Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Bütçe Çeşitleri

Eski 05-09-2009   #2
yesimciwciw

Cevap : Bütçe Çeşitleri



1) GAYRİSAFİ BÜTÇE USULÜ
Gayrisafi bütçe usulü, kamu hizmeti sunan kamu kuruluşlarının hem gelirlerinin hem
de giderlerinin olduğu gibi, yani birbirine mahsup edilmeden bütçede yer almasıdır
Bütçede yer alacak gelir ve giderlerin iki tür gösteriliş biçimi vardır Birincisi safi usul, ikincisi ise gayrisafi usuldür Safi usulde gelirler, tahsil masrafları düşüldükten sonra net tutarlar itibariyle bütçede gösterilirken, herhangi bir gider dolayısıyla gelir elde etmek mümkünse, söz konusu giderden, bu giderin yapılmasıyla doğan gelirler düşüldükten sonra arta kalan net tutarlar bütçede yer alır
Geçmiş dönemlerde uygulanmış olan safi bütçe usulünün bir başka işleyiş tarsı da şu şekilde idi: Belirli bir yörede yapılacak giderler, aynı yöreden elde edilecek gelirlerden mahsup edilerek gelir fazlası ya da gider fazlası biçiminde devlet bütçesinde yer alırdı
Gayrisafi bütçe usulünde ise, gelir ve giderler olduğu gibi eksiksiz olarak, yani birbirinden mahsup edilmeden bütçede gösterilir Bu usulde tüm kamu gelirleri olduğu gibi gelir bütçesinde yer alırken, bunların tahsili için gerekli olan masraflar da gider bütçesinde yer alır Örneğin, devlet tarafından memurlara ödenen maaş ve ücretler brüt, yani gayrisafi olarak bütçede gider olarak yer alırken, maaş ve ücretlerden yapılacak her türlü vergi kesintileri olduğu gibi kamu geliri olarak gelir bütçesinde yer alır
Safi bütçe usulünün en önemli sakıncası, gelir ve giderlerin gerçek miktarının bilinmesini önlemesidir Bunun sonunu olarak gelirlerden indirilen masraf miktarı ile giderlerden indirilen gelir miktarları, bütçeyi görüşüp onaylama yetkisini elinde bulunduran parlementonun denetiminin dışında bırakılmış olur Denetim eksikliğinin, kamu harcamalarında israfa ve bazı yolsuzluklara da neden olması mümkündür
Buna karşılık, gayrisafi usulde gelirler ve giderler, olduğu gibi bütçede gösterildiğinden, yani gelirin arkasına gider, giderin arkasına gelirin gizlenmesi söz konusu olmadığından, safi usulde sözü edilen denetim güçlüğü sakıncası ortadan kalkmaktadır
Türk bütçe sisteminde de gayrisafi usul benimsenmiş bulunmaktadır 1050 sayılı Genel Muhasebe Kanununun 41 Maddesine göre gelirler bütçeye tamamen gayrisafi olarak kaydedilir Bunların tahsil ve idaresi için gerekli giderler ise bu maksatla ayrılan ödenekten sarf edilir

2) BELİRLİ GELİRLERİN BELİRLİ GİDERLERİ AYRILMAMASI (Adem-i tahsis=Tahsis yapılmaması) İLKESİ
Genellik ilkesinin bir diğer anlamı ise, belirli kamu gelirlerinin belirli giderlere
ayrılmamasıdır Buna göre, kamu gelirlerinin tamamının bütün kamu giderleri için ayrılır Bu ilkeye göre, kamu gelirlerinin tamamı devlet hazinesinde toplanmalı ve buradan çeşitili kamu hizmetlerine öncelik sırasına göre ayrılmalıdır
Kamu gelirlerinin tamamı, bütün kamu hizmetleri için kullanılır Böylece bazı devlet dairelerinin bütçe ile kendilerine ayrılmış olan ödenek miktarını,, kendi özel gelirleri ile artırmaları önlenir
Ülkemizdeki bütçe uygulamalarında genel olarak bu ilke benimsenmiş olmakla birlikte bazı önemli istisnalara da rastlamak mümkündür Başta katma ve döner sermaye uygulamaları olmak üzere, fon uygulamaları, “tahsis yapılmaması” (adem-i tahsis) ilkesinin istisnalarını teşkil eder
B) BİRLİK İLKESİ
Bütçede birlik ilkesi, devletin tüm gelir ve giderlerinin tek bir bütçede toplanmasını
