|  04-29-2009 | #1 | 
	| 
Şengül Şirin  | 
				  Tasavvuf (tekke ) Edebiyatı 
 
            TASAVVUF              (TEKKE) EDEBİYATI 
 
 “Tasavvuf”                dünya  hayatının  aşırılılıklarından uzak durarak Allah’a gönülden              bağlanma,Allah’ın varlığına insanın kendi varlığından vazgeçmesi,              benliğini (nefsini) yok edip gönlünü ilahi aşkla doldurması esasına              dayanan, İslami bir düşünce akımıdır
  Türkistanlı                           Hoca Ahmet Yesevi              Türk tasavvufunun kurucularındandır  Anadolu’da tasavvufun, onun              öğrencileri tarafından yayıldığı kabul edilir  Tasavvufçular              (mutasavvıflar, sofiler) düşüncelerini halka yaymak için edebiyatı,              özellikle              şiiri araç kabul ederler  Bunun sonucu olarak Anadolu’da              13  yy’dan itibaren güçlü bir tasavvuf (tekke) edebiyatı olmuştur   
 NOT
 
 Anlattıklarımızın ve              soruların daha iyi yorumlanabilmesi için şu terimlerin bilinmesi yararlı olacaktır:
 
 VAHDET-İ VÜCUT:              (Varlığın birliği) Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur
  Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”,              Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler   Tekke:              Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim              gördükleri yer, kuruluş
  
 PİR:              Tarikat kurucusu
  
 ŞEYH:1)              Tarikat kurucusu
  2) Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi  3)              Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse  
 TARİKAT:              Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu              topluluk
  
 DERVİŞ:              Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse
  
 ABDAL:              Gezgin derviş
  
 HALİFE:              Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki              verdiği kişi
  Genel Özellikler
 
 a)             Gerek dini-tasavvufi görüşler,              gerek bunların işlenişi yönünden Arap-İran tasavvuf edebi-yatlarının              etkisi söz konusudur
  Ancak etki-lenme, Divan Edebiyatı’ndaki              boyutlarla değildir  b)             Tasavvufa ait kavramları anlatan              terimler dolayısıyla yabancı sözcük ve tamlamalar Aşık Tarzı              Edebiyattan daha fazladır
  
 c)Eserlerin çoğu yazılı              olarak oluşturulmuş ya da sonradan yazıya geçirilmiş
  
 d)Manzum eserler                           düzyazıdan daha çoktur
  
 e)             Ağılıklı olarak hece ölçüsü              kullanılmıştır
  Aruzu kullananlar da çoktur  
 f)Dörtlüklerle kurulan, koşma              biçim             özellikleri taşıyan şiirler çoğunluktadır
  Beyit birimiyle             gazel, kaside, mesnevi biçimli şiirler de yazmıştır  Divan              tarzı tevhit, münacaat, naat türü                           şiirlere rastlanır  
 g)             Tekkelerde ve halkın karşısında              şiirlerin okunuşu sırasında ya da ayinlerde müzik eşliği oldukça              yaygındır
  
 NOT
 Bu özelliklerin dışında kalan;              eserlerini aruz ölçüsüyle ve Divan Edebiyatı diliyle, hatta              tamamıyla Arapça-Farsça yazan tasavvufçular da vardır
  Örneğin              Mevlana Anadolu’da yetişen ilk ve en büyük Türk mutasavvıf olduğu              halde eserlerini Farsça yazmıştır  Şeyh Galip, Divan tarzında eser              verdiği için Tekke Edebiyatı çerçevesinde düşünülmez,                                       Divan              Edebiyatımensubu sayılır   
			
			
			
			 | 
	|  |   |