siLveRghoSt
|
Alp Er Tunga Destanı
Alp Er Tunga Destanı
İran padişahı "Minûçehr"in ölümünü haber alan Turan padişahı Peşeng, İran aleyhine savaş açmak için Türk ulularını topladı:"İranlılar'ın bize yaptıklarını biliyorsunuz Türkün öç alma zamanı gelmiştir" dedi Oğlu "Alp Er Tonga"nın içinde öç duygularıyla kaynadı Babasına:"Ben arslanlarla çarpışabilecek kişiyim İran'dan öç almalıyım" dedi Boyu servi gibi,göğsü ve kolları arslan gibi idi Fil kadar güçlü idi Dili yırtıcı kılıç gibi idi
Savaş hazırlıkları yapılırken Türk padişahının öteki oğlu "Alp Arız" saraya gelip babasına:"Baba! Sen Türkler'in en büyüğüsün Minûçer öldü ama İran ordusunun büyük kahramanları var İsyan etmeyelim Edersek ülkemiz yıkılıp gider" dedi Peşeng, oğluna şöyle cevap verdi:"Alp Er Tonga avda arslan, savaşta savaş filidir Bahadır bir timsahtır Atalarının öcünü almalıdır Sen onunla birlik ol Ovalarda otlar yeşerince ordunuzu "Amul"a yürütün İran'ı atlarınıza çiğnetin Suları kana boyayın "
Baharda Türk ordusu alp Er Tonga'nın buyruğunda İran üzerine yürüdü Dehistan'a geldi İki ordu karşılaştı Türk kahramanlarından Barman İranlılar'a doğru ilerleyip er diledi İran kumandanı ordusuna baktı Gençlerden kimse kıyışamadı Yalnız kumandanın kardeşi Kubâd atıldı Fakat yaşlıydı Kardeşi ona dedi ki:"Barman genç,arslan yürekli bir atlıdır
Boyu güneşe kadar uzanmıştır Sen yaşlısın Kan, ak saçlarını kızartırsa yiğitlerimiz ürker" Fakat Kubâd dinlemedi: "İnsan av, ölüm onun avcısıdır" diyerek savaşa çıktı Barman ona:"Başını bana veriyorsun Biraz daha bekleseydin daha iyiydi Çünkü zaten senin hayatına kasdetmiştir" dedi Kubâd: "Ben zâten dünyadan payımı almış bulunuyorum" diye karşılık vererek atını saldırdı Sabahtan akşama kadar uğraştılar Sonunda Barman kargı ile Kubâd'ı devirerek zaferle Alp Er Tonga'nın yanına döndü Bunu görünce İran ordusu ilerledi İki ordu birbirine girdi Cihanın görmediği bir savaş oldu Alp Er Tonga üstün geldi İranlılar dikiş tutturamayıp dağıldılar İran padişahı iki oğlunu memlekete göndererek kadınları Zâve dağına yollattı
Türk ve İran orduları iki gün dinlendikten sonra üçüncü gün Alp Er Tonga yeniden saldırdı İran büyükleri ölü ve yaralı olarak savaş alanını doldurdular Geceleyin İranlılar bozuldu Bunu görünce İran padişahı ve başkumandanı Dehistan kalesine sığındılar Alp Er Tonga kaleyi kuşattı İran padişahı kaleyi bırakıp giderken ardına düşen Alp Er Tonga onu tutsak etti
İran'a tâbi Kâbil ülkesinin pâdişahı olan kahraman Zâl İranlıların yardımına geldi Büyük savaşlar yaparak Türk ordularını bozdu Bundan öfkelenen Alp Er Tonga,tutsak bulunan İran pâdişahını kılıçla öldürdü Öteki tutsakları da öldürecekti Fakat kardeşi Alp Arız onu vazgeçirdi Tutsakları 'Sarı'ya göndererek hapsettirdi Kendisi de Dehistan'da 'Rey'e gelerek İran tacını giydi İran ülkesinde padişah oldu Fakat Sarı'daki tutsakların kaçmasına sebep olduğu için kardeşi Alp Arız'ı öldürdü
