| 
KRDNZ  | 
				  Şeyh Bedrettin 
 
            Şeyh BedrettinAsi Bilge: Şeyh Bedrettin
 Asi bilge, ilk bakışta, örtüşen iki terim değil
  Asilik, isyankarlık, ihtilalcilik, devrimcilik, genellikle kurulu düzene olan isyan/tepkiyi anlattığı için eylemcidir,tepkicidir,savaşaçıdır  Bilgelik ise daha bir dinginlenmiş, ağırbaşlı,söyleyeceğini ölçüp biçen bir aydındır 
 “İdam edeldiği zamandan bu yana, hakkında birbiriyle çelişen düşünceler belirtilmiş olan Simavna Kadısı Bedrettin bugün bile tümüyle nesnel bir gözle incelenmemiştir
  15  yy’ın ilk yarısını dolduran bu filozof dinsel taassup ve siyasi düşüncelerin şiddetli saldırılarına uğdradı  Bu yüzden adeta bilerek önemsenmedi  
 1
  Bedrettin’i ilk inceleyenler, hakkında ağır eleştirilerde bulunan İslam bilginleridir  Örneğin Üsküdarlı Aziz Muhmud Hüdai Efendi gibi  Bununla birlikte onu savunanlar da vardır: Örenğin Şeyh İlahi, Şeyh Muslihiddin, Sofyalı Bali Efendi gibi Fakat bütün bu incelemeler Bedrettin’i idealist, panteist bi çerçeve içine koymamktadırlar  Bu tür incelemelirin sonuncusu ve en önemlisi Profesör Şerefeddin Yaltkaya’nınkıdır  
 2
  Bedrettin’i tarihsel bakımdan inceleyenler  Bunlar siyasi eyleme önem vermişler, düşüncelerini hesaba katmamışlardır  Hammer gibi (s: 147) Murat Bey’in Tarih-i Ebülfanık’unu bu arada anabiliriz  (Babinger’in Bedrettin hakkındaki monografisi,Şerafettin Yaltkaya tarafından eleştirildi)  
 3- Bedrettin’de komünizm ve materyalizm fikirleri arayanlar
  Bunların başında Murat Bey’in Tarih-I Ebulfarku’u vardır  
 
  (H  Z  Ülken, İ  Düşüncesi s: 147 -148    ) 
 
  Şeyh Bedrettin Mahmut ( Simavna 1359- Serez 1420), bir çok eser yazdı, bunların en ünlüsü tasavvuf üzerine olan Varidat’ tır  Bedreddin bu eserinde, vahdeti vücut, cennet ve cehennem, melek ve şeytan ve insanı kamil konularındaki görüşleri işlemiştir  Bu eserinden dolayı bazıları bedrettin’e hücum etmiş ve bazıları da onun sözlerini tevil ve müdafaa eylemişlerdir  "Varidat, mütefekkirlerin tetkiki edeceği bir eserdir" Bedreddin, Camiu’l-fusulin ’i Eylül- 1410’da yazmayşa başlamış ve dokuz ay sonra bitirmiştir  Bu kıymetli eser, fıkhın yalnız muamelat kısmından bahseden Mehmed Üsruşi’nin(öl: 1238) El- fusul adlı eseriyle kırk fasıl üzerine tertib edilmiş olan Merginani’nin Fusul’ünün (Merginan Türkistandadır) birleştirilmesiyle oluşmuş ve Bedrettin bu esere kendi görüşlerini ve Kahire hazinebsindeki fetva örneklerini de ekleyerek içtihad ve gödüşlerini gösterkiştir  
 Samavnalı Şeyh Bedrettin 1413’te Edirne’de yazmaya başladığı Teshil adlı eserini İznik’e nakledildikten sonra 1415’te geliştirmiştir
  Bu eser, daha önce belirtildiği gibi yine Bedrettin’in yazmış olduğu Letaifü’l-işarat isimli eserin şerhidir  
 Bedrettin’in ölümünden sonra Osmanlı tarihlerinde rastlanan Samavna Sofuları’nın meslek ve meşreplerine bakılıp bir sonuca varılmak istenirse Bedrettinin tamamen batıni inancında olup bunu yaymak isetdiği kuvvetle tahmin olunur
  Çağdaşı olan Rum müverrihi Dukas’ın mütalaasıyla Heşt Bihişt (Sekiz Cennet) sahibi İdris-i Bitlisi’nin Şeyh Bedrettin hakkında naklettiği sözler de 
 [Dip not( "
   gayıptan işaret ile kendi yolumdakilerle aleme sahip olmak için zuhur ve huruç ederek memleketleri müridlerim arasında taksim edeceğim; kuvveti ilim ve sırrı tevhidin tahkikiyle taklit sahiplerinin millet ve mezhep kanunlarını ibtal ile haram sayılan bazı şeyleri helal yapacağım   " Samavnalı Şeyh Bedrettin’in müritleri Lailaheillalah deyip Muhammed Resulullah demeyerek bunu yani risaleti Şeyh Bedrettin’e bırakıyorlarmı  )] Bedrettin hakkındaki yukarıdaki görüşü desteklemektedir  
 (Uzunçarşılı, s:650-51)
 
 Şeyh Bedrettin kimdir?
 
 Babası selçuklu Sultanı 2
  İzzeddin Keykavus’un torunu olduğu söylenen Abdülaziz’in oğlu İsrail, annesi Rum asıllı bir Hıristiyan iken müslüman olmuş Melek Hatun’dur  Babasının mesleği dolaysıylaSimavna Kadısı Oğlu diye tanınmıştır  Osmanlılar 1362’de Edirne’yi fethedince ailesi buraya yerleşti  ( Bazı son dönem araştıramcılar, bedrettin’in soyunu selçuklulara bağlayan rivayetin siyasi bir uydurma olduğu görüşünü ileri sürüyşorlar) 
 İlk öğrenimin babasının yanında yapan Bedrettin daha sonra Şahidi adlı bir hocanın derslerini izledi
  Mevlana Yusuf ’tan sarf ve nahiv okudu  Koca Efendi diye bilinen Bursa kadısı Şeyh Mahmut ile oğlu Musa çelebi’nin 1  Bayezıt’ın refakatinde Edirne’ye gelmesi üzerine,ileride astronomi ve matematik alanlarında büyük ün kazanacak olan Musa Çelebi ile birlikte Koca Efendi’den ders almaya başladı  Bu arada Mevlana Yusuf’un yanında fıkıh öğrenimini de sürdürdü  Altı ay sonra Musa Çelebi ve amcası Abdülmümin’in oğlu Müeyyed ile birlikte bir yıl Bursa Kaplıcaları Medresesinde yine Koca Efendi’nin derslerini izlediler  Bu üç öğrenci hocalarının önerisiyle Konya’ya gitti  Orada Mevlana Feyzullah’tan mantık ve astronomi öğrendiler  Bedrettin ve Müeyyed, 1381’de Şam’a gittiler  Şam’daki veba salgını yüzünden Kudüs’e geçtiler ve orada Mescid-i Aksa’da İbnü’l- Askalani ’den hadis okudular  İki arkadaş Berkuk’un saltanatı döneminde Kahire’ye gitti  Kahire’de Mübarek Şah’ın gözde öğrencileri oldular ve Seyyid Şerif’le birlikte mantık ve felsefe gibi akli ilimleri öğrendiler  Mübarek Şah, 1383’te hac için Mekke’ye giderken Bedrettin’I de yanına aldı  Bedrettin, Mekke’den Medine’ye geçti ve arkadaşı Seyyid Şerif’in mektubu üzerine Kahire’ye döndü  Burada Bedrettin’in yeteneğini öğrenen Sultan Berkuk, oğlu Ferec’i eğitmesi için onu sarayına çağırdı; Bedrettin üç yıl bu görevde kaldı  Sultan Berkuk’un sarayındaki ilmi sohbetlerden birinde Mısır’ın önde gelen alimleriyle tartışma olanağı buldu  Sultan, hocası olan Ahlatlı Şeyh Seyyid Hüseyin ile Bedrettin’in bu tartışmalardaki başarılarından memnun oldu; Bedrettin’i cariyelerinden Cazibe’yle, Ahlatlı Hüseyin’i de onun kardeşi Meryem’le evlendirdi  Tasavvufun aleyhinde olan Bedrettin, baldızı Meryemle yaptığı sohbetler üzerine tavrını değiştirerek Ahlatlı Hüseyin’e katıldı  Fakat bu ani değişiklik üzerine hastalanarak yemeden içmeden kesildi  Durumundan endişelenen şeyhi ona doğuya seyahat önerdi  Bu vesileyle muhtemelen 1402-1403’te gittiği tebriz’de Tiimur’un otağında İranlı alimlerle tartışmalar yaptı ve Timur’un takdirini kazandı  Yeniden Kahire’ye dönen Bedrettin,şeyhinin gözetiminde çilesini doldurdu ve onun ölümü üzerine şeyhlik makamına geçti  Ancak Kahire’deki diğer şeyhlerle arası açıldığından altı ay sonra memleketine, Edirne’ye dönmeye karar vererek Konya’ya geldi  Kendisini büyük bir ilgiyle karşlayan Konyalılar kalmasını sağlamak için bir tekke kurmak istedilerse de bu öneriyi kabul etmedi  Buradan Tire’ye geçerek sonraki isyan hareketinin ileri gelenlerinden olan ve halk arasında Dede Sultan diye anılan Börklüce Mustafa ile tanıştı; bu arada Sakız Adası’nın Hıristiyan yöneticisinden gelen bir davet üzerine adaya gitti  Söylentiye göre Sakızlı Hıristiyanın Müslümanlığı benimseyerek müritleri arasına katılmasını sağladı  Daha sonra İzmir üzerinden Kütahya’ya geçti ve orada isyan önderlerinden biri olan Torlak Kemal ile tanıştı  Bursa ve Gelibolu üzerinden Erdirne’ye ulaştı  
 Şehzadeler mücadelesinde Yıldırım Bayezid’in oğullarından Musa Çelebi’nin kardeşi Süleyman Çelebi’nim yaptığı savaş sonunda Edirne’yi ele geçirmesi(1411) üzerine Bedrettin kazaskerliğe atandı ve böylece aktif siyasi yaşamı başlamış oldu
  Daha sonra Musa Çelebi kardeşi Mehmet Çelebi’ye yenik düşünce Şeyhi Bedrettin 1413’te ailesiyle birlikte İznik’e sürülerek göz hapsine alındı  Bedrettin bu durumu kabullenmedi ve görünüşte dini-tasavvufi gerçekte ise siyasi örgütlenmeyi sağlamak üzere hareket geçti; yoğun bir propaganda ve örgütlenme çalışması sonunda çevresinde geniş bir mürit ve sempatizan kitelisi topladı  Bu arada Tire’de tanıdığı Börklüce Mustafa’yı Aydın ve çevresinde propaganda çalışmaları için görevlendirdi  Börklüce, Aydın ve Karaburun’da binlerce sempatizan topladı  Bedrettin göz hapsinde olmasına rağmen 1416’da İznik’ten kaçmayı başardı  Kastamonu’ya giderek İsfendiyar Bey’e sığındı  Fakat burada umduğu desteği bulamad ve gizlice Sinop Limanı’ndan bir gemiye binerek Rumeli yakasına geçti  Önce Zağra’ya, oradan da Silistre, Dobruca ve Deliorman’a giderek buraya yerleşti  
 Şeyh Bedrettin ve müritlerinden Börklüce Mustafa,Torlak Kemal gibi ihtilalcilerin başarılarından kaygılanan Çelebi Sultan Mehmet, şeyhin üzerine büyük bir kuvet gönderdi
  O sırada Karaburun’da bulunan Börklüce ve Manisa’da bulunan Torlak’ın kuvvetleri yenildi  Bayezid Paşa komutasındaki devlet güçleri şeyhin adamlarını dağıtmaya ve kendisini ele geçirmeyi bşardılar  Şeyh, Serez’de buluan padişahı n huzuruna götürüldü  Padişah, onun aynı zamanda bir din bilgini olduğunu ve hareketinin de bir yönüyle dini nitelik taşıdığını göz önüne alarak hakkında hüküm vermek üzere ilim adamlarından bir heyet kurulmasını emretti  Bu heyet, şeyhin çalışmalarının ve görüşlerinin dini hükümlerle bağdaşmadığına, isyan sayıldığına, malı ve ailesi korunmak koşuluyla kendisini idam edilmesi gerektiğine karar verdi  Heyet üyelerinden Mevlana Haydar Acemi tarafından açıklanan bu kararın doğru olduğunu bizzat Bedrettinin de kabul ettiği rivayet edilir  Bu fetva üzerine Bedrettin 1420’de Serez ‘da idam edildi ve burada defnedildi    
 Şeyh Bedrettin adına Edirne’de bir zaviye, Konya’da bir mescit yapılmıştır
 
 Şeyh Bedrettin vahdet-i vücutçu bir mutasavvuftur
  Bedenlerin yeniden dirileceği inancına karşı çıkmış ve bu yüzden de kendisini eleşitirenler olmuştur  Şeyh Bedrettin, cennet ve cehennemi de yaygın dini anlayıştan farklı bir şekilde açıklamıştır  Cennetin sekez nalmada anlaşılabalceğini belirtmiştir ki bunların ilki yaygın dini mana, diğerleri ise tevil yoluyla ulaşılan manalardır  Aynı tevilci ve batını yorum şeytan ve melek hakıkndaki açıklamalında da görülmektedir  Şeyhin eleşterilmesine yol açan bsebeplerden bri de kendi eserlerinde açıkça görülmedği hallerde başta Börklüce Mustafa olmak üzere taraftarlarının özel mülkiyeti reddetmeleri,her türlü mülkün halkın ortak malı olduğunu savunanmaları, kadın-erkek bir arada sazlı içikili ayinler düzenlemeliri ve genelilklee İbahilii savunmalarıdır  
 Torunu Halil b
  İsmail’in yazdığı Menakıbname’de şeyh temize çıkarılmakta,başına gelenlerin asıl sebebinin Börklüce Mustafa,Torlak Kemal gibi yandaşlarıyla ulemanın kıskançlığı vb sebepler olduğu ileri sürülmektedir  Haririzade, Şeyh Bedretin’e Bedriye adlı bir tarikat nisbet etmekteyse de şeyhin vefatından sonra böyle bir tarikat teşekkül etmemiştir  Ancak onun sempatizanlarından olup “bedrettin sufileri” diye anılan bir zümre zamanla Alevi-Kızılbaş kesime karışarak erimiştir  Hatta Gölpınarlı’nın bildirdiğine göre, bu kesim içinde bir de “Bedrettin Ocağı” gelştirilmiş olup bu ocağa mensu olanlar Bedrettin’in ölmediğine, günün birinde tekrar gelerek alemi nizama koyacağına inanırlar  Bununlan birlikte şeyhin Şiilik ve Alevilikle hiçbir ilgisi yoktur  
 (Osmanlılar Ansiklopedisi, s: 306-307
    ) 
				__________________ Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır |