Şengül Şirin
|
Cevap : Osmanlı Tarihi
FÂTIH'IN SIYASETI Istanbul'u feth etmek suretiyle ülkesinin ortasinda bulunan ve bir ada durumuna gelmis bulunan engeli ortadan kaldiran Fâtih Sultan Mehmed, artik Balkanlara dogru yönünü çevirebilirdi Bu sirada Istanbul gibi Türk topraklari arasinda sikismis bulunan ve Ceneviz'e bagli Enez kalesi ile buna tabi olan Imroz, Limni ve Tasoz adalari da itaat altina alindi
Ikinci Kosova zaferinden sonra Osmanlilarin Bati'da büyük bir fetih dönemine girmemeleri ve dirayetli bir hükümdar is basina geçtigi takdirde Orta Avrupa'ya dogru Türk hakimiyetinin genislememesi için bir sebep yoktu Fetihlerinde bir sira ve irtibat görülen Fâtih Sultan Mehmed, Istanbul'u aldigi zaman Balkanlarda karisik bir ortam bulunmaktaydi
FÂTIH'IN BATI SIYASETI
Fâtih'in, gerek Bati, gerek Dogu, gerekse Kuzey siyasetleri geregi, yaptigi mücadelelerinden (Sefer-i Hümayûn) kisaca ve ana hatlari ile bahs etmek istiyoruz Zira bütün tarih kaynaklarimiz ve yeni arastirmalarda bu konuda genis ve tafsilatli bilgiler bulunmaktadir Bu sebeple biz, konuyu bütün teferruatiyla anlatip daha fazla uzatmak istemiyoruz
SIRBISTAN SEFERLERI
Fâtih'in, Istanbul'u fethinden sonra Balkanlar'da büyük karisikliklarin meydana geldigi bilinmektedir Ilk bakista bu karisikliklarin Osmanli'ya pek zarari dokunmayacak gibi görünüyor olmalari, Osmanlilarin o havaliye bigane kalmalari için bir sebep degildi Bunun için Osmanlilar, Orta Avrupa ve Kuzeyden gelebilecek bir tecavüze karsi ülkelerini kolayca müdafaa edebilmek için tedbirler almak zorunda idiler
Kaynaklarin verdigi bilgiye göre, fethi müteakip her taraftan tebrik için gelen elçi heyetleri arasinda Sirp Kirali Georges Brankovitch'in gönderdigi heyet de vardi Tarihlerimizde, Vilkoglu diye tanitilan Sirp Kirali Brankovitch, iki yüzlü bir siyaset takip ediyordu Bir taraftan tebrik için gönderdigi elçi heyeti ile, vaktiyle Osmanlilardan aldigi kalelerden bir kisminin anahtarlarini geri verirken, öte taraftan da Ulah ve Macarlar'la münasebetlere girisiyordu Vergisini de zamaninda vermiyordu Kritovulos, Sirp Krali Brankovitch'in bu iki yüzlülügünü su ifadelerle nakl etmektedir:
"O, saltanatinin neye bagli oldugunu iyice anladigindan pâdisahin babasina (Sultan Ikinci Murad) ve Fâtih Sultan Mehmed'e daima itaat edip vergisini de zamaninda öderdi Fakat bir müddet sonra gizli bazi fikirler besledigi, durumundan anlasilmisti Zira vergisini zamaninda vermedigi gibi, pâdisahla yaptigi anlasmaya riayet etmeyip Macar ve Ulah'larla Osmanlilar aleyhine olacak sekilde münasebetlerde bulunmaya basladi " Casuslari vâsitasiyle bu durumdan haberdar olan Fâtih, tebrik için gelen Sirp elçilerine iltifat etmemis ve teslim etmek istedikleri kalelerin kafi olmadigini, vaktiyle Osmanlilardan alinan kalelerin tamaminin iade edilmesi gerektigini söylemisti Buna razi olmayan Sirp Kirali, Osmanli topraklarina tecavüze baslamis, hatta bu yüzden Üsküp yolu kapanarak gidis ve gelisler durmustu Hoca Sa'duddin, bütün bu bilgileri verdikten sonra "hatta Üsküp yolu mesdud olup âyende ve revende (gelip gidenler, yolcu, ibn sebil) meci' ve zehabtan munkati' oldu" diyerek Sirp Kirali'nin sebep oldugu olaylari anlatir Bu arada Türk sehir ve kasabalarindan bazilarinin Sirplar tarafindan yagma edildigini, Pristine kadisinin arzindan ögrenen Pâdisah, bir taraftan akincilari Sirbistan üzerine gönderirken, öte taraftan da Sirp Kirali'na haber yollayarak Sirp topraklarinin Lazar'in oglu Stephan'a ve dolayisiyla kendisine ait oldugunu söyleyerek, Sirbistan'i terk etmesini istemisti Bununla beraber Sofya sehrini kendisine ihsan edebilecegini söyleyen Pâdisah, bu sekil kabul edilmedigi takdirde, Sirbistan aleyhine harekete geçebilecegini bildirmisti Haberi götüren elçi, yirmibes günde geri dönmek için emir almisti Geç kaldigi takdirde öldürülecekti Halbuki Sirp Kirali bu tarihlerde Tuna'nin öbür tarafinda bulunuyordu Bu halden faydalanan Sirp ileri gelenleri, Fâtih'in elçisini oyalamaya çalisiyorlardi Böylece zaman kazanarak savas için hazirliklarini tamamlamak istiyorlardi Elçi bunu hissettiginden, zamaninda Pâdisahi durumdan haberdar etti Bunun üzerine Fâtih Sultan Mehmed, ordusunun toplanmasini bile beklemeden yirmi bin kisilik bir kuvvetle Sirbistan üzerine hareket etti Böylece Sirbistan'a ilk sefer baslamis oldu Ordunun büyük kismi Sivricehisar (Ostrowtz)'da Pâdisaha ulasti Yapilan kusatmalarda bir çok kale zapt edilemesine ragmen bazilari da alinamamisti Bununla beraber Türk ordusu, büyük basarilar saglamis sayilirdi Bu basarilarina yenileri eklenebilirdi Fakat Pâdisah, birdenbire sefere nihayet vererek Edirne'ye döner Kaynaklarimizin tamami bu dönüsten bahs etmekle birlikte sebebinin ne oldugunu zikretmezler Bu arada, Sirp ve Macar birlesik ordusu, Sirbistan'da birakilmis bulunan Firuz Bey oglunu maglub edip bir kisim Osmanli topraklarini elde ederler Buradaki savas, Macarlarin lehine sonuçlanmakla birlikte Jan Hunyad, yalniz kendi ordusu ile Fâtih Sultan Mehmed'e karsi savasamayacagini idrak ederek 1454 yilinin sonuna dogru Imparator Friedrich'e bir mektup yazarak Sirbistan hadiselerini anlatmis ve Hiristiyanligin kurtulmasinin bir Haçli ordusu ile mümkün olacagini bildirmisti Bunun üzerine mesele Frankfurt'ta ve Wienerisch-neustad't'de toplanan meclislerde müzakere edilmis ve Hunyad'a yardimci bir kuvvetin verilmesi kabul olunmustu
1454-1455 kisini Edirne'de geçirmekte olan Fâtih'in, harp hazirliklarina basladigi görülmekte, fakat bu hazirliklarin neresi için oldugu bilinememekteydi Bu siralarda hudud komutanlarindan Evrenoszâde Ishak oglu Isa Bey, Sirplarin, Osmanlilara karsi bir savasa hazirlandiklarini, fakat iç durumu iyi olmayan Sirbistan'in kolayca zapt edilebilecegini bildiriyordu Bir fesat kaynagi olan Sirbistan'in zapt edilmesi, Pâdisahin, Bati'daki gayelerinin tahakkuku için gerekiyordu Ayrica bu devletin bulundugu cografî ortam da, bunu gerekli kiliyordu Bu yüzden hükümdar, 1455 baharinda Edirne'den hareket ederek Sirbistan üzerine yürüdü Burada basta madenleri ile meshur olan Novaberda sehrinin alinmasina karar verilir Gerçi bu sehir, Sultan Ikinci Murad zamaninda Osmanlilarin eline geçmisti Fakat Segedin antlasmasi ile yine Sirplara terk olunmustu Bu sehir, Osmanlilarin eline geçtikten ve birkaç kale daha feth olduktan sonra Fâtih Sultan Mehmed, Karaca Pasa'yi Sirbistan'i yagmaya memur ederek kendisi ceddi (dedesi) Sultan Birinci Murad'in sehid edildigi Kosova'ya gelir Bu müddet zarfinda isini bitiren Karaca Pasa, burada orduya katilmisti Buradan da hep birlikte önce Edirne, arkasindan da Istanbul'a dönülmüstü
BELGRAD KUSATMASI
Fâtih Sultan Mehmed, 1456 yilinda Macarlarin elinde bulunan Belgrad'i almak için harekete geçer Zira daha önce bazi bölgeleri Osmanlilarin idaresine geçmis bulunan Sirbistan'i elde tutabilmek ve kuzeyden gelecek istilalari durdurabilmek, ayni zamanda Macaristan'da basarili bir harekâta girisebilmek için Tuna kiyilarinin ve bilhassa Belgrad müstahkem kalesinin elde bulunmasi gerekiyordu Sehrin bu konudaki degerini daha önce anlamis olan Osmanlilar, Sultan Ikinci Murad devrinde burayi almaya tesebbüs etmislerse de Jan Hunyad'in, Osmanli hududlarina tecavüz etmesi, kusatmanin kaldirilmasina sebep olmustu Sava ve Tuna nehirlerinin birlestigi noktada kurulmus olan Belgrad'in zapti çok zordu Çünkü sehir, su yollari vasitasiyle birçok yerden yardim alabildigi gibi müstahkem bir kaleye de sahipti Etrafinda su ile dolu genis bir hendek vardi Firsat buldukça civarindaki Müslüman Türk topraklarina saldirmaktan da çekinmeyen, böylece Osmanli güvenligini tehdid etmekte olan bu sehir ve sakinlerinin, kesin olarak Osmanli hakimiyetine girmesi gerekiyordu Kendi topraklari üzerinde emniyeti saglamayi birinci derecede önemi haiz bir is telakki eden Fâtih Sultan Mehmed, 1456 baharinda Belgrad'i almaya karar verir Ancak bu sehrin degeri, Sirplar ve Macarlar tarafindan da bilindiginden, her iki devletin burayi kaptirmamak için bütün gayretlerini harcayacaklari tabii idi Bu sebeple Fâtih Sultan Mehmed, esasli bir sekilde hazirlanma ihtiyaci duydu Bunun için Morava kenarinda kurdurdugu dökümhânede çalistirilan binlerce isçi tarafindan toplar döküldü Bunlar arasinda boylari 27 kadem olan 22 büyük top vardi Ayrica o zamana kadar görülmemis büyüklükte tas gülleler atabilen yedi tane havan topu da yapilmisti Bunlardan baska, daha küçük muhasara toplari arasinda muhtelif çapta üçyüz kadar top vardi Bütün kisi hazirliklarla geçirmis olan Pâdisah, baharda büyük bir ordunun basinda Sofya üzerinden Belgrad'a yürüdü Tuna yolu ile hareket etmis olan ve ikiyüz parçadan ibaret bulunan donanma, Dayi Karaca Bey'in komutasinda idi Ayrica büyük toplar da Dayi Karaca Bey'in nezâretinde ayni yoldan sevkedilmislerdi Böylece Belgrad, hem karadan hem de nehir tarafindan kusatilmak isteniyordu
Yapilan muhasara ve bes yüz kadar askerin kaleye girmeyi basarmis olmalarina ragmen, savas kazanilamadigi gibi Dayi Karaca Bey de, bulundugu metrise bir top güllesinin isabetiyle sehid olmustu Jan Hunyad, büyük bir kuvvetle yardima geldigi Belgrad'i, simdilik Osmanli'nin eline geçmekten kurtarmisti Hükümdar, "tedbirlerinin takdire muvafik gelmedigini görünce, geregi gibi sihhat ve selâmetle Dâru's-saltana'ya avdet buyurdular " Öyle anlasiliyor ki, bu muhasara esnasinda, Fâtih'in karargâhina kadar gelmis bulunan düsmandan birkaç kisiyi, genç hükümdar bizzat kendisi kiliçla öldürmüstü Bu davranis, bozulmaya yüz tutmus olan Osmanli askerine kuvvet ve cesaret asilamis olmalidir ki, yeniden düsmana saldirmislardi Bununla beraber Sava nehri yolu ile gelen yardima mani olunamadigi için muhasara kaldirilmisti Uzunçarsili, Fâtih'in bu savastaki durumunu su ifadelerle vererek onun nasil bir bozgunu önledigini anlatir: "Fâtih Sultan Mehmed'in, karargâha hücum eden düsmana karsi gösterdigi sebat ve mukavemet, korkunç bir bozgunu önlemis ve sonu belki de büyük bir Haçli Seferi vücuda getirebilecek olan tehlikeyi bertaraf etmistir Bu mücadelede düsman da fazlaca yipranmis oldugundan çekilmis, Osmanli kuvvetleri de bu seferden basarisiz dönmüslerdir " Bu savasta yaralanmis olan Jan Hunyad da 20 gün sonra 11 Agustos 1456'da ölmüstü
SEHZÂDELERIN SÜNNET DÜGÜNÜ
Belgrad seferinden dönen Fâtih Sultan Mehmed, Edirne'deki ikameti esnasinda biri (Bâyezid) Amasya'da, digeri (Mustafa) Manisa'da sancakbeyi olan iki sehzâdesinin sünnet edilmelerine karar verir Bunun üzerine her iki sehzâde de merkeze çagrilir Bu dügün için Fâtih, çevre hükümdarlara dâvetiyeler göndererek, onlarin da bu mutlu günlerinde yanlarinda bulunmalarini arzu eder Fâtih'in, ilim adamlari ile halka karsi nasil davrandigini, nasil bir protokol uyguladigini göstermesi bakimindan önemli olan bu dügünden, bütün Osmanli kaynaklari bahsederler Bununla beraber biz, bu dügünde hazir bulundugunu söyleyen Âsik Pasazâde'nin müsahedelerine dayanarak verdigi malumati özetleyerek buraya almak istiyoruz:
O vakit, Sultan Bâyezid Amasya'da idi Onu getirtti Mustafa Çelebi dahi o vakit Manisa'da idi Onu dahi getirtti Bunlar hep Edirne'ye geldiler Dügüne basladilar, Etrafa agirlikla davetçiler gönderdiler Bütün sancak beyleri ve her sehrin ululari geldiler Nice günlük yollar dügüncülerle dolmustu Edirne'nin çevresine konup doldular Pâdisahin otag ve çadirlarini Ada'ya kurdular Pâdisah dahi devletle Ada'ya geçip oturdu Her tarafin halki, tayfa tayfa geldi Önce ulemâ davet olundu Pâdisah dahi gelip tahta oturdu Sag tarafina fâzil kimselerden olan "Mevlânâ Fahreddin" oturdu Solunda ise "Mevlâna Tosyavî" oturdu Pâdisahin karsisinda ise "Mevlâna Sükrullah" oturdu Onun yanina Hizir Bey Çelebi oturdu
Emr olundu: Hafizlar, Kelâm-i Kadim-i Rabbanî (Kur'an-i Kerim) okudular Ulemâ, okunan bu âyetlerin tefsirini yaptilar Ilmî sohbetler olundu Ondan sonra izin verildi: Edipler, güzel medihler ve gazeller okudular Pâdisaha layik sohbetler yapildi Ondan sonra izin oldu: Sofralar kuruldu, nimetler yenildi Yemekten sonra yine edebiyatçilar okudular Ondan sonra tekrar Kur'an okundu Ondan sonra sekerli seyler getirdiler Her ilim ehlinin önüne sini koydular Bu ulemânin hizmetkârlari futalar doldurdular Fakir (ben) dahi bir futa doldurdum, hizmetkârima verdim Ondan sonra pâdisah, gelen bu hürmete lâyik kisilere ihsanlarda bulundu Niceleri fakir geldi, zengin gitti
Ikinci gün fukara tayfasi davet olundu Onlara da geregi gibi hürmet olundu Pâdisahin ihsanlari bunlara da yetisti Bunlar da "Fukarâ Kanunu" geregince saygilarini gösterdiler
Üçüncü günü begler (emîr) davet olundu Bunlara dahi Pâdisah kanunu nasilsa öylece yapildi Bu dügünün tarihi hicretin 861'inde vaki oldu
d- SIRBISTAN'IN ILHAKI: Osmanli kuvvetlerinin Belgrad'dan çekilmelerinden sonra sira tekrar Sirbistan'a gelmisti Georges Brankovitch ile, Jan Hunyad'in kayinbiraderi olan Belgrad valisi Mihail arasinda eskiden beri bir sogukluk bulundugundan Mihail, bir ara Brankovitch'i yakalayip haps etmisti Brankvitch 30 bin altin ödedikten sonra serbest birakilmisti Ihtiyar Brakovitch, 1457 senesinde ölmüs, Greguvar, Etyen (Istefan) ve Lazar adinda üç erkek ile Sultan II Murad'dan dul kalmis olan Mara (Meryem Sultan) adinda bir kiz evladi birakmisti
Brankovitch'in ölümü üzerine, Sirbistan'in idaresini ele geçiren en küçük kardes Lazar, öldürme tehdidi ile diger kardeslerini ülkesinden kaçirmisti Brankovitch'in kizi Mara da Osmanlilara siginmisti Fâtih Sultan Mehmed, onun taht üzerindeki hakkini koruyacagini bildirerek kendisine Serez taraflarinda mülk verdi Böylece Mara, refah içinde bir hayat geçirdi
Yeni Sirp despotu Lazar, bir sene sonra 1458'de öldü Ülkesi, esi Elen ile küçük yastaki kizina kaldi Elen, Sirbistan'in elinden alinma ihtimalini düsünerek burayi malikâne olarak Papa'ya peskes çektigi gibi kizini da Bosna kralinin ogluna nikahladi
Elen'in, oynamak istedigi oyundan haberdar olan Osmanli Devleti, Sirbistan isini kesin olarak çözüp bir sonuca baglanmaya karar verir Bu sebeple Pâdisah, hicrî 862 (1458)'de Mora seferine giderken Mahmud Pasa'nin maiyyetine bin kadar yeniçeri vererek onu Sirbistan üzerine gönderir
Mahmud Pasa, Sirplarin baskenti olan Semendire etrafindaki bazi kaleleri aldiktan sonra Semendire'yi kusatir Pasa, sehrin dis istihkamlarini aldiysa da sehri zapt edemeyerek muhasarayi kaldirir Bu arada Ostroviç (Sivricehisar), Rodnik ve Sabaç (Bögürdelen) gibi yerleri alir Bögürdelen'in alinmasindan sonra Macaristan'a akinlarda bulunur
Bu esnada Mora seferinden dönmüs olan Fâtih Sultan Mehmed, Mahmud Pasa ile bulusur Sirbistan isinin tamamen bitmesi için Mahmud Pasa'yi Semendire üzerine tekrar gönderir Daha önce, çevresindeki kaleler Osmanlilarin eline geçtikleri için Semendire bir bakima yalniz ve yardimsiz kalmisti Bu durum karsisinda, direnmenin fayda vermeyecegini anlayan Elen, hazineleri ile birlikte gidebilme sarti ile teslim olur 8 Kasim 1459'dan itibaren Osmanli idaresine giren Sirbistan, bu devletin, bir sancagi olarak "Semendire Sancakbeyligi" adi ile bir akinci komutana verilir Burasi, Belgrad'in zaptina kadar Macaristan'a yapilacak akinlar için ve kuzeyden gelecek tehlikelere karsi iyi bir üs oldu
|