Şengül Şirin
|
Cevap : Almas Yıldırım/ Şiirleri
Kalk Sevgilim
(Almas Yıldırım) Kalk sevgilim, kalk da beni yola vur,
Geç kalınsa, yurt başıma çökecek 
Ben artık beklemem, gün doğsun diye,
Kim bu bitmez intizârı çekecek?! Kalk ki yollar uzun, emel uzakta,
Bu uğurda ölüm de var, tuzak da Kalk, sevgilim, kalk da atımı gemle,
Sıcak bir öpüşle anlımı nemle,
Yeter, gün geçirdim ben bu özlemle, Sen aldırma, dağları geçit vermezse,
Fırtınalar kopup yolumu kesse! 
Kalk, sevgilim, kalk da, kuşlar ötüyor,
Gözümde bir savaş aşkı tütüyor
Kalk ki, zaman geçti, günüm bitiyor  El ne diyor bak, bu miskin duruşa,
Kollarımda güç yok mu, bir vuruşa!? Kalk, sevgilim, ver okumu, yayımı,
Çek altıma o küheylan tayımı,
Kim o benim inkâr eden soyumu?  Hangi kuvvet büken benim kolumu,
Ben gidersem kim kesecek yolumu?! Kalk, güzelim, kalk ta beni yola vur,
Düşünme ki kalbimde çok acı var,
Çökmem dize, vurulmazsam arkamdan,
Hâlâ bende Bozkurd’umun gücü var!  Sen aldırma, dağlar geçit vermeze,
Fırtınalar kopup yolumu kesse!…
Garip Kuşum
(Almas Yıldırım) Garip kuşum bu gelişin nereden
Uçup geldin hangi dağdan dereden
Ben anlamam göğsündeki yaradan
Beyhudedir bende merhem arama
Merhem olsa koyarım öz yarama Kim dost ola yarama ilişe
Bir es bulsam öz derdimi bölüşe
Gel aldanma yüzümdeki gülüşe
Dal ruhuma geçirdiğim ahi gör
Gir kalbime içten akan kanı gör
Gençlerde Ümidim Var
(Almas Yıldırım) Sen istersen kalbimi parçala, kır, çiğne, ez,
Benim gene bu yolda tükenmez bir canım var!
Sen ölüm ol, başımda her an dolaş, her an gez,
Benim de bir gün gene sana bir isyanım var!  Hoş mu geldi sana bu, bir an için sustuğum?
Beni bu yoldan etmez, hükmünle kan kustuğum! 
Ey koynunda dünyaya gelip ayak bastığım,
Damarlarımda sana vakfedilmiş kanım var!
Benim aşkım, a dostlar, ezelidir, ezelî,
Kim çalacak gönülden o sevdalı güzeli?!
Yok bir kuvvet ki, yıksın kalbimdeki emeli,
Benim ki o kurtuluş gününe imanım var!  Sen aldırma içinden yaralıyım, yaralı,
Bırak geçsin genç ömrüm fırtınalı, boralı;
Ben bilirim, sonunda çıkmam yüzü karalı,
Yurdumun gençlerine ümidim, imânım var!
Azer’in Duası
(Almas Yıldırım) Hasret kalıp doğma yurdun nazlı müşfik kucağına,
Gözler yaşlı, boyun bükük, vatansız mı öleceğim?
Göz dikerek yâd ellerin şifa vermez ocağına,
Böyle garip, bir parçacık kefensiz mi öleceğim? Ulu Tanrım… Günâh mı bu, bahar geldi, ben çağla-dım?
Bu bir ilin dileğidir, yâd bir söze uyduğum yok,
Dünya sevdi, ben de sevdim, eller güldü, ben ağladım
Sevdim amma dizlerine bir defa baş koyduğum yok
Tanrım Bana çok mu gördün od savuran toprağımı?
Cennet senin, Kâbe senin, bir mezarlık yurdumu ver
Cehennemden alsın bırak dünya benim sorağım,
Bana yalnız bir içim su baş koyacak biraz da yer
O Güzele
(Almas Yıldırım) Hatırlar mısın ki, orda bir zaman
Seninle dileğe erdim, güzelim!…
Sen, benden yâdigâr bir şey istedin,
Koparıp kalbimi verdim, güzelim!… Beni kabre kadar götürsün, diye,
Zehir mi katmıştın sunduğun meye?
Ben lânet okudum sensiz her şeye,
Ben her şeyde seni gördüm, güzelim! 
Muğan yaylasında, Gök Mil düzünde,
Aktı kanım damla damla izinde,
Gel vefa kıl sen de bir dur sözünde,
Ben sözüm üstünde durdum, güzelim!  Kâbem oldun, mihrabına diz koydum,
Hızrım oldun, dergâhına göz koydum,
Garip düştüm, toprağına yüz koydum,
Bir sormadın, nedir derdim, güzelim? Nere gitsem arkanda bir ahım var,
Varıp baş koymaya bir dergâhım var,
Elbetki benim de bir Allahım var…
Gün gelir hür olur yurdum, güzelim!
|