Yalnız Mesajı Göster

Almas Yıldırım

Eski 05-13-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Almas Yıldırım



Almas Yıldırım
(Yaşamı)
Elmas Yıldırım, 25 Mart 1907’de Azerbaycan’ın Gala köyünde doğdu Babası Abdülmuhammet, anası Nisa Hanımdır Yıldırım’dan sonra ailenin, Sona, Ziba, Abdülali, Mehmetali ve Haydar adlı 5 çocuğu daha dünyaya gelir Yıldırım’ın göbek adı Abdülhasan’dır Ancak, çocukluk yıllarında herkes onu, dedesinin adı dolayısıyla Almas veya Almaszade olarak tanırdı Yıldırım’ın babası hacı Abdülmuhammet önce Şüvelan’a, oradan da Bakü’nün Çemberekent semtine göç eder Geleceğin hürriyet ve istiklâl şairi artık ailesiyle beraber, bugün Bakü’de Gülistan Sarayı’nın yer aldığı bölgede bulunan evde yaşamaya başlar
Azerbaycan’daki kayıtlar onun asıl adının Yıldırım, soyadının ise Almaszade olduğunu göstermektedir Türkiye’deki resmî kayıtlarda da asıl adı Yıldırım, soyadı ise Elmas olarak geçmektedir Fakat, Türkiye’de uzun süre ‘Şengel’ soyadını da kullanmıştır Yıldırım, 1914-1915 eğitim-öğretim yılında, Çemberekent’te bulunan 7 yıllık ‘İttihad Mektebi’nde öğrenime başlar ‘İttihad Mektebi’nde okurken güzel şiirler yazmaya başlayan şair, adı geçen okuldan Farsça’yı da öğrenerek mezun olur
Şair, daha sonra o dönemde öğretmen yetiştiren Abdulla Şaik Adına Numune Mektebi’ne girer Burada Rusça da öğrenen Yıldırım, bugünkü adıyla Bakü Devlet Üniversitesi Şarkiyyat Fakültesi Edebiyyat Bölümü’ne kaydolur Fakat, birkaç ay sonra, ülkesini işgal eden Sovyet yönetimi tarafından ailesinin zengin olması, esarete karşı çıkması, millî düşünceleriyle halkın hissiyatına tercüman olması vb sebeplerle fakülteden atılır


Üniversiteden atılan Yıldırım, edebî faaliyetlerini Yaşıl Qelemler Derneği, Yaşıl Yarpaq Derneği, Azerbaycan Edebiyyatı Cemiyeti, Yıldırım olarak da bilinen Türk Edip ve Şairleri İttifaqı, Kitap Dostları Cemiyeti, Edebiyyat Cemiyeti vb cemiyetlerin bünyesinde sürdürür Azerbaycan’ın Sovyetler tarafından işgal edilmesini kabullenemeyen şair ve yazarların, söz konusu cemiyetler üzerindeki nüfuzunun arttığını hisseden Sovyetlerin özel donanımlı ‘Çéka/QPU [=Devlet Siyasî İdaresi] teşkilâtı çeşitli tedbirler alır Komünist Partisi tarafından kurulan Azerbaycan Proleter Yazıçılar Cemiyeti hariç olmak üzere bütün edebî cemiyetler kapatılırTürkçenin Tarihi, Orhun Abideleri, Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Yazım ve Noktalama, Türkoloji Makaleleri, Edebiyat Nedir?, Alfabelerimiz, Atasözleri, Bulmacalar, Edebi Sanatlar, Sınav Soruları, Kpss, Oks, Öss, Bunları Biliyor musunuz?, Özlü Sözler, Güzel Sözler, Türkçe, Edebiyat, Masallar, Destanlar, Astroloji, Roman Özetleri
Sovyetlerin kara bulutları başının üzerinde dolaşmaya başlayan şairin attığı her adım takip edilir Rejim tarafından, Kemalcılar Türkiye’sini sevmek, Türkiye’nin çavuşluğunu yapmak, Türklere âşık olmak, istiklâlcı gençler yetiştirmek, Lâtin asıllı Türk alfabesini savunmak, millî edebiyatı devam ettirmek, ‘Vahit Türkistan Devleti kurmak istemek’ vb sebeplerle suçlanır ve başının Sovyet çekiciyle ezileceği ilân edilir Önce Derbent’e, sonra Kırım’a ve Aşkabat’a sürgün edilir Aşkabat’ta kurşuna dizilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca eşi Ziver Hanımla beraber İran/Güney Azerbaycan üzerinden Türkiye’ye geçmeye karar verirler
Gecenin bir saatinde eşi Ziver Hanımla, üç aylık oğlu Azer’i de alıp kaçakçı deve kervanına katılır Bir müddet sonra kervandan ayrılır Yalnız başlarına yola devam ederler Yollarda aç ve susuz perişan olan genç ana baba, üç aylık Azer’i bir kayanın gölgesine bırakıp gitmeyi düşünürler Çünkü, takatları kesilmiştir Bir defasında kundaktaki Azer’i bir kayanın dibine bırakan ana baba birkaç metre ağlayarak yürüdükten sonra geri dönüp yavrularını bağrına basarlar
İran sınırına yakın bir yerde yönlerini şaşırırlar Artık nereye, nasıl, hangi yöne gideceklerini bilemezler Bu çaresiz duruma düştükleri sırada beyaz elbiseli, beyaz atlı biri kişi kendilerine yol gösterir
İran’a geçerken yakalanan Yıldırım, sınır kanunlarını ihlâl etmekle suçlanarak ailesiyle birlikte tutuklanır Burada şaire, ‘Stalin’in casusu’, ‘Bolşevik Sovyet casusu’ diye işkence yapılır Neticede, serbest bırakılıp Meşhed’e gönderilir Yıldırım, İran’da maddî ve manevî büyük sıkıntılar yaşar Atatürk’ün hür Türkiyesi’ne ulaşmanın yollarını arar Şair ailesiyle birlikte Atatürk Türkiyesi’nin Van şehrine, oradan da Elazığ’a gelir

Türkiye Cumhuriyeti, Yıldırım’a kucak açar Hazar Gölü’nün sıcak insanları onu bağrına basar Hazar Gölü şaire, çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği Hazar Denizi’ni hatırlatır Bunun için sık sık Hazar Gölü’nün sahiline iner, onunla dertleşip hasret gidermeye çalışır Elmas Yıldırım, Palu’nun Karaca Bucağı/Karacabağ İlkokulu’nda vekil öğretmenlikle işe başlar Bir süre Palu’nun Karaçor nahiyesinde yani bugün Kovancılar’a bağlı Çaybağı’nda ve şimdiki İmar İskân Müdürlüğü’nde görev yapar Keban ve Palu ilçesi tahrirat kâtipliği görevlerinde bulunur
Bir müddet Karabegler’de yani şimdiki Arıcak’ta nahiye müdürü olarak çalışır Daha sonra Ağın, Hankendi, Baskil’in Aydınlar beldesinde ve Elazığ Merkez ilçeye bağlı Balıbey’de Bucak Müdürü olarak görev yapar Elmas Yıldırım 1951 yılının ortalarında Tunceli’nin Nazimiye ilçesi Dallıbahçe Bucak Müdürü olarak çalışır Ölümünden birkaç ay önce Malatya’nın Kale Bucağı Müdürlüğüne atanır Yıldırım’ın Bakü’nün Gala kendi’nde başlayan dünya hayatı, Malatya’nın Kale bucağında görev yaparken biter 14 Ocak 1952’de Malatya’da kirada oturduğu evinde vefat eder Şairin naaşı, Malatya’nın Sancaktar Kabristanlığı’nda toprağa verilir
Şair, arkasında gözü yaşlı bir anneyle, çocukları Mehmet Bakühan, Odkan, Aras ve Azer’i bırakır Ailenin bütün yükü, üniversite tahsiline başlamak üzere olan büyük oğlu Azer’in üzerinde kalır Aileye, Malatya’nın o zamanki valisi Şefik San Beyefendi sahip çıkar ve her türlü yardımı yapar Ölünceye kadar Türk’ün istiklâl aşkını terennüm eden Elmas Yıldırım’ın sağlığında İlk Şiirler, Dün Bugün, Dağlar Seslenirken, Azerbaycan Mânileri Azerbaycan Halk Edebiyatından Alınmış Bayatılar, Bayatılar Azerbaycan Halk Mânileri ve Boğulmayan Bir Ses adlı eserleri yayınlanmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla