05-06-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Hüseyin Kazım Kadri
Hüseyin Kâzım Kadri Siyâset adamı, yazar 1870 yılında İstanbul’da doğdu Soğukçeşme Askerî Rüştiyesinde ilköğrenimini, Mülkiye Mektebini, İzmir İngiliz Ticâret Mektebini bitirdi Kendi kendini yetiştirdi Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Lâtince ile Grekçe yâni Rumca'yı öğrendi Zirâat tahsili için Almanya’ya gitti Dönüşünde, Aydın vilâyeti Muhâsebe Kaleminde, İstanbul Mâliye Nezâreti Mektûbî Kaleminde ve Hâriciye Nezâretinde memurluklarda bulundu Dârüşşafaka Lisesinde
Hüseyin Kâzım Kadri Siyâset adamı, yazar 1870 yılında İstanbul’da doğdu
Soğukçeşme Askerî Rüştiyesinde ilköğrenimini, Mülkiye Mektebini, İzmir İngiliz Ticâret Mektebini bitirdi Kendi kendini yetiştirdi Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Lâtince ile Grekçe yâni Rumca'yı öğrendi Zirâat tahsili için Almanya’ya gitti Dönüşünde, Aydın vilâyeti Muhâsebe Kaleminde, İstanbul Mâliye Nezâreti Mektûbî Kaleminde ve Hâriciye Nezâretinde memurluklarda bulundu Dârüşşafaka Lisesinde astronomi öğretmenliği yaptı
Bir sene Manisa’daki çiftliklerine çekilerek çiftçilikle uğraştı 1908'de Meşrûtiyet'ten sonra Tevfik Fikret ve Hüseyin Câhid ile Tanin Gazetesi’ni çıkardı Samsun, Selânik mutasarrıflıklarında, Halep vâliliğinde, İstanbul Şehreminliğinde, vâli vekilliğinde, Selânik vâliliğinde çalıştı 1912’de Meclis-i Mebusân’a Manisa mebûsu olarak girdi İttihatçılar tarafından tekrar Selânik vâliliğine gönderildi (1912) Rumeli Balkan Harbi ile kaybedilince, İttihatçılarla arası açıldı ve Beyrut’a gitti (1914) Büyük Türk Lügati’ni hazırlamaya başladı Sûriye’nin Osmanlı İmparatorluğundan ayrılması üzerine, yerliler tarafından Beyrut vâliliği teklif edildi Fakat kabul etmedi İstanbul’a gelerek yeniden siyâsî mücâdeleye başladı Mütârekede Meclis-i Mebûsan’a Aydın mebûsu olarak girdi ve ikinci başkan oldu
İşgâl kuvvetlerince meclisin dağıtılması üzerine, aynı sene, Tevfik Paşa kabinesinde Ticâret, Zirâat ve Evkaf nâzırlıklarında bulundu Ankara hükümeti ile olan anlaşmazlığı çözmek için Müşir Ahmet İzzet Paşa başkanlığındaki heyette bulundu Bilecik mülâkâtında uzlaşmanın imkânsız olduğunu görerek istifâ etti
Ticâretle uğraşmaya başladı Son yıllarını Beylerbeyi’ndeki yalısında geçirdi Hava değişimi için gittiği Tarsus’ta öldü Nâşı İstanbul’a getirilerek Küplüce Mezarlığına gömüldü (1934)
Ölümünden iki yıl önce değerli kütüphânesini Üsküdar’da bulunan Selim Ağa Kütüphânesine bağışladı Dînî eserlerinde Şeyh Muhsin-i Fânî takma adını kullandı 
Altmışa yakın eseri vardır
Hak ve Hakikat, Felâha Doğru, İstikbâle Doğru, İslâm’ın Avrupa’ya Son Sözü, Yirminci Asırda İslâmiyet, Arnavutlar Ne Yaptı? Çar Nikola’ya Açık Mektup, 10 Temmuz İnkılâbı ve Netâyici, Nüzûl, Beyân, Târih Hâtıraları, Büyük Türk Lügati, İnsan Hakları Beyannâmesinin İslâm Hukûkuna Göre Îzâhı, eserlerinin belli başlılarıdır
|
|
|