Konu: Gotik Sanat
Yalnız Mesajı Göster

Gotik Sanat

Eski 05-08-2009   #1
ysnkrks
icon111

Gotik Sanat



Gotik Sanat




XII yydan Rönesans'a kadar Batı Avrupa'da gelişen sanat biçimidir Gotik sanat Fransa'da doğmuş olmasına rağmen adını Hıristiyanlığın ilk yıllarında Avrupa'yı istilâ eden Gotlardan almıştır Bu terimi ilk defa İtalyan hümanistleri kullanmışlardı Onlara göre, özellikle Alpler'in kuzeyinde gelişen ve roman sanatının ardından gelen bu sanat, İlkçağ'ın klasik kurallarından iyice ayrılıyordu Ve, bu üslûbu küçümsediklerini belirtmek için italyan hümanistleri ona, gotik sanat adını veriyordu

Roman Sanatından Alevli Gotik Üslûbuna Gotik sanat, XII yydan XVI yya kadar, dört büyük dönemde gelişti Birinci dönem, XII yyın büyük bir bölümünü kapsar ve mimari çizgilerin genel görünüşünü hâlâ etkileyen roman sanatıyla gotik sanat arasında bir geçiş dönemi teşkil eder Bu çağın en özgün anıtları Fransa'dadır: Saint-Denis Manastır Kilisesi, Sens, Noyon ve Laon katedralleri

Aşağı yukarı XII yy sonlarından XIII yy ortalarına kadar uzanan ikinci dönemde gotik sanat iyice yerleşir ve doruğuna ulaşır Bu dönem, gotik sanatın «klasik» çağıdır ve hepsi birbirinden ünlü pek çok anıt bu dönemde yapılmıştır: Chartres, Bourges, Merveille du Mont-Saint-Michel katedralleri Bu çağda gotik mimari İtalya, Almanya ve İspanya'ya da sıçramış, sonra İngiltere'ye geçerek orada daha değişik bir nitelik kazanmıştır (Canterbury, Chichester katedralleri)

Daha sonraki döneme ışınlı gotik adı verilir Bir önceki dönemin eser bolluğu yanında bu dönem biraz fakir kalır Bu dönemde daha çok eski yapıların bitirilmesine çalışıldığı için (Paris'teki Notre-Dame Kilisesi'nin yan kiliseleri, Saint-Denis Kilisesi'nin şahını) büyük anıtların sayısı azdır (Troyes, Tours katedralleri, Westminster Manastır Kilisesi)

Nihayet, XIV yyın ikinci yarısından başlayarak, gotik sanat büyük bir diriliş ve canlanma dönemine girer Bu dönemde gotik sanattan pek çok üslûp doğmuştur Bunların en önemlileri, İngiltere'deki düşey üslûp (Oxford ve Cambridge Üniversitesi yapılan), Fransa ve Almanya'daki alevli gotik'tir

Yükseklik ve Işık

Gotik, her şeyden önce kaynağını dinden alan bir mimarlık üslûbudur Bütün çağ boyunca anıtların yapımındaki en büyük özellik sivri kemerin kullanılması, göğe yetişmek istermişçesine uzayan düşey çizgilerle ince sütunlara olan düşkünlük ve içeriye bol ışık girmesini sağlamak için büyük pencerelerin açıldığı duvarların inceltilip hafifletilmesidir

Gotik yapı tarzı, pencerelere gittikçe daha çok önem vererek vitrayların geliştirilmesine elverişli bir ortam da yarattı Başlangıçta vitraylarda, yalın renklere (mavi, kırmızı, turuncu) yer veriyordu Sonra, XIV yy da hem zamandan ve paradan tasarruf etmek, hem daha duru bir ışık sağlamak amacıyla tekrenkli vitraylar büyük ölçüde kullanılır oldu ve yeni bir renk olarak altın sarısı geçerlik kazandı Nihayet XV yy ortalarında, gene daha sıcak renk tonlarına dönüldü ve perspektif ortaya çıktı: böylece vitray, camdan yapılmış gerçek bir tablo halini aldı

Gotik resim ve gotik heykel çoğu zaman mimarinin tamamlayıcısı sayılır Bu alanda roman sanatının de koratif ve stilize görünüşünden vazgeçilmiş ve daha güçlü bir gerçekçiliğin arayışına başlanmıştır Nihayet halıcılık da gotik sanatın bir bütünleyicisi olarak XIV ve XV yylarda altın çağını yaşar



Fransa'da Chartres Katedrali: cümle kapısı alın tablasında Isa baş yeri alıyor 1145-1150 arasında gerçekleştirilen bu kapı, gotik heykelciliğin başlangıcını haber verir



«Saint Jean ve yedi Doğu Kilisesi» (bölüm) [1375-1380], Nicolas Bataille eseri: gotik halıcılığın en başarılı örneklerinden biri Halıcılık Müzesi, Angers





(Solda) Saint-Denis Kilisesi'nde kemerli sütunlar Sivri kemerler oluşturacak biçimde birleşen silmeler gotik mimarinin bir özelliğidir; bu sayede, yapının sağlamlığı açısından bir sakınca yaratmaksızın yüksek pencereler açılması olanağı kazanılmış olur

(Ortada) İsa ve havarileri: Alman heykelcisi Tuman Riemenscheneider'ın (1460-1531) eserinden bir bölüm XIV yyın sonunda, kiliselerin iç süslemesinde tahta heykeller de yer almağa başladı Palatinat Müzesi, Heidelberg

(Sağda) Amiens Katedrali'nin şahını (yapımı 1220-1270) 42 metre yükseldiği ve bol ışığıyla bu şahın, gotik mimarinin en ferah yapılarından birini oluşturur

Romantik Bir Moda

XIX yyda romantikler, hem şairlere (özellikle Victor Hugo), hem de mimarlara («neogotik» yapılar) esin kaynağı olan gotik sanata heveslendiler Resmi makamlar da bu modanın dışında kalamadı ve gotik anıtları (Carcassonne Sitesi, Paris'te Notre-Dame Kilisesi Pierrefonds Şatosu) onartmak üzere mimarlara (en ünlüleri Violletle-Duc) başvurdular; bu restorasyon çalışmaları bazen başarılı oldu, bazen olamadı

Kuyumculuk

Bu çağın bütün sanatları gibi gotik kuyumculuk da aslında dinsel nitelik taşıyordu Bu sanat özellikle çok zengin ayin eşyası ile temsil edilir: kupalar, kutsanmış kâseler, piskopos haçları, kutsal kalıntı mahfazaları (Evreux'de Aziz Taurin'in kemiklerinin saklandığı sandık, Correze'de Azize Fortunade büstü)

Taştan Kitaplar

Birer kutsal kitaba benzeyen gotik katedraller, inanmışları eğitmek üzere, sayısız sahnelerle süslenmiştir Sözgelimi Chartres'daki Notre-Dame Katedrali'nde 1,800'ü aşkın yontulmuş figür, vitraylarında ise 5,000'e yakın kişi yer almaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla