Yalnız Mesajı Göster

Mirim Çelebi

Eski 04-24-2009   #5
KRDNZ
Varsayılan

Mirim Çelebi



Mirim ÇelebiMirim Çelebi (Mahmut bin Mehmet), Ali Kuşçu’nun ve Kadızade’nin torunu ve Kudbettin Mehmet’in oğludur İstanbulda öğrenim gördü ve sonra Hocazade Sinan Paşa’nın hizmetine girdi Önce Gelibolu, sonra Edirne ve Bursa medreselerinde müderris olarak çalıştı Sonradan Şehzade Bayezitin hocası oldu Sultan Selim zamanında Anadolu kadıaskerliğine kadar yükseldi Hayatının son kısmını Edirne’de geçirdi ve 1525’te orada öldü Matematiğe ve astornomiye dair eserler yazdı; trigonometriye dair birçok makalesi vardır Bunların çoğu Farsça yazılmıştır Matematik ve astronomi bilim geleneklerinin yerleşmesinde katkısı olmuş ve Uluğ Bey Zici’ne yazdığı şerh ile ün kazanmıştır

(İslam Düşüncesi, Hilmi Ziya Ülken, 269 ve Eİhsaoğlu s: 30)

Ali Kuşçu’dan sonra Osmanlı ilmi hayatında geometrinin ilerlemesi için en çok çalışan kişi Mirim Çelebi ’ dir Risalelerinden birçoğunu 2 Bayezid’e ithaf etmiştir; heyet ve müsellesata dair eserleriyle ünlüdür

Mirim Çelebi’nin asıl adı Mahmud bin Mehmed’dir Onuncu hicret yüzyılında İstanbul’da yetişmiştir Kadızade’nin torunu ve Kudbettin Mehmed’in oğludur İki büyük astronomn torunu olması kendisinin fikri gelişmesinde büyük etken olmuştur denilebilir

Mirim Çelebi İstanbulda öğretimini bitirdikten sonra Hocazade Sinan Paşa’nın hizmetine girdi Önce Gelibolu, sonra Edirne ve Rusya dmedreselerine müderris oldu Sonradan Şehzade Sultan Bayezid’e öğretmen olarak atandı Sultan Selim zamanında Anadolu kadıaskerliğiğine kadar geldi Hayatının son kısmını Edirne’de geçirdi ve 1525’te orada öldü İkinci Bayezid zamanında matematiğe ve astromoniye dair birçok eser yazdı En tanınmışları Uluğ bey’in zeyci için yazdığı şerhp, Ali Kuşçu’nun eserine şerhtir Bunlardan başka Mirim Çelebi’nin trigonometriye dair pek çok risalesi vardır Bunlardan çoğu Farsça yazılmıştır(HZÜlken, İ Düşüncesi, s: 269)

Dönemin astronomi eserleri arasında Abdülvehhab b Cemaleddin b Yusuf el-Mardani’nin Urcuze fi Menazil el Kamer ve Tulu’iha ile Manzume fi Silk el Nücüm isimli Arapça eserlerini görüyoruz Meraga ekolünün kurucusu Nasireddin Tusi’nin Risale fi’l Takvim isimli eseri ve yine ona ait olan ve Ahmed Da’i (öl: 1421 cıvarı) tarafından tercüme edilen Si Fasl fi’l-takvim adlı eser bu dönemde Farsça’dan Türkçe’ye çevirilmiştir

Bu dönemde Osmanlı biliminin Semerkant yanında ikinci bir kaynağı olan Mısır’da öğrenim gören zamanın tanınmış hekimi Hacı Paşa (Celaleddin Hıdır) (öl: 1413 veya 1417), Osmanlı tıbbını gelişmesinde önemli ir yeri olan Şifa’el-Eskam ve Dev’el-Alam ve Kitab el- Ta’alim fi’t-tıbb isimli iki Arapça eseri yanında Türkçe ve Arapça eserler de yazmıştır

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla