Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Osmanlı Tarihi

Eski 04-21-2009   #27
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Osmanlı Tarihi



ISTANBUL KUSATMASI Bizans Imparatoru Ikinci Manuel'in, Çelebi Sultan Mehmed'in vefatindan sonra Mustafa Çelebi'yi salivermesi ve onunla anlasarak Osmanli Devleti'nin basina büyük bir gaile açmasi, Sultan Murad'in kendisinden önce bes defa kusatilmis bulunan ve hiç birinde de alinamayan Istanbul, dolayisiyle Bizans problemine bir çare düsünmesine sebep olmustu Mustafa Çelebi isyanini, fazla kardes kani dökülmeden basarili bir sekilde atlatan Murad, Bizans'in devamli surette oynadigi iki yüzlü rolüne son vermek istiyordu
Sultan Murad'in, amcasina karsi olan galibiyeti, Bizans Imparatoru'nu korkutmustu Mustafa Çelebi'yi serbest birakip onu Murad'la mücadeleye tahrik ederken, Osmanlilar'in senelerce kardes kavgalari ile kanlarini akitip zayiflayacaklarini düsünen imparatorun hesaplan tam anlamiyla gerçeklesmemisti Halbuki bütün ricalara ve kendisine saglanmaya çalisilan menfaatlere ragmen Bizans Imparatoru Manuel, Mustafa Çelebi'ye yardimi daha kârli bulmus olacak ki, Ikinci Sultan Murad'in bütün tekliflerini red edecek ve hatta Sultan Murad'in elçisi olan Çandarlizâde Ibrahim Pasa'yi dinleme nezâketinde bile bulunmayacakti
Gerçi Osmanlilar, baslangiçta imparatorun düsündügü sekilde ikiye ayrilmakla beraber, bu ikilik davasi, kisa sürmüs ve hemen hemen kansiz denecek sekilde sona ermisti Hatta fazla zayiat verilmeden halledildiginden kuvvet kaybina da ugranilmamisti
Mustafa Çelebi hadisesinin bastirildigi ve sehzadenin bertaraf edildigi haberini alan ihtiyar Manuel ile saltanat ortagi olan oglu VIII Ioannis'i bir telas alir Bu sebeple görünüste Murad'i tebrik etmek, fakat gerçekte durumu ögrenmek ve aradaki soguklugu giderip dostluga çevirmek için Bizans asilzâdelerinden Lakanas ve Marko Ganis adlarinda iki elçi gönderirler Bu elçiler, bütün kabahati Bâyezid Pasa'ya yüklerler Onlara göre Sultan Mehmed (Çelebi Mehmed)'in vasiyetine ragmen, Bâyezid, bu çocuklari vermedigi gibi elçileri de kovmustu Sultan Murad, bu iddiada bulunan elçileri huzuruna kabul etmedigi gibi hediyelerini de red eder Öyle anlasiliyor ki Sultan Murad ise Bizans'in bu iki yüzlülügüne kanmamis, baska devletlerden tebrik için gelen heyetleri kabul ettigi halde Istanbul ile ilgili hazirliklarini tamamlayincaya kadar Bizans elçilerini kabul etmemisti Fakat bütün hazirliklarini tamamlayinca elçileri huzuruna çagirarak Imparatorlarinin yanina dönmelerini ve yirmi bin askerin basinda olarak cevabini bizzat kendisinin getirecegini söylemelerini emr etmisti
Bu hareketle Sultan Murad, artik imparatora hesap sorma zamaninin geldigini kendisine bildirmis oluyordu Gerçekten de hazirliklar tamamlandiktan sonra Sultan Murad 1422 senesi Haziran ayinda önce on bin kisilik bir kuvvet ile Mihaloglu Mehmed Bey'i Istanbul çevresini vurmak üzere göndermisti Bunun arkasindan da bizzat kendisi yirmi bin kisilik bir ordu ile hareket eder 20 Haziran'da Istanbul önüne gelen ordu, Yildizlikapi'dan Haliç'e kadar sehri karadan kusatir Osmanli donanmasi da bu kusatmada hazir bulunur Osmanli ordusunda top ta vardi Surlara hücum etmek ve onlari asmak için sur yüksekliginde ve hatta bazan ondan daha yüksek tekerlekli kuleler yapilmisti Bu kusatma daha öncekilere göre çok daha çetin, zorlu ve sistemli olmustu
Bu kusatma ile Istanbul altinci defadir Müslüman Türkler tarafindan kusatiliyordu Kusatmalarin ilk dördü Yildirim Bâyezid, besincisi Musa Çelebi tarafindan yapilmisti Bizanslilar, her kusatilmada, Türklerin basina yeni yeni gaileler çikarip kurtuluslarini sagliyorlardi Bundan önceki kusatmalarin en siddetlisi, Yildirim Bâyezid'in son kusatmasi idi Fakat Timur belasi, Türkleri büyük bir felakete ugratirken, Bizansi da dördüncü muhasaradan kurtarmisti Böylece Timur, Bizans'in ömrünü yarim asir kadar uzatmis oluyordu
Osmanlilarin muhasarasindan, Imparator kadar Bizans halki da korkuya düstügünden Istanbul'da halk arasinda bazi dedikodular yayilmaya basladi Bunlarin basinda, Çelebi Sultan Mehmed zamaninda, Osmanlilara elçilik vazifesi ile gönderilen Bizans'in taninmis sahsiyetlerinden ve ayni zamanda saray tercümani olan Teologos Koraks'in bu sefer ayni vazife ile Murad'a gönderilmemis olmasi, saray nazirinin hilesine baglaniyordu Bu sebeple Imparator Manuel, halkin süphesini ortadan kaldirmak gayesiyle Teologos Koraks'i Istanbul önlerinde çadirlarini kurdurmus bulunan Sultan Murad'a gönderdi ise de Koraks bir sey elde edemeyerek gerisin geriye dönmüstü
Bizans halkinin çektigi korku ve içinde bulundugu endisenin derecesi, ortalikta dolasan dedikodu ve rivayetlerden de belli oluyordu Önemli sahsiyetlere karsi itimatsizligin bir ifadesi olan bu rivayetler, bazi kimselerin iskence ile öldürülmesine sebep oluyordu Nitekim Sultan Murad'a elçi olarak gönderilen Teologos Koraks'in öldürülmesi, böyle bir rivayetin sonucunda gerçeklesmisti Buna göre Koraks, idareciligini kendisine vermek sarti ile Murad'a sehri teslim etme sözü vermisti O, Piyi (Silivri) kapisini açmak suretiyle Murad'in sehre girmesini saglayacakti Bu dedikodu, Teologos Koraks'in, Murad'in yanindan dönüsünde tahkir edilmesine sebep oldu Saray tercümani olan Koraks, Imparatorun huzurundan çikarken muhafiz askerler bagirip çagirarak Koraks'in idamini isterler El ve ayaklari baglanan Koraks, askerlere teslim edilir Askerler, Koraks'in üzerine çullanip onun gözlerini oyup vücudunu birçok yerinden yaralarlar Bundan sonra bir zindana atilan Koraks, üç gün sonra oldugu yerde ölür Evi de yagma edilip atese verilir
Bizans içerisinde böyle hadiseler cereyan ederken, Sultan Murad da sehri almak için esasli tedbirler aliyordu Ordunun muhasarasi baslamadan önce Mihaloglu Mehmed Bey'in emrindeki askerler Istanbul çevresini vurmuslardi Sonra bizzat padisah, ordunun basina geçerek kusatmaya basladi Istanbul kara tarafindan tamamen sarilmisti Sehrin surlarinin çikis kapilarinin karsilarina siperler kazdirildi Bu siperler, gayet kalin, sert ve saglam kiris ile kalaslardan insa edilmis olup surlara dönük cephelerine ok, mizrak ve tas gülleye karsi agaç dallarindan sira halinde koruyucu mahiyette bir takim sedler ilave edilmisti Öyle ki Türk ordusu, bu kuvvetli siperler sayesinde Bizans surlarini delip tahrip edecegine inaniyordu Murad'in yaptigi bu muhasara, o ana kadar Osmanlilar'in yapmis oldugu en büyük ve en siddetlilerindendi
Sultan Murad, askerlerini gayretlendirmek ve onlarin sayilarini artirmak için Istanbul ve hazinelerinin askerlere birakilacagini ilan ettirdi Bu haber üzerine orduya pek çok yerden katilmalar oldu
Kusatmaya, Yildirim Bâyezid'in damadi Emir Sultan adi ile bilinen Seyh Semseddin Buharî de bes yüz dervis ve muhibbani ile katilmisti O, askerlerin arasinda dolasarak manevî nüfuzu ile onlari cesaretlendiriyordu Bu arada iç murakebeye dalarak ve dua ederek Istanbul surlarinin Murad'in önünde açilacagi zamani bekliyordu
Emir Sultan, sonunda çadirindan çikarak 1422 Agustos'unun 24 Pazartesi günü Kostantiniyye'nin düsecegini söyledi Bazi kaynaklarin ifadesine göre Emir Sultan, dedigi gün ve zamanda bir savas atina binmis oldugu halde sehre dogru ilerler Seyh kilicini kinindan çekip "Allah, Muhammed" diye haykirarak atini sürer O, askerin basinda idi Arkasindan Altinkapi ile Odunkapisi arasinda yani sehrin kara tarafindan surunu çevreleyen büyük hat üzerinde savas basladi Bu hücum esnasinda Imparator Manuel ölüm döseginde idi Oglu Ioannis, Sen Roman kapisini savunan askerin basinda idi Kostantiniyye'nin bütün halki bu tehlikeli günde silah altinda idi Kadinlar ve çocuklar kiliç yerine tirpan kullaniyor, fiçilarin altlarindan kendilerine kalkan yapiyorlardi Savasin en kizgin zamanlarinda bir taraftan kopan "Allah" ve "Muhammed" nadalarina karsi, Bizanslilarin söyledikleri "Hiristos" ve "Panaiya" kelimeleri isitiliyordu Günes batarken savas hâlâ sürüp gidiyordu Sonunda Osmanlilar, ordugâhlarina döndüler Bizanslilar, Müslümanlarin çekilmelerini gökten inen "Panaiya"nm (Hz Meryem) görünüsüne baglamislardi Öylesine ki o devir müverrihlerinden Kanano'ya göre bunu bizzat Emir Sultan da görmüstü
Istanbul, bu kusatmada da feth edilemedi Sultan Murad, ordusunu Istanbul surlari önünden çekip kusatmayi kaldirdi Böylece Istanbul, Imparatorun entrikalari sayesinde bir defa daha Osmanlilarin elinden kurtulmustu Imparator Manuel, Bizans'in bundan önceki muhasaralarinda oldugu gibi, padisahin basina yeni gaileler açarak hükümdarin dikkatlerini baska bir yöne çekmeye çalismis ve bunda muvaffak da olmustu O, Sultan Murad'in küçük kardesi ve Hamideli (Isparta) Sancak beyi Mustafa Çelebi'yi tesvik ederek sehzadenin saltanat davasina kalkmasina sebep olmustu Iste bu yüzden Sultan Murad, Istanbul muhasarasini kaldirmak zorunda kalmisti
Takriben iki ay kadar süren bu muhasaranin kaldirilmasi için, hücum günü olan 24 Agustos 1422'de, burçlar üzerinde görüldügü ve Osmanlilar'in bundan dolayi kusatmayi biraktiklari iddia edilen kadin hayaleti, bir hikâyeden ileri gidemez Hükümdari, muhasaradan vaz geçiren sebep ne Bizans'i kurtarmaya gelen Hz Meryem, ne de Bizans'in güçlü bir sekilde karsi koymasidir Kusatmanin kaldirilmasinin gerçek sebebi, hükümdarin küçük kardesi Mustafa'nin, saltanat dâvasina kalkisip Iznik'e kadar gelmis olmasidir
KÜÇÜK MUSTAFA ÇELEBI'NIN ISYANI
Küçük Mustafa, Çelebi Sultan Mehmed'in oglu olup babasinin sagliginda henüz on üç yasinda iken Hamideli sancak beyligine tayin edilmisti Küçük Mustafa, babasinin ölümünü müteakip, Murad'in Osmanli tahtina geçmesi üzerine, öldürülmek korkusu yüzünden Karamanoglu'nun yanina kaçmisti Sultan Murad, Istanbul muhasarasi ile mesgulken Bizans Imparatoru'nun el altindan tesvik ve ugrasilan sonucunda Anadolu'da saltanat iddiasina kalkismisti Imparator, kusatmadan kurtulmak için sehzadenin lalasi Sarabdar Ilyas'a mektuplar yazarak külliyetli miktarda altin göndermisti ki, bunlarla asker toplayabilsin Is bu kadarla da bitmeyecek ve Imparator, Küçük Mustafa'yi Istanbul'a getirtecekti Istanbul'a gelen Küçük Mustafa, Manuel ve onun çocuklari ile görüsür bu görüsmede, muvaffak oldugu takdirde imparatora karsi yapacagi fedakârlik hakkinda teminat verdikten sonra Rumlarin verdikleri kuvvetlerle Anadolu tarafina geçerek faaliyetlere baslar Bu faaliyetleri esnasinda, daha basindan beri Osmanlilar'la çekisen Karamanoglu'nun Turgutlu Türkmenleri ile Germiyanoglu'nun kuvvetleri de kendisine iltihak eder Sehzade Mustafa bu sekildeki bir iddia ile ortaya çikmakla, babasinin vasiyeti hilafina hareket etmis oluyordu
Mustafa, topladigi kuvvetlerle Bursa üzerine yürür Fakat Bursa halki, sehri ve kaleyi Mustafa'ya teslim etmek istemez Bu sebeple kendisine, memleketin ileri gelenlerinden Ahi Yakub ile Ahi Hoskadem'i elçi olarak gönderir Bunlar, Mustafa'ya para ve hediyeler takdim etmek suretiyle onu
Bursa'yi almaktan vaz geçirmeye çalisirlar Elçiler, Sehzade Mustafa'nin kendisine vezir yaptigi ve bütün bu olaylara sebep olan Sarabdar Ilyas ile de görüsürler Heyet, Bursalilarin Sultan Murad'a bey'at ettikleri için ona sadakatla bagli kalacaklarini ve gerekirse sehri müdafaa edeceklerini söyler Ayrica, bir Osmanli sehrinin Karamanoglu'nun kuvvetleri ile vurulmasinin da dogru olmayacagini anlatir Sarabdar Ilyas, heyetin bu teklifini kabul edince, Mustafa'nin ordusu oradan ayrilip Iznik tarafina dogru harekete geçer
Sehzade Mustafa, Iznik kalesini kirk gün kadar kusatma altinda tutar Firuz Bey'in oglu olan kale muhafizi Ali Bey, gelismelerden Sultan Murad'i haberdar eder Pâdisah, kaleyi sulh yolu ile teslim etmesini bildirerek Mustafa orada mesgulken kendisinin yetisecegini yazar Ayrica, küçük sehzadeyi alet edip kullanan Sarabdar Ilyas'i da ondan ayirmaya çalisir Bunun gerçeklesmesi için Sarabdar Ilyas'a adamlar göndererek kendisini Anadolu beylerbeyligine tayin edecegini bildirir Sarabdar'a gelen adam, beylerbeyilik beratini da yaninda getirmisti Bu makama karsilik Sultan Murad, Sarabdar Ilyas'tan çok önemli bir hizmet bekliyordu O da kendisi gelinceye kadar Sehzade Mustafa'nin kaçmasina engel olup onu oyalamasi idi
Sarabdar Ilyas, tiynetini bir defa daha ortaya koymustu Vaktiyle Çelebi Mehmed'in taraftari iken Süleyman'in vaad ettigi menfaat karsiliginda derhal Çelebi Mehmed'i birakarak karsi tarafa geçmisti Bu defa da saf degistirmekte bir sakinca görmemisti Anadolu beylerbeyligine kondugunu ögrenince kendisinden istenen seyleri büyük bir ustalikla basardi
Ali Bey, Sultan Murad'dan aldigi talimat üzerine muhasaranin kirk gün uzamasindan dolayi halka ve sehre hiç bir zarar gelmeyecegine dair yeminli söz aldiktan sonra teslim olur Sarabdar Ilyas da aldigi beylerbeyilik müjdesi üzerine sehirden ayrilmaz Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin sarayina yerlesen Küçük Mustafa, timar ve memuriyetler vermek suretiyle hükümdarligini ilan etmis oluyordu Böylece Osmanli mülkünde, yeniden ikinci bir hükümdar tehlikesi belirmisti Âsikpasazâde bu hükümdarligi su ifadelerle nakleder:
"Iznik'te, Ibrahim Pasa'nin sarayina kondular Etraftan gelip timar isteyene timar dahi verdiler Hüküm ve hükümet ettiler"
Sultan Murad, bütün gücü ile Istanbul'u kusatip feth etmek üzere iken, kardesi Küçük Mustafa'nin faaliyetleri üzerine, bazi tedbirler alarak kusatmayi kaldirmak zorunda kalir Çünkü kardesinin hareketleri, memleketi ikiye bölmeye yönelikti Bu ise daha tehlikeli bir durum arz ediyordu Onun için derhal Gelibolu yolu ile Anadolu'ya geçip Iznik üzerine yürür Sultan Murad'in bu yolculugu devam ederken Sehzade Mustafa'nin, Iznik'te kalmasini tehlikeli bulan Germiyan ve Turgutlu kuvvetlerinin komutanlari, onu buradan uzaklastirmaya çalisirlar Onu tehlikeden korumak için Karaman, Germiyan veya Istanbul'a götürmek istedilerse de daha önce Sultan Murad'dan beylerbeyilik beratini almis olan Sarabdar Ilyas, çesitli bahaneler ileri sürerek buna mani olur
Sultan Murad'in ordusu, yola çikisinin dokuzuncu günü gece geç saatlerde Iznik'e gelir Henüz uyku mahmurlugunu atamamis ve Mustafa'ya bagli olan askerlerin saskin bakislari arasinda, sabahin erken saatlerinde açilan kapilardan Iznik'e girilir O anda hamamda bulunan Küçük Mustafa, Mihaloglu tarafindan yakalanmak üzere iken Mustafa'nin beylerbeyi olan Taceddinoglu Mahmud Bey, efendisine bir at bulup onu kaçirmak ister Fakat bunda muvaffak olamaz Ama Mihaloglu'nu durdurup onunla vurusmaya baslar Taceddinoglu ile Mihaloglu arasinda baslayan bu vurusma sonunda, her seyi idaresi altinda bulunduran ulu hakimin (Allah) ecel hükmü, Mihaloglu'nun sehadet beratini kanla yazip hakkini teslim eyleyecektir Nitekim, attan düsürülen Mihaloglu ölümcül bir yara alir Bundan bir kaç gün sonra da vefat eder Mihaloglu'nu atindan düsürüp ölümüne sebep olan Taceddinoglu Mahmud Bey, daha sonra saklandigi yerde yakalanip Mihaloglu'nun adamlarina teslim edilecek ve onlar tarafindan öldürülecektir
Sultan Murad'in, Iznik'i kusattigi ve Taceddinoglu ile Mihaloglu'nun vurustugu sirada firsat kollayan Sarabdar Ilyas, Mustafa Çelebi'yi yakalayip Murad'in, sehrin önünde bulunan Mirahor basisina teslim eder Âsikpasazâde bu olayi da söyle verir:
"Bunlar bunda cenkte iken Sarabdar Ilyas, Mustafa'yi tuttu kucagina aldi At üzerinde Mustafa "Hey lala, beni niçin tutarsin?" Hain Ilyas "Kardesine ileteyin" der Mustafa "Beni kardesime iletme kim kardesim bana kiyar" der Sarabdar Ilyas sakin oldu Aldi gitti Hüdavendigar'a karsi iletti" Mustafa, padisahin emri ile Iznik disinda bir incir agacinin dibinde bogdurularak cesedi Bursa'ya gönderildi Sehzade Mustafa, Bursa'da babasinin türbesine defn edildi
Görüldügü gibi Küçük Sehzade Mustafa Çelebi hadisesi, amcasininkinden daha kisa ve daha kolay bir sekilde halledilmis oldu Ikinci Murad, Istanbul muhasarasini kaldirmakla, kardesinin fazla taraftar toplamadan hakkindan gelip kendisine birakilmis olan Osmanli tahtini emniyete almak istiyordu Onun, vakit kayb etmeden isyani ortadan kaldirmaya tesebbüs etmesi, memleketin ikiye bölünmesini ve beyhude yere kardes kaninin akitilmasini önlemis oldu Böylece, Bizans'in bu son oyunu da basarisizlikla son bulmus, ama olan aldatilmis bulunan zavalli Küçük Sehzade Mustafa'ya olmustu Bizans'tan menfaat temin eden ve küçük sehzadenin öldürülmesine sebep olan Sarabdar Ilyas ise yaptiklari için:
"Suretâ ben günahkâr oldum Illa bu ikisi vilayette olsa zarar-i âmmdir Ve biri dahi bu kim, ben efendim ogluna yaramaz is etmedim Bu dünyanin murdarina bulasmadan sehid ettirdim Ve hem cemi-i âlem rahat oldu Ve hem bizden önden gelenler bu kanunu koymuslar" diyerek yaptigi fenaligi tevile çalismistir
Sultan Murad, Sehzade Küçük Mustafa'nin gailesini bertaraf etmekle birükte benzer bir tehlikenin daha mevcud oldugunun farkinda idi Bir daha kardes kaninin akitilmamasi ve ülkenin, Bizans gibi entrikaci bir devlet ile, varligini Osmanlilar'in zayiflamasina baglayan Karaman gibi bir beyligin oyuncagi haline gelmemesi için henüz ortaya çikmadan bu tehlike ve fitnenin ortadan kaldirilmasi gerekiyordu Bunun için Sultan Murad, tarihi henüz kesin olmayan bir zamanda, Tokat kalesinde tuttugu Mahmud ve Yusuf adlarindaki iki kardesinin gözlerine mil çektirip onlari kör ettikten sonra anneleriyle birlikte Bursa'ya getirir Idareleri için de kendilerine yüksek seviyeden maas baglatir
CANDAROGLU ISFENDIYAR BEY ILE OLAN MÜCADELE ve IDARÎ DÜZENLEME
Karamanogullari'ndan sonra Anadolu Beylikleri'nin en kuvvetlilerinden plan Candarogullari, Karamanlilar gibi Osmanlilar'in en zor ve sikintili anlarindan faydalanmaya çalisan beyliklerden biri idi Nitekim Candaroglu Isfendiyar Bey, Sultan Ikinci Murad'in amcasi Mustafa ve küçük kardesi Mustafa Çelebi'lerie mesgul oldugu ani firsat bilerek ondan yararlanmaya çalisarak Tosya, Çankiri ve Kalecik'i geri almisti Halbuki buralar, daha önce Çelebi Sultan Mehmed zamanindaki gayretler sonucunda elde edilmis olup Osmanli himayesinde kalmak sartiyle Isfendiyar'in oglu Kasim Bey'e verilmisti Isfendiyar Bey'in geri aldigi bu yerler, Osmanlilarin taraftan olan oglu Kasim'a ait yerlerdi Isfendiyar Bey, bu topraklan almakla da yetinmeyip Tarakli Borlu denilen Safranbolu'yu alip Bolu'ya dogru uzanmisti Bu arada Kasim Bey de Iznik hareketi esnasinda kaçip Sultan Murad'in yanina gelmisti Sultan Murad, Küçük Sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince Isfendiyar'a karsi kuvvet gönderdi Kasim Bey de Osmanli kuvvetleri ile birlikte bulunuyordu Osmanli ordusu Bolu'ya geldigi zaman Isfendiyar Bey'in ordusundaki Kasim Bey taraftarlari, efendilerinin bulundugu Osmanli ordusunun saflarina katilirlar Böylece Isfendiyar Bey, büsbütün sarsilir Bununla beraber savasi kabul etmekten baska çaresi de kalmamisti Bu sebeple Bolu ile Gerede arasinda yapilan savasta maglub olup bozguna ugrar Muharebenin karisikligi arasinda kendi Kapicibasisi Yahsi Bey tarafindan basina vurulan bir "bozdogan"la kulagi sagir olur Zorlukla Sinop kalesine siginan Isfendiyar Bey artik sagirdi
Candaroglu'nu takib eden Osmanli kuvvetleri, Kastamonu ile Bakir Küresini zapt ederler Isfendiyar Bey, küçük oglu Murad Bey baskanliginda bir heyet vasitasiyle baris istemek zorunda kalir O, bu barisi saglamak üzere Osmanli devlet adamlarina da ayri ayri mektuplar yazarak tavassutlarini ister Bu arada torununun (Ibrahim Bey'in kizi) padisah tarafindan nikahlanmasini da teklif eder Sultan Murad'in adamlari, barisilmasi için hükümdarlarina ricada bulunurlar Bunun üzerine Sultan Murad, sulh yapmayi kabul etti
Bu antlasma geregince Kasim Bey'e yerleri tekrar geri verilecek, Osmanlilarin aldiklari Kastamonu ile Bakir Küresi Isfendiyar Bey'e iade edilecekti Fakat Isfendiyar Bey, Bakir Küresi hâsilatindan büyük bir kismini
Osmanli Devleti'ne verecek ve gerektigi zaman da Osmanli ordusuna asker gönderecekti (827 H/1423 M)
Sultan Murad, bundan sonra bazi idarî tasarruflarda bulunup ondan sonra Edirne'ye dönmeye karar vermisti Hükümdar ilân edildigi zaman henüz on sekiz yaslarinda bulunuyordu Karsisinda da tehlikeli ve kuvvetli bir rakip olarak amcasi Mustafa vardi Hükümdarliginin ilk senesi ümidsiz denecek kadar korkunçtu Bununla beraber etrafinda ve kendisine sâdikane bir sekilde bagli olan Bâyezid, Ibrahim, Haci Ivaz Pasalarla Mihaloglu Mehmed Bey ve Kara Timurtas Pasa'nin vezirlik rütbesine kadar çikartilmis olan ogullan Ali, Umur ve Oruç Bey'ler bulunuyordu
Daha önce de görüldügü gibi Bâyezid Pasa, Mustafa Çelebi hadisesinde Rumeli Beylerbeyi oldugu için onun üzerine gönderilmis, sonunda Düzme Mustafa tarafindan katl edilmisti
Sultan Murad, küçük sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince vezirleri ile maiyetindeki bazi mühim sahsiyetler arasinda mevcut rekabet ve geçimsizliklerin farkina varir Devlet merkezinde fazla nüfuz sahibi kimselerin varligini kendi kudret ve hâkimiyeti için bir engel telakki etmis olmali ki, bunlarin bir kismini yeni vazifelerle merkezden uzaklastirma ihtiyacini duyar Sultan Murad, Rumeli'ye dönmeden önce bu isi halletmeliydi Bunun için Kara Timurtas Pasa'nin ogullarindan Umur Bey'i Kütahya'ya, Ali Bey'i Saruhan (Manisa) sancak beyligine gönderir Oruç Bey'i de Anadolu Beylerbeyi yapar Padisah, kendi lalasi olan Yörgüç Pasa'yi da Rumiye-i sugra valisi olarak Amasya'ya gönderir Evrenoszâdeler ile Pasa Yigit oglu Turahan Bey ve Gümlü oglu gibi Rumeli beylerinin harp zamaninda padisahin maiyetinde birlesmeleri hariç baska zamanlarda Rumelideki vazife yerlerinde bulunuyorlardi Onun için Rumeli beylerini ilgilendiren bir tedbire lüzum yoktu Böylece divanda sadece Ibrahim Pasa ile Haci Ivaz Pasa kalmislardi
Bu defa da iki vezir arasinda nüfuz rekabeti bas göstermisti Vezir-i A'zam Ibrahim Pasa, devletin kurulusu ile birlikte hizmete giren Çandarli hanedanindan olup babasi Hayreddin ve biraderi Ali Pasa'lar da bu vazifede bulunmuslardi Ibrahim Pasa, Çelebi Sultan Mehmed'e olan sadakati ve tehlikeli zamanlardaki hizmeti ile taninmis olup Çelebi Mehmed zamaninda kadiaskerlik ve ikinci vezirlikte bulunmustu Bâyezid Pasa'dan sonra birinci vezir olmustu
Haci Ivaz Pasa da Çelebi Mehmed'in bütün savaslarina istirak etmis, Karamanog'lu'nun Bursa'yi muhasarasi sirasinda burayi müdafaa ve muhafazada sebat göstermisti Mustafa Çelebi hadisesinde aldigi tedbirler ve yazdigi mektuplarla Mustafa Çelebi kuvvetlerinin dagilmasina sebep olmustu Bu bakimdan büyük hizmetleri olan degerli bir sahsiyetti Çelebi Mehmed zamaninda hürmet görmüs, Yesil Camiin plânlarini tertip ederek disardan memlekete sanatkârlar getirtmisti
îste bu iki degerli vezir arasindaki rekabet, Haci Ivaz Pasa'nin sahneden çekilmesine sebep olmustu Haci Ivaz Pasa'nin kul (yeniçeri) ile gizli münasebetlerde bulundugu, padisaha suikast yapacagi ve divana silahla geldigi Sultan Murad'a haber verilir Bir gün divanda Padisah, Haci Ivaz Pasa'nin gögsüne eliyle dokunarak içinde zirh bulundugunu anlayip sebebini sorunca Haci Ivaz Pasa buna cevap veremez Bu durum, söylenenlerin dogru olabilecegini hatirlattigi için gözlerine mil çekilmek suretiyle Bursa'da ikamete mecbur edilir Bu olayin hangi tarihte oldugu kesin olmadigi gibi, hadisenin bir at gezintisi sirasinda cereyan ettigine dair rivayetler de bulunmaktadir Bu hadiseden sonra Ibrahim Pasa rakipsiz kalmis ve padisahin kendisine tam anlamiyla güvenmesinden dolayi tamamen müstakil imis gibi is görmüstür Haci Ivaz Pasa ise hicretin 831 (1428) yilinda Bursa'da vefat etmistir Cenazesi Pinarbasi'nda Kuzgunluk mevkiine defn edilmistir
Bu idarî düzenlemeden sonra padisah, Gelibolu üzerinden yeniden Rumeli'ye geçip Edirne'ye gelir Sultan Murad, saltanatinin buhranli geçen ilk yillarini geride birakip devlet islerini idarî ve siyasî bir düzene kavusturduktan, ülke ve halkin problemlerine çözüm yollari bulduktan sonra biraz rahat bir nefes almaya baslar Çünkü artik içerde taht kavgasina yeltenip ülkeyi bölünme noktasina getirecek kimse kalmamisti Disariya göre ise Sultan Murad'in gücü, kendisinden çekinilir bir kuvvete ulasmisti Bu bakimdan artik evlenip rahat bir nefes alabilirdi Zira Isfendiyar Bey'in, bizzat padisaha vermeyi teklif ettigi torunu Hatice Alime Hanim'la evlenme zamani gelmisti Bu sebeple padisah, gelini almak üzere Isfendiyar Bey'in sarayina Çasnigirbasi Elvan Bey, Tavasi Serafeddin Pasa ile Reyhan Pasa; kadinlardan Halil Pasa'nin dul esi ve padisahin Sah Ana diye hitab ettigi Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimi ile daha birçok erkek ve kadini külliyetli miktarda mal ve esya ile gönderir Bunlar "mihr-i muaccel"i takdim edip gelini getireceklerdi Kastamonu'da sölenler tertipleyen Isfendiyar Bey de gelenleri rütbelerine göre agirlayip bir nice ikramda bulunur Orada akd edilen dügün merasiminden sonra Isfendiyar Bey, torununu Halil Pasa ile Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimlarina teslim ederek büyük bir merasimle ugurlar Hicretin 828 (1424) yilinda gerçeklesen bu dügünün, Sultan Murad bakimindan Edirne'de mi yoksa Bursa'da mi yapildigi kesin olarak tesbit edilebilmis degildir Zira kaynaklardan bir kismi bunun Edirne'de, bir kismi da Bursa'da olduguna dair bilgi vermektedir Bazi kaynaklar ise Sultan Murad'in bulundugu yeri zikr etmezler Uzunçarsili, Sultan Murad'in nikahladigi kizin adinin Hatice Sultan oldugunu hicrî, 906 (M 1500) tarihli bir vakfiyesi bulundugundan, kabrinin Bursa'da Kükürtlü Kaplicasi'nin yakinindaki Hatice Sultan Türbesi denilen büyük bir türbede oldugunu, orada daha baska kabirlerin de bulundugunu, ne türbe kapisinda ne de diger kabirlerde bir kitabenin bulundugunu nakleder
Sultan Murad, evlendigi yil içinde kiz kardeslerinden üçünün de dügünlerini yaptirir Hemsirelerinden Sultan Hatun'u Isfendiyar Bey'in oglu Kasim Bey'e, Ayse Hatun'u bilahare Varna muharebesinde sehid düsecek olan Karaca Bey'e, Ayse Hatun'u da Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin oglu Mahmud Bey'e nikahlamisti Bu dügünler vesilesiyle büyük ziyafetler veriliyor, fakir ve yoksullar doyuruluyor, dügüne istirak eden herkese ihsanlarda bulunuluyordu

Alıntı Yaparak Cevapla