05-08-2009
|
#2
|
|
ysnkrks
|
Cevap : Troya Mitolojisi
TROYA 7 (MÖ 1275-1240)
Troya 6'nın bir deprem ile son bulmasıyla Troya 7a katmanında depremin aralıklarla devam ettiği ve deprem sonucu yıkılan yapılar altında insan iskeletlerine rastlanması, buranın ansızın terkedildiği izlenimi yaratmaktadır Yine de bir kültür değişikliğine rastlanmamıştır 6h evresinde bulunan Minyas seramiğinin aynı bollukta 7a katında da varolduğu kaydedilmiştir Bu dönemde plan ve mimarinin düzenlemesinde bir karakter değişikliği görülür 6f-h evrelerindeki yüksek sanat düzeyinden ve kent planından bir eser kalmamış, ayrıca sosyal sınıf ayrılığı gösteren ev tipleri ortaya çıkmıştır İyi korunmuş bu evler doğu suru ve kapısı arasında görülebilir Bu köklü değişim deprem sonrası akropol dışında oturan halkın devlet yönetimine geçmesiyle ve kral ve soyluların ortadan kalkmasıyla açıklanabilir Uzun zaman kral ve soyluların kendilerini sömürmesinden bıkan halk tabakası depremden yararlanıp bir darbe gerçekleştirimiş olabilir
Troya 7b 1 (1240-1190):
7a katındaki yanık tabaka 50 ila 100 cm arasında değişen bir kalınlık gösterir Bu tahribe karşın Troya'lılar kentlerine dönmüşler ve surlarla evleri onarmışlardır Minyas seramiği üretimi devam etmiştir İlk kez 7a'da görülen yapı tarzı burada da devam etmektedir
Troya 7b 2 (MÖ 1190-1100):
Troya 6'dan sonra ilk kültür değişikliğine bu tabakada rastlanır Bu katta Buckel keramik denilen ve benzerlerine yalnızca Balkan ülkelerinde rastlanan kurşuni renkli, yüksek keskin kulplu ve üzerleri boynuzcuklarla süslü kaplar görülür Duvar örgüsünün dip kısmı ortostat şeklinde blok taşlarla güçlendirilmiştir Bu tip bir ev 6u kapısının batısında görülmektedir
Troya 7b 2'de yerleşen Balkan kökenli halk buraya zor kullanmadan gelmiş olmalıdır Çünkü bundan önceki tabakada bir yangın veya tahribe rastlanmamıştır Buradan, Ege göçüne ilk durağın Troya olmuş olabileceği akla gelir Bu dönemde Troya akropolünün göçler nedeniyle gücünü yitirdiğini görmekteyiz Troya 7 evresi için yeni yapılan çalışmalarda, önceden bilindiği gibi üç tabaka değilde, dört ya da beş tabakadan oluşmuş olma ihtimali belirmiştir
TROYA 8 (MÖ 700-350)
Bu evrenin buluntuları 7 yüzyıldan eskiye gitmez İlk yapılara batı kapısının doğusunda rastlarız Burası yukarı temenos olarak adlandırılan sunağın altına rastlamaktadır Sunak Hellenistik dönemde yapılmıştır Sunağın batısında bulunan ve kare plana sahip başka bir sunak ise Agustus dönemine aittir Yukarı temenosun güneyinde "aşağı temenos" adı verilen ve içinde iki sunağın bulunduğu kutsal yer de Helenisitik dönemde inşaa edilmiştir Bu dönemdeki en önemli yapı Athena tapınağıdır Tapınak ve onu çeviren kutsal alan ve anıtsal giriş kapısının yapılması için düz bir platform elde etmek üzere höyük tepesinde bulunan eski yapı kalıntılarının bir kısmı yıkılarak düz bir saha açılmış ve üzerine inşaa edilmiştir Bu yüzden bu devreye ait cevaplanamaycak sorular ortaya çıkmıştır Geriye kalan son kalıntılar da Schilemann'ın büyük açmasıyla ortadan kalkmıştır Homeros'un İlyada'sında Athena tapınağından bahsetmesi ve tapınağın kentin en yüksek noktasında bulunduğunu söylemesi arkeologları buranın bir tapınak olabileceği kanısına yöneltmiştir Ancak, yapılan çalışmalarda yapının Athena Tapınağı olduğu konusunda herhangi bir somut kanıta rastlanmıştır Tapınağın yeri Schliemann tarafında tamamen kazılmış olduğu için şu an burada derin bir çukur mevcuttur
Herodotos'a göre Xerxes burada tanrıçaya bin öküz kurban etmiştir İskender ise Granikos zaferinden sonra tapınağı ziyaret edip armağanlar sunmuş ve daha sonra gönderdiği bir mektupta buraya görkemli bir tapınak yaptıracağı konusunda söz vermiş olduğu bilinir Strabon, İskender'in bu isteğini Lisimakos'un yerine getirdiğini söyler
TROYA 9 (MÖ 350-MS 400)
Roma döneminde Novum İlyum olarak bilinen kentin yapısal olarak çok büyüdüğü görülmektedir Troya 9'un bu dönemde Sezar (İÖ 59-44) ve Oktavyus Ogustus (İÖ 31-14) devirlerinde kültür açısında yeni bir ivme kazanmıştır Athena Tapınağı bu dönemde yapılan değişikliklerle genişletilmiştir Troya bu dönemde Roma İmparatoru Büyük Konstantin (MS 324-327) tarafından başkentin yeri olarak düşünmüş, ancak daha sonra Bizantion'da karar kılmıştır
Novum İlyum'um son yapılan çalışmalarda anıtsal bir yapıya sahip olduğu ortaya çıkmıştır Bu yapıların çoğu yazılı kaynaklardan bilindiği üzere Julius Klaudyus hükümdarlığında ve daha sonraki hükümdarlar tarafından yapılmıştır
İlyum kale duvarının tam önünde yeralan tiyatro, sunaklar ve ovaya doğru uzanan burun üzerindeki kuzeydoğu terasındaki büyük tiyatro gibi Hellenistik ve Roma dönemleri anıtlarına yeni bulgular da eklenince burası büyük şehir niteliğine bürünmektedir Yapılan kazılar sonucunda görülmüştür ki Roma yapılarının temelleri çok derindedir Bu yapılar arasında derinleşilen her kısımda Troya 6 evresine ait tabakalara rastlanmıştır Bu açmalar, Troya 6-7 kale yerleşmesinin güney kapısından 100-170 m kadar uzaktadır
Bu devirde Athena tapınağının genişletildiği anlaşılmaktadır Tapınağın dört tarafı 80 m uzunluğunda sütun sıralarıyla çevriliydi Bu büyük meydanın yapılması sırasında Troya 6'nın en önemli yapılarıyla Troya 7'nin evleri tahrip edilmiştir Troya 6'nın büyük giriş kapısı, 7t nin hemen doğusunda, yarısı şehir surunun üstünde yeralan bulevteryon ve küçük tiyatro ile şehir duvarı üstünde bulunan tiyatro Roma çağına aittir
Büyük Tiyatro
Kuzeydoğudaki tepenin yamacına yaslanmış bir vaziyettedir Ovaya ve denize hakim bir konumdaki ve 10 000 kişi alabildiği sanılan bu yapıdan geriye çok az şey kalmıştır Blegen yaptığı kazılarda sahne binasının ve orkestranın bir kısmını günışığına çıkarmıştır Oturma sıralarının bulunduğu yamaç henüz kazılmamıştır
Anıtsal Çeşme (Nimfeum)
Güneye doğru tarlaların içindeki kalıntıların anıtsal çeşmeye ait oldukları bilinmektedir Burada insan ve hayvan figürleriyle süslü döşeme mozaiklerine reastlanmıştır Bu mozaiğin üst kısmında üçüncü yüzyıla tarihlenmiş boyalı duvar sıvaları bulunmuştur Aynı yönde 500 m kadar ileride Troya 6'nın son evrelerine ait olduğu sanılan bir mezarlığa rastlanmıştır Kazılarda ağızları kapalı olarak toprağın hemen altına gömülmüş değişik şekil ve büyüklüklerde pişmiş toprak testiler içinde ölülerin yakılmasından sonra geriye kalan kül ve kemik artıkları ele geçmiştir
Küçük Tiyatro(Odeon)
En iyi korunmuş yapılardan biridir Oturma sıraları sağlam durumdaki Odeon'un kavea bölümünün batısı, üst kısımdan itibaren toprakla doldurularak yükseltilmiştir
Meclis Binası (Buleteryon)
Yapının daha önceleri Odeon olarak kullanılmış olabileceği sanılmaktadır Önde dörtgen planlı bir girişi, arkasında yarım daire şeklinde bir orkestrası ve bunun gerisinde oturma sıralarının yeraldığı kavea yeralmaktadır Giriş holünün Troya 6 sur duvarının üstüne oturtulmuş tek parçalı mermer eşiktaşı hala yerindedi
|
|
|
|