| 
Şengül Şirin  | 
				  Cevap :  Selçuklu Tarihi 
 
            RAMAZANOGULLARI BEYLIGIRamazanogullari, Adana ve çevresinde XIV  yüzyilin ikinci yarisindan XVII  yüzyilin baslarina kadar hüküm sürmüs olan bir Türkmen beyligidir  I- SIYASÎ TARIH
 a- Beyligin mensei ve kurulusu
 Beyligin kuruculari Oguzlarin Üçok koluna mensup Yüregir boyundandirlar
  Bu Üçok Türkmenleri ayni boydan gelen diger Türkmenlerle birlikte, XIII  yüzyilda Mogol istilâsi yüzünden Anadolu'ya gelmisler, ancak burada da Mogollarin takibinden kurtulamayinca güneye dogru inerek Memlûk hükümdari Baybars (1261-1277) tarafindan Antakya-Gazze arasinda uzanan bölgeye yerlestirilmislerdir  Memlûk Sultani Baybars, Mogollara karsi yaptigi mücadelede bu Türkmen gruplarinin çok büyük yardimini gördü
  Türkmenlerin bu yardimlari sayesinde Mogollar Suriye ve Çukurova'dan çikarildilar  Bu arada Haçli seferleri sirasinda meydana gelen siyasî buhran esnasinda Çukurova'da hakimiyet kuran Ermeniler, Mogollar'in en sadik müttefikleri olarak Suriye bölgesinde saldirgan hareketlerde bulunmaya baslamislardi  Sultan Baybars'in 1265'den sonra Ermeniler üzerine yaptigi seferlere de genis ölçüde katilan Türkmenler, bölgede bozulmus olan düzenin saglanmasinda önemli rol oynamislardir  Sayilari 40 bin çadir kadar olan bu Türkmenlerden Bozok koluna mensup olanlar Maras ve Elbistan civarinda Dulkadir Beyligi'ni kurdular
  Üçok koluna mensup olanlar ise Adana ve Payas çevrelerini Ermeniler'den alarak buralara yerlestirmeye basladilar  b) Memlûklular'a Tâbi Dönem
 Memlûklular Mogollarin müttefiki olan Ermenilerin bu hareketlerine karsi kayitsiz kalmadilar
  Özellikle Baybars devrinden itibaren Çukurova'da yagma ve tahrip akinlarina giristiler  Sultan Kalavun-oglu el-Melikü'n-Nâsir Muhammed'in hükümdarligi zamaninda (1310-1314) bu akinlar fetih mahiyetini aldi  Çukurova bölgesi birbiri arkasindan Memlûk topraklarina katildi  Nihayet 1375 yilinda Sis (Kozan) sehri de alinarak buradaki kralliga son verildi  Memlûklular Çukurova'da Ayas, Sis ve Tarsus olmak üzere üç nâiblik (valilik) kurdular  Çukurova'nin Memlûklular tarafindan fethedilmesinde Üçok Türkmenlerinin büyük yardimlari oldu  Bu sebeple, Memlûklular, Çukurova'yi almalarinda ve bilhassa orada tutunmalarinda en büyük pay sahibi bulunan Üçoklardan Yüregir boyunun reisi Ramazan Bey'e Adana çevresi ile Misis'in idaresini verdiler  Beylige adini vermis olan bu Türkmen reisi Ramazan Bey'in faaliyetlerine ilk kez 1353 yili olaylari arasinda rastlanmaktadir
  Bu tarihte Memlûk Sultani Melik Salih'e karsi Misir'da büyük bir isyan baslamisti  Halep Valisi Bayboga da Sultana karsi harekete geçmis, Dulkadir-oglu Karaca Bey de bu isyana katilmisti  Isyancilar Dimask (Sam)'a vardiklarinda Sultan Salih'in büyük bir ordu ile üzerlerine geldigini duydular  Bunun üzerine Dulkadir-oglu Karaca Bey, müttefiklerinden ayrilarak ülkesine geri döndü  Yalniz kalan Bayboga, Sultana karsi koyamayacagini anlayinca geri dönerek Karaca Bey'e sigindi  Bunun üzerine Sultan Salih, Dulkadir-oglu Karaca Bey'den isyancilari teslim aldi ve onu Türkmen emirliginden azlederek Dulkadirli ülkesini Ramazan Bey'e verdi (1353)  Ramazan Bey hakkinda bilinen bilgiler bu kadar olup kendisinin bu tarihten kisa bir süre sonra, 1353 yili sonu veya 1354 yili baslarinda öldügü anlasilmaktadir  1- Ibrahim Bey (1354-1383)
 Ramazan Bey'in ölümünden sonra oglu Sarimüddin Ibrahim Bey'e Türkmen emirligi tevcih edildi
  Babasinin ölümünden hemen sonra Kahire'ye giden Ibrahim Bey sultana ve nüfuzlu emirlere sayisiz hediyeler takdim etti  Memlûk sultani da Ramazan-oglu'na dirlik, yani ikta ile beraber emirligi tevcih etti (1354)  Böylece Memlûk Sultanligi'na bagli olarak beyliginin basina geçen Ibrahim Bey ülkesine döndükten sonra topraklarini genisletmeye basladi  1360 yilinda Halep valisi Emir Seyfeddin Baydemir komutasindaki Memlûk kuvvetleri Türkmenlerin de yardimi ile Ermeni Kralligi elindeki Adana ve Tarsus'u zaptettiler  Böylece Ermeniler'in idaresinde merkezleri Sis (Kozan) olmak üzere birkaç kale kaliyordu  Memlûk sultanliginin Adana'yi kimin yönetimine biraktigi hakkinda kaynaklarda kesin bir bilgi yoksa da burasinin Ramazan-oglu Ibrahim Bey'e verildigi kuvvetle muhtemeldir  Adana'dan sonra Sis sehri de Türkmenlerin yardimi ile Memlûklularin eline geçti  Böylece Çukurova hukuken Memlûklularin, fakat fiilen Ramazan-ogullarinin hakimiyeti altina girmis oldu  Celadetli ve bahadir kisi manalarina gelen Sarimüddin ünvanini tasiyan Ibrahim Bey, Adana ve çevresinde hakimiyetini saglamlastirdiktan sonra Memlûk baskisindan kurtulmak ve istiklâlini ilân etmek üzere önce Karaman-oglu Alâaddin Bey'le ittifak etti
  Daha sonra da Memlûklularin elinde bulunan Sis sehrini almak için Dulkadir-oglu Halil ile Memlûklular aleyhinde anlasti  Ancak Dulkadir-oglu Halil Bey'in 1381'de Memlûklularla yaptigi mücadelede yenilmesinden sonra Ibrahim Bey Sis valisi Torumtay araciligi ile Sultana müracaat ederek affedilmesini istedi   Ibrahim Bey'in Memlûklulara karsi olan bu sadakati çok kisa sürdü
  Memlûk sultani, Ibrahim Bey'in Karaman-oglu Alâaddin Bey ile ittifak ettigini ileri sürerek üzerine kuvvet gönderdi  Haleb valisi Yelboga en-Nasirî, bu sefer sirasinda Ibrahim Bey ile kardesi Kara Mehmed'i Sis'de yakalayarak öldürdü (1383)  2- Ahmed Bey (1383-1416)
 Ibrahim Bey'in Memlûklular tarafindan öldürülmesinden sonra yerine kardesi Sihabeddin Ahmed Bey geçti
  Ramazanogullari Beyligi Sihabeddin Ahmed zamaninda en parlak dönemlerinden birini yasadi  Agabeyi Ibrahim Bey zamaninda Bire (Birecik) hakimi olan Ahmed Bey bazan Memlûk-lular'a bagli kalarak onlarin yardimina kosuyor, bazan da Sultan'a karsi cephe aliyordu  Ahmed Bey beyligin basina geçtikten sonra Dulkadiroglu Halil Bey ile birleserek Maras'i istilâ etti
  Ancak Emir Yelboga gelerek duruma tekrar hakim oldu  Memlûk Sultani Berkuk'un 1399 yilinda ölümünden sonra yerine geçen Sultan Ebu'l-Ferec, Türkmen beylerinin kendisine itaatlerini temin etmek gayesiyle basta Adana valisi olmak üzere bütün beylere dirlik gönderdi  Ancak Sultan Berkuk'un ölümünden sonra, Memlûk emirleri arasinda baslayan rekabet ve mevki mücadeleleri Güney Anadolu'daki beyliklerin ve özellikle de Ramazanogullari'nin durumlarini kuvvetlendirmesine yardimci oldu  Timur'un Suriye'den dönüsünden sonra Halep sehrinin Timurlular'dan alinmasinda büyük basarilar gösteren Ahmed Bey, daha sonra Suriye Araplarinin sehri abluka altina almalari sirasinda da Haleb naibi Demirtas'a yardim ederek Arap emirini kaçmaya mecbur etti
  Bunun üzerine Memlûk Sultani Ebu'l-Ferec, yardimlarindan dolayi Ahmed Bey'e hil'at, para ve çesitli hediyeler gönderdi (1401)  Böyle olmakla birlikte ertesi yil Haleb valisi Demirtas Sultana isyan edince, Ramazan-oglu Ahmed Bey de ona yardimci oldu
  Ancak yeni vali olarak Haleb'e gönderilen Tokmak, Ahmed Bey'in de içinde bulundugu isyanci gruplari bozguna ugratti  Demirtas ve müttefiki Sam Valisi Tangriberdi, Ahmed'in ülkesine sigindilar  Ancak daha sonra afffedilen Demirtas tekrar Haleb valiligine getirildi (1405)  Bu sirada Antakya emiri olan Doganci-oglu, bölgede karisikliklar çikartmakta ve Heleb'e tâbi kaleleri eline geçirmekteydi
  Bunun üzerine Haleb Emiri Demirtas, Ramazan-oglu Sihabeddin Ahmed Bey ile Dulkadir-oglu Alâaddin Ali Bey'den yardim istedi  Haleb Emiri Demirtas, öteden beri birbirine düsman olan bu Türkmen beylerini baristirdi  Ahmed Bey bu tarihten sonra Memlûk emirlerinden Seyh ve Nevruz arasindaki mücadelede Seyh'in tarafini tuttu
  Memlûk Sultani Ebu'l-Ferec, emirler arasinda yillardan beri sürüp gelen mücadeleye son vermek için Haleb'e geldi (Temmuz 1410)  Seyh ve Nevruz, Elbistan, Malatya ve Ayintab'in Türkmenlerden alinarak kendilerine verilmesini istedi ise de Sultan bunu kabul etmedi  Daha sonra Haleb'de Ramazan-oglu Emir Ahmed'le görüsen Ebu'l-Ferec, ayni zamanda onun kizi ile de evlendi  Sultanin çok sevdigi bu hatun Misir sarayinda çok büyük bir itibar görmüs ve kendisine Hunda Kübra (Bas Hatun) ünvani verilmistir  Ramazan-oglu Ahmed Bey ayni yil damadi olan Sultan Ebu'l-Ferec'i ziyaret etmek için Misir'a gitti  Kahire'de bir müddet kaldiktan sonra ülkesine dönen Ahmed Bey, 7 aylik bir muhasara sonucunda Karamanogullari'nin elinde bulunan Tarsus'u aldi (1415)  Burada Sultan Melikü'l-Müeyyed adina hutbe okuttuktan sonra sehri oglu Ibrahim'e birakarak Adana'ya döndü  Ahmed Bey oldukça yasli oldugu halde 1416 yilinda vefat etti
  Cesur, heybetli ve dirayetli bir emir olarak zikredilen Ahmed Bey, Adana'dan baska Sis, Tarsus, Misis ve Ayas sehirlerini de idaresi altina almisti  Onun ölümünden sonra Ramazan-ogullarinin siyasî ehemmiyeti azaldi  3- II
  Ibrahim Bey Sihabeddin Ahmed Bey'in ölümünden sonra ogullari arasinda saltanat mücadelesi basladi
  Bunlardan Ibrahim Bey, beyligin yönetimini ele geçirmeyi basardi  O, Misir Memlûklu sultanina elçiler göndererek emirligini ve bagliligini bildirdi  Ramazanogullari'nin iktidar mücadelesinden faydalanan Karamanogullari Tarsus'u yeniden ellerine geçirmislerdi  Bu sebeple Memlûk Sultani Melikü'l-Müeyyed 1417 yilinda Suriye üzerine sefere çikti  Memlûk ordusu Amik ovasina geldiginde Ramazan-oglu Ibrahim Bey de kuvvetleriyle birlikte gelerek Sultana katildi  Ibrahim Bey bu sefer sirasinda Sultan Melikü'l-Müeyyed'in huzuruna çikarak itaatini bildirdi  Bu sirada Ibrahim Bey'in yaninda annesi, ogullari ve emirleri bulunuyordu  Memlûk Sultani Müeyyed, Ibrahim Bey'e ve annesine büyük itibar gösterdi ve onlara hil'atler verdi  Memlûk sultani Amik ovasindan Elbistan üzerine hareket etti ve emirlerinden Koçkar'i Tarsus'un zapti ile görevlendirdi  Neticede Tarsus Karamanogullari'ndan alindi ve buraya bir vali tayin edildi  4- Hamza Bey
 Böyle olmakla birlikte, Ramazan-oglu Ibrahim Bey ertesi yil Karaman-oglu Mehmed Bey ile ittifak yaparak Tarsus'u geri almak üzere Memlûk sultanina karsi cephe aldi
  Bunun üzerine Memlûk sultani, Ibrahim Bey'i beylikden azlederek yerine kardesi Izzeddin Hamza Bey'i tayin etti  Böylece Çukurova'da iç karisikliklar tekrar basladi  Karaman-oglu Mehmed Bey Tarsus'u geri almak için bu bölgeye geldi  Karaman askerleri ile Memlûklular arasinda meydana gelen savaslarda pek çok can ve mal kaybi oldu  Neticede Karaman-oglu Mehmed Bey'in oglu Mustafa Bey harekâta devam ederek Tarsus'u Memlûklulardan geri aldi  Ramazanogullari'nin basina getirilen Hamza Bey kardesine karsi etkili olamadigindan duruma yine Ibrahim Bey hakimdi
  Ibrahim Bey, Karamanogullari'ndan gördügü yardim sayesinde Adana'da rahatça hareket ediyor ve kardesinin beyligini kabul etmiyordu  Ibrahim Bey bu sirada affedilmesi için annesini Sultan Müeyyed'in huzuruna gönderdi  Ancak sultan ona itibar etmedigi gibi Kahire'de hapse attirdi  Karamanogullari'nin Ibrahim Bey'i desteklemek suretiyle faaliyetlerde bulunmasina çok sinirlenen Memlûk sultani, oglu Seyyid Ibrahim komutasindaki bir orduyu Karaman ülkesine gönderdi
  Sultan Tarsus'un fethi için de Sam valisi Tani-Bek'i görevlendirdi  Dulkadirogullari'nin da yardimini alan Memlûk ordusu Anadolu'ya gelerek Nigde, Eregli ve Larende'de büyük tahribat yapti  Bu harekât sirasinda Karaman beyligi Mehmed Bey'den alinarak Ali Bey'e verildi  Öte tarafdan Tarsus üzerine yürüyen Sam Valisi Emir Tani-Bek ise Amik'de Ramazan-oglu Hamza Bey kuvvetleriyle birlestikten sonra sirasiyla Tarsus, Adana ve Misis'i zabtetti
  Memlûk kuvvetleri karsisinda yenilen Ramazan-oglu Ibrahim Bey, kaynatasi olan Karaman-oglu Mehmed Bey'in yanina çekildi  Ibrahim Bey ayni yil içerisinde Karaman-oglu'nun, Dulkadirliler elindeki Kayseri üzerine yaptigi sefere katildi  Bu sehir, Sultan Müeyyed'in oglu Seyyid Ibrahim'in Anadolu seferi sonucunda Karamanogullari'ndan alinarak Dulkadir-oglu Nasirüddin Mehmed Bey'e verilmisti  Nasirüddin Mehmed Bey Kayseri'yi zapta gelen bu müttefik kuvvetleri büyük bir bozguna ugratti  Karaman-oglu Mehmed Bey savasta esir düstügü gibi oglu Mustafa Bey öldürüldü  Ramazan-oglu Ibrahim Bey ise kaçmaya muvaffak oldu  Ayni yil içerisinde Ramazan-oglu ailesinden Sadaka isminde bir bey Memlûklular tarafindan öldürüldü  Sadaka'nin Hamza ve Ibrahim Beyler'le akrabalik derecesinin ne oldugu bilinmemektedir  Bu tarihten itibaren Ramazanogullari'nin siyasî nüfuzlari azalmaya basladi
  Süphesiz bu durum Memlûklu Sultani Müeyyed'in kuvvetli sahsiyeti ile ilgilidir  Müeyyed, hakimiyeti altindaki her yerde devletinin itibarini saglamis olup bunu halefleri Baybars ve Çakmak devam ettirmislerdir  Memlûklularin destegini saglayarak agabeyi Ibrahim Bey ile mücadele eden Hamza Bey hakkinda kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktadir
  Hamza Bey'in çok geçmeden düsmanlariyla yapmis oldugu bir mücadelede öldürülmüs oldugu anlasilmaktadir  Hamza Bey'in yerine kardeslerinden önce Ahmed, sonra da Ali geçti (1426)  Karaman-oglu Ibrahim Bey'in yaninda bulunan Ramazan-oglu Ibrahim Bey'e gelince; Memlûk Sultani Baybars, 1427 yilinda emirlerinden Sadi Bey'i Karaman-oglu'na göndererek Ramazan-oglu'nu kendisine teslim etmesini istedi
  Ibrahim Bey de enistesi Ramazan-oglu Ibrahim Bey'i Baybars'in adamlarina teslim etti  Memlûklu Emiri Sadi Bey, Ibrahim Bey'i çocuklariyla birlikte Kahire'ye götürdü
  O, daha sonra Cebel kalesine hapsedildi  Bu sirada yaninda bazi Türkmen ileri gelenleri oldugu halde Kahire'ye gelen Ramazan-oglu Mehmed Bey, akrabasi olan Ibrahim Bey'in kendilerine çok iskenceler yaptigini ve iki amcasini, kardeslerini ve onlarin çocuklarini öldürdügünü ileri sürerek kisas davasinda bulundu  Neticede Ibrahim Bey, Memlûk sultanina ihanet etmesi ve ona karsi harekete geçerek Misir askerinin bos yere öldürülmesi gibi sebeplerle 15 Aralik 1427'de idam edildi  Yerine Mehmed Bey Ramazanogullari beyligine tayin edildi  Ibrahim Bey, Ramazanogullari'nin basinda bulundugu kisa süre içerisinde daima Memlûklularla mücadele ederek beyliginin bagimsiz olmasina çalisti  Memlûk Sultani Melik Müeyyed Seyh tarafindan azledildikten sonra da kendi sülâlesinden emirlige getirilen kimselerle mücadele etti  Onun bütün gayesi Çukurova'yi Memlûklu hakimiyetinden kurtarmak ve tam bagimsiz bir hale getirmekti  Ibrahim Bey, yigitligine ve Karamanogullari'nin destegine güvenerek devrinin en güçlü devletine karsi koydu  Ancak netice hem kendisi ve hem de beyligi için çok kötü oldu  Onun ölümünden sonra Ramazanogullari beyligi eski siyasî ehemmiyetini büyük ölçüde kaybetti  Öyle ki, kaynaklar Ramazanogullari'ndan bahs ederken bu tarihten sonra beylerin adini dahi vermemislerdir  Ibrahim Bey, bu yigit sahsiyeti ve ulvî gayesi dolayisi ile Üç-ok Türkmenleri arasinda yillarca bir destan kahramani gibi anilmis, ölümünden bes yil sonra Çukurova'dan geçen Fransiz seyyahi Bertrandon de la Broquiere, bölge halki üzerinde Ibrahim Bey'in hatirasinin çok fazla oldugunu yazmistir
   5- Mehmed Bey
 Daha önce de belirttigimiz gibi, Ibrahim Bey'in Kahire'de tutuklanmasini müteakip bu ülkeye gelen Ramazan-oglu Mehmed Bey'e hil'at giydiren Sultan Baybars onu emir olarak ülkesine göndermisti
  Mehmed Bey, beyligin basinda bulundugu sirada sik sik Kahire'ye giderek Memlûk sultanlarina bagliligini göstermis ve böylelikle beyligini elinde tutmaya çalismistir  Mehmed Bey kardesi Ali Bey ile de emirlik için mücadele ediyordu  Bölge Mehmed Bey ile Ali Bey arasinda adetâ ikiye bölünmüstü  Mehmed Bey'in kendisinden önceki beylere göre Memlûklulara daha bagli oldugu görülmekle beraber, onun bazan Memlûk sultanligina karsi yapilan ayaklanmalara yardim ettigi de görülmektedir  Niketim 1435 yilinda Dulkadirogullari'ndan Hamza Bey adinda biri, Misir Memlûklularina karsi ayaklandigi zaman Ramazan-oglu Mehmed Bey de ona yardim etti  Bu sirada Ramazan-oglu Mehmed b
  Gündogdu isimli bir beyin Sultan Baybars'in düsmani olan Canbeg Sufi ile anlasarak Elbistan'a vardiklari bilinmektedir  Ancak, burada zikredilen Ramazan-oglu Gündogdu Mehmed Bey'in, Ibrahim Bey'in öldürülmesini müteakip, Ramazanli beyi tayin edilen Mehmed Bey ile ayni sahis olup olmadigi bilinmemektedir  Karamanli-Dulkadirli mücadelesinde Karamanli Ibrahim Bey'e yardim eden Ramazan-oglu Mehmed Bey'in hangi tarihte ve nasil öldügü hakinda bir kayit yoktur
  6- Eylük Bey
 843/1439-1440 yilinda Ramazanogullari Beyligi'nin basinda Eylük adinda bir emirin bulundugu görülmektedir
  Adana ve Misis bölgelerine hakim olan Eylük, ayni yil içerisinde Kahire'ye giderek Sultan'dan Haleb valisi âsi Tanri Birmis'e yardim eden Varsak Bey'i Kara Isa (Musa b  Kara)'nin cezalandirilmasini istedi  Sultan Çakmak, Eylük'e emirlik verdikten sonra Haleb valisine, Eylük'ün istedigi yardimda bulunmasini emretti  Halep valisi de Hos Geldi emrindeki 100 kadar atliyi Emir Eylük'e gönderdi  Özerogullari'nin yardimini da alan Eylük, Varsak Beyi Musa'nin ordusuna dogru hareket etti  Dar bir geçitte yapilan kanli çarpismada Hos Geldi, Musa Bey'i öldürdüyse de kendisi ile Ramazan-oglu Eylük de ölümden kurtulamadilar  Eylük'ün ölümü ile Ramazan-oglu kuvvetleri büyük bir bozguna ugradi ve bütün agirliklari Varsaklarin eline geçti (1440)   7- Dündar Bey
 Ramazanogullari'nin, Varsak bozgunundan sonra bir müddet siyasî olaylara karismadiklari anlasiliyor
  1440 yilindaki Varsak yenilgisinden sonra Ramazanogullari'nin faaliyetlerine ancak 1457 yilinda rastlamaktayiz  Bu tarihte Karaman-oglu Ibrahim Bey'in Tarsus, Adana ve Külek bogazi taraflarini istilâya girismesi üzerine Memlûklular Hos-Kadem en-Nâsir'i Karaman-ili'ne gönderdiler  Memlûklular'in bu seferine Ramazan-oglu kuvvetleri de katilmis olup baslarinda Dündar Bey bulunuyordu  Dündar Bey'in 1456-1462 tarihleri arasinda hüküm sürdügü bilinmektedir
  Ondan sonra Ramazanogullari'nin basinda Hasan, Gazi ve Ömer Bey'lerin kisa araliklarla hüküm sürdükleri anlasilmaktadir  Ancak kaynaklarda birbiri arkasina tahta çikan bu beyler hakkinda fazla bilgi bulunmamaktadir  8- Ömer Bey
 Hasan ve Gazi Beylerin kisa süren saltanatlarindan sonra beyligin basina Ömer Bey geçti
  Ömer Bey'in Ramazanli Beyi oldugu bu dönemde Çukurova bölgesi Osmanlilar ile Memlûklular arasinda büyük bir nüfûz mücadelesine sahne olmaktaydi  Bu sirada Dulkadir beyi olan Sehsuvar Bey, Osmanlilarin da yardimi ile kardesi Sahbudak'i maglûp etmis ve beylige sahip olmustu  Ancak Memlûk sultani kendi tarafdâri olan Sahbudak'i tekrar beyligin basina getirebilmek için Berdi Bey komutasinda büyük bir ordu gönderdiyse de, Osmanlilarca desteklenen Dulkadirliler bu orduyu bozguna ugrattilar  Ramazanogullari'ndan Hasan Bey, bu savasta Memlûklularin yaninda yer almis ve savasin sonunda yere düsen Memlûk komutanini atina alarak Haleb'e getirmis ve onu ölümden kurtarmistir  Dulkadir-oglu Sehsuvar Bey ise Memlûklulara karsi gösterdigi bu basaridan sonra Ramazanogullari'nin basinda bulunan Ömer Bey'in beyligini kabul etti
  Baslangiçta O, Dulkadirliler'e cephe alarak Memlûklular'a yakinlik duymaya basladi  Nitekim Memlûklular'in Malatya Valisi Korkmaz es-Sagir ile birlikte hareket eden Ömer Bey Dulkadir Beyi Sehsuvar Bey'e karsi bir baskin düzenlemis ve daha sonra Sis kalesi üzerine yürüyerek Dulkadirlilere geçmis olan bu sehri yeniden ele geçirmistir (1469)   Ertesi yil Sehsuvar Bey ile bir kez daha karsilasan Ramazan-oglu Ömer Bey yenilgiye ugramis ve bu kez Ayas kalesi Dulkadirlilerin eline geçmistir
  Bu haberi duyan Memlûk sultani, Sehsuvar Bey'e kesin bir darbe vurmak amaciyla meshur Memlûk komutani Yas Bey (Yas-beg)'i yeni bir seferle görevlendirdi  Memlûk Emiri Yas-beg Haleb'e geldigi sirada çevredeki Türkmen emirleri kuvvetleriyle birlikte kendisine iltihak etti  Ramazan-oglu Ömer Bey de kardesi Davud ile birlikte bu kuvvetlere katildi  Dulkadirlilerle yapilan bu savasta Sehsuvar Bey maglup olarak Zamanti kalesine kapandi  Daha sonra yakalanarak Kahire'ye götürülen Dulkadirli beyi orada kardesleri ile birlikte öldürüldü   Ramazan-oglu Ömer Bey 1478 yilinda Antakya'ya gelen Memlûk sultani Kayitbay'in yanina giderek ona bagliligini bildirdi
  Ömer Bey'in Memlûklulara olan bu bagliligi 1485 yilinda yapilan Osmanli-Memlûk savasinda da devam etti  Ömer Bey bu sefer Osmanlilar'in elinden kurtulamadi  Osmanli kuvvetleri Adana'yi zabdettikteleri zaman Ramazan-oglu Ömer Bey, yaninda Gündüz-oglu Mehmed Bey oldugu halde Osmanlilara karsi harekete geçti  Yapilan savasta Osmanli kuvvetleri galip geldi ve Ömer Bey esir alinarak II  Bayezid'in yanina gönderildi  Ömer Bey'in bundan sonraki hayati hakkinda hiç bir bilgi bilinmemektedir  9- Halil Bey
 Ömer Bey'den sonra Ramazanogullari beyliginin basina Davud-oglu Halil Bey geçti (1485)
  Otuz yil gibi uzun bir müddet beyligin basinda bulunan Halil Bey 1488'de Adana civarindaki Aga Çayiri'nda yapilan Osmanli-Memlûk savasinda Emir Özbek komutasindaki Memlûk ordusunun yaninda yer aldi  Bu savasin baslangicinda Osmanlilar galip durumda olmalarina karsin, Karamanli sipahilerin kaçmalari ve Evrenosogullari'ndan Isa ve Süleyman Beylerin de sehit düsmesi sonunda agir bir bozguna ugradilar  Savastan sonra Ramazanogullari'na bagli Türkmenler, diger Türkmen gruplariyla birlikte Osmanli ordugâhini yagma ettiler   Çukurova'daki Osmanli-Memlûk mücadelesinde Osmanlilar'in yenilgisinden sonra Ramazan-oglu Halil Bey Memlûklulara bagliligini devam ettirdi
  Bu sirada, Karaman Beyligi'nin Osmanlilara geçmesinden sonra Iç-il bölgesine çekilmis olan Turgutogullari Ramazanogullari topraklarina saldirdilar  Halil Bey, bu Türkmen grubu üzerine yürüyerek onlari bozguna ugratti  c- Osmanlilar'a Tâbi Dönem
 Halil Bey, Osmanlilar'in Çukurova'da hakimiyetlerini kabul ettirmelerinden sonra bu devletle iyi geçinmenin, kendi ülkesinin gelecegi bakimindan daha faydali olacagini düsünerek Memlûklulara olan bagliligini gün geçtikçe azaltmaya basladi
  Osmanlilar ile dostluk kurmaya özen gösterdi  Halil Bey, mezar kitabesinden anlasildigina göre 916 (1510) yilinda vefat etti
  Uzun süren saltanati sirasinda beyliginin baris içinde yasamasi için büyük çaba sarfeden Halil Bey âlimlere saygili, cömert ve fakirlere yardim eden bir bey idi  Ramazanli ülkesi en çok bu bey zamaninda imar görmüs, camiler, medreseler, saraylar, hanlar ve çesmeler ile ülkenin dört bir yani süslenmisti  Onun bu hizmetlerinden dolayi halk kendisine, dine yardim eden manasina gelen "Giyaseddin” lâkabini vermisti  1- Mahmud Bey
 Halil Bey'in ölümünden sora Ramazanli beyliginin basina Mahmud Bey geçti
  Mahmud Bey de Halil Bey'in siyasetini takip ederek Osmanli Devleti ile dostlugunu arttirdi  Bunun üzerine Memlûklular Mahmud Bey'i beylikden azlederek yerine Ömer Bey'in oglu Selim Bey'i tayin ettiler (1514)  Beylikden azledilen Mahmud Bey ise Istanbul'a giderek padisah Yavuz Sultan Selim'e tabiiyetini arzetti  Osmanli padisahi Yavuz Sultan Selim Mahmud Bey'e itibar göstererek ona ikiyüzbin akçelik bir dirlik verdi  Padisahtan, seferlerde kendisine refakat etme imtiyazini da alan Mahmud Bey 1516 Misir seferinde Yavuz Selim'in maiyyetinde bulundu  Ordu Haleb'e geldiginde Mahmud Bey'e bagli Ramazanli kuvvetleri de gelerek Osmanli padisahinin hizmetine girdiler  Memlûklular tarafindan Ramazanli beyi tayin edilen Selim Bey'in siyasî hayati hakkinda ise bilgimiz yoktur
  Ancak, Selim Bey'in Adana'da bir mescit insa ettirdigi ve bu mescidin etrafinda Selim Bey Mescidi (Su Gedügü) denilen bir mahallenin tesekkül ettigi bilinmektedir   Yavuz Sultan Selim, Mercidabik savasinda Memlûklular'a agir bir darbe vurduktan sonra yaptigi tevcihler sirasinda Mahmud Bey'e de eski beyligini verdi
  Ancak Misir seferinin devaminda vuku bulan Ridaniye savasi sirasinda Memlûk Sultani Tomanbay ve üçyüz seçkin silahsörün padisahi öldürmek üzere otag-i hümâyuna baskinda bulunduklari sirada Sadrazam Sinan Pasa'nin yanisira Ramazan-oglu Mahmud Bey de öldürüldü   2- Kubad Bey
 Mahmud Bey'in naasini Haleb'e gönderen Yavuz Sultan Selim, Ramazanogullari'nin basina Halil Bey'in oglu Kubad'i tayin etti
  Kubad Bey'in beyligin basina geçmesinden çok kisa bir süre sonra, bölgede meydana gelen karisikliklar üzerine Kubad Bey'in kardesi Pîrî Bey'e Çukurova hakimligi verilmis, Kubad Bey'in elinde ise yalnizca Adana kalmisti  Böyle olmakla birlikte çok geçmeden bütün beylik Pîrî Bey'in hakimiyeti altina girdi (1519)  3- Pîrî Bey
 Kanuni Sultan Süleyman'in teveccühünü kazanmis olan Pîrî Bey Osmanlilara tabi olarak beyligini sürdürdü
  Hatta Kanuni Sultan Süleyman Pîrî Bey'in bölgede daha rahat hareket edebilmesi için basta Kubad Bey olmak üzere bütün kardeslerini Rumeli'de görevlendirdi   Ramazan-oglu Pîrî Bey, Bozok'ta Söklen boyu beyi Musa'nin Dulkadirliler'den Zünnûn ile birlikte çikarmis oldugu tehlikeli isyanlari da bastirdi
