Şengül Şirin
|
Cevap : Osmanlı Tarihi
FETIH HAREKETLERI
Fâtih'in, son senelerinde baslayan Italya Seferi, Bâyezid döneminde ayni enerji ve canlilikta devam ettirilemedi Kardesi Cem Sultan'in Bati'ya ilticasi, II Bâyezid'e babasinin arzusunu gerçeklestirme firsatini vermiyordu Zira Bati, Cem Sultani Osmanlilarin aleyhine bir koz olarak kullanmaya devam ediyordu Bu yüzden Italya ve daha baska yerlere seferler sonuçsuz kalmisti denebilir Bu yüzden, Cem'in Bati'da bulundugu bir sirada yapilan askerî hareketler, Bogdan Seferi ile Memlûk savaslari istisna edilecek olursa, daha ziyade Osmanli akincilarinin Macaristan, Venedik ve Lehistan'a karsi giristikleri münferid tesebbüslerden ibaret kalmisti Ancak Cem'in ölümünden sonra girisilen Mora Seferi, Bâyezid devrinin baslica olaylarini teskil eder
BOGDAN SEFERI
Fâtih Sultan Mehmed, l476 yilinda Akdere (Valea Alba) denilen mevkide çok zorlu dögüsen Bogdanlilari maglub etmek suretiyle Stephan Cel Mare (l457-l504)'nin faaliyetlerini önlemekle kalmamis ayni zamanda Bogdan'in merkezi olan Suçeva'yi da yikmisti Ancak, çekilirken her tarafi tahrip eden Bogdanlilarin bu hareketi üzerine kitlik basgöstermisti Is bu kadarla yani sadece kitlikla da bitmiyordu Zira orduda veba salgini bas göstermisti Bunun üzerine Fâtih, tasavvurlarini gerçeklestiremeden geri dönmek zorunda kalmisti Bununla beraber, Tuna sancakbeyleri ile Kirimlilarin, Bogdan'a akinlari devam etmis, fakat Bulgaristan'a yapilan tazyik kalkmamisti Bulgaristan'in, Bogdan tazyikinden kurtulmasini saglamak maksadiyla, önce Polonyalilar, l483'te de Macarlarla bir anlasma imzalayan Bâyezid, Balkanlar'da durumu emniyet altina almak ister Zira, Fâti'in vefatindan sonra II Bâyezid'in Osmanli tahtinda henüz mevkiini saglam görmedigi ve kardesi Cem ile mücadelelerini diplomatik saada da olsa devam ettigi devirlerde, Bati devletlerine karsi yumusak bir siyaset takip ettigi bilinmektedir Bu sebepledir ki, l483 ( h 888 ) de Morava bölgesindeki kaleleri tahkim etmek üzere Filibe'ye, oradan Samakov, Çamurlu ve Sofya'ya gittigi sirada Macar Krali Korvin Mathias ile mütareke akdetmek üzere müzakerelere girismis ve bu arzuya o sirada Bohemya'da harp ile mesgul olan Macar Krali'nca da uyularak bes senelik bir mütareke imzalanmisti Bâyezid, böyle bir ortami meydana getirdikten sonra Stephan üzerine yürümeye karar verir Bu maksatla l Mayis l484'te Edirne'ye gelen Bâyezid, muhasara toplari ile levazimati Karadeniz yolu ile Tuna üzerine gönderdigi gibi, Edirne'deki ikameti esnasinda, Allah'in rizasini kazanmak için Tunca kenarinda kendi adina izafe edilen câmiin temelini attirdi (23 Mayis l484) Bu arada Tunca üzerinde bir medrese, bir imâret ve dârüssifa ile müstemilatindan meydana gelen bir külliyenin insasina baslanmistir
Karadeniz sahilinin dörtte üçüne sahip bulunan Osmanilarin, hem ticaret, hem de yapacaklari seferler için Polonya yolu üzerinde bulunan ve önemli birer üs durumunda olan bazi sahil sehirlerini almalari gerekiyordu Zira ancak bu sayede Kirim'la irtibat saglanabilirdi Bu sebeple Bogdan (Moldavia)'in ticaret iskelelerinin alinmasi, ister istemez bu prensligi, Osmanli nüfuzu altina sokacakti
Bâyezid, Edirne'deki imar faaliyetlerini müteakip, 27 Haziran'da Ishakli (Isakçi)'yi geçer Bu esnada Eflak Voyvodasi Rahip Vlad Calugarul (l482-l495) komutasinda 20 bin kisilik kuvvetiyle orduya iltihak eder Sultan Bâyezid, bu kuvvetlerle Kili (Chilia)'ye gelir Osmanlilar, 6 Temmuz'da Bogdan'in kapisi sayilan Kili kalesini karadan ve denizden kusatmak suretiyle l5 Temmuz'da zaptederler Hadidî, bu kusatmayi su misralarla nakl eder:
Seh emr itdi vü cem' oldi çeriler
Karadan gendideryâdan gemiler
Kesüp menzilseh irdi ol diyara
Çeriler yakin irisdi hisara
Erisüp seh Kili'ye bir seherden
Kusatdurdi hisari bahr ü berrden
Fethin ertesi günü kalenin büyük kilisesi câmie tahvil edilir Sultan, burada Cuma namazini eda eder Bâyezid, Kili'nin zaptindan sonra Karadeniz kenarinda bulunan Akkerman üzerine yürür Burada iken Mengli Giray komutasindaki 50 bin kisilik Kirim kuvvetleri de Osmanli ordusuna katilir Osmanli padisahlarinin maiyetinde harbe istirak eden ilk Kirim Hani'nin bu zat oldugu rivayet edilir
Kirim ve Eflaklilar'in iltihaklari ile daha da kuvvetlenen Osmanli ordusu, l6 günlük bir muhasaradan sonra sulh yoluyla Akkerman'a girer Burasi, Kili'ye göre daha müstahkem olup her seyi boldu Kale, karadan genis ve derin bir hendekle çevrilmisti Padisah, Kirim Hani'na sirmali bir kalpak ve degerli hediyeler vererek kendisini taltif eder Bilindigi gibi Osmanlilar, alinan yeni yerlerin hemen tahririni yapmak suretiyle bölgenin ekonomik, sosyal ve dinî durumlarina uygun olarak hareket ederlerdi Bu sebeple, Kili ile Akkerman kalelerinin civarindaki yerler, Bogdan Beyligi'nden ayrilarak Osmanli Türk hâkimiyeti altina girdikleri gibi Akkerman halki, istedigi yere gidebilme bakimindan serbest birakildi Akkerman halkindan bir kismi da Marmara kiyisindaki Eski Biga'ya naklolundu Bu arada halkin bir kisminin iskan edilmek üzere Istanbul'a gönderildigine dair rivayetler de bulunmaktadir
Bu savaslarda, Osmanlilara yardimci olan Kirim Hani ile Eflak Voyvodasi, harp ganimetlerinden büyük paylar aldilar Sultan Bâyezid, bu sefer esnasinda almis oldugu ganimet malini Edirne'de baslattirmis oldugu ilmî, dinî ve sosyal müesseselerin yapilip tamamlanmasina sarf etti
Bu seferle, Karadeniz, tamamen bir Türk ve Müslüman gölü haline gelmis bulunuyordu Bu denizin, Kafkas sahillerindeki çok küçük bir bölgesinden baska her yeri Osmanli hâkimiyetine girmisti
Bu arada, Akkerman'i geri almak maksadiyla birkaç defa harekete geçen Stephan'in bütün gayretleri bosa gitti l485'te Lehistan Krali Kazimierz'den yardim istemesi de ona bir fayda saglamadi Zira onun hareketlerine mukabele etmek üzere Bogdan'a giren Rumeli Beylerbeyi Hadim Ali Pasa, pek çok tahribatta bulundugu gibi ertesi sene Silistre komutani Bali Bey de Trut'u geçerek birçok esir ve ganimetle dönmüstü Bunun üzerine Osmanli kudretine boyun egmekten baska çare bulamayan Stephan, 4 000 altina çikarilan senelik vergiyi ödemeye razi oldu
MORA SAVASLARI
Fâtih döneminin siyasî olaylarindan bahsederken temas edildigi gibi Mora'da, Osmanliarla Venedikliler arasinda uzun müddet çetin savaslar olmustu Cem'in, Avrupa'daki ikameti sirasinda önemsiz hudud olaylari seklinde cereyan eden münasebetler, adi geçen sehzâdenin ölümü ile büyük bir gelisme göstermistir Nitekim, Italya'daki muhalif devletlerin Venedik Cumhuriyeti ile mücadelelerinden istifade eden Sultan II Bâyezid, bu devletlerin de tesvikleri üzerine Venedik ile olan anlasmayi bozmustu Gerçekten, Venedik ile Fransa'nin ittifaklari sonucunda elinden Milan sehri alinmis olan Ludvik Sforça ile Floransa ve Napoli devletleri, Papa ve Alman Imparatoru'nun muvafkatalariyla Osmanlilari, Venedikliler aleyhine tahrik etmis ve bunda da muvaffak olmuslardi Gerçi, Osmanlilarla büyük ticarî münasebetleri bulunan Italya'daki küçük devletlerin tesviklerinden baska Venedik'e karsi harbin açilmasinin baslica iki sebebi vardi Bunlardan biri, Venediklilerin, Arnavutluk'ta bulunan Iskender'in oglu Jan Kastriyota'ya yardim etmeleri, digeri de Memlûklularla yapilan harpte, Hersekzâde komutasinda Iskenderun'a giderken firtinaya yakalanan ve Kibris'a siginmak isteyen Osmanli donanmasinin adaya kabul edilmemesi idi Öyle anlasiliyor ki bu dönemde Italya'nin küçük devletleri, Osmanli dostlugunu kazanmak için büyük çaba gösteriyorlardi Hammer'in ifadesiyle o dönemde Italya'nin alti devleti, Papa, Floransa, Piza, Milan, Napoli ve Venedik, Osmanli padisahinin dostlugunu kazanmak için birbirleri ile yarisa girmislerdi Osmanli Divan'i, Venedik'e ilan-i harb etmeden önce Mora'daki Venedik müstemlekeleri üzerine yapacagi hareketi kolaylastirmak ve Venediklilerin buraya yardima gelememeleri için Bosna Beyligi'ne tayin edilen Iskender Pasa vâsitasiyle, Kuzey Venedik arazisine siddetli bir akin yaptirtmisti Sultan Bâyezid, Iskender Pasa'nin, Bosna Eyâleti'ne getirilmesinden sonra, Mora'nin, henüz fethedilmemis kisimlarini elde etmek gayesiyle 3l Mayis l499'da bizzat sefere çikar
INEBAHTI ( LEPANTO )'NIN FETHI
Mora Yarimadasi'nin büyük bir kismi daha önce Osmanlilarin idaresine geçmis olmakla birlikte Venedikliler, buranin güney kiyilarinda bulunan Navarin, Moton ( Modon, Muton ) ve Koron gibi limanlarinda hala yönetimi ellerinde bulundurup hüküm sürüyorlardi Bu arada Kuzey Yunanistan'da bulunan Inebahti (Lepanto)'yi da tasarruflarinda bulunduruyorlardi Osmanlilar, takip ettikleri siyasetleri geregi, stratejik önemleri de bulunan bu ticaret limanlarini elde etmek zorunda idiler Sultan II Bâyezid, buralarin zapti için donanma hazirlanmasini emreder Bu gayenin tahakkuku için Osmanli tezgahlarinda (tersane) yeni ve büyük gemilerin yaptirilmasina baslandi Bu durumu ögrenen Venedik, baris için elçi göndermis ise de donanma, Hammer'in ifadesiyle "yirmi büyük gemi ve altmis yedi kadirgayi havi ve cem'an yüz altmis yelkenden mürekkeb olan Osmanli donanmasi, Mora sahillerinden Moton ve Inebahti taraflarina 28 bin Rumeli ve l8 bin Anadolu askeriyle sekiz bin sipahi ve bir o kadar yeniçeriden müretteb 63 bin kisilik bir ordu götürmek üzere yelken açmisti
II Bâyezid, denizden donanmayi gönderdikten sonra kendisi de 20 Sevval 904 (Haziran l499)'da Istanbul'dan Edirne'ye, oradan da Mora'ya dogru hareket eder Rumeli Beylerbeyi olan Koca Mustafa Pasa'yi kara tarafindan Inebahti'nin kusatilmasi ile görevlendirir Ama Osmanli donanmasi, firtina yüzünden üç ay kadar denizde çalkalanip duracak ve bu yüzden önemli bir gelismesaglayamayacaktir
Osmanli donanmasinin firtinaya tutulmasi, Venediklilerin isine yaradi Çünkü bunlar, deniz tarafindan Inebahti'yi savunmak için Amiral Antoniyo Grimani komutasinda l50 veya l60 parça gemi ile Inebahti limanini kapattilar Bu sirada Osmanli donanmasi, Navarin limani ile Brodano adasi arasindaki kanala girmis ve düsman tarafindan yolunun kesildigini görmüstü
Kara ordusu, Inebahti civarina gelip karadan kaleyi kusattigi halde, donanmadan henüz bir haber çikmamisti Sonunda donanma Moton önüne geldiyse de Venediklilerin kuvvetli müdafaalari yüzünden limana giremedi Donanmadaki asker açlik ve susuzluktan dolayi büyük sikintilarla karsilasti Nihayet donanma Hersekzâde Ahmed Pasa kuvvetleri ile takviye edildikten sonra Inebahti limanina dogru yol alabildiler
Öbür taraftan, Lepanto kalesinin komutani olan Zuano Mori, Mustafa Pasa'nin teklifini reddetmisti Hoca Saadeddin, onun teslimi kabul etmeyisini, Venedik hakiminin, donanmanin gelmedigini, kendilerinin ise dayanabileceklerini, bu yüzden de kaleyi teslim etmemesi gerektigine dair haber gönderdigine baglayarak söyle der: "Kale komutani olan kâfir haber gönderdi ki, padisahimiz olan Venedik hakimi böyle haber göndermistir ki, madem ki Müslüman gemileri gelmeye ve muhasara-i hisara yol bulmaya, hisari teslimden imtina edesin ki, donanmalarina yol vermemek için azim (büyük) tedarikler görüp felek peyker u guh lenger gemiler ihzar idüp rehgüzerlerine göndermisim Derya tarafi mesdud (Deniz tarafi kapali) ve kale muhafizinin esbabi nâ madud iken hisari teslim edersen sonra özrün makbul degildir" Bu esnada Antonio Grimani komutasindaki Venedik donanmasi da Kemal ve Burak Reis komutasindaki Osmanli donanmasinin Korint körfezine dogru ilerleyisini önlemek üzere harekete geçmisti Içinde Yenisehir hâkimi Kemal Bey'in kara askerinin bulundugu Burak Reis'in gemisi, Prodano adasi (Burak adasi) civarinda Venedik donanmasinin hücumuna ugradi Burak Reis'in üzerine saldiran gemilerin sayisi yirmi civarinda idi Her birinde biner kisi olan iki büyük karaka ile her birisinde beser yüz kisi bulunan diger iki karaka, Burak Reis'in gemisinin üzerine atilarak Osmanli gemisini ortaya adilar Burak Reis'in gemisine iki taraftan kancalar atilarak rampa yapilmisti Çok kalabalik olan düsmana her ne pahasina olursa olsun karsi koymak gerekiyordu Kiyasiya cereyan eden muharebe devam ederken Burak Reis, Türk denizcileri arasinda asirlarca derin bir ihtiramla sânini yüceltecek kahramanca bir harekette bulunacaktir O, kendi kuvvetlerinden çok daha kalabalik olan düsman kuvvetlerine karsi sayilarinin azaldigini görünce, kurtulus çaresinin kalmadigini anlar ve sogukkanli bir sekilde son çareye bas vurur Burak Reis, birbirlerine siki sikiya çengellenmis olan gemileri neft ile tutusturur Kisa sürede yayilan yangin üç gemiyi birden sararak batmalarina sebep olur Bu son deniz savasinda basta Burak reis olmak üzere 500'e yakin Türk levendi ( denizcisi ) ile Kara Hasan Reis ve Yenisehir Sancakbeyi Kemal Bey sehâdet serbetini içmislerdi Göz kamastiran bu kahramanlik örnegi, din ve devlet için isteyerek kendini feda edis, asirlardan asirlara, nesillerden nesillere nakledildi Burak Reis, bu hareketiyle Türkleri, Akdeniz hakimiyetine eristiren bir "Burak" oldu Bu savasta Venedik kaptanlarindan Loredano ile Armeniyo da ölmüslerdi
Bes yüz mevcudlu Burak Reis'in gemisinden, sadece doksan kadar asker kurtulmustu Türk gemicileri bu muharebenin cereyan ettigi Prodano adasina Burak Reis adasi ismini vererek bu büyük Türk denizcisinin adini unutmadilar
Lepanto civarindaki Çatalca ovasinda bulunan II Bâyezid, bu olayi ögrenir ögrenmez, 2000 yeniçeri ile takviye ettigi Anadolu sipahilerini, Hersekzâde Ahmed Pasa komutasinda Mora'ya gönderip siki tedbirler alma lüzumunu duydu Nitekim, Hersekzâde'nin, Hulumiç'te askerini bindirdigi Osmanli donanmasi, sür'atle ilerleyerek Lepanto Bogazi'na yaklasmisti 22 gemiden meydana gelmis olan Fransiz donanmasinin yardimiyla bogazin girisini kapamak üzere giristigi tesebbüste muvaffak olamayan Grimani, rakibi olan Loredano'nun ölümünden memnun olmustu Grimani, fazla bir sey yapamayacagini anlamis olacak ki, Inebahti yolunu Türk donanmasina açik birakarak Korfo'ya çekilir Böylece, takviye birliklerle desteklenen Türk donanmasi, sahilden kuzeye dogru seyrederek Inebahti körfezine dogru ilerler
Bu deniz savaslainda firtina yüzünden büyük hasara ugrayan, aylarca yiyecek ve içecek sikintisi çeken Türk donanmasinin, Venedik donanmasini yenebilecek dereceye gelmis olmasi, artik Osmanli denizcilerinin Akdeniz hâkimiyetini ele almaya namzed olduklarini göstermekteydi
Kara ve deniz kuvvetlerinin ortaklasa hareketi üzerine sayisiz yarma (hurûc) tesebbüslerinde bulunmasina ragmen, her seferinde maglub olan kale komutani Zoano Mori, Venedik donanmasinin yardimlarindan da ümidini kesmis oldugundan, kalenin anahtarlarini Rumeli Beylerbeyi olan Mustafa Pasa'ya gönderir Böylece Lepanto ( Inebahti) Agustos (26 veya 28) l499'da Osmanlilarin eline geçmis olur
|