| 
siLveRghoSt
 | 
				  Köroğlu Destanı 
 
              
 Köroğlu Destanı
Hey hey efeler hey
    Benden selam olsun Bolu Beyine
 Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
 At kişnemesinden gargı sesinden
 Dağlar seda verip seslenmelidir
  
 Hey hey gene de hey
    Düşman geldi tabur tabur dizildi
 Alnımıza kara yazı yazıldı
 Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu
 Eğri kılıç kında paslanmalıdır
  
 Hey hey efeler hey
 Köroğlu düşer mi yine şanından
 Çıkarır çoğunu er meydanından
 Kırat köpüğünden, düşman kanından
 Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
 
 Köroğlu
 
 Kaynak #1
 
 Bolu beyi, güvendiği seyislerinden biri olan Yusuf'a : " Çok hünerli ve değerli bir at bul
  " emrini verir  Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine uygun bir at arar  Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur ve bunları satın alır  Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis Yusuf'un gözlerine mil çekilmesini emreder  Gözleri kör edilen ve işinden kovulan Yusuf, sıska taylarla birlikte evine döner  Oğlu Ruşen Ali'ye verdiği talimatlarla tayları büyütür  
 Babası kör olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine göre atları yetiştirir
  Taylardan biri olağanüstü bir at haline gelir ve Kırat adı verilir  Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ünlenir  Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider  Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, yiğitlik, şâirlik ve sonsuz güç kazanır  Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler  Köroğlu Çamlıbel'e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır  
 Hayatını yoksul ve çaresizlere yardım ederek geçirir
  Halk inancına göre silâh icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır  Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk gurubları arasında tesbit edilen Türk destanlarının kısaca tanıtımı ve özeti bu kadardır  Bu destan metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu görülür  Bu destan parçaları Türk dünyasının ortak tarihî dönem hatıralarını aksettiren ilk edebî ürünler olarak da önem ve değer taşırlar  Bir gün bu parçalardan hareketle Fin destanı Kalavala gibi değerli mükemmel bir Türk destanını yazılabilirse çeşitli kaynaklarda dağınık olarak bulunan malzeme daha anlamlı hale gelebilir kanaatindeyim  
 Kaynak #2
 
 Bolu Beyi, at meraklısı bir beydir
  Atçılıkta usta olan seyisi Yusuf'u, güzel ve cins at aramak üzere başka yerlere gönderir  Yusuf günlerce gezdikten sonra, obanın birinde istediği gibi bir tay bulur  Bu tayı doğuran kısrak, Fırat kıyısında otlarken, ırmaktan çıkan bir aygır kısrağa aşmış, tay ondan olmuştur  Irmak ve göllerin dibinde yaşayan aygırlardan olan taylar çok makbüldür, iyi cins at olur  Yusuf, tayı sahiplerinden satın alır
  Yavrunun şimdilik bir gösterişi yoktur  Hatta çirkindir bile  Ama ileride mükemmel bir küheylan olacaktır  Yusuf bunu biliyor  Sevinerek geri döner  Bey, bu çirkin ve sevimsiz tayı görünce çok kızar, kendisiyle alay edildiğini sanır  Yusuf'un gözlerine mil çektirir  Tayı da ona verir, yanından kovar  Kör Yusuf köyüne döner  Olanı biteni oğluna anlatır  Bolu Beyi'nden öç alacağını söyler  
 Baba oğul, başlarlar tayı terbiye etmeye
  Yıllar geçer tay artık mükemmel bir küheylan olmuştur  Rüzgar gibi koşmakta, ceylan gibi sıçramakta, türlü savaş oyunu bilmektedir  Bu arada Kör Yusuf'un oğlu Ruşen Ali de büyümüş, güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuştur  O da her türlü şövalyelik oyunlarını öğrenmiş bir baba yiğittir  
 Bir gece Yusuf, düşünde Hızır'ı görür
  Hızır ona yapacağı işi söyler  Hızır'ın önerisiyle baba oğul yola çıkarlar  Bingöl dağlarından gelecek üç sihirli köpüğü Aras ırmağında beklerler  Bu üç sihirli köpükle Yusuf'un hem gözleri açılacak, hem intikam almak için gereken kuvvet ve gençliği elde edecektir  Bunu bilen oğlu Ruşen Ali, köpükler gelince, babasına haber vermeden, kendisi içer
  Yusuf, durumu öğrenince üzülür, ama bir yandan da sevinir  Kendi yerine oğlu öcünü alacak bir bahadır olacaktır  Bu sihirli köpüklerden biri körün oğluna sonsuz yaşama gücü, biri yiğitlik, öteki de şairlik bağışlamıştır  Bir süre sonra Yusuf, oğluna öç almasını vasiyet ederek ölür  
 Körün oğlu Ruşen Ali dağa çıkar
  Gelen geçeni soyar  Ünü yayılmaya başlar  Kendisi gibi kanun kaçakları yanında toplanmaya başlarlar  Artık Köroğlu olmuştur  Bolu şehrinin karşısında, Çamlıbel'de bir kale yaptırır  Küçük bir ordusu vardır  Çamlıbel'den geçen kervanlardan baç alır  Vermeyen kervanları soyar  Üzerine gönderilen orduları bozguna uğratır  
 Bir gün, güzelliğini duyduğu Üsküdar Kasapbaşı'sının oğlu Ayvaz'ı kaçırır, Çamlıbel'e getirir, evlat edinir
  Başka bir gün, Bolu Beyi'nin bacısı Döne Hanım'ı kaçırır, evlenirler  Aradan yıllar geçer  Bolu'yu basar, yakar, yıkar  Bolu beyi'nden babasının öcünü alır  Bolu beyi de Köroğlu'na karşı düzenler kurar  Bir defasında Köroğlu'nu başka bir seferde Ayvaz'ı yakalatır  Zindana atar  Ama, Köroğlu ve adamları her zaman hile ve cenkle kurtulurlar  
 Köroğlu, ara sıra Gürcistan, Çin gibi uzak ülkelere de seferler açar
  Yeni yeni serüvenlere atılır, büyük vurgunlar yapar  Bu arada küçük, fakat heyecanlı birçok olay da geçer  Sonunda delikli demir (tüfek) ortaya çıkınca eski bahadırlık geleneği bozulur, dünyanın tadı kalmaz  Ve bir gün Köroğlu, beylerine dağılmalarını söyleyerek Kırklara karışır, kaybolur  Daha önceden Kır At da sır olmuştur  O Kır At ki, nice yıllar, olağanüstü bir güçle Köroğlu'na hizmet etmiştir  
 Başka bir söylentiye göre, bir Yahudi bezirganın getirdiği tüfekle oynayan beyler, birbirlerini öldürürler
  Köroğlu, buna üzülerek kayıplara karışır  Yine bir başka söylentiye göre de, Köroğlu dağda rastladığı çobanda tüfeği görür  Sorar, ne olduğunu  Aldığı karşılığa inanmaz, denemek için kendine çevirir, tetiğe dokunur  Ve yaralanarak ölür  Son beyleri de dağılırlar  
 Yaşlı bir çınar gibi devrilen Köroğlu'nun hikayesi sona erer
   |