Konu
:
Ezan Ne Kadar Türkçeydi?
Yalnız Mesajı Göster
Ezan Ne Kadar Türkçeydi?
04-30-2009
#
1
punisher
Ezan Ne Kadar Türkçeydi?
Biliyor muydunuz Türkçe ezanda Allah kelimesi dâhil her kelimeyi değiştirmişler sadece bir kelimeye dokunmadan olduğu gibi bırakmışlardı
Hangi kelime olduğunu izah edeceğim
Ama önce gelin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelgesiyle ezan ve kametin Türkçe okunacağını bildiren kararının ardından tam 18 yıl boyunca Türkçe okunan ezanın ilk defa Arapça okunduğu gün Edirne’den Artvin’e Sinop’tan İskenderun’a kadar tüm Türkiye’yi gözyaşlarına boğan günün hikâyesine bir göz atalım
Tarih 16 Haziran 1950
Yani tam 57 yıl öncesi
Yer Sultanahmet Meydanı
Bir dönem Diyanet İşleri Başkan Vekilliği de yapan 2006 yılı mayıs ayında kaybettiğimiz Yaşar Tunagür Hoca verdiği bir röportajda o günü şöyle anlatıyor: “Ezanın Türkçe okunduğu günlerdi
Cuma namazlarını Sultanahmet Camisinde kılmayı kendime adet edinmiştim
Cuma namazlarını meşhur Hafız Saadettin Kaynak kıldırırdı
Yani ilk defa Türkçe ezanı okumuş olan Hafız…
Yine böyle bir Cuma günüydü ve Sultanahmet camisine namaz kılmaya gidiyordum
Fakat her zamankinden farklı olarak caminin avlusunda büyük bir kalabalık ve telaş vardı
Ben ve yanımdaki arkadaşım merakla cami avlusuna doğru ilerledik
Baktık ki caminin içinden çok avluda insan var
Onlar bir şeyler duymuşlar ama biz henüz bilmiyoruz
Girdik içeri
Avluda baktık ki herkes yukarı bakıyor
Camiye giren falan yok
Herkes yukarı bakıyor
Birden cami minarelerinin bütün şerefelerinden “Allahu Ekber! Allahu Ekber!” diye Arapça Ezan okunmaya başladı
Meğer caminin imamı olan Saadettin Kaynak her bir şerefeye bir müezzin yerleştirmiş birbiri ardına nasıl ezan okuyacaklarını da onlara güzelce tembihlemişti
Durumdan haberi olmayan caminin içindeki cemaat da Arapça Ezanı duyar duymaz kendilerini dışarı attı
Avlu hıncahınç doluydu
Herkes İstanbul semalarını inleten Arapça Ezanı dinliyordu
14 müezzin 6 minarenin 14 şerefesinden biri başlıyor öbürü bitiriyor yarım saate yakın sürdü ezan
Bunu İstanbul’un diğer camileri takip etti… İstanbul’un bütün minarelerinden yıllardır özlemini çektiğimiz ezan sedaları yükseliyordu göklere… Bir an için rüyada olduğumu sandım
Fakat bu bir rüya değil gerçekti
Minarelerden Arapça Ezan okunuyordu
(Duygulandı ve gözlerinden akan yaşları sildikten sonra devam etti): Arapça Ezan sesini duyan herkes olduğu yerde durmuştu
Sanki yere çivilenmiştik; ben ve Sultanahmet Meydanı’nı dolduran bütün insanlar… Sokakta oynayan çocuklar bile oyunlarına ara verip Allahu Ekber Allahu Ekber’leri dinler oldular… O an anlatılmaz yaşanır ancak… Büyük bir daüssıladan sonra öz vatanımıza kavuşmuş gibiydik… Allah bir daha göstermesin o günleri…”
Türkiye ayakta…
O gün ülkenin dört bir yanında benzer manzaralar yaşandı
Ezanın Arapça okunmasına imkân kılan Meclis kararı o gün radyolardan ilan edilince Türkiye'nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü
Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı
Halk sevinçten çılgına döndü
Gözyaşları tüm Türkiye'de sel olup aktı
Yasanın 17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün aynı zamanda Ramazan ayının da ilk günüydü
Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı
Gelelim yazıya başlık olan ayrıntıya
Aralarında Hafız Burhan Sadettin Kaynak Hafız Nuri gibi isimlerin bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:
¤¤Tanrı uludur Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim bildiririm
Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza haydin namaza
Haydin felâha haydin felâha
Tanrı uludur Tanrı uludur
Tanrı'dan başka yoktur tapacak
¤¤
İşte o kelime…
Ezanın Türkçeye çevrilmeyen tek kelimesi ‘felâh’ oldu
Sebebi halkın felah kelimesinin ‘kurtuluş’ anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ezan okunurken “haydin kurtuluşa” manasına gelecek bir çağrıda bulunmamaktı
Allah’a ulaşmak özgürlüklerin en güzelidir
O an tüm dünyevi ayak bağlarından sıyrılır ve başka bir boyuta geçer insan
Namaz bu duygunun en yoğunluklu yaşandığı andır
O an kendine gelir ve her şeyiyle Rabbine döner insan
Kula kul olmaktan kurtulur
Hani Milli Şairimiz Mehmet Akif “O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar…” der ya… İşte namaz insana Allah’tan başka kimseye boyun eğmemeyi talim ettirir
İşte ezanı Türkçeye çevirenler ‘felah’ kelimesini de Türkçeye çevirip “haydi kurtuluşa” anlamına gelen bir çağrıya zemin hazırlamamakla namazın temel fonksiyonunu acaba nasıl etkisizleştirebiliriz düşüncesinde olmuşlardır
Şimdilerde ara ara aynı düşünceyi seslendirip “millet anlamıyor Türkçe okunsun” diyenlerin amacı milletin anlaması değil değerlerinden kopmasının kapısını aralamaktır
Milletin değerleriyle cebelleşmeyi kendine vazife edinen dünyanın başka neresinde bu tür insanlar vardır acaba? Çok yazık
Çok şükür o günler geride kaldı
Geri getirme heveslilerinin çabaları da kursaklarında kalmaya mahkûmdur
Allah bugünlerimizi aratmasın
AMİN
__________________
BU VATANIN EKMEĞİNİ YEYİP İHANET EDEN BİR GÜN EKMEĞİ YEDİĞİ YERDEN KURŞUNU DA YER
punisher
Kullanıcının Profilini Göster
punisher tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul