Şengül Şirin
|
Cevap : İstanbul'un Fethi
İstanbul'un fethi 29 Mayıs 1453, Salı günü geçekleşmiştir Fatih Sultan Mehmed padişah, olduktan sonra ilk iş olarak, devamlı ayaklanma çıkaran Karamanoğlu Beyliğine karşı sefere çıktı Karamanoğlu İbrahim Bey af diledi Fatih İstanbul'un fethini düşündüğü için onu bağışladı
Ünlü İtalyan ressam Zanaro'nun Fatih'in İstanbul'a girişini temsil eden bir tablosu İstanbul'un fethi 29 Mayıs 29 Mayıs Gregorian Takvimine göre yılın 149 günüdür Sonraki sene için 216 (Artık yıllarda 217) gün var
1453,
  
Salı günü, şehri günlerdir kuşatan Osmanlı ordusunun, şimdi İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla Konstantinopolis (Constantinople) şehrini Sultan II Mehmed Han'ın komutanlığında fethetmesidir Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II Mehmed, fatih unvanını da alarak Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır Tarihteki en önemli devletlerden olan Salı, Pazartesi ile Çarşamba arasında haftanın ikinci ya da üçüncü günüdür
  Doğu Roma İmparatorluğu bu fetihle birlikte sona ermiştir İstanbul feth edildikten sonra Bizans İmparatorluğu'nun diğer adıdır Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nun 395'te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla ortaya çıktı Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu 5 yüzyılda Germen kabilelerince yıkıldı Merkezi Konstantinopolis (bugünkü İstanbul) olan ve Doğu Roma İmparatorluğu da denen Bizans İmparatorluğu ise, bin yılı aşkın süre varlığını sürdürdü Bizans'ın ortaya çıkışı, Roma İmparatoru I Constantinus'un başkenti, Roma'dan bugünkü İstanbul'a taşımasıyla da yakında
  
Orta Çağ kapanmış ve 1789 Orta Çağ, Avrupa tarihinin geleneksel ve şematik olarak üç çağa ayrılışında, ortada kalan çağa verilen isimdir Bu üç çağ: Antikitenin klasik uygarlıkları (Antik Çağ), Orta Çağ ve Modern Zamanlar'dır Batı Avrupa'nın Orta Çağ'ı genellikle Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü ile ulusal monarşilerin yükselişi, Avrupalılarca denizaşırı keşiflerin başlaması, hümanist canlanma ve 1517'de başlayan Protestan Reformasyon'u arasındaki zaman dilimi olarak tanımlanmıştır
Fransız ihtilali'ne kadar sürecek olan Fransız ihtilali veya Fransız Devrimi (1789-1799), Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması ve Roma Katolik Kilisesi'nin ciddi reformlara gitmeye zorlanmasıdır Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır
  
Yeni Çağ başlamıştır
Önceki İstanbul kuşatmaları
Yeni Çağ, Tarih Çağlarının üçüncüsüdür
   Karadeniz ve Karadeniz, Türkiye'nin kuzeyinde bulunan denizdir Karadeniz'i çevreleyen ülkeler Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan'dır
Karadeniz, İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi'ne, oradan da Çanakkale Boğazı ile Ege Denizi'ne bağlanır   Akdeniz'i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul şehri, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi 1453 yılına kadar farklı zamanlarda, Akdeniz dünyanın en büyük iç denizidir Kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika, doğusunda Asya'nın yer alır Çanakkale Boğazı ile Marmara Denizine buradan İstanbul Boğazı ile Karadeniz'e, Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusuna, Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz'e, dolayısıyla Hind Okyanusuna bağlanır Yüzölçümü 2 971 000 kilometrekaredir Batıdan doğuya uzunluğu 3755 km, kuzeyden güneye genişliği 741 kilometredir Düzgün bir derinliğe sahip olup, ortalama derinliği 1400 metredir
  Avarlar, İkinci Türk İmparatorluğu'nu kuran kavim (lll -IX yy ) Hun İmparatorluğu'ndan sonra Orta Asya'da, Avar İmparatorluğu kuruldu (M S III yy ) Kore Yarımadası'na kadar yayılan bu devlet önce Çinlilere yenildi (458), sonra Göktürkler tarafından yıkıldı (522)
  Araplar, Avrupalılar ve Araplar, anadili Arapça olan topluluklara denir Akdeniz'in güneyinde Afrika'da Büyük Sahra ve Sudan'a, doğusunda Irak'a ve Arabistan Yarımadası'na kadar uzanan bir coğrafyada yaşarlar Arapça konuşulan ülkeler Arap ülkeleri olarak adlandırılır Bu ülkelerde, Arapça’nın dışında Kuzey Afrika'da Berberice , Irak'ta Kürtçe ve Türkmence, Güney Arabistan'da ise çeşitli yerel diller konuşulur
  Osmanlılar tarafından defalarca kuşatılmış, fakat gerek Bizans'ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı Sayıları 29 olan kuşatmalar sırayla şunlardır: - M
Ö 340 Makedonya Kralı Phillippe
- M
Ö 194 Roma İmparatoru Septim Severus (Başarılı olmuştur Şehir artık Romalılara bağlanmıştır )
- M
S 616 İran Hükümdarı Keyhüsrev
- M
S 626 İranlılar ve Avar Türkleri ortak
- M
S 665 Emevi Halifesi Muaviye
- M
S 667 Emevi Halifesi Muaviye
- M
S 672 Emevi Halifesi Muaviye
- M
S 712 Emevi Halifesi I Velid
- M
S 722 Emevi Halifesi I Velid (Yalnızca Galata Limanı alınmış,Arap Camii inşa edilmiştir )
- M
S 782 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır )
- M
S 854 Abbasi Halifesi Mütevekkil
- M
S 864 Ruslar
- M
S 869 Abbasi Halifesi Mütevekkil
- M
S 936 Ruslar
- M
S 959 Macarlar
- M
S 970 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır )
- M
S 1203 Latinler (Latinler İstanbul'u 1261'e kadar ellerinde tuttular )
- M
S 1302 Venedikliler
- M
S 1348 Cenovalılar
- M
S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I Bayazid (Şehir İstanbul'da bir Türk Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır )
- M
S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi
- M
S 1422 Osmanlı Padişahı II Murat
- M
S 1437 Cenovalılar
- M
S 1453 Osmanlı Padişahı II Mehmed (Başarılı olmuştur Sonrasında şehir Türklerin hakimiyeti haline girmiştir )
Bunun yanında Atilla'nın, Vikinglerin, Bulgarın ve Gotların da kuşatma yaptığı bazı kaynaklarda geçer ama tarihleri bilinmemektedir Fatih Sultan Mehmed Osmanlılar ile ilgili olarak aşağıdaki başlıkları kullanarak bilgi alabilirsiniz
  Fatih Sultan Mehmed padişah, olduktan sonra ilk iş olarak, devamlı ayaklanma çıkaran II Mehmed veya sık kullanılan unvanıyla Fatih Sultan Mehmed, (Osmanlı Türkçesi: محمد الثانى Mehmed-i sānī, Lakabı el-Fatih (الفاتح) ) (d 30 Mart 14321 – ö 3 Mayıs 14812) 7 Osmanlı padişahıdır Sultan Mehmed, Sultan II Murad ve Hüma Hatun'un oğludur
  Karamanoğlu Beyliğine karşı sefere çıktı Karamanoğlu Beyliği 13 yüzyılda, Konya ve civarında hakim olup, 1487 senesine kadar devam eden büyük Türk beyliğine verilen isim Karaman aşireti, Oğuzlar'ın Avşar boyuna mensuptur
Türkiye Selçuklu sultanı Birinci Alaeddin Keykubad (1219-1237), Türkmen aşiretlerini Bizans ve Kilikya hudutlarına yerleştirmişti Bu sırada, 1228 senesinde Kilikya, Ermenilerden alınınca, Ermenek taraflarına da Karaman aşireti yerleştirildi   Karamanoğlu İbrahim Bey af diledi Fatih İstanbul'un fethini düşündüğü için onu bağışladı Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini gerçekleştirmek için, Karamanoğlu İbrahim Bey, Karamanoğulları Beyliği hükümdarı Dedesi Alaeddin Bey, babası Mehmed Bey'dir Babasına karşı gelerek onun zamanında hükümdarlığa geçtiyse de, kısa süre sonra babası idareyi tekrar ele aldı Mehmed Bey'in ölümünden sonra Karaman Beyi oldu
  Macarlara,   
Sırplara ve Balkan kavimlerinden Bir Slav boyu olan Sırplar, Slav dillerinin güney grubuna giren Sırp-Hırvat dili konuşurlar Sırpçaya mahsus sesleri belirtmek için kabartılmış Kiril alfabesi kullanılır Hıristiyan olup, Ortodoks mezhebine mensupturlar
  Bizanslılara karşı yumuşak davranıyordu Amacı Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu’nun İS 395’te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla ortaya çıktı Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu 5 yüzyılda Germen kabilelerince yıkıldı Merkezi Konstantinopolis (bugün İstanbul) olan ve Doğu Roma İmparatorluğu da denen Bizans İmparatorluğu ise, bin yılı aşkın bir süre varlığını sürdürdü Bizans’ın ortaya çıkışı, Roma İmparatoru Constantinus’un başkenti Roma’dan bugünkü İstanbul’a taşımasıyla da yakından ilişkilidir
  Haçlıların birleşmesini önlemek, onları tahrik etmemek ve zaman kazanmaktı Bin yıllık tarihinin sonuna gelmiş olan Haçlı Seferleri, 1094-1270 arasında, Avrupalı Katolik Hristiyanların, Papanın da etkisini kullanarak, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri askeri akınlardır
  Bizans küçüle küçüle sadece Bizans kelimesi Byzas'tan gelir İstanbul şehrinin kurucusu Byzas'dan dolayı şehre uzun süre Byazs denmiştir
  İstanbul şehrinin sınırları içinde hüküm süren bir devlet durumuna düşmüştü Ancak buna rağmen Bizans'ın varlığı, İstanbul, Marmara Bölgesi'nde il ve Türkiye'nin en büyük kenti Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapan, 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 34 sırada yer alır Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir İstanbul, 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi) boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur
  Balkanlardaki Türk hakimiyeti açısından tehlikeli oluyordu Avrupa kıtasının güneydoğusunda yer alan topraklara Balkanlar, Balkan Yarımadası ya da Güneydoğu Avrupa denilir Bölge Avrupa'nın en yoksul, geri kalmış ve sorunlu yerlerinin başında gelir
  Bizans İmparatorları,
  
Anadolu'daki çeşitli siyasi güçleri de Osmanlı aleyhine kışkırtmaktan geri kalmıyorlardı Hatta zaman zaman Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht kavgalarına karışıp devletin iç düzenini bozuyorlardı İstanbul'un Anadolu kelimesi Yunanca güneşin doğduğu yer anlamına gelen “Anatoli”dan doğmuştur Romalılar, kendi topraklarına göre doğuda kaldığından buraya doğu toprağı anlamında Thema Anadolia demişlerdir Anadolu isminin bir bölge adı olması ise Selçukluların Anadoluya gelmesiyle başladı
Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti altında girmesi, ticari ve kültürel yönden önemli bir avantajın daha ele geçirilmesi demekti Boğazlar tam anlamıyla kontrol altına alınacak ve bu sayede, Osmanlı Devleti, 13 yüzyıl sonlarından 20 yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır
  Karadeniz ticaret yolları ele geçirilmiş olacaktı Karadeniz, Türkiye'nin kuzeyinde bulunan denizdir Karadeniz'i çevreleyen ülkeler Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan'dır
Karadeniz, İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi'ne, oradan da Çanakkale Boğazı ile Ege Denizi'ne bağlanır   Karamanoğulları meselesini çözen Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi için gerekli hazırlıklara başladı Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara sığınan Macar Urban Karamanoğulları 13 yüzyılda, Konya ve civarında hüküm süren, 1487 senesine kadar devam eden büyük Türk beyliğine verilen isim Karaman aşireti, Oğuzlar'ın Avşar boyuna mensuptur
  Edirne'de top dökümü işiyle görevlendirildi "Şahi" adı verilen bu topların yanında, tekerlekli kuleler ve aşırtma güllelerin üretilmesi (havan topu) yapılan hazırlıklar arasındaydı Yaptırılan bu büyük toplar İstanbul'un fethedilmesinde önemli rol oynadı Edirne Marmara Bölgesinin Trakya kısmında yer alır Sınır kapısı, 'Bursa'nın oğlu, İstanbul'un babası' olarak vasıflandırılan ve Osmanlı Devletinin ikinci başkenti ve 'müze şehir' Edirne'nin doğusunda Kırklareli ve Tekirdağ, güneydoğusunda Çanakkale, batısında Yunanistan, kuzeybatısında Bulgaristan, güneyinde ise Ege Denizi bulunmaktadır
  Yıldırım Bayezid'in İstanbul kuşatması sırasında yaptırdığı Yıldırım Bayezid 1360 yılında Edirne'de doğdu Babası Murad Hüdavendigar, annesi Gülçiçek Hatundur Gülçiçek Hatun Rum'dur Yıldırım Bayezid yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, koç burunlu, ela gözlü, kumral saçlı, sık sakallı ve geniş omuzluydu Girdiği savaşlarda gösterdiği cesaretten dolayı ona 'Yıldırım' lakabı takılmıştı
  Anadolu Hisarının karşısına, Anadolu Hisarı; İstanbul'un Anadoluhisarı semtinde, Göksu Deresi'nin İstanbul Boğazı'na döküldüğü yerdedir 1395'te Yıldırım Bayezid tarafından, İstanbul'un İkinci Osmanlı Kuşatmasına hazırlığının bir parçası olarak yaptırılmıştır
  Rumeli Hisarı (Boğazkesen) inşa edildi Bu sayede Boğazlar'ın kontrolü sağlanacak, deniz yoluyla gelebilecek yardımlara karşı tedbir alınmış olacaktı 400 parçadan oluşan bir donanma inşa edildi Turhan Bey komutasındaki bir Osmanlı donanması Rumeli Hisarı İstanbul'un Sarıyer ilçesinde Boğaziçi'nde bulunduğu semte adını veren hisar Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un fethinden önce boğazın kuzeyinden gelebilecek saldırıları engellemek için Anadolu yakasındaki Anadolu Hisarı'nın tam karşısına inşa ettirilmiştir Burası boğazın en dar noktasıdır Mekanda uzun yıllardır Rumeli Hisarı Konserleri düzenlenmektedir
  Mora'ya gönderildi ve İstanbul'a yardım gelmesi engellendi Mora Güney Yunanistan'ın büyük bir kısmını içine alan, dut yaprağı biçimindeki denize uzanan kara parçası Morea, Latince “dut” manasına gelir Eski Yunan devirlerinde bu kara parçasına Peloponese denirdi Mora, Ege Denizine uzanan çok dağlık bir yarımadadır
Mora, ana karaya Korent Kanalı ile birleşir Eski devirlerde Mora, ortada Arcadia, kuzeyde Achaia, batıda Elis, güneybatıda Messenia, güneydoğuda Loconia ve kuzeydoğuda Argolis olmak üzere altı bölgeye ayrılmıştı Türk beylikle    Eflak ve Voyvoda III Vlad, Drakula ya da Kazıklı Voyvoda (Rumence: Voyvoda Tepeş) 1448, 1456-1462 yılları arası ve 1476 yıllarında Eflak beyliğinin voyvodası (prens) idi
  Sırbistan ile var olan barış antlaşmaları yenilendi Macarlarla da üç yıllık bir antlaşma yapıldı Osmanlıların bu hazırlıkları karşısında, Bizanslılar da boş durmuyordu Surlar sağlamlaştırılıyor ve şehre yiyecek depolanıyordu İstanbul şehir surları Ayrıca Bizans İmparatoru Güneydoğu Avrupa'da yer alan eski Yugoslavya'nın bir arada kalan iki parçası olan Sırbistan ve Karadağ'ın oluşturduğu Sırbistan-Karadağ Devlet Birliği, 21 Mayıs günü Karadağ'da düzenlenen referandum sonucu "De Facto" şekilde ortadan kalktı Birliğin "De Jure" yani hukuki anlamda son bulması ise 3 Haziran 2006 tarihinde her iki ülke parlamentosunun birliğin sona ermesini onaylaması ile gerçekleşmiştir
  Konstantin, Haliç'e bir zincir gerdirerek, buradan gelecek tehlikeyi önlemeye çalıştı Aynı zamanda Haçlı dünyasından yardım isteniyor, Papa ise yapacağı yardım karşısında Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmesini istiyordu Ancak Katoliklerden nefret eden Ortodoks Rumlar, Roma kilisesine bağlanmak istemiyor, "İstanbul'da Kardinal Külahı görmektense, Türk sarığı görmeye razıyız" diyorlardı Fatih Sultan Mehmed, hazırlıklar tamamlandıktan sonra, Bizans İmparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden şehrin teslim edilmesini istedi Fakat İmparatordan gelen savaşa hazırız mesajı üzerine, İstanbul'un kara surları önüne gelen Osmanlı ordusu, 6 Nisan 1453'de kuşatmayı başlattı Osmanlı donanması ise Haliç'in girişinde ve Sarayburnu önünde demirlemişti Ordu; merkez, sağ ve sol olarak üç kısma ayrıldı 19 Nisan'da yapılan ilk saldırıda, tekerlekli kuleler kullanıldı ve bu saldırı ile Topkapı surlarından burçlara kadar yanaşıldı Osmanlı Ordusundaki er sayısı 150 000 ile 200 000 arasındaydı Bu kuvvetlere Rumeli ve Anadolu beylerine bağlı çeşitli kuvvetler de katılmıştı Çok şiddetli çarpışmalar oluyor, Bizanslılar şehri koruyan surların zarar gören bölümlerini hemen tamir ediyorlardı Venedik ve Cenevizliler de donanmalarıyla Bizans'a yardım ediyorlardı
Fetih öncesi Fatih tarafından yaptırılan Rumeli Hisarı Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın uzadığını düşünüyordu İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının zayıf olduğu biliniyordu Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germişti Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bazı gemileri batırmıştı fakat bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethedilmesini kolaylaştıracak önemli kararını verdi Osmanlı donanmasına ait bazı gemiler karadan çekilerek Haliç'e indirilecekti Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya kadar ulaşan bir güzergah üzerine kızaklar yerleştirildi Gemilerin, kızakların üzerinden kaydırılabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı 21-22 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi Haliç'teki Türk donanmasına ait toplar, surları dövmeye başladı Ciddi çarpışmalar cereyan etti  1450'de Doğu Akdeniz Bundan sonraki günlerde top savaşı, ok, tüfek atışları, lağım kazmalar, büyük ve hareketli savaş kulelerinin surlara saldırıları devam etti Kuşatmanın uzun sürmesi ve kesin başarıya ulaşılamaması askerler arasında endişe yarattı Ancak, İstanbul'u her ne şartta olursa olsun almaya kararlı olan Fatih Sultan Mehmed kumandanların ve alimlerin de bulunduğu bir toplantı düzenledi Cesaretlendirici bir konuşma yaptıktan sonra, 29 Mayıs'ta genel saldırının yapılacağına dair kararını açıkladı Çarpışmalar sırasında Bizans'ı koruyan surlar üzerinde kapatılması mümkün olmayan gedikler açılmaya başlamıştı Surlar içerisine küçük sızmalar oluyor, ancak geri püskürtülüyordu İlk defa Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları İstanbul surları, artık direnemiyordu 53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonra Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29 Mayıs 1453 salı günü fethedildi İstanbul'un fethi, çok önemli sonuçları da beraberinde getirdi Anadolu Hisarı Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden sonra batıdaki hakimiyeti pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam'ı en uzak yerlere kadar yaymak ve Hıristiyan birliğini bozmak amacıyla Avrupa üzerine bir çok seferler düzenledi Sırbistan (1454,1459), Mora ( 1460), Eflak ( 1462), Boğdan ( 1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik ( 1463- 1479), İtalya ( 1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdi Sırbistan Krallığı tamamen ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı, Bosna tekrar Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi 16 yıl süren Osmanlı-Venedik Deniz Savaşları sonunda Venedik barış imzalamayı kabul etti İtalya'ya yapılan sefer sırasında Roma'nın fethi açısından çok önemli bir merkez olan Otranto, fethedildi ancak Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine geri kaybedildi
İstanbul Surları
 İstanbul Kuşatması Büyütmek için tıklayınız İstanbul'un o döneme kadar fethedilemeyen efsanevi bir şehir olmasının en büyük sebebi çevresini kuşatan surlardı O dönemde başka hiçbir yerde bu kadar sağlam savunma sistemi bulunmamaktaydı Uzunluk bakımından erişilmez olmasına rağmen Çin Seddi bile savunma açısından İstanbul surlarının yanına yaklaşamıyordu Karada 6 492 m , Marmara ve Haliç kıyılarında 820 m uzunluğundaki surlar birkaç kademeden oluşurdu En önde Bizans’ın mobil kuvvetleri savunur, arkasında 7 m genişlik ve derinliğindeki su ile dolu hendekler bulunurdu Bunların arkasında mızraklı askerlerin beklediği savunma mazgalları vardı Savunma mazgalları geçildiği takdirde 5-7 m yüksekliğindeki orta surlara gelinirdi Osmanlı ordusu orta surlar önünde çok sayıda şehit vermişti En arkada ise 12-13 m yükseklikte asıl surlar bulunurdu Asıl surların üzerinde bekleyen askerler hiçbir canlının sur dibine yaklaşmasına izin vermezdi
İstanbul'un Fethi'nin Nedenleri
1 Bizans'ın, Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki ilerlemesine ve büyümesine engel olması 2 Bizans'ın Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtarak Anadolu'daki Türk birliğini bozmaya çalışması 3 Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı Devleti'nde taht kavgalarına neden olması 4 Bizans'ın, Avrupa-Hristiyan dünyasını kışkırtıp Haçlı Seferleri'ne zemin hazırlaması 5 Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi için İstanbul'un alınmasının gerekmesi 6 İpek Yolu'nun Avrupa'ya açılan koluna hakim olmak 7 Kara ve deniz ticareti bakımından İstanbul'un önemli bir konuma sahip olması 8 Boğazlar yolu ile ekonomik canlılığın mevcudiyeti 9 Anadolu ve Rumeli arasındaki askeri geçişin kolaylaştırılmak istenmesi 10 II Mehmed'in, Hz Muhammed'in; ''"İstanbul elbet fetholunacaktır Ne güzel kumandandır o kumandan ve ne güzeldir o askerler"'' hadisine layık olabilme düşüncesi İstanbul'un Fethi İçin Osmanlı Devleti'nin Yaptığı Hazırlıklar
1 II Mehmet, önce Macarlar ve Venedikliler ile bir barış antlaşması yaparak Balkanlar’da güven ve istikrarı sağladı 2 Karamanoğulları ile anlaşarak Anadolu'daki güvenliği sağladı 3 Bizans'a Karadeniz'den gelecek yardımları engelleyebilmek için, Anadolu Hisarı( Güzelce Hisar)'nın karşısına Rumeli Hisarı( Boğazkesen Hisarı)'nı yaptırdı 4 İstanbul'un güçlü surlarında gedikler açabilmek için, Bizans'ın hapisanesinden Macar Usta Urban kaçırıldı ve Edirne'de ona, o zamana kadar görülmemiş büyüklükte toplar döktürtüldü 5 İstanbul surlarına rahat asker çıkarabilmek için tekerlekli kuleler yapıldı 6 Kuşatmaya yardım için bir donanma hazırlandı
İstanbul'un Fethi İçin Bizans'ın Yaptığı Hazırlıklar
1 Kale surlarını güçlendirdiler 2 Osmanlı Donanması'nın Haliç'e girmesine engel olmak için, Haliç'in ağzını zincirle kapattılar 3 Bizanslılar, suda yanabilen barut, neft yağı ve kükürt ile yapılan Rum Ateşi (Gregois) adlı silahı yaptılar 4 Osmanlı Devleti'nin kuşatmaya hazırlandıklarını anlayınca depolarını yiyecek, silah, mühimmat vb şeylerle doldurdu Büyük Kuşatma
23 Mart 1453'te Edirne'den hareket etti ve 6 Nisan 1453’te İstanbul’u kuşattı Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün sürdü II Mehmet, Çandarlı Halil Paşa’nın İstanbul’un fethine karşı bir tutum sergilemesi üzerine, son saldırı hazırlıklarını yapması için Zağanos Paşa’yı görevlendirdi Bizans’a yardımın gelmesini önlemek için de Marmara Denizi ile Çanakkale Boğazı'nı ablukaya aldı Hiçbir yerden destek alamayan Bizans’ın başkenti 29 Mayıs 1453 günü düştü Bin yıllık Bizans İmparatorluğu'na son veren II Mehmet, bu olaydan sonra "Fatih" (ülke açan, ülke alan) ünvanını aldı Fatih, bir tören alayının başında şehre girdi İlk iş olarak Ayasofya’ya giderek burayı camiye dönüştürdü İstanbul’u Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti yaptı Kentin ticaret merkezi olan Galata’dan kaçmış olan Rumların ve Cenevizlilerin dönmesini sağladı Rum Patrikliği’nin yeniden açılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudi hahambaşlığı ile bir Ermeni patrikhanesi kurdurdu II Mehmet İstanbul’u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kültür merkezi olan bir başkent yapmayı amaçladı İstanbul'un Fethi'nin Türk Tarihi Açısından Sonuçları
1 Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Dönemi bitti, Yükseliş Dönemi başladı 2 İstanbul'un Fethi ile Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı 3 İstanbul'un Fethi ile Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi 4 İpek Yolu'nun Avrupa'ya giden kolu ele geçirildi 5 İstanbul, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı ve II Mehmed ülke alan, ülke açan anlamına gelen 'Fatih' ünvanını aldı 6 Osmanlı Devleti'nin İslâm Dünyası'ndaki saygınlığı arttı 7 Fener Rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi İstanbul'un
Fethi'nin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları
1 İstanbul'un Fethi ile Orta Çağ kapanıp, Yeni Çağ açıldı 2 İstanbul'un Fethi sırasında kullanılan büyük topların, en güçlü surları bile yıkabileceği görüldü Bu denli güçlü topların yapılması, Avrupa'daki ' derebeylik'lerin yıkılmasına ve merkeziyetçi krallıkların güçlenmesine neden oldu 3 İstanbul'un Fethi ile İpek Yolu'nun Orta Asya'dan Avrupa'ya giden kolunun Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalılar'ı yeni ticaret yolları arayışına yöneltti Bu olay ' Coğrafi Keşifler'in nedenlerinden birini oluşturdu 4 İstanbul'un Fethinden sonra İtalya'ya giden bilim adamları, orada eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, ' Rönesans'ın başlamasına katkıda bulundular
|