KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler Antalya
Karatay Medresesi (Antalya) Antalya Limanı’nda Turşucular Mahallesi Karadayı Sokak’ta bulunan Karatay Medresesi, bazı kaynaklara Karadayı Camisi olarak geçmiştir Bu medreseyi Sultan II Keykavus zamanında saltanat naipliği yapmış olan Celaleddin Karatay 1250 yılında yaptırmıştır
Karatay Medresesi iki eyvanlı medreseler gurubuna girmektedir Doğu cephesinde bulunan büyük eyvanın mihrabından ötürü uzun zaman cami olarak nitelenmiştir Günümüze yalnızca portali, giriş eyvanı ve doğu cephesindeki büyük eyvanın mihrabı gelebilmiştir Portal ve giriş eyvanı ile ana eyvan arasında bulunan iç avlunun güney cephesinde Roma döneminden kalma bir duvar bulunmaktadır Büyük olasılıkla dikdörtgen planlı medresenin batı cephesi duvarları ile ileriye doğru çıkıntı yapan portal, doğu cephesindeki eyvan ve ona bitişik köşe hücresi bulunmaktadır Medresenin iç avlu duvarlarından günümüze gelebilmiş olan güney duvarı arkasında medrese odalarının sıralandığı sanılmaktadır
Günümüze gelebilen kalıntılardan beden duvarlarının büyük taş bloklardan yapıldığı, kemerlerde geçmeler halinde geometrik bezemeler olduğu dikkati çekmektedir Ayrıca nişler ve küçük mihrapçıklar üzerinde bitkisel motifler, küçük sütuncuklar görülmektedir Yer yer köşe dolgularında rozetler bulunmaktadır
Medresenin ana eyvanı üzerinde mazgalların bulunması bu yapının eski bir kale kalıntısı üzerine yapıldığı izlenimini verirse de alttaki yapı üslubu bütünü ile XIII yüzyıl Selçuklu yapı özelliği göstermektedir
Sinaneddin Medresesi (Korkuteli)
Korkuteli Alaaddin Camisi yakınında bulunan bu medreseyi Hamidoğullarından El Emin Sinaneddin Calis 1319’da yaptırmıştır Hamidoğulları Beyliği bir süre Korkuteli’ne hakim olmuş ve bu medrese de o dönemde yapılmıştır
Sinaneddin Medresesi açık avlulu, iki katlı medrese düzeninde olup, dikdörtgen planlıdır Medresenin dış duvarları ile iç duvarlarının büyük bir kısmı kesme taştan, ikinci katı ise moloz taştan yapılmıştır Medresenin kuzeybatı kenarının ortasında bulunan portal dışa doğru çıkıntı halindedir Büyük sivri kemerinin üzeri çıkıntı oluşturacak şekilde yapılmış, iki dış köşesi yuvarlatılarak yarım sütunlar haline getirilmiştir Büyük kemerin üzerine kitabesi yerleştirilmiştir Kitabe:
“Bismillâhirrahmanirrahim
Emere bi’imareti hazihil-medreseti’l-mübareke
Elemir Sinaneddin Calis bin Yunus bin
İlyas bin el Hamid binaşru’l-ilahu fi
Şuhuri sene tıs’a aşere ve seba mi’e 719 (1319”
Giriş cephesinin iki yanında dikdörtgen ve taş söveli iki pencere bulunmaktadır Aynı şekilde doğu cephesindeki eyvanın iki yanındaki açılan iki pencere ile bir simetri meydana getirilmiştir
Avlu çevresinde, girişin hemen arkasında beşik tonozlu örtülü dar ve küçük eyvan yer almaktadır Bu eyvanın iki yanındaki birer kapı ile köşelerdeki dikdörtgen iki hücreye geçilmektedir Kareye yakın dikdörtgen planlı iç avlunun kuzey ve güneyinde üçer sütunlu dört sivri taş kemerli birinci kat revakları yer almaktadır Antik yapılardan toplama olan bu sütun başlıklarının hemen hepsi birbirinden farklı bitkisel motiflerle süslenmiştir Eyvanın iki tarafındaki hücrelerin dışa açılan birer dikdörtgen penceresi vardır Medresenin kuzey ve güney revakları üzerinde ikinci katı oluşturan revaklar alt kattakiler ile aynı büyüklükte ve aynı düzendedir Bunlar birer kapı ile revaklar üzerindeki sekilere açılmaktadır Medresede her iki eyvanın iki yanında kalan hücrelerinin ikinci kat döşemeleri ile tavanları ahşap malzeme ile örtülmüştür
Yivli Minare (Antalya) Yivli Minare Külliyesi içerisinde camiinin hemen güneydoğusunda, XIII yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir I Alaeddin Keykubat tarafından (1219-1238) tarihleri arasında yaptırılmıştır
Kare planlı bir kaidenin üstünde silindirik bir kısmı ve yarım sütun şeklinde gövdesi vardır Oldukça kalın olan gövdeye bu yivli bölümlerle zarif bir görünüm kazanmıştır Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır 8 Yivlidir Minarenin yapı malzemesi kesme ve yontma taştandır Minarenin kuzeydoğu tarafından giriş kapısı vardır Yüksekliği 38 m olup 90 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır Minare gövdesi üzeri firuze çinili tuğlalarla süslüdür
Minarenin yüksekliği tahminen 38 m ’dir Kaidenin güneydoğu kısmında, firuze çinilerle kufi yazılı bir pano bulunmaktadır
Kesik Minare (Korkut ) Cami (Antalya) Aslında MS V yüzyılda antik bir tapınak üzerine yapılmış Panaghia kilisesi iken, II Beyazid’in oğlu Sultan Korkud tarafından camiye çevrilmiş ve yapıya bir minare eklenmiştir Minarenin ağaç kısmı XIX yüzyılda çıkan bir yangında yanmış ve o zamandan beri Kesik Minare adı ile anıla gelmiştir Halen harap bir durumda olan Cami kullanılmamaktadır
Selçuklular devrinde onarım hatta ilave gördüğü bilinmektedir Asıl camiye çevrilmesi Şehzade Korkut (1470-1509) zamanında olmuştur Bu onarımda cepheye yani batı kısmına portal yapılmıştır Güney kısmına ise portal ile aynı yükseklikte kare planlı minarenin kürsü kısmı ve minaresi ilave edilmiştir H 1314 yılında yangın geçiren cami 1974 yılında yeni bir oranım daha görmüştür "Cumanın Camii" diye de bilinen kesik Minare kilise olarak Meryem Ana’ya adanmıştır
Sultan Süleyman Camisi (Kale Cami) (Alanya) Şehir surlarının zirve kısmında, İç Kalenin hemen dışında kalan caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir Bununla beraber, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından kentin yeniden düzenlenmesi sırasında 1231 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır Ancak sonraki yıllarda cami yıkılmış ve XVI yüzyılda Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrar yaptırılmıştır Tek minareli cami, Alaeddin, Kale ya da Süleymaniye Camisi adları ile de anılmaktadır
Cami üzeri sekizgen kasnak üzerine, kiremitli kubbelidir Kubbenin askılık görevi üstlenen kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küp yerleştirilmiştir İbadet sırasında bu özellik ortaya çıkmaktadır Cami kare planlı ve moloz taştan yapılmıştır Ayrıca önünde dört ayak üzerine kiremitli, üç kubbeli bir son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde minare ve kuzeydoğuda da bir su sarnıcı yer almaktadır Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğinin güzel bir örneğidir
Tekelioğlu Mehmet Paşa Camisi (Antalya) Antalya Kale Kapısı semtinde, Yivli Minare’nin karşısındaki bu camiyi Antalya Mütesellimi Tekeli Mehmet Ağa XVIII yüzyılda yaptırmıştır Bununla beraber bu caminin Tekeli Mehmet Ağa’dan önce yaptırılmış olduğu da iddia edilmektedir
Caminin kareye yakın dikdörtgen bir planı vardır Beden duvarları giriş kapıları, pencere üzerindeki alınlıkları kesme taştan, diğer kısımlar da moloz taştan yapılmıştır Fazla bir özelliği bulunmayan bu caminin kuzey cephesinin ortasındaki giriş kapısı yay kemerli olup, çevresinde profillerden oluşan bir niş içerisine alınmıştır
İbadet mekanını örten kubbe, dört köşedeki dört yarım kubbe ile desteklenmiştir Sonraki dönemlerde yapılan ilavelerle son cemaat yeri ibadet mekanına katılmıştır Mihrap ve minberi mermerden olup, oldukça sadedir İç mekanda, kapı üzerinde, pencere üzeri alınlıklarında lacivert, beyaz, kırmızı, açık mavi renklerde XVIII yüzyıl çinileri ile kaplanmıştır
Caminin kuzeybatı köşesine, beden duvarlarına bitişik olarak kesme taştan minaresi yapılmıştır Nişlerle ve silmelerle minareye hareket kazandırılmıştır
Müsellim Camisi (Antalya) Antalya’nın Kışla Mahallesi’nde, Belediye Caddesi’nde bulunan Müsellim Camisi aynı zamanda Teklioğlu Camisi olarak da tanınmaktadır Caminin kitabesinden Hacı Osman Ağa Kapıcıbaşı Mehmet Ağa tarafından 1796 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir
Kare planlı olan caminin güneybatı köşesine yine kare planlı küçük bir kütüphane eklenmiştir Caminin önünde, cephede yedi, yanlarda da bir duvar uzantısı ve bir sütundan oluşan ahşap bir son cemaat yeri bulunmaktadır Muntazam kesme taştan yapılmış olan caminin beden duvarları kademeler halinde yükselmektedir Caminin üzeri sekizgen bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür İbadet mekanının pencere içleri XVIII yüzyıl çinileri ile kaplanmıştır
Caminin kuzeybatı köşesine, beden duvarlarına bitişik minare oturtulmuştur Minarenin kaide ve pabuç kısmı kesme taştan, silindirik gövdesi ile şerefesi tuğladan yapılmıştır
Güneybatı köşesinde dışarıya doğru çıkıntı meydana getiren kütüphanesinin yapı malzemesi camiden oldukça farklıdır Moloz taştan olan kütüphane, daha geç devirlerde yapılmış olup, içten kubbeli, dıştan kiremit çatılı bir üst örtüsü bulunmaktadır
Murat Paşa Camisi (Antalya)
Antalya Murat paşa Mahallesi’nde, Çarşı içerisindeki meydanda bulunan bu camiyi Sadrazam Kuyucu Murat Paşa 1570 yılında yaptırmıştır
Kare planlı tek kubbe ile örtülmüş olan bu caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yerindeki dört sütun ve bunların üzerindeki ikisi stalaktitli, ikisi de devşirme sütun başlıklarını birbirlerine bağlayan sivri kemerlerde renkli taşlar kullanılmıştır Son cemaat yerinde bir kapı ile ibadet mekanına girilmektedir Bu kapının her iki yanında birer dikdörtgen pencere, biri stalaktitli diğeri de sade iki mihrabiye bulunmaktadır
Kesme taştan yapılmış olan caminin ibadet mekanı on kenarlı kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür İbadet mekanının duvarları boydan boya kalem işleri ve bir kitabe frizi ile bezenmiştir Ayrıca kubbe trompları da bitkisel motifleri ile süslenmiştir Kıble duvarının ortasındaki mihrap son derece sadedir Buna karşılık minber beyaz mermerden olup, güzel bir taş işçiliği göstermektedir Caminin batı köşesindeki silindirik taş gövdeli minare XVIII yüzyıl üslubunu yansıtmaktadır
Murat Paşa Camisi XVII -XVIII yüzyıllarda onarım geçirmiş, en son olarak da Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 1960 yılında onarılmıştır
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|