Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Peygamber Efendimizin Hayatı (detaylı Anlatım)

Eski 05-01-2009   #7
ysnkrks
Varsayılan

Cevap : Peygamber Efendimizin Hayatı (detaylı Anlatım)



Veheb, yahudileri güneş vurdukça parlayan kılıçlarla Abudullahın peşinde görünce niyetlerini hemen anladı ve arkadaşları ile birlikte onların önünü kesmeye karar verdi Ancak kendileri birkaç kişi ve hazırlıksız; yahudiler kalabalık ve silahlıydı Bu sebeple "acaba kavgaya tutuşsak mı, yoksa var geçmeleri için dil mi döksek?" diye aralarında tartışıyorlardı ki müthiş bir ses patlaması ile ürperdiler Gök ikiye ayrılmış gibi kopan gürültünün ardından yeryüzüne yalın kılıç atlılar iniyordu Yağız atların bu amansız suvarileri katil niyetli yahudilerin önüne geçilmez sıra dağlar gibi dizilip düşmanın hamle etmesine bile zaman bırakmadan bir anda hepsini biçti ve işleri bitince de lahzada kaybolup gittiler

Veheb ve yanındakiler yalnız donaklamamış, nerede ise küçük dillerini de yutmuşlardı Nice sonra şaşkınlıklarını üzerlerinden atarak toparlandılar

Abdullah, ormanın içlerinde olan bitenden habersiz avlanırken Veheb bin Menaf, düşüncelere dalmış olarak Mekke'ye dönüyordu Bunda bir hikmet olmalıydı Eşsiz bir güzellik, eşsiz güzel ahlak ve her bakımdan seçkin bir genç insan Bu insanın tehlike anında korunması Hem de nasıl ve kimler tarafından? Gök dehşetli bir gümbürtüyle sanki parçalanmış ve ademoğullarına benzemeyen yağız atlı yiğitler bir anda ortaya çıkarak suikast peşindeki yahudileri göz açıp kapayıncaya kadar yere sermiş, sonradan sırlara karışıp kaybolmuşlardı

Veheb, şahidi olduğu bu kadar olayın tesadüf olmayacğını bilecek kadar zeki ve akıllıydı

Zihninde bir fikir doğmaya başladı Kızı Amine'yi bu gence verseydi?Kızına denk bir insan Abdullah'tan başka kim olabilirdi ki? Hiç kimse! tereddütsüz hiç kimse!

Eve vardığında başından geçenleri ve niyetini hanımına açtı Aminenin annesi de Veheb'in görüşündeydi Abdullah bir tane ve Abdullah başkaydı

Kız tarafı vakit geçirmeden tekliflerini Abdülmuttalib'e götürdüler

Abdülmuttalib, Amine'nin kusursuz güzelliğini, yüksek ahlak ve iffetini başta kendi hanımı olmak üzere bir çok kimseden işitmişti Devrinin her bakımdan en seçkin kızıydı hanımı ile görüşüp, oğlu ile konuştuktan sonra Amine'yi Abdullah'a almaya karar verdi

Nikah, Ebu Talib'in evinde yapıldı; iki genç evlendiler Peygamber efendimize ait nur, artık Amine hatundaydı

Abdullah, nikah akdinin yapılması için ağabeyi Ebu Talibin evine giderken yoluna Ümmül Kital isminde bir kız çıktı Çok güzel, çok zengin ve alim bir hanımdı Son Resul'e ait işeretleri kitaplardan okumuştu Peygamberimizin babasının alnında ışıl ışıl yanan parıltıyı görünce bunun Muhammedi nur olduğunu derhal anladı ve Abdullah'tan kendisini zevceliğe kabul etmesini istedi ve şöyle bir teklifte bulundu:

-"Evet" dersen sana yüz deve hediye edeceğime söz veriyorum

Bütün maksadı sevgili Peygamberimiz'e "ana" olma eşsiz şerefine kavuşmaktı Ama civan delikanlı, Amine ile evlenmiş; nur, şimdi O'nun alnında parlamaya başlamıştı

Şam Valisinin Fatıma, ismide bir kızı vardı Bu kızcağız da çok okumuş, ilim sahibi biriyidi

İşaretlerden en son peygamberin gelişinin yakın olduğunu anladı Bu yüzden Şam'dan Mekke'ye gitti ve Abdullah'ın alnında Muhammedi nuru görünce O'nunla dünya evine gitmeye niyetlendi Abdullah Amine ile evlenmişti Fatıma Abdullah'la karşılaşınca:

-Ey Abdullah! Teptiğim bunca yol ve çektiğim onca zahmet, Muhammedi nura sahip olmak içindi Fakat kader böyle takdir edilmiş İsteğime kavuşamadım Şimdi Şam'a avdet ediyorum Dilerim belalardan ırak mes'ud bir hayat süresin, dedi ve üzüntü ile Mekke'yi terkederek yine geldiği yollara düştü

Abdullah'la evlenmediği için kedere kapılan sadece bu iki kızdan ibaret değildi O'nun evlendiğini haber alan iki yüz kızın kahrından öldüğü, bir o kadarının da hastalanıp yataklara düştüğü söylenir

Abdullah'ın, düğün günü hem arefeye hem de Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan geceye isabet ediyordu Düğün sebebi ile melekler göklerde şenlikler yaptı Cebrail aleyhisselam, yeryüzüne inerek Kabe üzerine yeşil bir bayrak dikti Ve:

-İnsanların en hayırlısı ve peygamberlerin efendisine ait nur, Amine Hatuna geçti O, yakında doğacaktır, diye dört bir yana seslendi

Melekler düğünü şenlikle karşılar, kurtlar, kuşlar birbirine müjde verip tebrikleşirken üzülen biri vardı; lanetlenmiş bir mahluk İblis Peygamberimiz anne karnına düşünce İblis, öyle üzüldü öyle üzüldü ki gamdan simsiyah olan yüzü ile dağ, deniz demeden dolaştı durdu Nihayet bitkin ve ümitsiz bir halde Ebu Kubeys dağının dibine çöktü ve feryatlarla evlatlarını yanına çağırdı:

-Ey oğullarım, dedi Biz, bundan sonra iflah olmayız Sonumuz geldi Zira canlı-cansız her şeyin Peygamberi olan Abdullahın oğlu Muhammed, anne rahmine düştü O, Peygamber olunca putları kırarak, zulmü yıkıp, adaleti getirecek, dünyayı mescidlerle donatıp imanı yayacak, küfrü yok edecek, hayırlı işler yapacak, iyiliği emredecek, yolunda gidenler saadete erecektir

İblis, hüngür hüngür ağlayarak şeytanlara anlatmaya devam ediyordu:

-O'nun ümmeti yiyip içmeye besmele ile başlar ve bitirirler Birbirlerine nasihat eder, emri maruf ve nehyi münkeri bırakmazlar Bu şartlarda onları doğru yoldan saptırma şansımız kalmamıştır, diyerek saçını başını yolmaya başladı

Bir şaytan:

-Ey efendimiz, kendinizi bu kadar hırpalamayın Vaziyet o kadar ümitsiz değil Adem Peygamberden bu güne kadar insanları nasıl aldattıksa yine öyle çalışır ve Ümmeti Muhammedi de yoldan çıkarırız diye görüş belirtti

Baş şeytan İblis:

-Hayır! dedi, az evvel saydığım meziyetleri sebebi ile siz onlara yaklaşamaz kendilerini aldatamazsınız Çünkü bu ümmetin mensupları kendi dindaşlarını herhangi bir yalnış hareketlerini gördüklerinde ikaz eder ve doğru yola çekerler

Az evvelki şeytan:

-Fakat efendimiz, diye tekrar söza başladı Fakat biz, onlara cimrilik çekememezlik, birbirlerinin malına mülküne sahdırma ve benzeri kötü duydu ve arzular aşılarız Böylece onlar da bizim avcumuzda istediğimiz gibi hareket ederler

Bu sözler, İblisi rahatlattı Oğullarına teşekkür etti Ümitle dağıldılar

Abdullah'la Amine'nin düğünlerinin olduğu ertesi sabah bütün putların yüz üstü yere düştüğü; tahtların devrildiği görüldü

gelen

Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır

Bu gelen tevhid ü irfan kanudur

(Mevlid'den)

O, kitap kitap övülmüştür

Büyük, küçük hiçbir ilahi kitap yoktur ki, O'nu methetmesin Vahiyle onun müjdesini getirir

İşte ilk insan ve ilk Peygamber Adem aleyhisselam'a gelen kitapçıktan satırlar

-O yer ve gök ehlinin en doğrusudur Cömertlikte en üstündür Kalbi ipekten daha yumuşaktır Çok zaman hüzünlü ve çok zaman oruçludur Hak tealanın korkusu ile doludur Hep Rabbine yalvarır Gündüzleri de ibadet eder İnsanlarla birliktderi Fakat dünya sevgisi gönlüne giremez Sır saklar ve dostluklara vefa gösterir

İşte İdris Peygamber'in kitapçığı;

-O, insanlarla beraber olur Onları ağırlar O, Allahın vaadinden asla şüphe etmez Yüce mevlaya pek çok ibadet eder Kulların suzlarını bağışlar Allah'ın "dostum" dediği büyük peygamber İbrahim aleyhisselam'ın kitapçığı;

-O, öyle bir kimsedir ki, insanları şehvet uçurumuna düşmekten korur Kendisine yapılan kötülükleri affeder, günahları örter

İşte Tavrat! Yüce Allah'la konuştuğu için "Kelimullah" sıfatlı Musa Peygamber'in kitabı:

-O, gönlü çok zengin olan bir mübarek zattır Yoksul, kimsesiz ve düşkünlerin sevgilisi ve koruyucusudur Zenginlerin hasta kalplerini tedavi eden bir manevi tabibtir Yaşlılara hürmet eder Çocuklara acır ve şefkatle davranır O güzellerin en güzeli, temizlerin en temizidir Sohbetinin lezzetine doyum olmaz Yumuşak bir ses tonu ve güler yüz-tatlı dille anlatır Gaflet dolu kahkahalar yerine pırlanta tebessümleri tercih O, hükmederken çok adildir Haksız bir iş yaptığı görülmez Sabrı şaşılacak kadar çoktur Derdlere, belalara, sıkıntılara sabreder ve yine şükreder Fakat, Allah ve Resulüne inanmayan din düşmanları ile en amansız şekilde cenk eden bir bahadırdır

Savaş sonrasında hürriyetini kaybeden esirlere kötülük yapmaz Onlara hoş davranır O, suratını asmayan yüzü güleç bir insandır Öyle bir Peygamberdir ki, hiç bir kitap, kalem ve mektebe lüzum kalmadan bütün ilimler; bilgisi, gizli, açık her ilmi kucaklamış olan ilim sıfatlı Allahü teala tarafından her tafsilatı ile kendisine öğretilmiştir

Yine Tevrat'tan:

-O, Allahü teala'nın Resulüdür Kalbi katı ve huyu kötü değildir Aşağı şeyleri beğenmez ve onlara iltifat etmez Her yerde ve her zaman ölçülü konuşur Suçları affeder Ümmeti güzel ahlaklıdır Minarelerden namaza davet eden müezzinleri işitince abdest alıp camiye koşar, düzgün saf yapar, bir hizada dururlar O'nun ümmeti, geceleri de zikreder ve ibadet yapar Örtünmeye dikkat ederler Mekke'de dünyaya gelecek, bütün insanları Hakka davet edecektir O benim ismi Muhammed olan Peygamberimdir O'nun varlığı yüzsuyu hürmetine gözlerden perde kalkar, kulaklar işitir, kalp gözleri açılır O, bozuk dinleri ortadan kaldırıp hak olan islamiyeti yeryüzüne iyice yerleştirmedikten sonra ömrüne son vermem

Bu da sesi güzel Peygamber Davut aleyhisselam'a inen Zebur:

-O'nun eli açıktır Hiç kızmaz Yüzü güzel, boyu güzel, huyu güzel, sözü güzeldir Sözleri gönülleri rahatlatır; ruhları huzura kavuşturur Nur yüzlü bu peygamber nefsi eve kalbi hasta insanların hakiki tabibidir O, ölüm anını, mezarı, mahşeri ve cehennemi düşünerek çok ağlar, çok düşünür, az konuşur, az uyur, az güler, gülüşü tebessüm şeklindedir

Bu övgüler de göğe çekilen büyük Peygamber İsa aleyhisselam'ın kitabı İncil'den:

-O, az yemek yer Cimrilikten hoşlanmaz Kimseyi çekiştirmez Aceleci değildir Hile yapmaz Kötü söz konuşmaz Kendisi için intikam almaz Tembel değildir Aza kanaat edip, çoğu ihsan eder O'nun işleri ve tercihleri aşırılıklardan uzak ve bunların ortası üzeredir Yerde ve gökte yaşayanların medarı iftiharıdır O, günaha batmış olanların şefaatçısı, onsekizbin alemin rahmetidir Cennette kıymetli kevser suyunu o dağıtacaktır Daima doğruluk üzre ve daima ihlaslıdır Dili her an Kur'an-ı anar O öyle üstün vasıflarla yaratılmıştır ki, gözleri uyusa kalbi uyanık kalır İnsanlardın gelen eza ve cefaya katlanır da yine şefaati bırakmaz

Kıyamet vakti herkes, o ana baba gününün dehşetinden adeta akıl ve şuurunu kaybetmiş halde "Allahım beni koru" diye inlerken O, "Ya Rabbi, ümmetimi koru" niyazında bulunacaktır İsrafil'in "sur" ismi verilen borusu O'nun ümmeti sebebi ile çalacak; ölmüşler böylece yeniden dirilecektir Kıyamet gününde herkes, O'nun şefaat etmesi için eteğine yapışacaktır Ey İsa, Muhammed Mustafa'nın Peygamberliğini tasdik ve O'na iman et Ben azimüşşan Adem'i cennet ve cehennemi O'nun sevigsi uğruna yaratdım Eğer onu halk etmeseydim, hiçbir şeyi yaratmazdım!

Veheb bin Münebbih hazretleri Allahü tealanın buyurduklarını semavi bir kitaptan naklediyor:

-Hak ve adalet O'nun şiarıdır O'nun dini islamdır Onun bereketiyle dargın gönülleri barıştırır, ayrı tabiattaki insanları birleştiririm O'nun ümmetini ihlas ve ibadet yönünden öbür ümmetlerden üstün tutarım Benim hoşnudluğumu kazanmak için evlerini barklarını, çoluk çocuklarını terk edip cihada gider, kafirlerle savaşır ve Allah yolunda seve seve canlarını verirler Onlar namazda ve cihadda saflarını düz tutarlar

Namazlarını acele etmeden sakin sakin ve şartlarına uygun kılarlar Her yerde beni anar, uzun gecelerde namaza kalkkar, gündüzleri din düşmanlarına meydan okur, arslanlar gibi döğüşürler Bütün bu hasletler O'nun hatırı için ümmetine ihsan ve nimetlerimdir Ben her şeye kadirimdir

Gelen işte böyle bir Peygamberdi Her cephesi ile örnek ve üstün insan Melekler ve Peygamberler bu gelişi müjdeliyordu

Nitekim o büyük insanın doğumundan beşyüzaltmış sene önce Ka'b bin Lüey de ilahi kitaplarda okuduklarından duygulanır ve O'nu şiirler okuyarak müjdeler:

İnsanlar gafletteyken gelir yüce Peygamber,

Muhammeddir, doğrudur, O'ndadır doğru haber

Alıntı Yaparak Cevapla