05-01-2009
|
#4
|
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler Antalya
Antalya Saat Kulesi Saat Kulesi, şehrin merkezindeki, kale Kapısı mevkiinde, dış surlar üzerinde yer alır Kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bununla birlikte, 1941 yılında yayınlanan R M Riefstahl’ın kitabındaki saat kulesi ile ilgili resimde, kulenin soğanbaşı şeklindeki barok dönem özellikli kubbesinden, II Abdülhamid döneminde yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir
Kalın kare sur kütlesi üzerinde yükselen Saat Kulesi, kare gövdelidir Gövdenin altında bir, üzerinde üç sıra silme bulunur Bu silmeler arasında dört cephede birer saat kadranı yer alır En üstteki iki silme arasında ise, ortada büyük, iki yanda küçük sivri kemerli penceresi bulunmaktadır Bunun üzerinde de dendanlı bir üst örtü vardır Eskiden bu örtü soğanbaşı şeklinde kubbe idi
Bugün saat kadranları ve saatleri, elektronik saat takılarak yenilenmiştir Eski saat mekanizmasından sadece çanı kalmıştır Çan üzerinde, çarmıhta Hz İsa, orans şeklinde Hz Meryem ve bir aziz kabartması ile Grekçe yazılar yer almaktadır
Antalya Tersanesi Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kenti almasından altı yıl sonra Kızılkule’nin yakınında 1227’de yapımına başlanmış ve bir yılda bitirilmiştir
Kemerli beş gözden oluşan tersanenin denize bakan cephesi 56 5 metre, derinliği 44 metredir Tersane için seçilen yer, gün ışığından en fazla yararlanılacak şekilde planlanmıştır
Tersanenin giriş kapısındaki yazıt, Sultan Keykubat’ın armasını taşır ve rozetlerle süslüdür Alanya Tersanesi, Selçukluların Akdeniz’deki ilk tersanesidir Daha önce Karadeniz’de Sinop Tersanesini yaptıran Alaaddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile “iki denizin sultanı” unvanını almıştır
Selçuklular döneminde dış etkilerden uzak olarak içerisinde kalyonların inşa ve tamir edildiği bu tersane günümüzde de kullanılmaktadır Denizin 4 km kadar içerisine girdiği tersane, sivri kemerlerle birbirine bağlı beş gözden ibarettir Kuzeybatı yönünde küçük bir giriş kapısı bulunmaktadır Ayrıca girişteki iki küçük mekandan birinin depo veya tersane muhafızlarının odası, diğerinin de mescit olduğu sanılmaktadır Gözlerden birinde de zaman içinde körlenmiş bir kuyu bulunmaktadır
Denizden teknelerle ya da Kızılkule’nin yanındaki surlardan yürüyerek ulaşılmaktadır
Antalya Kızıl Kule Alanya Limandaki surların hemen yanında yer alan Kızıl Kule, kentin sembolü olan bir yapıdır Mimari yönden olduğu kadar estetik olarak da üzerinde durulması gerekir
Evliya çelebi’nin seyyahatnamesinde hayranlıkla sözünü ettiği Kule, ismini yapımında kullanılan koyu kırmızı renkli tuğlalardan almıştır
Sekizgen planlı olan yapı, XIII yüzyıl Selçuklu eseridir 1226 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Sinop Kalesi’ni yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani’ye yaptırılmıştır İnşaat sırasında belli bir yükseklikten sonra taş blokları kaldırmak güç olduğu için üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmış ve bu nedenle Kızılkule adını almıştır
Kule duvarlarında antik çağdan kalma mermer bloklar görülmektedir Sekizgen planlı ve her bir duvarı 12 5 metre genişliğinde olan kulenin yüksekliği 33 metre, çapı 29 metredir İçinde zemin dahil beş kat vardır Kulenin üstüne yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır Kulenin zemin katında ortadaki sekiz köşeli ayağın çevresini dolaşan 3 50 m Genişliğinde tonozlu bir koridor vardır Bu koridorun üzerinde de mazgallı, gözetleme pencereleri ve üzerleri tonozlu yedi oda yer almaktadır
Kulenin birinci katında plan şekli biraz değişmiş, odalar küçülmüş ve ikişer ikişer sıralanmışlardır Bunun yanı sıra orta mekanda da aynı merkez etrafında dönen iki koridor daha bulunmaktadır Diğer taraftan kuzeydoğudaki iki merdiven vasıtasıyla asma kata, oradan da üstü açık bir terasa çıkılmaktadır Çevresinde odaların ikişer ikişer sıralandığı bu katın ortasında aşağıdan yukarıya kadar yükselen sarnıcın ağzı görülmektedir
Kulenin tepeden aldığı güneş ışığı birinci kata kadar ulaşır Kule denizden gelecek saldırılara karşı limanı ve tersaneyi korumak amacıyla yapılmış ve yüzyıllar boyunca askeri amaçla kullanılmıştır
1950’li yıllarda onarılan kule 1979 yılında ziyarete açılarak birinci katı Etnoğrafya Müzesi’ne dönüştürülmüştür
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|