04-29-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Tevfik Fikret
TEVFİK FİKRET

26 Aralık 1867de İstanbul Kadırgada dünyaya geldi Asıl ismi Mehmed Tevfik 12 yaşında öksüz kaldı Mahmudiye Rüşdiyesi'nde okudu 1888de Galatasaray Lisesini (Mekteb-i Sultani) birincilikle bitirdi Çeşitli görevlerde memurluk yaptı Kuzeniyle evlendi Ticaret Mekteb-i Âlisi'nde hat ve Fransızca dersleri verdi 1891'de "Mirsad" dergisinin açtığı şiir yarışmasında birincilik kazanınca edebiyat çevrelerinde adını duyurdu 1892'de Mekteb-i Sultani'ye Türkçe öğretmeni olarak atandı 1894'te "Malumat" dergisini çıkaranlar arasında yer aldı 1895'te hükümetin memur maaşlarında kesinti yapmasını protesto için görevinden ayrıldı 1896'da Servet-i Fünun Dergisi'nin Yazıişleri Müdürlüğü'ne getirildi Dergi onun döneminde Edebiyat-ı Cedide'nin yayın organı kimliği kazandı

Aynı yıl Türkçe öğretmeni olarak Robert Kolej'e girdi Aydınlar üzerinde süren yoğun baskılar nedeniyle birkaç kez gözaltına alındı Bir süre sonra dergideki görevinden ayrıldı 1906'da Robert Kolej'in hemen yanında bir ev yaptırarak "Aşiyan" adını verdi Eşi ve oğlu Halûk'la birlikte buraya yerleşti 1908'de 2'nci Meşrutiyet'in ateşli savunucularından biri oldu Hüseyin Kazım Kadri ve Hüseyin Cahit Yalçın'la birlikte "Tanin" gazetesini kurdu Gazete İttihat ve Terakki'nin yayın organı haline getirilmek istenince karşı çıktı ve Tanin'den ayrıldı

Mekteb-i Sultani Müdürlüğü'ne getirildi 31 Mart Olayları'nı protesto için bu görevden de ayrıldı Ama öğrencileri ve Maarif Nazırı Naili Bey'in ısrarlarıyla göreve döndü 8 ay sonra yeni Maarif Nazırı Emrullah Efendi ile anlaşamayınca bir daha dönmemek üzere bu görevi bırakttı İttihat ve Terakki iktidarına da karşı çıkarak Aşiyan'a çekildi Ağır bir şeker hastalığına yakalanmıştı Kolundan olduğu bir ameliyatın ardından yaşamını yitirdi Eyüpteki aile mezarlığına defnedildi
Küçük yaşlarda şiir yazmaya başladı Başlangıçta Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekrem şiirleri arasında uzunca bir arayış dönemi geçirdi Daha sonra Fransız şiiriyle tanıştı Özellikle François Coppe'den etkilenerek kendi şiirini yaratmaya koyuldu Aşırı titiz tutumu, en küçük ayrıntılar üzerinde dikkatle durmasıyla kendine özgü bir üslup yarattı, döneminin tüm edebiyat ve şiiri üzerinde etkili oldu
Biçimsel kaygıları gözardı etmedi, sürekli yenilik aradı 1900'de yayınlanan "Rübab-ı Şikeste"de toplumsal sorunlara ağırlık veren şiirlerin yanısıra, günlük konuşma diline yakın dille yazılmış şiirlerde vardı Betimlemelerindeki ayrıntılı ustalığının ressamlığına bağlanır Doğa şiirlerindeki doğayla uyumluluk da dikkat çeker Oğlu Halûk'un şiirlerinde büyük etkisi oldu 1911'de yayınlanan ikinci şiir kitabı "Halûk'un Defteri"ndeki şiirler, en umutlu ve iyimser şiirleridir Bu şiirlerde oğluna ve Osmanlı gençliğine çalışkanlık, yurt sevgisi, hak ve hukuktan yana olma gibi erdemleri öğütledi
1911'de basılan "Rübabın Cevabı"ndaki şiirlerde halkın acılarını, zorbalıkları, baskı ve haksızlıkları anlattı Bu kitapta yer alan "Tarih-i Kadim'e Zeyl" başlıklı şiirde, kendisini eleştiren Mehmet Akif Ersoy'ya yanıt verdi Din ve doğa konusundaki görüşlerini açıkladı Kendisinin doğanın bir izleyicisi olduğunu söyledi 1914'te yayınlanan "Şermin"de yalın bir dille yazılmış, kısa dizelerden kurulu, dolaysız bir anlatımın egemen olduğu şiirler yer alır 30'lu yaşlarından sonra çevresindeki olumsuzluklardan oldukça etkilendi Dünya görüşü, çağının koşullarını aştı Özgürlük ve eşitliğe inandı Sınıfsal çıkarlara dayalı yönetim biçimini eleştirdi, belli egemen sınıfların yönettiği devlete ve bu devletin koyduğu yasalara karşı çıktı Özel yaşamında da katı bir ahlak anlayışı sürdürdü İnsana büyük değer verdi Ona göre tüm soruların üstesinden gelecek, mutlu yarınları hazırlayacak olan insandır İnsanın üstünlüğünü sağlayan ise duyarlılığı ve sezgi gücünden çok düşünme gücü ve aklıdır
ESERLERİ
Rübab-ı Şikeste (1900-1984)
Halukun Defteri (1911-1984)
Rübabın Cevabı (1911-1945)
Şermin (1914-1983)
Tarih-i Kadim (1905)
Son Şiirler (1952 Yay Haz Cevdet Kudret)
|
|
|