Şengül Şirin
|
Cevap : Atatürk Ve Türkiye Cumhuriyeti
SANAYİ
Milli Mücadelenin sonucunda, İstanbul, İzmir ve Adana'da hurda bir durum arz eden birkaç dokuma fabrikası ile İstanbul'da harap bir askeri fabrika, ülkenin sanayi gücünü oluşturuyordu Kalkınmak için sanayileşmek bir zorunluluktu Sanayi kuruluşlarını teşvik ve koruma amacıyla, 1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu, sanayinin tanımını yapmakta ve sınıflara ayırmaktaydı Her grup, kanunun getirdiği muafiyetlerden taşıdığı önem derecesinde faydalanmaktadır
Teşvik-i Sanayi Kanunundan faydalanılarak memlekette bazı sanayi kuruluşları kurulmuştur Ayrıca, 1929 yılından itibaren, yüksek gümrük tarifeleri uygulama imkanı, memleket sanayiini dışarının rekabetinden koruyarak geliştirilmiştir Bu dönemde devlet, temel tüketim ve ara malları alanında ithal ikamesi sağlamak amacıyla üç beyaz ve üç siyah projesine öncelik vermiştir Un, şeker, pamuklu üç beyazı: kömür, demir ve akaryakıt da üç siyahı temsil ediyordu Bu temel malların yurt içinde üretilmesi ile hem döviz tasarrufu sağlanacak, hem de dışa karşı bu maddeler için bağımlılık kalmayacaktı
Devlet bu dönemde, doğrudan sanayi yatırımlarına hemen hemen hiç iltifat etmemiş, faaliyetini daha çok insan yetişmesine, eğitime ve altyapı yatırımlarına yöneltmiş, sanayinin özel teşebbüs tarafından yaratılabileceğini varsaymıştır Bunun için de özel sermaye yatırımlarını teşvik edici tedbirlere başvurmuştur
1931 yılında iktidar partisi CHP, özel sektör girişimlerinin ülke kalkınmasında yetersiz kalması sonucu, programına devletçiliği almış, hazırlık ve çalışma devresinden sonra, 1 Beş Yıllık Sanayi Planı'nı 1934 yılından itibaren uygulamaya koymuştur
Ancak, 1 Beş Yıllık Sanayi Planı'nın uygulanmasından önce, çok önemli düzenlemeler yapmış ve yeni birtakım müesseseler kurulmuştur 1933 yılında, Devlet Sanayi Ofisi ile Türkiye Sanayi Kredi Bankası kaldırılarak bunların yerine Sümerbank kurulmuştur Sümerbank'ın faaliyetlerinin ana amacı, özel sektör sanayiinin kredi ihtiyaçlarını karşılamak olmakla beraber, esas görevini sanayi planının uygulanması teşkil etmiştir Sümerbank, aynı zamanda daha sonra kurulan diğer devlet kuruluşlarına da örnek olmuştur
1935 yılında yeraltı kaynaklarının araştırılması için Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), elektrik enerji kaynaklarının değerlendirilmesi için Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE), maden ve elektrik işletmelerini kurmak ve işletmek amacıyla Etibank kurulmuştur
1 Beş Yıllık Sanayi Planı'nda tekstil sanayii, kendir-kesen sanayii, demir-çelik sanayii, sömikok fabrikası, porselen-çini sanayii, sudkostik, klor, suni ipek, selüloz ve kağıt tesisleri, şeker sanayii, süngercilik ve gül sanayileri yer almıştır Planın uygulanmasına 1934 yılında başlanmış, planda öngörülen tesisler beş yıl içinde tamamlanarak işletmeye açılmıştır Yine bu devrede planda yer almayan askeri fabrikaların modernizasyon ve genişletilmesine de devam edilmiştir 1933-1938 yılları, Türk sanayiinin ilk ve planlı kuruluş safhasıdır Planlı kalkınma, teknik alanda iş gücü yaratmış ve toplum yaşantısına büyük ölçüde etki yapmıştır Özellikle toprağın verimini artıracak olan tekniğin tarıma uygulanmasının, bütün bir endüstri hayatının gelişmesi ile mümkün olabileceğini de ortaya koymuştur
ULAŞTIRMA
Bir ülkenin ekonomik kaynaklarının iyi bir şekilde işletilmesi, verimlendirilmesi, dış ticaretinin geliştirilmesi ancak, düzenli bir ulaştırma şebekesi ile mümkündür Ulaştırma, bir ülkenin siyasi, sosyal, kültürel hayatına etki yaptığı gibi, o ülkenin milli birlik ve bütünlüğünün sağlanmasında da başlıca rol oynar Yeni devletin kuruluşundan 1938 yılı sonuna kadar, ekonomik kalkınmayı sağlamada altyapıya önem verilmiş, bu amaçla demiryolu, karayolu ve denizyolları öncelikle ele alınmıştır
DEMİRYOLLARI
Yabancı şirketlerin elinde bulunan demiryollarını satın almak, devletleştirmek, demiryolları politikasının ilk adımını teşkil etmiştir İkinci adım ise, yeni demiryolları yapmak olmuştur Yurdu demiryolu ağlarıyla örmek, bir hükümet politikası olarak, ısrarla ve başarı ile uygulanmıştır
1927 yılında, Münakalat (Ulaştırma) Bakanlığına bağlı olarak Devlet Demiryolları ve Limanları Umum (Genel) Müdürlüğü'nün kurulması ile devlet fiilen demiryolu ve deniz yolu işletmeciliğine başlamıştır 1929 yılında 5144 km uzunluğunda olan demiryollarının 2766 km si devlete, 2378 km si de yabancı şirketlere ait bulunmakta idi Yeni kurulan Genel Müdürlük, bir taraftan yeni demiryolu yaparken, diğer taraftan da yabancı şirketlerin elinde bulunan hatların devletleştirilmesini yüklenmiştir Cumhuriyetin ilanından 1938 yılı sonuna kadar, oldukça kıt kaynaklarla, her yıl ortalama 200 km toplan 3360 km demiryolu yeniden yapılmıştır Herhangi bir dış yardım sağlanmadan dar ve kıt imkanlarla demiryollarının yapılması gerçekten başarılı bir olaydır
KARAYOLLARI
Cumhuriyet Türkiye'sine Osmanlı İmparatorluğu'ndan intikal eden karayolu uzunluğu 18 335 km 'ye varmakta idi Bu yolların 13 885 km 'lik kısmı harap ve tamire muhtaçtı Toprak düzeltilmesi sonucu geçişe müsait yolların uzunluğu ise 4 450 km'ye yaklaşıyordu Üzerinden yaz ve kış motorlu nakil vasıtalarının geçişini sağlayan kasaba ve şehir yollarının yapımı, Cumhuriyet döneminde mümkün olmuştur
DENİZ YOLLARI
Denizyollarında gelişme çok yönlü olmuştur Lozan Barış Antlaşması ile Türk karasularında gemi işletme hakkı (Kabotaj hakkı) Türklere bırakılmış, böylece yabancı uyruklu gemilerin yerine Türk yük ve yolcu gemileri almıştır 1 Temmuz 1926'da Türk Kabotaj Kanunu yürürlüğe girmiştir 1911'de Türk limanları arasında ulaşımın ancak % 10'unu sağlayan ve 1909'da kurulan Osmanlı Seyrisefain İdaresi Türkiye Cumhuriyeti'ne devredildikten sonra, Türkiye Seyrisefain idaresi adı altında bir devlet hizmeti görmeye başlamıştır Sahillerimizde yük ve yolcu taşınması devlet ve özel teşebbüs eliyle yürütülürken, devletin bu alanı bir kamu hizmeti sayarak müdahalesi ile, yolcu taşıma işi devlet tekeline bırakılmış, yük taşımada devlet ve özel teşebbüs bir arada faaliyette bulunabilme imkanına kavuşmuştur Önce Deniz Bank (1938), daha sonra Devlet Deniz Yolları Genel Müdürlüğü (1939) ve daha sonra Denizcilik Bankası (1952) adı ile anılan kuruluşlar deniz ulaştırmasının gelişmesinde büyük rol oynamışlardır
HAVAYOLLARI
1936 yılında Ankara-İstanbul arasında düzenli uçak seferleriyle Devlet Hava Yollarının çalışmaları başlamıştır Sonraları Türk Hava Yolları adını alacak Devlet Hava Yolları, kısa sürede yurt dışı seferlerine de başlayarak büyük gelişme göstermiştir
|