Yalnız Mesajı Göster

Cafer Cabbarlı

Eski 05-13-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Cafer Cabbarlı



Cafer Cabbarlı
(Hayatı - Biyografisi - Yaşamı)
(Baku, 1899 Baku, 1934)
Cefer Cabbarlı 1899 yılında, Baku yakınlarındaki Xızı köyünde doğmuştur Babasının adı Qafar’dır Bakü’de, Rus-Tatar Mektebi’ni ve 3enaye Mektebi’ni (1920) bitirmiştir Henüz talebeyken, yani 1915 yıllarında yazmaya başlamış, nesir, şiir ve dram türlerinde eserler kaleme almıştır İlk hiciv ve lirik şiirleri “Mekteb”, “Babayi Emir”, “Besiret” gibi gazete ve dergilerde yayınlanmıştır Sanat hayatınm ilk dönemi, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin (1918-1920) kuruluşuyla başlayan siyasi, kültürel ve manevi yükseliş dönemine denk düşer İstiklal mücadelesini konu alan şiirlerini, Balkan Savaşları’nda (1912-1914) Türklerin gösterdiği kahramanlıkları terennüm eden “Edirne Fethi” ve “Trablus Müharibesi” piyeslerini bu yıllarda yazar Azerbaycan’da Sovyet hakimiyeti kurulduktan sonra Cabbarh, Bakü’de tiyatro okulunu ve Azsrbaycan Devlet Universitesi’nin Şark Fakültesi’ni bitirir, “Kommunist” gazetesinde “edebi işçi” ve tercüman olarak, edebiyat, tiyatro ve sinema alanında bir yazar, dramaturk, senarist ve rejisör olarak büyük hizmetlerde bulunur İlk Sovyet operaları için libretto, sinema filmleri için senaryolar yazar, filmlerin çekimine şahsen iştirak eder, dram tiyatrosunda bir rejisör olarak çalışır, yabancı dillerden piyesler tercüme eder ve sahneye koyar Sovyet devrinde Cabbarlı sekiz piyes yazmıştır ki, bunların hemen hepsi başka dillere tercüme olunmuş, Bakü’de, Orta Asya’da Eski Sovyet cumhuriyetlerinde sahneye konulmuştur Sovyet sanatına büyük katkılarından dolayı, kendisine 1932 yılında, “emekdar senet xadimi fexri adı” verilmiştir Cabbarlı‘nın, Sabir üslubunda yazdiği ilk şiirlerinde hiciv ve alay, “Ezilen Şerge”, “Usyan Yarat”, “Qız Qalası” manzumelerinde felsefi romantizm, “Aslan ve Ferhad” hikayesi ve “Vefalı Seriyye”, “Solgun Çiçekler” gibi piyeslerinde ise hissi-sentimental-üslub belirgindir Böylelikle O, kalemini bir bakıma bilinen bütün edebi üslublarda denedikten sonra realizmde karar kılmış ve Azerbaycan’da “Sovet Edebiyatı”, “Sosyalist realizmi” denilen sanat anlayışının ilk ifadecisi ve hatta kurucusu sayılmıştır Ancak bu realizm, hakikat duygusu ve onun büyük istidadı, bu üslubda, eyyamcılığa, bolşevik ritorikasına galip gelmiş ve Cabbarlı yaratıcılığını başlı başına bir sanat hadisesine çevirmiştir Kapitalizm, Cabbarlı’nm “Aydın” (1919-1920) ve “Oqtay Eloğlu (1922) piyeslerinde dar smıfsal manada değil, beşeri değerler seviyesinde tahlil ve tenkid edilir Bu eserlerde, Cabbarlı’nm protest kahramanları, burjuva ahlakının bozucu rolünü, mahiyetini ortaya koyarlar “Od Gelini” trajedisinde ise (1925-1928) Azerbaycan halkının IX asırda, Babek’in öncülüğünde, yabancı işgalcilere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini eserinin asıl konusu ve ana fikri olarak seçer, milli-manevi istiklal ve bağımsızlık düşüncesini bütün devirlerin ve halkların en yüksek değer yargısı ve en kıymetli serveti olarak terennüm eder Bağımsızlık duygusunun bu şekilde ele alınmasının; sanatçının komünist zulmüne, bolşevik baskılarına duyduğu gizli bir isyani, protestosu olduğunu ileri sürenlerin düşüncelerinde de gerçek payı vardır “Od Gelini”nden sonra Cabbarlı, tarihi konulardan çağdaş gerçekliğe döner Sovyet devrinin insanlarını, onların mücadelelerini, fikri arayışlarım, aldanış ve bunalımlarını, yani insan karakterinin oluşumunu tasvir eder “Sevil”, “Almaz”, “Yaşar”, “Dönüş” bu tür eserlerindendir Bu piyesler, “Sovyet gerçekliği” denilen fenomenin, onun henüz teşekkül ve doğuş döneminin canlı, estetik tecessümüdür Bu destan bütün tarihi izdüşümleri, ifratları ve yönelişleriyle söz konusu eserde yansıtılmıştır Üstelik güçlü bir sanatkarlıkla ve yüksek bir estetik seviyeden yansıtılmıştır Bu piyesler, ayni zamanda söz konusu devre ışık tutan belge niteliğindedir Diğer taraftan, bunların hepsinin de temelinde, tek tek bütün insanların, toplumların ve hatta insanlığın mutluluğu yolunda hummalı bir estetik arayış, bir çıkış yolu arayışı vardır Cabbarlı‘nın piyesleri problematik piyeslerdir Halkların dostluğu meselesi onun ele aldığı problemlerden biridir 1905 yılında, piyesinde, halkların dostluğu meselesini ortaya atıp, çok geniş bir tarihi planda irdeler Geçen yüzyılın başlarından beri, Azerbaycan’da sık sık tekrarlanan Rus ve Ermeni kaynaklı katliamların motivasyonunu bir tarihçi dikkati ve titizliğiyle ortaya koyar Cabbarlı sanatkarlığının, artık her tür sınavdan geçmiş ifade gücü, onun hayatla iç içe oluşundan ve halkın geleceği ve kaygılarına duyduğu büyük ilgiden ileri gelmektedir Şayet sağ kalsaydı, 1937 yılının imtihanindan herhalde zor çıkardı Bolşevik iktidar ve dar görüşlü tenkit tarafından devamlı hırpalanan, hatta hapsedilen edip, 1934 yılında kalp krizinden hayata veda etti Başlıca eserleri: Eserleri (3 ciltte), Bakı, 1938-1948; İlk Dram Eserleri, Bakı, 1947; Seçilmiş Eser-leri, Bakı, 1949; Eserleri (4 ciltte), Bakı, 1950-1951; Seçilmiş pyesleri, Bakı, 1954 Kaynakça: Mehdi Hüseyn Ölmez Senetkar, Bakı, 1944; Xendan C CCabbarh’nm Heyat ve Ya-radıcılığı Bakı, 1954; Memmed Arif Cefer Cab-barlının Yaradıcılıq Yolu, Bakı, 1956; Memmed Cefer Mütefekkirin Şexsiyyeti Bakı, 1960; Ce-ferov C Cefer Cabbarlı, 1960 1 Azerbaycan Covet Edebiyatı Tarixi l-II ciltler Bakı, 1966-67
2 Azerbaycan Covet Edebiyatı Tarixi Bakı, 1988
3 Arif Memmed Esrin Oğlu Bakı, 1979
4 Eliyev R CCabbarh’nm Yaradıcıhq Te kamülü Bakı, 1989




Gözün Aydın
(Cefer Cabbarlı)
“Mus-Mus!” deye, axır Rza xan Mustafalaşdı,
Gizlin bezenib çıxdı üze, maskasm açdı,
“Hürriyyet”i-İran deyerek, tace yanaşdı,
El: “Şahlığı yıx” söyledi; amma ki, o çaşdı,
Dırmaşdı senin textine, İran, gözün aydın!
Toplandı nümayendelerin meclisi-ame,
Sen başladığın işleri çatdırdıl temame,
Möhtacmış İran on üçüncü bir imame,
Qoydu yene de köhne tası köhne hemame,
Fırlandı yene köhne deyirman, gözün aydın!
Evvelde dedim men size: bunlar bir oyundur,
İşler düzelib getdi, çal, iranlı, toyundur
Meclis dedi: el bir sürü sağmalca qoyundur,
Çjalmış, deyesen, bir nece şalvar, di soyundur,
Lazım deyil iranlıya yorgan, gözün aydın!
Ded-ded-de-demokrat de dedik, çıxdı başa şah,
Esrin dili gelmez buna, yıxsın evin allah!
Ehsen Rza xan, “mersi”, teşekkür, barekallah!
Dünya gülüyor, sen de gül, iranlı, de hahhah,
Boş qalmadı axır qoca Tehran, gözün aydın!
Keçmiş Rza “xan”, layla çal iranlıya, de “yat”,
İranda demişdim sene oynanmada şahmat;
Var sende piyade, düzülüb qarşıya top, at,
Sen “şah” dedin, İran da, saqm söylemesin “mat”,
Olmazsan eğer sonda peşiman, gözün aydın!
Her il, deyesen, Avropaya borçludur İran,
Bir köhne İran şahı ve bir nargile qelyan,
Borç vermeye tapdm, qoca İran, yene imkan
Bir xan yetişib dade, yazıq, tutdu qolundan,
Etdi sene her müşkülü asan, gözün aydın!
Toplandı nümayendelerin meclise doldu,
Tapdıi sene insafile derman, gözün aydın!
Boş qalmadı taxtm, bir igid çıxdı bu yandan,
Dırmaşdı senin textine İran, gözün aydın!
Unudulmaz Yara
(Cefer Cabbarlı)
Ol sefa ehli, könül, dünyada, get, qaldır qedeh!
Milletin ehvalım sal yada, get, qaldır qeder!
Verme, dil derdü qeme, bir hefte dünyadır, gözüm!
Milletin halına baxsan, möhnetefzadır, gözüm!
Sen gemi olsan eğer, möhnet ki, deryadır, gözüm!
Qem çekib fikr eylemek, vallahi, bicadır, gözüm!
Yerde doldur, göyde iç, deryada, get, qaldır qedeh!
Ol sefa ehli, könül, dünyada, get, qaldır qedeh!
Xan qedeh, sultan qedeh, sail qedeh, quldur qedeh,
Toy qedeh, matem qedeh, bayram qedeh, boldur qedeh,
Vur qedeh, vurdur qedeh, xarrat çağır, yoldur qedeh,
Al qedeh, aldır qedeh, qaldır qedeh, doldur qedeh!
Sefa ehli, könül, dünyada, get, qaldır qedeh!
Çox da millet rehnümasızdır, düşübdür derbeder,
Millet feryadına guş etme, olma pürkeder,
Nef yox, millet işinde, pare yox, yox sim ü zer,
Qem yeme, fikr etme, zalim, etme öz ömrün heder!
Milletin dadın eşit, imdada get, qaldır qedeh!
sefa ehli, könül, dünyada, get, qaldır qedeh!
Millete qem çekme, millet vaqifi-halın deyil,
Girme bir cemiyyete, dermani-iqbalm deyil,
Ade, millet, bu itilgetler ki, hammalm deyil,
Vur, dağıt, millet evin smdır ki, öz malın deyil,
Sonra da bu xaneyi-berbade get, qaldır qedeh!
Ol sefa ehli, könül, dünyada, get, qaldır qedeh!











Ana(Cefer Cabbarlı)
Eğer bütün beşeriyyet edüvvi-canıml ola,
örek süqut elemez aldığı metanetden
Ricavü xövfe mekan vermerem ger alimler
Min il de ve’z edeler dehşeti-qiyametden
Pelengler tuta dövrüm, çekinmerem esla,
Ve ya ki, ve’d edeler dövleti-cahanı mene
Ki, bir kese baş eyib eczimi beyan eleyim,
Eyilmerem ne ki, yer, verseler semanı mene
Yanımda ger dura cellad elinde şemşiri,
Ölüm gücile mene hökm ede olum teslim,
Eyilmerem yene haşa! Ölüm nedir ki, onun
Gücile xelqe heqirane eyleyim te’zim?
Cahanda yox ele bir qüvve baş eyim ona men,
Feqet ne güçlü, zeif bir vücud var, yahu,
Ki, hazıram yıxılıb xaki-payinelO her gün,
Öpüm ayağım icz ile Kimdir o? Nedir o?
Ana! Ana! O adm qarşısmda bir qultekil
Hemişel secdede olmaq mene fexaretdirl;
Onun eliyle bela behrine yuvarlansam,
Yene xeyal ederem bezmi-istirahetdiri
Es, ey külek,l bağır, ey behri-biaman,i Iepelenl!
Atıl cahana sen, ey ildir im, alış, parla!
Gurulda, taqi-semavi,i gurulda, çatla, dağıl!
Sen, ey Güneş, yağışın yağdır, ey bulud, ağla!
Bunlar mene eser eylermi? Mütleqa yox!
Yox! Feqet ana! O müqeddes adm qabağmdai
O pak bağrına bassın meni, desin laylay,
Tebessüm oynadaraq titreyen dodağmda
Bütün vücudum eser, ruhum eyleyer pervaz,l
Uçar semalara o alemi-xeyaletde
Yatar, öler bedenim, nitqden düşer bir söz: -
Ana Ana… Sene men rağibem itaetde!












Alıntı Yaparak Cevapla