İran tahtına Zev geçtiği zaman iki ordu yine karşı karşıya gelip beş ay vuruştular Ortalıkta kıtlık oldu Sonunda insanlık bitmesin diye barış yaptılar İran'ın şimal ülkeleri Turan'ın oldu
Fakat Zev ölünce Alp Er Tonga yine İran'a saldırdı Kardeşi Alp Arız'ı öldürdüğü için babası kendisine dargındı Fakat yeni İran padişahı da ölüp İran tahtı yine boş kalınca Turan padişahı Peşeng,oğlu Alp Er Tonga'ya yine haber yolladı
Ceyhun'u geçerek İran tahtına oturmasını bildirdi İranlılar Türk ordusunun geleceğini duyunca korkup Zâl'e başvurdular Zâl artık kocadığını söyleyerek oğlu Rüstem'i yolladı İki ordunun öncüleri arasındaki çarpışmada Rüstem Türkler'i yenerek Keykubâd'ı İran tahtına çıkardı
Asıl orduların çarpışmasında ise Rüstem,Alp Er Tonga ile karşı karşıya geldi Alp Er Tunga'yı yenecekken Türk bahadırları onu kurtardılar Rüstem bir hamlede 1160 Türk kahramanı öldürdüğü için Türkler yenildiler Ceyhun'u geçtiler Alp Er Tonga babasının yanına döndü Babasını barışa kandırdılar Barış yaptılar
İran tahtına Keykâvus geçtikten sonra Araplar isyân ettiler Fakat galip gelen Keykâvus bir ziyafette sarhoş edilerek bağlandı Bu haber İran'ı karmakarışık etti Alp Er Tonga büyük bir orduyla Araplar'ın üzerine atılarak onları yendi Türk ordusu İran'a yayılarak herkesi tutsak etmeye başladı İranlılar yine Zâl'den yardım istediler Zâl,Araplarda tutsak olan Keykâvus'u kurtarıp onların ordularını da kendi ordusuna kattıktan sonra Türkler'e yöneldi Kanlı bir savaşta Turanlıların yarısı öldü Alp Er Tonga yenilerek kaçtı
Bir gün İran'ın yedi ünlü pehlivanı Rüstem'e Turan'a giderek Alp Er Tonga'nın avlağında avlanmayı teklif ettiler Sirahs civarındaki bu avlağa gidip yedi gün kaldılar Alp Er Tonga bunu duyunca ordusuyla geldi Teke tek dövüşlerde Türk pehlivanları İranlılar'dan üstün geldilerse de işe Rüstem karışınca yedi pehlivan ile birlikte Türk ordusunu dağıttı Hatta az kalsın Alp Er Tonga da tutsak oluyordu
Keykâvus İran'da eğlenceler,aşk oyunları ile uğraşırken Alp Er Tonga Türk atlılarıyla ilerledi Bu haber Keykâvus'a geldi Oğlu Siyâvuş ile Rüstem'i Türkler'e karşı yolladı Türk öncülerini yenerek Belh kalesini aldılar Bu sırada kötü bir rüya görüp bunu tabir ettiren Alp Er Tonga,beğlerin fikrini de alarak İranlılar'la barış yaptı Onlara rehineler verdi
Buhara,Semerkand ve Çaç şehirlerini bırakıp "Gang" şehrine çekildi Fakat bu barışı istemeyen Keykavus, Rüstem'e ve Siyâvuş'a kızıp kötü muamele ettiğinden Rüstem kendi ülkesine çekildi Siyâvuş da Alp Er Tonga'ya sığındı Türkler'in payıtahtı olan Gang şehrine kadar büyük saygı görerek geldi Kendini çok sevdirdi Hatta Türk kahramanlarından 'Piran'ın kızı ile ve biraz sonra da Alp Er Tonga'nın büyük kızı olan güzel 'Ferengis' ile evlendi Pîran'ın kızından bir oğlu oldu Adını Keyhusrev koydular
Bir müddet sonra,Siyâvuş'u çekemeyenler Alp Er Tonga'ya aleyhinde sözler söylenerek aralarını açtılar Siyâvuş öldürüldü Bunun üzerine Rüstem yine ortaya çıktı İlk çarpışmada Alp Er Tonga'nın oğlu 'Sarka'yı öldürdüler Alp Er Tonga bunun öcünü almak için bizzat yürüdü Fakat savaşı İranlılar kazanarak onu Çin denizine kadar kaçırdılar Rüstem Turanlıları nerde bulduysa öldürüp altı yıl Turan'da kaldıktan sonra çekilip yurduna geldi
Alp Er Tonga Turan'ın yakıldığını,Türkler'in öldürüldüğünü görünce kan ağladı Öç almaya and içti Ordu toplayarak İran'a girdi Ekinleri yaktı İran'a hakim oldu Kıtlık çıkararak İranlılar yedi yıl açlıktan kırıldılar Bunun önüne geçip İran'ı kurtarmak için Keyhusrev'e tahtı bıraktı Keyhusrev, Alp Er Tonga'dan öç almak için ordusunu hazırladı
Fakat bu ordu daha Alp Er Tonga ile karşılaşmadan bozuldu Keyhusrev yine ordu yolladı Türkler'den Bazur adında birisi büyü yaparak dağlara kar yağdırdı İranlılar'ın elleri tutmaz oldu Böylelikle İran ordusunu doğradılar İranlılar yine Rüstem'i yolladılar Harikulade savaşlardan sonra Rüstem Türk ordusunu bozup Türk ordusunda bulunan Çin hakanını da tutsak etti
Alp Er Tonga bu haberi alınca pek üzüldü Uluları toplayıp danıştı Bunlar: "Ne yapalım! Çin, Saklap orduları bozulduysa, Turan ordusuna bir şey olmadı Anamız bizi ölmek için doğurdu" dediler Alp Er Tonga hazırlığa başladı Oğlu 'Şide' onun maneviyatını yükseltti Bu savaşa Turan ordusu tarafından, Çin dağlarında oturan "Püladvend" adında bir Çinli de ordusuyla iştirak etti İran pehlivanlarını yendiyse de sonunda Rüstem'e yenildi Bunun üzerine Turan ve İran orduları çarpıştı
İranlılar kazandı Alp Er Tonga kaçtı Bundan sonra Keyhusrev dünyanın üçte ikisine hakim oldu Bir gün sarayında şarap içerken Turan, sınırından İranlılar gelip Turanlılar'ın kendilerine zarar verdiğini söylediler Keyhusrev bu işi halletmek için İran kahramanlarından 'Bijen' i gönderdi Bijen sınırda ve Turan tarafındaki bir ormanda, yanındaki güzel kızlarla eğlenen 'Menîje'yi gördü Menîje,Alp Er Tonga'nın kızıydı Birbirlerini sevdiler Menîje onu Turan'a, sarayına götürdü Alp Er Tunga bunu duyunca çok öfkelendi Bijen'i kuyuya hapsetti Kızını da kovdu İran padişahı genç kumandanının gelmediğini görünce yine Rüstem'i yolladı
Rüstem tüccar kılığında Türk pâyitahtına kadar gitti Bijen'i kurtardığı gibi Alp Er Tonga'nın da sarayını basarak onu kaçırdı,Menîje'yi İran'a gönderdi Alp Er Tonga ise yeniden ordu yığarak yürüdü İran ordusunun arkasında 'Bîsütun' dağı vardı Yine Rüstem'in sayesinde İranlılar bu savaşı kazandılar Alp Er Tonga, Karluk'a kadar kaçtı Beğlerine dedi ki:"Ben dünyaya buyruğumu geçiriyordum Minûçehr zamanında bile İran Turan'a denk olamamıştı Minûçehr zamanında bile İran Turan'a denk olamamıştı
Fakat bugün İranlılar hayatımı sarayımda bile tehdit ediyorlar İyi bir öç almayı düşünüyorum Bin kere bin bir Türk ve Çin ordusuyla yürüyelim" Toplanmaya başladılar Fakat bizzat Alp Er Tonga'nın iştirak etmediği ilk savaşı İranlılar kazandılar İran padişahı Asıl Alp Er Tonga'yı yok etmek istiyordu Yeniden her yandan ordular toplayarak ilerledi
Alp Er Tonga bin kere bin ordusunun üçte ikisini toplamıştı 'Beykend' şehrinde oturuyordu Karargâhında pars derisinden çadırlar vardı Kendisi altınlı ve mücevherli bir taht üzerinde idi Karargâhın önünde birçok kahramanların bayrakları dikili idi
İleriye gönderdiği ordunun bozulduğunu duyunca başı döndü Öç almadan dönmemeye and içti Oğlu 'Kara Han' a ordusunun yarısını vererek Buhâra'ya gönderdi Oğullarından Şide (ki asıl adı Peşeng idi), Cehen, Afrâsiyab, Girdegîr ve oğlu İlâ'nın oğlu Güheylâ bu orduda idiler Çigil, Taraz,Oğuz,Karluk ve Türkmenler çerisini teşkil ediyordu İki ordu karşılaşınca ilk önce İran padişahı Keyhusrev'le Alp Er Tonga'nın oğlu Şide teke tek dövüştüler Şide öldü Alp Er Tonga duyunca saçlarını yoldu Ertesi gün iki ordu akşama kadar savaşıp ayrıldılar
Daha ertesi gün yine çarpışıldı Alp Er Tonga kükremiş gibi saldırıyordu İran'ın büyük pehlivanlarından birkaçını öldürdü Keyhusrev'le Alp Er Tonga karşı karşıya geldiler Fakat Turan pehlivanları onun İran padişahıyla dövüşmesini istemeyerek atının dizgininden tutup geri götürdüler O gece Alp Er Tonga ordusunu alıp Ceyhun'un ötesine geçti
Kara Han'ın ordusuyla birleşip Buhara'ya geldi Biraz dinlendiler Sonra pâyıtahtı olan Gang'a geldi Bu şehir cennet gibiydi Toprağı mis,tuğlaları altındı Her yerden ordular çağırdı Bu sırada casusları Keyhusrev Ceyhun'u geçti diye bildirdiler Keyhusrev ilk önce Suğd'a geldi Bir ay kalıp itaate aldı Yine ilerledi Türkler İranlılar'a su vermiyorlar,ordunun arkasında yalnız kalmış İranlı bulurlarsa öldürüyorlardı Keyhusrev de önüne çıkan saray,kale,erkek,kadın en bulursa yok ediyordu
İki ordu 'Gülzâriyun' ırmağı kıyısında karşılaştılar Birbirine girdiler Alp Er Tonga'nın ordusundan Keyhüsrev'e korku gelmişti Ordunun arkasına çekilip Tanrıya yalvardı Derhal fırtına kopup tozları Turan ordusuna doğru atmaya başladı Türkler bozuldular Fakat Alp Er Tonga kaçmak isteyenleri öldürerek ordusunu durdurdu Dönüp iyen savaştılar Gece çökünce iki ordu ayrıldı
Alp Er Tonga ertesi günü yine çarpışacaktı Fakat kendisine gelen haberci oğlu Kara Han'ın ordusundan yalnız Kara Han'ın sağ kaldığını bildirdi Bunun üzerine ağırlıklarını bile toplamadan hızla ordusu ile çöle atıldı
Rüstem'i vurmak istiyordu Keyhusrev bunu Rüstem'e bildirdiği gibi kendisi de onun ardına düştü Alp Er Tonga, Gang'a gelip Rüstem'e baskın yapmak istediyse de onun tetikte olduğunu görerek vazgeçti Şehre girdi
Bu kalabalık şehrin kalesi o kadar yüksekti ki üstünden kartal bile uçamazdı İçinde yiyecek boldu Her köşesinde kaynaklar, havuzlar vardı Havuzlar bir ok atımı boyunda ve eninde idi Güzel bahçeleri, saraylarıyla bir cennetti Alp Er Tonga ordusuyla Gang'a kapandı Çin padişahına da mektup yazıp yardım diledi Keyhusrev de ordusuyla gelerek Rüstem'le birleşti
Kalenin çevresine hendekler kazdırdı Odunlar yığıp katranla ateş verdiler Duvarlar yıkıldı Şehire hücumla girdiler Herkesi öldürdüler Alp Er Tonga sarayının altındaki gizli yoldan 200 beği ile kaçarak kurtuldu Çin padişahının yanına gitti Çin hakanı büyük bir ordu hazırlamıştı Bunu duyan Türkler her taraftan Alp Er Tonga'nın yanına gidiyorlardı
Keyhusrev Gang'a,bir kumandan bırakıp Alp Er Tonga'nın üzerine yürüdü Karşılaştılar Alp Er Tonga ona bir mektup yazarak insanlardan uzak ve kendisinin beğeneceği bir yerde teketek dövüşmeği teklif etti
Keyhusrev kabul etmedi O gün iki ordu akşama kadar çarpıştı Gece olunca Keyhusrev ordusunun önüne hendekler kazdırdı Bir kısım kuvvetlerini Türk ordusunun gerisine gönderdi
Türkler gece baskını yapıp hendeğe düştüler Arkalarındaki kuvvetler de pusudan çıktı Türk ordusunu yendiler Alp Er Tonga kalan çerisiyle çöle çekildi Keyhusrev Gang'a döndü Çin padişahı da Keyhusrev'den korkarak ona elçi gönderdi
Keyhusrev,Alp Er Tonga'yı bir daha yanına almamak şartı ile onunla barıştı Alp Er Tonga bunu işitince perişan bir halde çöle çekildi Zere denizine geldi Bu, ucu bucağı olmayan bir denizdi Orada bir gemici vardı:"Ey padişah! Bu derin denizi geçemezsin 78 yaşındayım Bunu, bir geminin geçtiğini görmedim" dedi
Alp Er Tonga,"Tutsak olmaktansa ölmek yeğdir" diye cevap verdi Bir gemi yüzdürttü Binip yelken açtılar "Gangıdız" şehrine vardılar Alp Er Tonga orada "geçmişi düşünmeyelim Talih yine buna döner" diyerek yatıp uyudu
Keyhusrev,Alp Er Tonga'nın suyu geçtiğini haber aldı Hazırlıklar yaparak birtakım ülkeleri aldıktan sonra Zere denizinin kıyısına geldi Yedi ayda denizi geçtiler Gangidiz'i aldı Bulduklarını kestilerse de Alp Er Tonga gizlice kaçtı
Keyhusrev buradan Turan'ın payıtahtı oldu Gang'a geldi Alp Er Tonga'yı soruşturdu Kimse bilmiyordu Halbuki bu sıralarda o yiyeceksiz, içeceksiz dolaşıyordu Kayalık bir dağın tepesindeki bir mağarayı kendine ev yapmıştı
Bu mağarada insanlardan uzak yaşayan 'Hûm' adında biri vardı Bir gün mağarada bir ses işitti Alp Er Tonga kendi kendine tâliine yanıyordu Bu sözlerin Türkçe olmasından yabancının kim olduğunu anlayan Hûm ona hücum ederek tutsak etti Fakat o yine kaçarak suya atıldı Keyhusrev bu işi duydu Hile ile Alp Er Tonga'yı sudan çıkararak öldürdüler
|