Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Hukuki Ve Mali Yönleriyle - Adi Ortaklık

Eski 05-12-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Hukuki Ve Mali Yönleriyle - Adi Ortaklık



SONUÇ : Temyiz olunan kararın gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, 21111986 gününde oybirliğiyle karar verildi

-Adi ortaklığın sözleşmesi ile ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi ancak haklı nedenlerin oluşması halinde diğer ortaklar tarafından sınırlandırılabilir veya tamamıyla kaldırılabilir Adi ortaklık sözleşmesinde başka bir hüküm bulunsa dahi haklı sebeplere dayanarak diğer ortakların her biri idare yetkisini sınırlandırabilir Özellikle adi ortaklığı idare eden ortağın görevlerini aşırı derecede ihmal etmesi veya ortaklığı iyi idare etmek için gerekli olan özellikleri kaybetmesi durumlarında bu tip bir durum oluşabilir (BKMd: 529)

-Kanun da ve Adi ortaklık sözleşmesinden aksine bir hüküm bulunmadığı durumunda ortaklığı yöneten ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiyi vekalet sözleşmesi hakkındaki kurallara bağlamıştır Bu durumda yönetici olmadığı halde şirketin yönetimine karışan ya da kendisine tanınan yönetim yetkisini aşan ortağın vekaleti olmaksızın başkası adına hareket eden kişi sayılacağını hüküm altına almıştır (BK Md: 530/1)

-Adi ortaklığı yönetenler en az yılda bir defa hesap vermeye ve kar paylarını ortaklara ödemeye mecburdurlar Yöneticilerin diğer ortaklara hesap verme zorunluluklarını bir yılı aşkın bir süreye uzatılması ile ilgili anlaşmalar geçersizdir (BK Md: 530/2)

-Adi ortaklıkta yönetici olsun ya da olmasın bütün ortakların ortaklığın işlerinin nasıl gitti hakkında şahsen bilgi almaya ve ortaklık defter ve kayıtlarını incelemeye ve kendisi için ortaklığın mali dirimi hakkında özet çıkarma hakkı bulunmaktadır Bu hususa aykırı hükümler geçersizdir (BK Md: 531)

-Adi ortaklığı idare vazifesi verilen ortak, hem adi ortaklığı, hem de bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme hakkına sahiptir (BKMd: 533)

-Ortaklık adına ve kendi hesabına üçüncü bir şahıs ile ticari bir ilişkiye giren ortak, bu üçüncü şahsa karşı yalnız kendisi alacaklı veya borçlu olurOrtaklardan biri bütün ortaklar adına üçüncü bir şahıs ile ticari ilişkiye giriştiği takdirde diğer ortaklar ancak temsil hakkındaki hükümler doğrultusunda üçüncü şahsın alacaklısı veya borçlusu olurlar (BKMd: 533)

-Ortaklığın iktisap ettiği veya ortaklığa devredilen değerler, alacaklar ve ayni haklar ortaklığın sözleşmesindeki hükümler çerçevesinde müştereken ortakların olur Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payından alabilirler Sözleşmede aksi belirtilmediği takdirde ortaklar birlikte yahut bir mümessil vasıtasıyla üçüncü şahıslara karşı taahhüt etmiş oldukları borçlardan dolayı müteselsilen sorumlu olurlar (BKMd: 534)

-Adi Ortaklıkta rekabet yasağı bulunmaktadır Buna göre ortaklardan hiç biri kendi hesabına ortaklığın gayesine karşı veya zararlı işleri yapamaz (BKMd: 526)

16Adi Ortaklığın Bitmesi

Adi Ortaklık Borçlar Kanunu�nun 535 Maddesinde yazılı hükümlerin gerçekleşmesi ile sona erer

-Şirket sözleşmesine belirtilmiş olan gayenin elde edilmesi veya elde edilmesinin olanaksız hale gelmesi,

-Mirasçılar ile ortaklığın devamına ilişkin evvelce yapılmış bir sözleşme olmaması halinde ortaklardan birinin ölmesiyle,

-Ortaklardan birinin tasfiyedeki hissesine icra konulması yahut bir ortağın iflas etmesi
-Bütün ortakların vereceği oy birliği kararı ile,
-Adi ortaklık için sözleşme ile belirtilen sürenin bitmesiyle,
-Adi ortaklık sözleşmesinde ortaklığın süresiz olarak kurulduğu veya ortaklardan birinin hayatı ile kurulmuş ise ortaklardan her birinin altı ay evvel ihbar eylemesi şartıyla fesih talep edilebilir Fesih ihbarının iyi niyet kaidelerine göre yapılması ve uygun olmayan bir zamanda gerçekleştirilmemelidir Adi ortaklığın hesabı sene sonlarında yapılıyor ise fesih ancak bir hesap senesi sonu için istenebilir (BK Md: 536)
-Haklı sebeplerden dolayı mahkeme kararıyla,
-Haklı sebeplerden dolayı sözleşmede belli bir sürenin bitiminden evvel ve ortaklık belli olmayan bir süre için belirtilmiş ise evvelce ihbara gerek olmaksızın ortaklığın feshi talep edilebilir

17Adi Ortaklığın Tasfiyesi

Adi Ortaklık Borçlar Kanunu�nun 538 ve sonraki maddeleri çerçevesinde tasfiyeye tabi tutulur

İdarede olanlar da dahil olmak üzere tasfiyenin bütün ortakların katılımı ile yapılması gerekmektedir

Tasfiye için ortakların alacağı bir karar ile tasfiye memuru atanabilir

Adi ortaklığın tasfiyesinde genel hükümler uygulanacaktır Tasfiyenin başlangıç tarihinin tespit edilmesi ve bu tarh itibariyle bütün ticari işlemler kesilir Bu tarih itibariyle bir bilanço düzenlenerek adi ortaklığın tasfiye başlangıcındaki mali durumunun tespiti yapılır Bu tarih itibariyle adi ortaklığın aktifinde bulunan değerler paraya çevrilir, pasifinde bulunan borçlar ödenir ve sonuç olarak kalan kar veya zarar ortaklar tarafından paylaşılır

Ödenmeyen borçlar ortaklar tarafından karşılanır

2Mali Açıdan Adi Ortaklık

21Kurumlar Vergisi Yönünden

Kurumlar Vergisi Kanunu�nun 2 maddesinin 7 Fıkrasında iş ortaklıklarından söz edilmektedir Buna göre : �İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların (Sermaye şirketleri, Kooperatifler, İktisadi kamu kuruluşları, dar mükellefler, Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler) kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez

Şahıs ortaklıkları veya gerçek kişilerin Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlarla veya Kanunun 2 nci maddesinde sayılanların kendi aralarında oluşturdukları adi ortaklıklar hakkında, istenilmesi halinde iş ortaklığı olarak kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilebilecektir Bu durumda, mükelleflerce talep edilmesi halinde tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın iş ortaklıkları, kurumlar vergisi mükellefi olabileceklerdir

-Unsurları

Kurulacak olan iş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefi sayılabilmesi için en az aşağıdaki unsurları taşıması gerekir
  • Ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olması,
  • Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşmeyle kurulması,
  • İş ortaklığı konusunun belli bir iş olması,
  • Birlikte yapılacak olan işin belli bir süre içinde gerçekleştirilmesinin öngörülmesi,
  • İş ortaklığı ile işveren arasında bir yüklenim sözleşmesinin olması,
  • Tarafların, müştereken yüklenilen işin belli bir veya birden fazla bölümünden değil, tamamından işverene karşı sorumlu olmaları,
  • İşin bitiminde kazancın paylaşılması,
  • Birlikte yapılması öngörülen ve müştereken yüklenilen işin bitimi ve Vergi Usul Kanununda belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesiyle mükellefiyetin sona ermesi
Yukarıda belirtilen genel unsurlar dikkate alındığında, her ortağın işin belli bir bölümünün yapımını yüklendiği konsorsiyumlar iş ortaklığı tanımı dışında kalmaktadır Bu tür ortaklıklarda (konsorsiyum) her bir ortağın yapacağı işin yüklenim sözleşmesinde açıkça belirtilmesi zorunludur Ancak, yüklenim sözleşmesinde belirtilmemekle beraber, ortakların kendi aralarında yapacakları sözleşme ile her bir ortağın yükleneceği işin belirlenmesi ve işveren idarece de bu sözleşmenin kabulü halinde, bu tür ortaklıklar da "konsorsiyum" olarak kabul edilecektir

İş ortaklığı, devamlılık gösteren ve aynı nitelikte olan iş veya işler için değil, belirli bir sürede bitecek bir iş için kurulacak ve tam mükellefiyete tabi olacaktır

Yukarıda sayılan unsurları taşımak kaydıyla, iş ortaklıkları her türlü iş için kurulabilecektir

Belli bir iş için kurulan iş ortaklığında işverenin birden fazla olması, iş ortaklığının da birden fazla olmasını gerektirmez Ancak bir işverene karşı birden fazla işin, yukarıda tanımı yapılan iş ortaklığı çerçevesinde yüklenilmesi halinde her iş, ayrı bir iş ortaklığının kurulmasını gerektirecektir

Örneğin; bir hidroelektrik santrali inşası işi için tek bir iş ortaklığı kurulabilir Aynı işveren tarafından söz konusu santral ile bağlantılı elektrik iletim sisteminin kurulması işi için ayrı bir ihale düzenlendiği takdirde bu iş için ayrı bir iş ortaklığı kurulması gerekmektedir

İş ortaklığının kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesi, ortaklığın kuruluş mukavelesinde gösterilen merkezinin bulunduğu yer vergi dairesidir Mukavelede, ortaklık merkezi belirtilmemiş ise iş merkezinin bulunduğu yer vergi dairesi, bağlı olduğu vergi dairesi olacaktır

Belli bir iş için kurulacak olan iş ortaklığında işin bitim tarihi, taahhüt sözleşmesinde belirlenen esaslara göre tayin olunacaktır Ancak, işin bitimi iş ortaklığının da sona erdiğini göstermez Bu iş dolayısıyla mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının da yerine getirilmesi (Örneğin, tahakkuk eden vergilerin tamamının ödenmesi) gerekir Vergisel ödevlerin tamamının ikmal edilmesinden sonra iş ortaklığı sona ermiş sayılır

Öte yandan, iş ortaklıklarının tasfiyesi, Borçlar Kanunundaki adi ortaklıkların dağılmasına ilişkin hükümlere göre yapılacaktır

-İşin bitiminde ortaya çıkan zararların durumu

Kurumlar, dilerlerse Borçlar Kanununa göre adi ortaklık veya Kurumlar Vergisi Kanununa göre iş ortaklığı şeklinde ortaklıklar oluşturarak faaliyet gösterebilmektedirler

Adi ortaklıklar, kurumlar vergisi mükellefi olmamalarına rağmen katma değer vergisi mükellefi olmaları nedeniyle ayrı defter tutabilmektedirler Ortaklar ise dönem sonlarında ortaya çıkan kâr veya zararı, ortaklıktaki hisseleri oranında paylaşarak kendi hesaplarına dahil etmektedirler

İş ortaklıkları ise Kurumlar Vergisi Kanununda ayrı bir kurum olarak değerlendirilmekte ve kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmaktadırlar İş ortaklıklarının faaliyetinden doğan kazanç, kurumlar vergisine tabi tutulmakta ve vergi sonrası kazanç ortakların hisselerine göre ortaklara dağıtılmaktadır

Kurumlar vergisi mükelleflerinin zararlarının, bu mükelleflerin ortaklarınca indirilebilmesi mümkün olmayıp aynı durum kurumlar vergisi mükellefi iş ortaklıklarının zararları için de geçerlidir

22Gelir Vergisi Yönünden

Adi ortaklıkta ortaklar münhasıran adi ortaklıktan elde ettikleri kar veya zarar ile ilgili olarak gelir veya kurumlar vergisi beyanında bulunmamaktadırlar Yukarıda Kurumlar Vergisi yönünden bölümünde açıklandığı üzere Katma Değer Vergisi mükellefi olmalarından dolayı ayrı defter tutmakta ve dönem geçici vergi beyannamesi ile ilgili dönem sonlarında adi ortaklığın ortaya çıkan kar veya zararı ortaklar, adi ortaklıktaki payları oranında paylaşarak kendi hesaplarına dahil etmektedirler Diğer bir anlatımla her ortak kendi işletmesi ile ilgili geçici vergi beyanında adi ortaklıktan gelen karı veya zararı gelir tablosuna ilave etmekte ve dolayısıyla geçici vergi beyanı ile beyan etmektedirSene sonunda ise gene her ortak kendi işletmesi ile ilgili yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyanında beyan ettiği gelir tablosuna adi ortaklıktan kendi payına düşen karı veya zararı dahil ederek beyanda bulunmaktadır

Konu ile ilgili olarak yayımlanan bir mukteza aşağıda sunulmuştur


Alıntı Yaparak Cevapla