04-29-2009
|
#19
|
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler, Trabzon
Ayşe-Gülbahar Hatun Cami (Merkez)
Trabzon il merkezinde Ortahisar’ın batısında, Zağanos Köprüsü’nün yakınında bulunan bu topluluğu; cami, imaret, medrese, hamam, sıbyan mektebi ve türbeden meydana gelmiştir Bu yapılardan günümüze yalnızca cami ile türbe gelebilmiştir Sıbyan mektebinin yerine de 1899 yılında günümüzdeki Gülbahar Hatun İlköğretim Okulu yapılmıştır
Trabzon’daki Türk eserleri arasında Gülbahar Hatun Camisi’nin ayrı bir yeri ve önemi vardır Atapark diye isimlendirilen alanda yer alan bu camiyi Sultan II Beyazıt’ın karısı ve Yavuz Sultan Selim’in annesi Ayşe-Gülbahar Hatun yaptırmıştır Ancak caminin kitabesi günümüze ulaşamadığından yapım tarihi ve mimarı kesinlik kazanamamıştır Bununla birlikte, caminin yanında bulunan Ayşe-Gülbahar Hatun Türbesi’nin h 911 (1505–1506) tarihi biraz ışık tutmaktadır Büyük bir olasılıkla Gülbahar Hatun Camisi de aynı tarihlerde yapılmıştır Yapı çeşitli devirlerde birçok onarım geçirmişse de orijinal durumundan pek fazla uzaklaşmamıştır Caminin giriş kapısı üzerindeki h 1301 (1885) tarihli kitabe onarım kitabesidir
Cami koyu gri ve sarımtrak beyaz taştan yapılmıştır Caminin ters T veya zaviyeli camiler plan tipinde olduğu, onarımlar nedeniyle de geç devir özellikleri taşıdığı görülmektedir İbadet mekânını örten ana kubbe 15 00x15 00 m ölçüsünde olup, pandantiflerin yardımıyla dört duvar üzerine oturtulmuştur Bu mekânın yanlarında ters T’nin kolları ise cemaate daha çok yer kazandırmak amacıyla son yıllarda yıkılarak ortadan kaldırılmıştır
Evliya Çelebi bu camiden söz etmiştir:
“Aydınlık bir camidir Çok sağlam vakfiyesi vardır Polathane ismi ile anılan Akçaabat da bu caminin vakıflarındandır Ayrıca daha başka vakıf köyleri vardır Yekpare kubbesi içinde nice kandiller yanar Duvarlarının bir sıra taşları cilalıdır Bir sofa beyaz ve cilalı taşlarla yapılmıştır Bu caminin bitirilmesinde ebcet hesabıyla h 920 (1514–1515) eder”
Ayrıca cami avlusunun dört bir yanında yüksek odalarla süslenmiş bir medresesi olduğunu söyleyerek buradaki görevlilere de değinmiştir:
“İmam ve talebeye aydan aya vakıf tarafından belirli vazife, et ve mum parası verilirdi” Bugün bu medreseden günümüze hiçbir iz gelememiştir
Son cemaat yeri baklava başlıklı altı sütunun taşıdığı kemerler üzerine oturan beş kubbeden oluşmaktadır Kubbelerin içleri 1905 yılında yapılan onarım sırasında kalem işleriyle bezenmiştir Beyaz kesme taştan, 1 20 m kalınlığındaki cami duvarları üzerine kubbe oturtulmuştur Son derece güzel aydınlatılan caminin mihrabı mermerden beş bölümlüdür Baklava motifleriyle sonuçlanan mihrabın boyanmış oluşu, onu doğal güzelliğinden uzaklaştırmıştır Burada dolaşan yazı frizi caminin h 1301 (1803) yılında onarım geçirdiğine işaret etmektedir
Sekizgen bir kaide üzerinde, caminin sağında yer alan minare iki sıra siyah, bir sıra beyaz taşların işlenmesiyle meydana gelmiş olup mukarnaslı, tek şerefelidir Ayrıca caminin önündeki şadırvan önceden buradaki bir avluya işaret etmektedir Günümüze oldukça iyi bir durumda gelen bu şadırvan, 1967 yılındaki onarım sırasında yenilenmiştir
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|