05-15-2009
|
#2
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Hüseyin Nihal Atsız
Sarı Zeybek
(Hüseyin Nihal ATSIZ) - 1 - Şu dağların meşeleri karanlık,
Etekleri olur çayır çimenlik
Kızanlarla burda eder yarenlik,
“Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır,
Yağmur yağar, pusatları ıslanır” Sarı Zeybek şu dağların eridir,
Dağlar onun bütün yoğu varıdır
Kendi sarı, bindiği at dorudur;
Attan inip şu dağlara yaslanır,
Gözü dalar, bakışları puslanır
Sarı Zeybek dağdan dağa taşınır,
Taşınır da yüce dağlar aşınır
Mola verip Gökçen kızı düşünür;
Efe dağdan köye doğru seslenir,
Yosma Gökçen sesi duyar, süslenir Sevmesin mi Sarı Zeybek Gökçen’i?
Yüzü melek, saçı ipek Gökçen’i?
Bütün Aydın elinde tek Gökçen’i?
Kız sevmeyen erin gönlü paslanır,
Paslanırda imil imil yaslanır Padişahın kulağına varırsa,
Tutun diye devlet emir verirse ,
Üç yüz atlı, beş yüz yaya yürürse
Dağlar, taşlar barut ile sislenir,
Ölen ölür, anaları yaslanır - 2 -
Candarmalar genç efeyi sardılar,
Kırk ölümden beğendiğin sordular;
Kızanları bir bir yere serdiler
Sarı Zeybek kara sürmez şanına,
Erlik için kıyar kendi canına Nasıl olsa uçar da can, kalır ten;
Bir ah tuttu şu dağları derinden
Sarı Zeybek vuruldu üç yerinden
“Yazık olsun Telli Doru şanına,
Eğil de bak mor cepkenin kanına”
Sarı Zeybek gün batarken vuruldu
Nabızları yavaş yavaş duruldu,
Gözlerine kara perde gerildi
Yiğit başı düşüp kaldı yanına,
Bakmaz oldu mor cepkenin kanına
Sarı Zeybek öldü sanma, diridir;
O, dağların yine eşsiz eridir,
Bütün kızlar atık onun yarıdır
Vurulmuştur hepsi onun ününe
Can atarlar şimdi gerdek gününe Sarı Zeybek şimdi artık masaldır,
Sanma yıllar şerefini azaltır
Yiğitlerin dillerinde meseldir
Er kişiler kıyar da öz canına
Bir damlacık leke sürmez şanına… Türklerin Türküsü
(Hüseyin Nihal ATSIZ) Dilek yolunda ölmek Türklere olmaz tasa,
Türk’e boyun eğdirir yalnız türeyle yasa;
Yedi ordu birleşip karşımızda parlasa
Onu kanla söndürüp parçalarız, yeneriz 
Biz Tufanı yarattık uyku uyurken batı,
Nuh doğmadan kişnedi ordularımızın atı
Sorsan şöyle diyecek gök denilen şu çatı:
Türk gücü bir yıldırım Türk bilgisi bir deniz Delinse yer, çökse gök yansa kül olsa dört yan,
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan
Yıldırımdan tipiden kasırgadan yılmayan,
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz… Türkçülük Bayrağı
(Hüseyin Nihal ATSIZ) Türk duygusu her Türkçüye en tatlı kımızdır;
Türk ülküsü candan da aziz bayrağımızdır Bayrak ki onun gölgesi Bozkurtları toplar;
Bayrak ki bütün kaybedilen yurtları toplar Nerden geliyor? Tanrıkut’un ordularından!
Lakin bize bir beyt okuyor kutlu yarından: Darbeyle gönüllerde yatan ülkü silinmez!
Atsız yere düşmekle bu bayrak yere inmez!… Türk Kızı
(Hüseyin Nihal ATSIZ) Pınar başına geldi
Bir elinde güğümü;
Çattı yay kaşlarını
Görünce güldüğümü,
Bağlamıştı gönlümü
Saçlarının düğümü
Bilmiyordum bu örgü
Acaba bir büğü mü? Sordum: Nerdedir yerin?
Nedir senin değerin?
Yedi kıral vurulmuş,
Ne bu ceylan gözlerin?
Hangisine varırsın
Bu yedi ünlü erin?
Şöyle dedi bakarak
Göklere derin derin: Kıralların taçları
Beni bağlar büğü mü?
Orduları açamaz
Gönlümdeki düğümü
Saraylarda süremem
Dağlarda sürdüğümü
Bin cihana değişmem
Şu öksüz Türklüğümü…
|
|
|