Yalnız Mesajı Göster

» Siyasi Coğrafya

Eski 04-23-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

» Siyasi Coğrafya



» Siyasi Coğrafya


AVRUPA BİRLİĞİ VE GİRİŞ SÜRECİNDE TÜRKİYE
GİRİŞ

Bütünleşme tarihsel bir olgudur Tarih boyunca, insanlar çeşitli yapıdaki devletlerin çatısı altında bir araya gelmişlerdir Devletlerin pek çoğu, siyasal ve sosyal açıdan birbirlerinden çok farklıdır Ancak yine de, farklı yapıdaki devletleri kuran insanları bir araya gelmeye zorlayan nedenler bulunmaktadır

Avrupa kıtası, bütünleşme olgusunun incelenmesi için gözlem yapılabilecek en uygun coğrafya parçasıdır Zira, devletlerin parçalanmasına yol açan savaşlar ve bir araya gelmesini sağlayan "bütünleşme hareketleri", Avrupa kıtasında birbiri ardından ortaya çıkmıştır Avrupa kıtasındaki bütünleşme hareketlerinin temel nedeni, çoğu kez büyük savaşlar olmuştur Bu açıdan yaşlı kıta, bütünleşme hareketleri ile savaşların birlikte yaşandığı, hatta aralarında sebep sonuç ilişkilerinin gözlemlendiği bir alandır

Öte yandan, Avrupa bütünleşmesi, özellikle Soğuk Savaş sonrası gelişmelerle birlikte, hiçbir bütünleşme hareketinin ulaşamadığı kadar ileri bir düzeye gelmiştir "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu" ile yola çıkan "Avrupa hareketi", AET'nin kurulmasıyla önce "Ortak Pazar", sonra "Avrupa Topluluğu" haline gelmiş, bugün ise Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi ile "Avrupa Birliği" adını almıştır Söz konusu bütünleşme hareketinin gelişimini ve geldiği yeri, bu hareketin çeşitli aşamalarda taşıdığı isimlere bakarak ve bu isimlerdeki değişimi gözlemleyerek bile anlamak mümkündür

Avrupa bütünleşmesi, nitelik itibariyle bir yandan, kendisini oluşturan ulus devletlerin varlığına saygı gösterirken, öte yandan ulus devletlerin yetki devri ile oluşturdukları, "uluslarüstü" bir niteliğe ulaşmıştır Avrupa Birliği, "uluslarüstü" özelliğe sahip bir örgüt olduğundan, dünyada örneği olmayan bir bütünleşme modelidir

Avrupa bütünleşmesi olgusu değişen konjonktüre bağlı olarak yerini genişleme olgusuna bırakmıştır Bu genişlemenin Türkiye'nin aday ülke ilan edilmesiyle son aşamasına geldiği değerlendirilmekle birlikte zaman içinde koşulların değişebileceği unutulmamalıdır

Tam üyeliğe adaylığı yakın zamanda kabul edilen, Avrupa Birliği'ne giriş sürecindeki Türkiye'de, ulusal bilincin oluşturulması için Avrupa Birliği'nin tam olarak neyi ifade ettiği, yapısı, kurumları, politikaları, tarihi gelişimi, tam üyeliğin getirecekleri, her kesimin üzerine düşen yükümlülükler doğru olarak aktarılmalıdır Geçiş dönemi olarak kabul edilen adaylık süreci ancak bu şekilde kısaltılabilir

Bu amaç doğrultusunda hazırlanan bu çalışmada; Avrupa Birliği'nin yapısı, genişleme süreci, Türkiye'nin adaylık statüsünün incelenmesi, katılım ortaklığı belgesi, Türkiye'nin hazırladığı ulusal program, programda yer alan kaçakçılık ve organize suçlar ile ilgili bölümler ve AB tarafından kabul edilen bazı önemli eylem planları ele alınacaktır

AVRUPA BİRLİĞİ VE KURUMLARI

Avrupa Birliği "uluslar üstü bir birim" olarak tanımlanır Merkezi Brüksel'dedir Üye devletler; ulusal egemenliklerinin bir bölümünü AB kurumlarına devretmişlerdir Ortak çıkarları doğrultusunda, egemenlik haklarının ortak yönetimi yoluyla birlikte çalışırlar Birlik ayrıca "yetki ikamesi" ilkesine göre işler

AB'nin kavram açısından yeni ve yetki dağıtımı açısından benzersiz olan yönetim sistemi; kendinden önceki bütün ulusal ve uluslararası modellerden farklıdır AB'nin temelleri bir anayasaya değil, egemen devletler arasındaki antlaşmalara dayanır Bütün AB vatandaşlarını doğrudan bağlayıcı yasalar çıkarma yetkisi, Birliği uluslararası kuruluşlardan ayırır

Mevzuat; erişilecek hedeflere göre yönetmelik, yönerge, karar, tavsiye ve görüş olmak üzere çeşitli biçimler alır:

1 Yönetmelik (regulation) bütünüyle bağlayıcıdır AB'nin her yerinde zorunlu olarak ve doğrudan uygulanabilir niteliktedir
2 Yönerge (directive), üye devletlere yönelik olarak çıkarılır Erişilecek sonuç açısından bağlayıcıdır Üye devlet sonuca erişme yöntemini seçmekte serbesttir
3 Karar (decision), bütünüyle bağlayıcıdır Muhatapları; üye devletler, gerçek ve tüzel kişilerdir
4 Tavsiyeler ve görüşler bağlayıcı değildir

AB'nin örgütlenmesi evrimseldir Avrupa'nın giderek birleşmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır Henüz son biçimini almamıştır

Avrupa Birliği (AB) tıpkı bir ulusal devlette olduğu gibi, birbirinden bağımsız yasama, yürütme ve yargı organlarıyla donatılmıştır Bu organların uluslar üstü yetkileri vardır Topluluk organları Roma Antlaşması'nda belirtilen kurumlarla sınırlı kalmamış; zaman içinde gerekli görüldükçe bunlara yeni kurumlar eklenmiştir Birlik günümüzde 5 kurum tarafından yönetilmektedir Ayrıca Avrupa Doruğu, finansman organları ve diğer kuruluşları vardır

I -YÖNETİM ORGANLARI

Birliğin yönetim organları; Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Adalet Divanı ve Sayıştay'dır

A- Avrupa Birliği Konseyi
Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden sonra, Konseyin resmi adı, "Avrupa Birliği Konseyi" olmuştur Daha önce "Bakanlar Konseyi" deniyordu

Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları: Birliğin karar organıdır Yürütme yetkileri de vardır Esas görevi; üye ülkelerin genel ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasını ve Roma Antlaşması ile öbür artlaşmaların amaçlarını gerçekleştirmek, uygulanmasını sağlamaktır Bu çerçevede ortak politikalara ilişkin temel kuralları belirler

AB'nin yasalarını çıkarır: Komisyonun önerilerini temel alarak, uygulanacak politikalarla ilgili yasal düzenlemeler yapar ve kararlar verir Öneriler ancak Konseyin onayından sonra uygulamaya konabilir

Oluşması: 15 üye devletin ilgili bakanlarından oluşur Toplantılara Komisyondan en az bir üye daha katılır

İç Örgütlenmesi: Konsey toplantılarına katılan bakanlar, görüşme konusuna göre değişir: Örneğin, konu maliye ise AB'nin maliye bakanları (Maliye Konseyi) toplanır Eğer sanayi politikası ele alınacaksa, sanayi bakanları; tarımsal fiyatlar ele alınacaksa tarım bakanları (sırasıyla Sanayi Konseyi ve Tarım Konseyi) toplanır

En "kıdemli" konsey, "Dışişleri Bakanları Konseyi"dir Son yıllarda "Genel İşler Konseyi" olarak anılan bu kurul; dış ilişkilerden, ortak dış politika ve güvenlik politikası çerçevesinde dış politikadan sorumludur
Ancak öbür alanlardaki ivedi konuları da görüşebilir Ayrıca diğer konseylerin çalışmalarını koordine eder AB Doruğunun 6 ayda bir düzenlenen toplantılarının hazırlığını yapar

Çalışma Yöntemi : Bir Komisyon önerisi olmadan, karar alamaz Alınan kararların, genellikle birbiriyle çatışan ulusal çıkarlar arasında denge kurucu nitelikte olmasına dikkat edilir Belli bir konuda görüşme yapılırken, her üye bakan; kendi ülkesiyle ilgili sorunları dile getirir Bakanlar; bir yandan kendi ülkelerinin çıkarlarını temsil edip savunurken, bir yandan da AB'ni başarıya ulaştıracak uyuşmaları sağlamaya çalışır

Konsey başkanlığını her üye ülkenin hükümeti -ülke adlarının alfabetik sırasına göredönüşümlü olarak üstlenir Süresi 6 aydır

Konsey'de ağırlıklı oy usulü geçerlidir Buna göre, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere 10'ar; İspanya 8; Belçika, Yunanistan, Hollanda, Portekiz, 5'er; Avusturya, İsveç 4'er; Danimarka, Finlandiya, İrlanda 3'er; Lüksemburg 2 oy sahibidir

İlişkileri : Komisyon'dan öneriler alır Yasal düzenleme tasarılarını kabul etmeden önce, Avrupa Parlamentosu' nun görüşünü alır

Avrupa Doruğu “Avrupa Zirvesi" de denir

Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Birliğin en üst düzeyde yetkili politik organıdır Birliğin temel politik ve stratejik eğilimlerini belirler Başlıca rolü, AB'nin gelecekteki gelişmesi için politika önceliklerini belirlemektir AB Konseyi'nin bir çözüme varamadığı konularda kararlar alır Siyasal ve ekonomik konularda kılavuzluk eder, yapıcı uyarılarda bulunur, dış ilişkilerde birliğin ortak tavrını belirler
Oluşması : Avrupa Tek Senedi ile kurumsallaşmıştır İlk kez 1975'de toplanmıştır Devlet ve hükümet başkanları ile Komisyon başkanından oluşur

Çalışma Yöntemi : Yılda en az iki kez toplanır Başkanlık üye devletlerce sırayla üstlenilir Süresi 6 aydır Mali konular dışında bütün kararlar çoğunlukla alınır

B-Avrupa Komisyonu

Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları: AB'nin temel yürütme organıdır Ortak pazarın iyi işlemesinden ve gelişmesinden sorumludur

AB politikalarına ilişkin ilk adımı atma yetkisine sahip olan tek kurumdur Yeni politika önerileri hazırlar Mevzuat önerilerinde bulunur

Konsey'in aldığı kararları, kararlaştırılmış politikaları uygular

AB hukukunun (kurallarının) doğru olarak uygulanmasını gözetir AB antlaşmalarını ve bunlardan doğan yasal düzenlemeleri uygular Yönergelerin ulusal yasalara aktarılmasını denetler Antlaşmalar çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğine, AB kurallarını çiğnediğine inandığı kişiler, şirketler ve üye devletlere karşı yasal işlemleri başlatır AB'nin yıllık bütçe tasarısını hazırlar Yönergeler çıkartır Konseye önerilerde bulunur, kararlarının taslağını hazırlar

Oluşması : Komisyonun 20 üyesi vardır Nüfusu fazla olan beş ülke (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya) Komisyona ikişer üye, öbür ülkeler birer üye verir

Komisyon üyeleri; ulusal hükümetlerce gösterilen adaylar arasından, Konsey tarafından atanırlar Komisyonun bir bütün olarak atanması, Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanır Üyeler süre sonunda yeniden atanabilir Üyelik süresi 5 yıldır
Çalışma Yöntemi: Antlaşmaların sağladığı güç ve Konseyin verdiği yetkiler nedeniyle, önemli bir özerkliğe sahiptir

Üyeler; kendilerini aday olarak gösteren ulusal hükümetlerden bağımsız olarak, Birliğin çıkarlarını temsil ederler Başka bir deyişle, kendi ülkelerinin çıkarlarını değil, Birliğin çıkarlarını gözetip savunmakla yükümlüdür

Her üyeye bir veya birkaç politika alanında sorumluluk verilir Üyelere küçük bir danışmanlar grubu yardımcı olur

Komisyonun merkezi Brüksel'dedir Üyeler haftada bir kez toplanır Toplantı kapalı oturum olarak gerçekleşir Kararlar oy çokluğuyla alınır

İç Örgütlenmesi : Komisyon 25'i aşkın "genel müdürlük" ve idari servisler hâlinde örgütlenmiştir Genel müdürlüklerin her biri ayrı bir sosyal konuyla ilgilidir Çok sayıda komite, çalışmalarına yardımcı olur

İç ve Dış İlişkileri : Bakanlar Konseyi'ne öneriler sunar, uygulamalar hakkında bilgi verir Parlamentoya karşı sorumludur
Uluslararası ticaret görüşmelerinde Birliği temsil eder Uluslararası antlaşmaları Birlik adına yürütür

C- Avrupa Parlamentosu

Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Başlıca denetim organıdır Yasa çıkaramaz; ancak bu alanda önemli rol oynar Yasama gücü, ulusal parlamentolarınkinden daha azdır Özellikle Maastricht Antlaşması ile ortak karar usûlünün kabulü sonucunda, yasama alanındaki rolü gittikçe güçlenmiştir

Yasal düzenleme tasarılarını inceler Güncel konuları tartışır Komisyon'u ve Konsey'i denetler Bunu program ve raporları tartışarak, yazılı ve sözlü sorular yönelterek yapar AB'nin yıllık bütçesine mutabakat verir Üçüncü ülkelerle işbirliği veya yeni üye kabulü gibi önemli antlaşmalarda onayı alınır

Oluşması: AB çapında yapılan tek dereceli seçimlerle seçilen 626 üyeden oluşur(2000) Her ülkeye belirli sayıda üyelik ayrılmıştır AB'nin seçimle oluşan tek organıdır Süresi 5 yıldır

Çalışma Yöntemi : Üyeler, AB haklarını bir bütün olarak temsil eder Ulusal çıkarları savunmak için atanmamışlardır Bundan dolayıdır ki Parlamento' da birer ulusal temsilci olarak değil, çeşitli politik grupların temsilcisi olarak bulunurlar
Parlamento başkanı 2,5 yıllık bir dönem için seçilir

Ayda bir kez Strasburg'da toplanır Oturumlar bir hafta sürer

"İşbirliği usulü" sayesinde mevzuât önerilerini değiştirebilir "uygun görüş" usulü ile yeni üye devletlerin katılımını ve üçüncü ülkelerle yapılan ortaklık antlaşmalarını, "ortak karar usulü" sayesinde bazı politika alanlarındaki mevzuat önerilerini veto edebilir Maastricht Antlaşmasıyla kabul edilen ``ortak karar usulü"nde, Avrupa Parlamentosu; mevzuatın kabulü konusunda Konsey'le ortaklaşa ve eşit koşullarda hareket etme yetkisine sahiptir Bu usul başlıca şu alanlarda uygulanır: İç pazar, işçilerin serbest dolaşımı, iş kurma serbestliği, işçilerin çalışma hakkı

İlişkileri : Konsey ve Komisyon'u denetler Bu iki kuruma AB'nin işleri hakkında sorular yöneltebilir Danışmanlık yapar; yasal düzenlemeler hakkında görüş bildirir Güvensizlik oyu vererek Komisyon'u istifaya zorlayabilir

D- Adalet Divanı

Topluluğun "Yüksek Mahkemesi," bir "Anayasa Mahkemesi" olarak nitelenebilir

Temel Fonksiyonu, Yetki ve Sorumlulukları : Birliğin bağımsız yargı organıdır Hukuka saygıyı sağlamakla görevlidir Antlaşmaların öteki AB kurumları üye devletler tarafından doğru olarak yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlar Hukuki anlaşmazlıkları çözümler

Üye devletlerin antlaşma hükümlerine uyup uymadıklarını denetler

Adalet Divanı, ulusal mahkemelerce uygulanması için, AB hukukunu yorumlar Antlaşma hükümlerinin ve uygulama biçimlerinin kesin yorumunu yapar
Uyuşmazlıkları çözüme bağlar Birlik organları, üye devletler, şirketler ve bireylerin AB antlaşmalarıyla ilgili olarak, önüne getirdikleri hukuki sorunlar hakkında karar verir

Oluşması : Üye ülkelerin anlaşmasıyla atanmış 15 hâkimden oluşur Her üye ülke Divan'a 1 hâkim gönderir Ayrıca başsavcılar vardır

Konsey tarafından atanırlar Görev süresi biten, yeniden atanabilir Süreleri 6 yıldır

Çalışma Yöntemi : AB hükümetlerinin doğrudan denetimi dışındadır

Kararları bağlayıcıdır Oy çokluğu ile alınır Ulusal mahkemelerinkinden üstündür Günümüzde, devletleri ve şirketleri para cezasıyla cezalandırma yetkisiyle donatılmıştır

Divan' a anlaşmazlıkların çözümlenmesi talebiyle, üye devletler, Birlik organları, şirketler, özel ve tüzel kişiler başvurabilir Lüksemburg'da toplanır

E-Sayıştay

"Topluluk Hesap Mahkemesi"dir

Temel Fonksiyonu,Yetki ve Sorumlulukları: Mali denetleme organıdır AB gelir ve giderlerinin yasallığını, usule uygunluğunu denetler AB bütçesinin mali yönden sağlamlığını kontrol eder Her yıl bir rapor yayınlar

Oluşması : 1977'de kurulmuştur Her biri bir üye devletten olmak üzere 15 üyeden oluşur Üyeleri Konsey tarafından Parlamento' ya danışılarak atanır Üyelik süresi 6 yıldır Süre yenilenebilir Lüksemburg' dadır

II- FINANSMAN ORGANLARI

Temel finansman organı Avrupa Yatırım Bankası' dır Bundan başka Birliğin ekonomik ve sosyal politikalarını yürütmek amacıyla kurulmuş çeşitli fonlar vardır

III- DANIŞMA ORGANLARI VE DİĞER KURULUŞLAR
AB'nin ayrıca pek çok sayıda danışma organı vardır Yeni bir mevzuatın kabulünden önce, Komisyon ve Konsey; önerilen yasaların, beklenen ekonomik, sosyal ve bölgesel etkileri konusunda diğer AB kuruluşlarına danışır Bundan başka önemli yeni alanlarda bir dizi yeni kuruluş oluşturulmuştur

A-Ekonomik ve Sosyal Komite
B-Bölgeler Komitesi
C-Akdeniz Komitesi
D-Diğer Kuruluşlar

Avrupa Polis Bürosu (EUROPOL) : AB üye devletleri arasında polis örgütlerinin koordinasyonunu sağlar Lahey'dedir Bütün ciddi uluslararası suçlara karşı Üye Devletler arasında yeni bir işbirliği kararı 1995 yılında kurulan Europol'un amacı, birden fazla üye devleti ilgilendiren hallerde terörizm, uyuşturucu ticareti ve diğer örgütlü suçlara karşı mücadelede işbirliğini teşvik etmektir Europol'un merkezinin bulunduğu Lahey'de (Hollanda), her Üye Ülkenin irtibat memurları birlikte çalışırlar, suç vakalarını daha hızlı bir şekilde çözmek için bilgi alışverişinde bulunurlar

Avrupa Para Enstitüsü : Ekonomik ve parasal birliğin son aşamasında kurulacak olan Avrupa Merkez Bankası'nın öncüsüdür Frankfurt'tadır

Avrupa Çevre Ajansı: ``Çevre verileri arşivi" işlevini görür Kopenhag' dadır

İç Pazar Uyumlaştırma Bürosu : Marka tescilinin basitleştirilmesiyle ilgilenir Alicante' dadır

Bütün bunların dışında mevcut olan pek çok kuruluş arasında, Topluluk Bitki Çeşitliliği Bürosu (Brüksel), Avrupa Sağlık ve İşyeri Güvenliği Ajansı (Lüksemburg), Avrupa Tıp Ürünleri Değerlendirme Ajansı (Londra), Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (Lizbon) Avrupa Eğitim Vakfı (Torino), Hayvan ve Bitki Sağlığı Muayene ve Denetim Bürosu (Dublin) sayılabilir

Avrupa Birliği'nde üye devletler; ortak çıkarları doğrultusunda,egemenlik haklarının ortak yönetimi yoluyla birlikte çalışmaktadır Mevzuat; erişilecek hedeflere göre yönetmelik, yönerge, karar, tavsiye ve görüş almak üzere çeşitli biçimler alır

AB'nin yönetim sistemi benzersiz, örgütlenmesi evrimcidir Birbirinden bağımsız yasama, yürütme ve yargı organlarıyla donatılmıştır

Birlik günümüzde 5 kurum tarafından yönetilmektedir, Bu kurumlardan Avrupa Komisyonu temel yürütme organı, Avrupa Birliği Konseyi temel yasama ve karar organı, Avrupa Parlamentosu başlıca denetim organı, Adalet Divanı yargı organı, Sayıştay mâli denetleme organıdır Bundan başka Avrupa Doruğu, Birliğin en üst düzeyde yetkili politik organı konumundadır Temel finansman organı Avrupa Yatırım Bankası 'dır AB' nin ayrıca pek çok sayıda danışma organı ve öteki alanlarda bir dizi kuruluşu vardır

AB' nin örgütlenme felsefesinden ve uygulamasından şu dersler çıkarılabilir:

Uluslararası birleşmeler hümanist ve evrensel bir yaklaşım gerektirir Ancak pratikteki başarı, ulusal çıkarların da hesaba katılmasına bağlıdır Başka bir deyişle “evrensel olan” ile “ulusal olan” arasında bir denge sürekli olarak gözetilmelidir Avrupa Birliği'nin gerçekleşme yolunda olmasında, ulusal çıkarlara saygı duyulmasının, bu çıkarlarla "evrensel hedefler" arasında denge gözetilmesinin kuşkusuz çok büyük bir payı vardır

AVRUPA BİRLİĞİ'NİN GENİŞLEME SÜRECİ

AB' nin çekirdeğini oluşturan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT), Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg tarafından 1951 Paris Antlaşması ile kurulmuştur 1957 yılında, aynı ülkelerce,Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) kurulmasını öngören Roma Antlaşması imzalandı Böylece AKÇT, AET ve EURATOM'dan oluşan Avrupa Toplulukları (AT) ortaya çıktı 1993 yılında yürürlüğe giren Maastrich Antlaşması ile de, AT, Avrupa Birliği (AB) adını almıştır

AB'ne, 1973 yılında İngiltere, İrlanda ve Danimarka; 1981 yılında Yunanistan; 1986 yılında İspanya ve Portekiz; son olarak da, 1995 yılında Avusturya, İsveç ve Finlandiya tam üye olarak girmişlerdir Böylece üye sayısı 15 olmuştur

AB'nin her genişlemesi, ortak politikalar ve karar alma süreci üzerinde etkili olmuştur Böylece, Roma Antlaşması da dahil olmak üzere bazı hukuki belgelerin ve ortak politikaların genişleyen Topluluğun ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi sorunu gündeme gelmiştir

Avrupa Birliği'nin Yeni Genişleme Süreci

AB'nin 1993 yılı Haziran ayı içinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, tam üye olmak isteyen adaylar için yeni kriterler belirlemiştir Bu kriterleri, Lüksemburg Zirvesi, Cardiff Zirvesi ve Viyana Zirvesi'nde belirlenen yeni kriterler izlemiştir 1993 yılından itibaren yapılan bu zirveler, AB'nin yeni genişleme süreci üzerinde belirleyici olmuş; Türkiye'nin tam üyeliği bu kriterler çerçevesinde yeniden değerlendirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla