Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Cengiz Numanoğlu

Eski 04-30-2009   #2
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Cevap : Cengiz Numanoğlu



İBADET

Küçük bir tebessüm, içten bir selâm,
Dosta hatır soran, bir iki kelâm,
Kısaca diyor ki, insana İslâm;
İhlâsla yaptığın, herşey ibâdet


Doğuştan var olan, îman özüyle,
İlimler kaynağı, Kur'ân sözüyle,
Maddeye hükmeden, gönül gözüyle;
Herşeyde bir mânâ, görmek ibâdet


Kalbin, 'istem dışı' vuruşlarını,
Göklerin, direksiz duruşlarını,
Maddenin verdiği, ipuçlarını;
Akıl tığlarıyla, örmek ibâdet


Bahar tenindeki, binbir kokudan,
Binbir kanattaki, renkli dokudan,
Balıktaki pul pul, gümüş takıdan;
Onu 'Vareden' e, varmak ibâdet


Gönül buzlarını, sevgiyle delmek,
Melekle insanın, farkını bilmek,
Kulda kusur varsa, affedip silmek,
Kırılmış bir kalbe, girmek ibâdet


Ölümün açtığı, derin yarayı,
Kapatmaz Versen de, köşkü sarayı
Bir evlâd kaybeden, bahtı karayı,
Dilin merhemiyle, sarmak ibâdet


Bakıp da kişinin amellerine,
Dünyayı terkedip, giden birine;
Cennet cehenneme hüküm yerine,
Kulluk sınırında, durmak ibâdet


''Neme lâzım'' sözü, korkuya perde
Hiçbir zaman devâ, olmadı derde
Zorbanın, hükümdar olduğu yerde;
Mazlum hesabını, sormak ibâdet


Bir rüyâ tokluğu, dünyalık sefâ,
Gör ki; ne cânânda, ne canda vefâ
O dost pınarından, günde beş defa;
Secde şerbetini, içmek ibâdet


İftar saatinde, paslı dillerle;
Sağnak dualardan, kopan sellerle;
Yedi kat semâyı, delen ellerle;
Sabır sofrasını, açmak ibâdet


Sanma ki, mezarlık, tenhâ, korkulu,
Duâlar bekleyen, ruhlarla dolu
Kim ki; kabristana, düşerse yolu;
Bir fatihâ ile, geçmek ibâdet


Hâkk aşkıyla doruklara çıkıp da;
Beytullah'a, kalp gözüyle bakıp da;
Gönül tüllerinden, kanat takıp da;
O çorak çöllere, uçmak ibâdet


Servet, şöhret, makâm, nişan ve ünvân;
Hepsi, bu dünyada birer imtihan
Tut ki; alkışlarla, dolsa da cihân,
Gurur ve kibirden, kaçmak ibâdet


Her kimse, diline, mahşerde kefil;
O dil ki; yargıda, tanık ve delil
Benlik şahikâsı, nutuklar değil;
Hâkk için söylenen, sözdür ibâdet


Bir uzay var amma Sınırı nerde?
Göz nereye baksa, bir kara perde
Fizik ilimlerin, sustuğu yerde;
Karanlığı delen, gözdür ibâdet


Firdevs'e adaydır, gelen her beden,
O'na ancak varır, Kur'ân'la giden
Bize fırsat için, ömür lûtfeden;
Lâtif sevgiliye, azdır ibâdet


Allah aşkı ile, dolanlar için;
O yüce makâm'ı bulanlar için;
Namazı, mî'raç'la, kılanlar için;
Âşıktan Mâşûk'a, nazdır ibâdet


Biliyorsa eğer, göz bakmasını;
Bir ziyafet görür, çorba tasını
Dünya sofrasının, her lokmasını,
Nîmet bilinciyle, tatmak ibâdet


Her gece, uykuya dalmadan önce;
Hesaba dalıp da, inceden ince;
Rabb'in huzurunda, durup kalbince,
Şehâdet getirip, yatmak ibâdet


O, sabâ makâmı, tiz perdelerden,
Çağlayıp inerken, minârelerden,
Yağarken sabahın nûru seherden;
Yorganı fırlatıp, atmak ibâdet


Bir görünmez kazâ, olsa da neden;
Hasta yatağında, kıvransa beden;
Mevlâ'dan gelene, isyân etmeden;
Sancılara sabır, katmak ibâdet


Ahlâkın güzeli, Rabb'in nîmeti;
Kusur gizleyene, açar Cenneti
Taa mezara kadar, dost emâneti;
Sırları kusmadan, yutmak ibâdet


Bilim; temellere, hızla inerken,
Kubbede güneşler, yanıp sönerken;
Mikrodan makroya, bu çark dönerken;
Durup, düşünceye, dalmak ibâdet


Bu ölüm telâşı, bu korku neden?
Ayrılacak bir gün, can ile beden
Gerçeği görüp de; henüz ölmeden;
Ölümle, arkadaş olmak ibâdet


Şu insan bedeni, gör ki; mû'cize,
Her hücresi Hâk'tan emânet bize,
Damla karışmadan, henüz denize;
Nefes kıymetini, bilmek ibâdet


Elinde neşterle, hasta başında;
Belinde silahla, sınır taşında;
Yol kesen eşkiyâ, kâtil peşinde;
Görev inancıyla, dolmak ibâdet


Ticâreti, yol seçip de giderken;
Kâr ve zarar hesapları güderken;
Hele bir işçiye, ücret öderken;
Vicdanla başbaşa, kalmak ibâdet


Sevgi; sabunudur, gönül kirinin
Rahmet bedeli var, her özverinin
Hele bu dünyadan, giden birinin;
Varsa, kul borcunu, silmek ibâdet



__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla