve uzunlukları bir metreyi bulabiliyor Sinir gövdesinin uzantısı olan aksonlar, "miyelin" denen özel bir kılıfla çevrili Bu kılıf, elektrik sinyallerinin çok hızlı iletilmesini sağlıyor "Multiple skleroz" hastalığı gibi bu kılıfın hasar gördüğü durumlarda, bazı kasların kontrolü bozuluyor Sinir hücrelerinin gövdesinden çıkan ve "dendrit" denen anten benzeri uzantılarsa diğer sinirlerden gelen sinyalleri algılıyorlar Nöron gövdesindeki dendritlerin tümü, başka nöronlardan gelen aksonlarla bağlantı halinde Nöronlar arasındaki "sinaps" denen bu bağlantılar sayesinde beyinde oluşan bir sinyal, çok kısa bir sürede vücudun istenen yerine ulaştırılıyor



Bir beyin hücresinin yaklaşık 20-30 bin civarında bağlantısı olabiliyor Beyindeki toplam bağlantı sayısının 1015 olduğu sanılıyor Beynin çalışmasını artırarak bağlantı sayısını değiştirmek böylece beyin kapasitesini geliştirmek mümkün Eskiden nöronlar arasındaki bağlantıların sabit olduğu düşünülüyordu Yani, bir kere bağlantı kurulduğunda, bunun devamlı olduğu ve giderek bu sayının arttığı sanılıyordu Yapılan son araştırmalar, bağlantıların sürekli değişebildiğini gösterdi Toplam bağlantı sayısı genellikle sabit kalırken, bazı bağlantılar kopuyor; ancak bu arada yeni bağlantılar oluşuyor Bu da beynin, değişen koşullara göre yapısını sürekli değiştirebildiğini gösteriyor

Sinir hücresinde elektrik enerjisi, artı elektrik yüklü sodyum, potasyum ve eksi elektrik yüklü klor iyonlarının yer değiştirmesi sayesinde oluşuyor Bu yer değiştirme sırasında hücre zarının iç ve dış tarafında oluşan zıt kutuplar voltaj değişikliklerine, böylece hücrede elektrik enerjisinin açığa çıkmasına yol açıyor Bir nöron, saniyede birkaç yüz elektrik sinyali oluşturabiliyor Hücre zarında oluşan bu elektrik sinyalleri, aksonlar tarafından saatte 200-300 km hızla aksonun ucuna doğru iletiliyor Elektrik sinyalleri aksonun ucuna ulaştığında buradan "nörotransmiter" denen çok özel kimyasal mesajcı moleküllerin salgılanmasına yol açıyor Aksonun ucundan bu moleküllerin salgılanması, diğer nöron ya da kas hücresi gibi hedef hücreleri harekete geçirerek, görevlerini yapmalarını sağlıyor Nörotransmiterler, bir bakıma sinir hücrelerinden gelen uyarıların diğer hücreler tarafından algılanmasını sağlayan elçi görevini üstleniyorlar Salgılanan molekülün yapısına göre, hedef hücrenin gerçekleştirdiği görevler de değişiyor

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla