SOLUNUM SİSTEMLERİ
Besin maddelerinin oksijenli ya da oksijensiz olarak parçalanıp enerji açığa çıkarması olayına solunum denir

Canlıların bulundukları ortamdan oksijen almaları ve ortama karbondioksit bırakmalarını sağlayan sistemler gelişmiştir

Bu sistemlere solunum sistemleri denir
Tek hücreliler dış ortamla doğrudan temas halinde oldukları için hücre yüzeyi ile gaz alış-verişi yapabilirler
11
1 BİTKİLERDE GAZ ALIŞ-VERİŞİ
Bitkiler gaz alış-verişini ve terlemeyi yapraklardaki stomalar aracılığı ile kontrol eder
Gövdede bulunan lentisel ile de sadece oksijen alınıp, karbondioksit verilir

Kökte de difüzyonla oksijen alınıp karbondioksit verilir
Şekil : 11

1 Bitkilerde Gaz Alış Verişi
11
2 HAYVANLARDA SOLUNUM SİSTEMLERİ
11

2

1 Omurgasız Hayvanlarda
Süngerler, sölenterler, yassı solucanlar ve toprak solucanında solunum difüzyonla olur

Difüzyon ile alınan oksijen yine difüzyon ile vücuda dağıtılır
Omurgasızların eklembacaklılar grubuda trake denilen özel solunum sistemi vardır
A) Trake Sistemi
Trakeler havadaki oksijeni dokulara kadar götüren ve dokudaki CO2'i dışarıya taşıyan borucuklar sistemidir

Trake borucukları birbirleri ile birleşerek karın bölgesinin altında stigma denilen açıklıklarla dışarı açılır
Böcekler karın bölgesindeki kaslarını kasıp gevşeterek, stigmadan gaz alışverişini denetlerler

Böcekler gaz taşımasını trake ile yaptıklarından dolaşım sıvılarında pigment bulunmaz
Şekil : 11

2 Böceklerde Trake Sistemi
Trakelerin çeperinde yassı epitel hücreleri bunun altında ise kitin tabaka bulunur

Bu kitin yardımı ile trakelerin sürekli açık kalması sağlanır

Trakeler dokunun derinliklerine doğru dallanarak incelirler

Mikroskobik olan bu yapılara trakeol denir

Trakeollerin içinde dokuya yakın bölge sıvı doludur
11

2

2 Omurgalılarda Solunum Sistemleri
Omurgalılardan balıklar ve kurbağa larvaları ile omurgasızlardan İstakoz gibi canlılarda solungaç solunumu görülür

Ergin kurbağa, sürüngen, kuş ve memelilerde akciğer solunumu vardır
A) Solungaç Solunumu
Balıkların tamamı, kurbağa larvaları ve bazı kabuklularda görülür

Balıklar ağızları ile aldıkları oksijence zengin suyu solungaçlara gönderirler

Su solungaçlardan geçerken, sudaki O2 difüzyonla kana, kandaki CO de yine difüzyonla sıvıya geçer
Şekil : 11

3 Solungaçta Suyun İletimi
B) Akciğer Solunumu
Ergin kurbağa, sürüngen, kuş ve memelilerde solunum akciğerlerle yapılır

Akciğerlerin vücudun derinliklerinde konumlanması solunum yüzeyinin sürekli nemli kalmasını sağlamıştır
a) Kurbağalarda solunum sistemleri
Kurbağalar larva dönemini suda geçirirler

Bu nedenle larva
evrelerinde solunum organı olarak solungaçlar görev yapar
Ergin kurbağa karasal yaşama uyum gösterdiği için solunum
organı olarak akciğerler kullanılır

Ayrıca derilerini nemli
tuturak deri solunumu da yaparlar

Kurbağa akciğerleri
sağ ve sol olmak üzere iki tanedir

Akciğerler solunum yüzeyini artıracak şekilde bölmelere ayrılmıştır

Bu bölmeler alveol niteliğinde değildir

Akciğerler karıncıktan gelen karışık kanı temizler

b) Sürüngenlerde solunum sistemi
Sürüngenlerden yılanlarda sol akciğer körelmiştir

Sağ akciğerin son kısmında hava kesesi oluşmuştur

Kaplumbağalarda sağ ve sol akciğer bölmelidir
Şekil : 11

4 Sürüngenlerde Akciğer
c) Kuşlarda solunum sistemi
Kuşların akciğerleri de sağda ve solda olmak üzere iki tanedir

Akciğerlerden iskelet sistemi üzerine doğru hava keseleri uzanmaktadır

Bu hava keseleri uçmayı kolaylaştırır ve göç esnasında hava yedeği sağlar
Şekil : 11

5 Kuşlarda Akciğer
C) Birden Fazla Solunum Sistemi Olan Canlılar
Bu özelliğe Afrika'daki nehirlerde yaşayan Dipneusti'lerde rastlanılır

Dipneusti'de sindirim kanalına bağlı hava kesesi bulunur

Hava kesesi balık su dışına çıktığında hava ile dolar
Dipneusti, suda solungaçlarını ve hava kesesini birlikte kullanabilir

Sular çekildiğinde de (çamur içinde) hava kesesini kullanır
Bazı canlılarda özellikle de kurbağalarda larva döneminde solungaç, erginlerde akciğer ve deri solunumu görülür
11
2
3 İnsanda Solunum Sistemi
İnsanda solunum sistemi, soluk borusu ve akciğerlerden oluşmuştur

Hava soluk borusuna ağız ya da burundan gelir

Burundan alınan hava temizlenir, nemlendirilir

Isısı vücut ısısına ayarlanır, yutak üzerinden trakeye gönderilir

Trake akciğerlere girmeden önce ikiye ayrılarak bronşları oluşturur

Bronşlar da akciğer içinde alt dallara ayrılarak bronşçukları meydana getirir

Bronş ve bronşçukları geçen hava alveollere gelir

Alveollerde oksijen ve CO2 değişimi yapılarak, CO2'ce zengin hava aynı yoldan vücut dışına atılır
A) Soluk Borusu Bronş, Bronşçuklar ve Alveoller
Soluk borusu yutağa açılan 10-12 cm uzunluğunda 2 cm çapında bir borudur

Soluk borusunun ilk kısmına gırtlak (larinks) denir

Gırtlak bölgesinde ses telleri bulunur

Ses telleri epitel hücrelerinin uzantılarından meydana gelmiştir
Şekil : 11

6 Soluk Borusunun Yemek Borusuna Göre Konumu ve Epitel Tabakanın
Büyütülmüş Şekli
Soluk borusu atnalı şeklinde halkaların üstüste gelmesi ile oluşmuştur

Kıkırdaktan olan bu halkaların iki ucu yemek borusu tarafında düz kasla birleştirilir

Kıkırdak halkalar soluk borusunun devamlı açık kalmasını sağlar

Yemek borusunun karşısında ise kıkırdağın yerini düz kas alarak büyük lokmaların geçişi kolaylaşmıştır

Soluk borusunun iç yüzeyinde mukus salgılayan goblet hücreleri ve salgı bezleri bulunmaktadır
Salgılanan mukus trakeyi nemli tutarak solunumla alınan toz, mikroorganizma ve sigara dumanının akciğerlerin derinliklerine kadar inmesini engeller
Trake iç yüzeyini döşeyen silindirik epiteldeki titrek tüyler mukus tabakası ile tutulan toz parçacıklarının dışarı atılmasına yardımcı olur
Soluk borusu akciğerlere girmeden önce iki kola ayrılarak bronşları oluşturur

Bronşların yapısı soluk borusu gibidir
Bronşlar akciğer içinde binlerce borucuğa ayrılır

Bu borucuklara da bronşçuk denir

Bronşçuklar yapı olarak bronşlara benzemektedir

Bronşçuklar gaz değişiminin yapıldığı alveollere açılır
B) Akciğerlerin Yapısı ve Görevleri
Akciğerler kalple birlikte göğüs boşluğunda bulunan esnek dokulu solunum organıdır

Sağ akciğer üç bölmeli, sol akciğer ise iki bölmelidir

Kalbin sol akciğere yakın olmasından dolayı sol akciğer daha küçüktür
Şekil : 11

7 Akciğerin Genel Yapısı
Akciğerler dış taraftan iki tabakalı zarla çevrilmiştir

Bu zarlara plevra zarları denilmektedir

İç ve dış plevre arasında akciğerleri mikroorganizmalara karşı koruyucu lenf sıvısı bulunur

Bu sıvı nefes alıp verme esnasındaki sürtünmeyi azaltır

Plevra zarı damar, sinir ve bronşların akciğerlere girdiği bölgede yoktur
Şekil : 11

8 Alveol Yapısı ve Alveolde Gaz Değişimi
Akciğerlerde gaz değişiminin yapıldığı birim alveollerdir

Alveolün çeperinde yassı epitel bulunur

Alveol sayesinde akciğerde gaz değişiminin yapıldığı yüzey 80 m2 ye ulaşabilir

Alveollerin etrafı kılcal damarlarla sarılmıştır
Soluk alma ile alveollere gelen oksijence zengin hava difüzyonla alveol etrafından geçen kılcal damarlara geçer
Kılcal damarlarla gelen kandaki CO2 yine difüzyonla alveollere geçer ve soluk verme ile vücuttan uzaklaştırılır
C) Soluk Alma
Akciğerlere hava dolmasına soluk alma denir

Havanın akciğerlere girmesi için akciğerlerdeki hava basıncının atmosfer basıncından düşük olması gerekir

Bu durum göğüs kafesinin öne yukarıya, diyafram kasının da kasılıp düzleşmesi ile sağlanır

Bu iki olayın gerçekleşmesi ile göğüs boşluğu genişler ve hava akciğerlere girer

(Bkz

Şekil 11

9)
D) Soluk Verme
Akciğerlerdeki havanın dışarı çıkmasıdır

Soluk vermenin gerçekleşebilmesi için akciğerlerdeki hava basıncının atmosfer basıncından yüksek olması gerekir

Bu durum diyaframın yukarı doğru kubbeleşmesi kaburga kaslarının gevşemesi ile sağlanır

Bu etkenlerle göğüs boşluğu daralır ve akciğerlerdeki hava dışarı çıkar

(Şekil 13

9)
Şekil : 11

9 Soluk Alıp-Verme Mekanizması
11
2
4 Oksijen ve Karbondioksitin Taşınması
A) Oksijenin Dokulara Taşınması
Böcekler haricindeki bütün hayvanlarda oksijen ve karbondioksit kanla taşınır

Kan, suya oranla altı kat fazla oksijen taşır

Kana bu özelliği içinde hemoglobin molekülü bulunan alyuvarlar verir
Hemoglobin, globin proteini, hem ve demir molekülünün birlikte oluşturduğu oksijen tutucu özelliğe sahip bir pigmenttir

Alveol boşluğundaki oksijen difüzyonla kan damarına (plazmaya) , plazmadan da alyuvar içine geçer

Alyuvarda hemoglobin molekülü ile birleşir
Bu birleşme geçicidir

Alyuvar, O nin kullanılacağı dokuya geldiğinde HbO oksijen ve hemoglobine ayrılır
HbO2

Hb+O2} Doku Kılcalları
Oksijen önce plazmaya, sonra da damar dışına çıkarak dokuya geçer

Dokuda solunum reaksiyonlarına katılır
Şekil : 11

10 Oksijenin Dokulara Taşınması
Hayvanlar aleminde hemoglobinden başka pigmentler de vardır

Bu pigmentler Tablo 10

1 de gösterilmiştir
- Hemoglobin (Omurgalılar)
- Klorokruorin (Halkalı solucanlar)
- Hemoglobin (Halkalı solucanlar)
- Hemosiyanin (Yumuşakçalar)
- Hemoeritrin (Halkalı solucanlar)
Tablo : 11

1 Hayvan Gruplarında Kan Pigmentleri
B) Karbondioksitin Akciğere Taşınması
Hücre solunumu ile oluşan karbondioksit difüzyonla hücreler arasına buradan da doku kılcallarına geçer

Doku kılcallarına geçen karbondioksit alyuvarlar tarafından tutulur
Alyuvarlarda karbonik anhidraz enziminin etkisi ile su ile birleşerek karbonik asit (H CO ) oluşturulur
Hidrojen iyonu hemoglobinle birleşir
Bikarbonat iyonu ise plazmaya geçer
Hidrojen ve bikarbonat alveol kılcallarına kadar bu şekilde taşınır

Bikarbonat iyonları alveol kılcalların da plazmadan alyuvara geçerek hidrojen atomu ile birleşir, karbonik asiti oluşturur
Serbest kalan karbondioksit önce kan plazmasına sonra da akciğer alveolüne geçerek soluk verme ile vücudu terk eder

Bu aşamalar Şekil 10

11 gösterilmiştir
Şekil : 11

11 Karbondioksitin Akciğere Taşınması
11
2
5 Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi
Hemoglobinler CO ile oksijene oranla 6 kat daha hızlı bağ kurar

Kurulan bağ geri dünüşsüzdür

Karbonmonoksitin bol bulunduğu ortamlarda bütün hemoglobin molekülleri bağlandığı için dokulara oksijen gidemez ve ölüm meydana gelir
Vurgun : Deniz dibinden yüzeye çıkarken ani basınç azalması nedeni ile kanda çözünmüş azot; gaz haline geçerek kılcaldamarları tıkar ve ölüme neden olur