ifade eder Buna göre, devletin bir tek bütçesi olalıdır Tüm kamu gelir ve giderleri, mümkün olduğu ölçüde tek bir bütçe üzerinde gösterilmelidirböylece kamu gelir ve giderlerinin toplu olarak bir arada görülmesi sağlandığı gibi, kamu kesiminin milli ekonomi içindeki nispi önemi daha iyi anlaşılır Ayrıca yasama organı bütçeyi denetleme fonksiyonunun tek bir bütçe üzerinde daha etkin bir şekilde yerine getirme imkanı bulur
Bütçede birlik ilkesi, özellikle klasik görüşlerin hakim olduğu dönemlerde savunulmuştur Klasik görüşü savunanlar, devlet faaliyetlerinin mümkün olduğu kadar sınırlı ve buna bağlı olarak da kamu gelir ve giderlerinin hacim itibariyme dar tutulmasını istemişlerdir Bu görüşe göre, devlet bütçesi açık ve fazlalık verdirilmeden denk olarak sonuçlandırılmalıdır
Klasik görüşlerin hakim olduğu dönemlerde, bütçede birlik ilkesine uymak son derece koyadı Zira, o dönemde devlet bütçesi hacim itibariyle son derece dardı Buna karşılık, günümüzde devlet, üstlenmiş olduğu iktisadi ve sosyal bazı görevlerini daha etkin bir şekilde yerine getirebilmek için kamu harcamalarını arttırmak zorunda kalmıştır Bunun sonucu olarak, bütçe sisteminde önemli değişiklikler yapılmış ve zaman zaman bütçede birlik ilkesinin dışına çıkılması bir zorunluluk halini almıştır Bu yüzden, günümüzde bütçede birlik ilkesine mutlak manada uymak mümkün değildir Ancak, birlik ilkesinden ne ölçüde sapma gösterilirse, bütçenin özellikle yasam organı tarafından denetime o ölçüde güçleşir
Bugün katma bütçeler, özerk bütçeler, kamu iktisadi teşebbüslerine ait özel bütçeler, döner sermaye bütçeleri ile bütçe dışı hesap ve fonlar bütçede birlik ilkesinden önemli derecede sapmaları teşkil eden örneklerdir Devlet artık, idari hizmetleri ile iktisadi ve değişik nitelikteki işleri tek bir bütçede farklı bütçelere yer vermektedir

C) AÇIKLIK VE ALENİLİK İLKESİ
Açıklık ilkesi, bütçede yer alan gelir ve gider tahminlerine ilişkin bilgilerin, gerek
yasama organı üyeleri, gerekse bütçe hakkında kamuoyunda bilgi edinmek isteyen kişiler bakımındın açık ve anlaşılır şekilde düzenlenmesini ifade eder
Aleniyet ilkesi ise, bütçenin içeriği ve bütçe görüşmeleri ile ilgili olarak kamuoyunun kitle iletişim vasıtıları ile bilgilendirilmesini ifade eder
Sadece uzmanların ve uygulayıcıların değil, aynı zamanda toplum fertlerinin de giderlerin çeşitli kamu hizmetlerine ayrılan miktarları ile gelirlerin mahiyeti ve kaynakları hakkında doğru bir fikir edinebilmeleri açıklık ilkesine uyulması ile mümkün olur
Yine bu ilkesinin gereği olarak, bütçenin hazırlık aşamasından başlanarak, uygulanması ve sonuçlarının alınmasına kadar yapılan tüm işlemlerle ilgili bilgi ve belgelere hakkında halkın bilgi sahibi olması maksadıyla gerekli düzenlemeler yapılır Bunun için btüçenin görüşülüp onaylanma sürecindeki çalışmalar kamuoyuna duyurulduğu gibi, bütçe yasası resmi gazetede yayımlanmak suretiyle de herkesin bütçeyi tetkik ederek gerekli bilgiyi edinmesi imkanı sağlanmış olur
Ülkemizde, her yıl bütçenin görüşülüp onaylanma süreci basın yayın organları yanında radyo ve televizyon aracılığı ile de arıntılı olarak kamuoyuna yansıtılmaktadır Bu şekilde, halkın bütçe ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmesini sağlamak için gerekli tedbirleri almak Aleniyet ilkesinin gereğidir
Öte yandan bütçenin uygulunması ve sonuçlandırılması işlemleri de kamuoyuna açık tutulur Bütçe uygulamalarının sonuçlandırılmasından sonra çıkarılan kesin hesap listeleri kanulaştıktan sonra resmi gazete vasıtasıyla kamuoyuna duyurulur
Açıklık ilkesinin önemli bir istisnası, “örtülü ödenek” uygulamasıdır Örtülü ödenek, isminden de anlaşıldığı gibi, içeriği ve nerelerde kullanılacağı hususunda açık bilgi verilmeyen ödenektir Bu ödenek, devletin gizli istihbarat hizmetleri için kullanılır
D) DOĞRULUK İLKESİ
Bütçenin doğruluk ilkesi, bütçede yer alan tüm bilgilerin gerçeği yansıtmasını ifade
eder Bütçe, devletin gelecek bir yıl içinde yapacağı giderleri ve bu giderleri karşılayacak gelir tahminlerini gösterir Bu yüzden bütçede yer alacak gelir ve gider rakamlarının gerçeğe uygun olması büyük önem taşımaktadır Bunun için gerek giderlerin, gerekse bunları karşılayacak gelirlerin, şişirilmeden olduğu gibi bütçede gösterilmesini sağlamak gerekir İşte, gelecek bir yıl içinde yapılacak giderler ile bunların finansmanı için toplanacak gelirlere ait rakamların gerçekçi bir biçimde bütçeye yansıtılması doğruluk ilkesinin bir gereğidir
Zamanımızda bütçe hazırlıklarına, önce giderlerin tespiti ile başlanmakta, daha sonra gelirler tahmin edilmektedir Bu yüzden bütçeyi denk bağlamak için giderleri olduğundan daha düşük, gelirleri ise olduğundan daha fazla göstermek doğruluk ilkesi ile bağdaşmaz
Bütçenin denklik ilkesi, doğruluk ilkesine uymakla gerçekleştirilir Kamu kuruluşları, ödenek tekliflerinin hükümet tarafından kısılacağını düşünerek, çoğu zaman ihtiyaçlarının üzerinde ödenek talebinde bulunur Bunun yanında hükümetler, “popülist” politikalar gereğince, başka bir ifadeyle seçim ekonomileri izeyerek gider bütçesini artırma eğiliminde olur Bu şekilde ortaya çıkan giderlerin bütçesinhi karşılayacak kadar kamu geliri olmadığı halde, gelir tahminleri bütçeye olduğundan fazla yansıtılır, bunun sonucunda mali yıl sonunda bütçe açıkları tahminlerin çok üzerinde gerçekleşir Bu nedenle, doğruluk ilkesine uyulması halinde, mali yıl sonunda fazla miktarda bütçe açıklarıyla karşılaşılmaz
E) ÖNCEDEN İZİN İLKESİ
Önceden izin ilkesi, devlet bütçesinin yasamna organının onayı olmaksızın yürürlüğe
giremeyeceğini ifade eder Buna göre, yasam organının henüz onaylamadığı hiçbir kamu harcaması yapılamaz Yine önceden izin ilkesi gereği, yasama organının onayı alınmadan kamu gelirleri de taplanamaz
Gerek anayasa, gerekse bütçenin hazırlık ve uygulanmasına ilişkin çeşitli hükümleri içeren genel muhasebe kanunu, bütçenin uygulamaya konulmadan önce yasama organınca onaylanması sureti ile gelirlerin tahsiline ve giderlerin ödenmesine imkan tanımaktadır
Yasama organının onayından geçtikten sonra mali yılmasışnad itibaren yürürlüğe konulan bütçede mali yıl içinde yapılması gereken değişiklikler için yine bu ilkeye uyulması gerekir Başka bir ifadeyle bütçe üzerindeki değişiklikler için yasama organının onayını almak zorunludur
F) GİDERLERDE TAHSİS (Ayırma) İLKESİ
Giderlerde tahsis yada ödenek ayırma ilkesi, çeşitli kamu hizmetlerine bütçe ile verilen
parasal sınırın üzerinde bir harcama yapılamayacağını ifade eder
Herhangi bir kamu kuruluşuna tahsis edilen ödenek, bu kuruluş tarafından istenilen şekilde kullanılamaz Ödenekler kamu kuruluşlarına belli miktarda ve belli amaçlarla verilir ve ancak verilen miktarla sınırlı olarak öngörülen amaçlar doğrultusunda kullanılabilir Bu nedenle, ayırma ilkesine göre bütçe kanununda yer alan ödenekler, nitelik, nicelik ve zaman bakımından olmak üzere başlıca üç şekilde ayrıma tabi tutulur
1) Nitelik yönünden ayırım
Nitelik yönünden ayırım, ödeneklerin bütç ekanunu ile ayrıldığı amaç doğrultusunda
kullanılmasını ifade eder Örneğin, bir kuruluşa kırtasiye alımı için verilen ödenek, kırtasiye dışında başka bir mal ya da hizmet alımı için kullanılamaz
2) Nicelik yönünden ayırım
Nicelik yönünden ayırım ise, bütçede yer alan ödenek miktarının üzerinde harcama
yapılamayacağını ifade eder Örneğin, herhangi bir kuruluşa, kırtasiye alımı için 100 milyar lira tahsis edilmiş ise, söz konusu kuruluş, kırtasiye alımı iin en çok 100 milyar lira harcayabilir
3) Zaman yönünden ayırım
Zaman yönünden ayırım ilkesi, bütçe kanunu ile verilen ödeneklerin, kullanım
süresinin bütçe kanununun süresiyle sınırlı olmasını ifade eder Örneğin, bir kuruluşa 2004 yılı için kırtasiye alımında kullanılmak üzere 100 milyar lira ayrıldığını varsayalım İlgili kuruluş bu ödenekten 2004 lılı içerisinde sadece 50 milyar lira kullandığında, geriye kalan kısmını gelecek yıl kullanamaz, kullanılmayan ödenek kısmı iptal edilir Yeni dönem için ayrıca ödenek verilmesi gerekir
Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, giderlerde tahsis ilkesi gereğince, bütçe ile verilen ödeneklerin, yasama organının öngördüğü miktar, yer ve zamanla sınırlı olarak kullanılması gerekmektedir
G) YILLIK OLMA İLKESİ
Bütçenin yıllık olması, bütçenin uygulama süresinin bir yıl olmasını ifayder eder
Bütçe kanunu ile yasama organı tarafından yürütme organına verilen izin ve yetkinin süresi genellikle bir yıldır Ancak, bir yıldan daha kısa bir süre için hazırlanan bütçeler olabileceği gibi, bir yıldan daha uzun süreli bütçeler de olabilir
H) DENKLİK İLKESİ
Denklik ilkesi, bütçede yer alan gelir ve gider rakamlarının birbirne eşit olmasını ifade
eder Denklik, aslında bütçe fikrinin ruhunda vardır Ancak, denklik ilkesi, bütçenin mali yılın başında gelir ve gider rakamları itibariyle denk gösterilmiş olmasını değil, mali yılın sonunda bütçe gelir ve giderlerinin denk olarak gerçekleştirilmesini ifade etmektedir
Bütçenin denklik ilkesi, doğruluk ilkesi ile yakından ilgilidir Başlangıçta doğruulk ilkesinden hareketle tespit edilmiş olan rakamların, sonuçta birbirine denk olarak gerçekleşmesi mümkündür Dolayısıyla samimiyetten uzak olarak, rasgele tahminlere dayalı olarak hazırlanmış olan bir bütçenin gelir ve gider rakamlarının sonuçta denk olarak gerçekleşmesi mümkün değildir
Hükümetler, hazırladıkları bütçe tasarılarını genellikle denk olarak yasamna organının onayına sunarlar Ancak, mali yılmasındaki denkliğe rağmen, çoğu zaman mali yılın sonunda, gerçekleşen gelir miktarı tahmin edilen gelirin altında kalmaktadır Bu suretle doğan bütçe açıkları, açık finansman diye tabir edilen para basmak gibi tehlikeli yollardan karşılanmaya çalışılmaktadır Para basımı, zamanımızda enflasyonun en önemli sebeplerinden birisidir Bu yüzden bütçe denkliği son derece büyük bir önem taşamaktadır
4) BÜTÇE SİSTEMLERİ
Bütçe, kamu yönetiminde, belirlenen hedeflere ulaşmak için kullanılan araçların en
etkilisidir Devlet, her yıl kamu kesimi için ayrılan kaynakların hangi hizmetlerde ve ne ölçüde kullanılacağını bütçe ile belirlemektedir Bu yüzden kamu yönetiminin başarısı, geniş ölçüde bütçe imkanlarına ve bu imkanların etkin kullanımına bağlıdır
Kamu yönetimindeki gelişmelere paralel olarak bütçe sistemlerinde de önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz Bütçe sistemlerini, bütçe tekniğinde meydana gelen gelişmeler ışığında başlıca iki kısımda incelemek mümkündür Bunlardan birincisi geleneksel ya da klasik bütçe sistemi, ikincisi ise modern bütçe sistemleridir
A) GELENEKSEL BÜTÇE SİSTEMİ
Bütçe sisteminin ilk şekli geleneksel ya da klasik bütçe sistemi olarak
nitelendirilmekteydir Geleneksel bütçe sistemi, aynı zamanda klasik mali anlayışın bir ürünüdür Klasik mali anlayışa göre önemli olan husus bütçe denkliğinini sağlanmasıdır Bütçe ile devlet, özel ekonominin işleyişini hiçbir surette etkilemeden, sadece özel kesim tarafından karşılanmayan milli savunma ve asayiş gibi kamu hizmetlerini yerine getirir
Geleneksel bütçe sisteminden beklenen görev, kamu harcamalarının yasama organınca
onaylandığı biçimde gercekleştirilmesini sağlamaktır Bunun için, yasama organı tarafından yürütme organına verilen ödeneklerin, mevzuata uygun olarak kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilir Bu bütçe sisteminde, kamu hizmetlerinin etkinliğini sağlayacak düzenlemeler yoktur Yasama orğanının, kamu kesimi için ayırdığı ödeneklerin, ilgili harcama kalemlerinde kullanılıp kullanılmadığı hususu araştırılır
B) MODERN BÜTÇE SİSTEMİ
Devletin ekonomik hayatta üstlendiği fonksiyonların gederek artmasına paralel olarak
ekonomik politikaların en etkili araçlarından biri olan bütçe sisteminde de büyük gelişmeler olmuştur
İlk olarak birinci dinya savaşının arkasından 1929 büyük iktisat buhranı ve nihayet ikinci dünya savaşının ortaya çıkardığı şartlar, devletin iktisadi hayat içerisinde daha etkin görev olmasına neden olmuştur Diğer taraftan, sosyal devlet anlaşışında meydana gelen gelişmeler, başka bir deyişle, devletin toplumun her kesimine yardım elini uzatma düşüncesini benimsemesi ve teknolojik alanda meydana gelen gelişmelerin ülkeye kazandırılması gibi hususlar; bir yandan kamu harcamalarının artmasına sebep olurken diğer yandan devletin ekonomiye müdahale boyutunu genişlemesine neden olmuştur
Kamu harcamalarının giderek artması, yapılan harcamaların etkinlik ve verimlilik yönünden de ele alınması hususunu gündeme getirmiştir Bu yüzden, ülke yönetimini elinde bulunduranlar, devamlı değişen şartlara uygun bir tüçde sistemini geliştirmeyi önemli bir görev saymışlardır Böylece, istenen hedeflere en kısa zamanda ve en az kaynak kullanımı ile ulaşmayı sağlayacak yeni bütçe sistemleri geliştirilmiştir Bu şekilde ortaya çıkan başlıca modern bütçe sistemleri, “performans bütçe sistemi” ile “sıfır esaslı bütçeleme sistemi”, “planlama-proğramlama-bütçeleme sistemi” ile “sıfır esaslı bütçeleme sistemi”, “analitik bütçe” dir
1) Performans bütçe sistemi
Performans bütçe sistemine, “iş bütçesi” ya da “başarı bütçesi” de denir Bu bütçe
sistemi, 1912 yılında ABD de kamu harcamalarında verimliliğin artırılması amacıyla geliştirilmiştir Performans bütçe, kıt olan kaynaklarla en fazla kamu hizmeti üretimini amaçlayan bir bütçe tekniğider Bu nedenle, önemli olan yapılan harcamanın miktarı değil, harcamaların sonucunda elde edilen ürünlerin sağladığı faydadır Performans bütçe sisteminde, sayısal verilerden yararlanılmak suretiyle yapılan matematiksel analizlerde çeşitli kamu hizmetlerinin sağladığı faydalar ölçülmeye çalışılır
2) Program bütçe sistemi

Program bütçe sistemi, ilk olarak 1963 yılında ABD de uygulanmıştır Bu bütçe
sistemi, performans bütçe sisteminin gelişmiş bir şeklidir
Program bütçe sistemi, çeşitli fonksiyonlara ayrılan kamu hizmetlerinin, bütçede öncelik sırasına göyre programlanması esasına dayanır Programlar, alt programlara, alt programlar ise faaliyet ve projelere ayrılır
Program bütçe, kamu yönetiminin belirlenen amaçlarına ulaşmak için mevcut kaynakların alternatif programlar arasında tahsisinde, yöneticiler tarafından rasyonel kararların alınmasına imkan sağlayan bir bütçe tekniğidir

__________________





Alıntı Yaparak Cevapla