  Daha sonra bazi beylerbeyilerin kendisini rahatsiz etmeleri üzerine ata yurdunu birakip bir devlet memuru sifati ile muhtelif yerlerde vazife görmeye basladi  Pîrî Bey, Pasa ünvani ile sirasiyla Karaman, Halep ve Sam'da beylerbeyilik yapti   Sam beylerbeyiliginde biri 950 (1543-44) ve digeri 957 (1550) olmak üzere iki kez bulunan Pîrî Pasa bu tarihten sonra Osmanli padisahi tarafindan ricasinin kabul edilmesi üzerine tekrar Adana'ya dönerek beyliginin basina geçti
  Çukurova'da kendisinin yoklugunda meydana gelmis olan karisikliklari düzeltti  Kendisinin yoklugunda Osmanlilar'in Adana'ya göndermis oldugu emirler memlekete hakim olamamislar ve ülkede yagmacilik baslamisti  Eski haslari ile birlikte beyligin basina getirilen Pîrî Pasa, 90 yasinda iken 976 (1568-69)'da vefat etti  Uzun süren beyligi sirasinda Adana'yi cami, imaret, medrese, hamam ve han gibi eserler ile süsleyen Pîrî Bey tarihe önem veren, Türkçe ve Farsça siirler yazan kültürlü bir devlet adami idi  Ramazanogullari'nin en istikrarli ve mesut zamani onun devrinde yasandi  d) Ramazanogullari Beyligi'nin Sonu
 Pîrî Bey'den sonra, Ramazanogullari beyligi, onun vasiyeti üzerine küçük oglu Dervis'e verildi
  Dervis Bey, daha önce Tarsus sancak beyliginde bulunmustu  Ava merakli, dürüst ve cömert bir insan olan Dervis Bey alti ay kadar süren kisa bir beylik yapti  Onun 1596'da vefati üzerine yerine Sis sancakbeyi olan agabeyi Ibrahim tayin edildi  Beyligi hakkinda fazla bilgimiz bulunmayan Ibrahim Bey de 997 (1580) yilinda ölünce yerine oglu Mehmed Bey geçti  Ahlâkinin temizligi ve iyi davranislari ile taninan Mehmed Bey'in 1594 yilinda hayatta oldugu bilinmektedir  Ancak 14 Eylül 1582 tarihinde Adana hakimi olarak Ibrahim Bey'in diger oglu Ismail Bey görüldügüne göre  Mehmed Bey bu tarihten önce baska bir göreve getirilmis olmalidir  1595 yilindan sonra ise beyligin basinda Mehmed Bey'in oglu Pîr Mansur'un bulundugu anlasilmaktadir
  Pîr Mansur'un 1609 yilina kadar beyligin basinda bulundugu ve bu tarihten sonra Adana'nin Haleb'e; Sis ve Tarsus'un da Kibris Beylerbeyiligine baglanmak sureti ile Ramazanogullari beyliginin son buldugu bilinmektedir  Daha sonralari ise Osmanlilar Adana beylerbeyiligini kurmuslar ve Adana da bu beylerbeyiligin merkezi olmustur   Anadolu beyliklerinin en uzun ömürlülerinden birisi olan Ramazanogullari Beyligi, kurulusundan itibaren yarim asir kadar Memlûklular'a tabi olmus, 1510 yilindan sonra ise Osmanlilar'a tabi olarak yaklasik bir yüzyil kadar daha varliklarini sürdürmüstür
  
 II- IMAR FAALIYETLERI
 Çukurova'nin Türklesmesinde büyük bir rol oynamis olan Ramazanogullari Beyligi'nin maydana getirmis oldugu en önemli eser Adana Ulu Camii Külliyesi'dir
  Camii, medrese, türbe, mescit, konak, han, hamam, arasta, çesme ve pek çok dükkândan meydana gelen bu külliyenin büyük bir kismi bugün de ayaktadir  Bunlar arasinda plâni, minaresi, tas isçiligi ve çinileri ile Ulu Camii'nin sanatimizda ayri bir yeri vardir  Iç avluya açilan kapilarda ve minberi üzerinde bulunan kitabelerinden anlasildigina göre 913 (1513)'de Ramazan-oglu Halil Bey tarafindan baslatilip 926 (1520)'da oglu Pîrî Mehmed Pasa tarafindan tamamlanmistir  Selçuklu ve Osmanli mimarisiyle güneyden gelen Zengî ve Memlûk mimarisinin etkilerini bir araya getirmesi bakimindan Ulu Camii ilgi çekicidir  Ulu Camii'nin dogu yanina bitisik olan 1540 tarihli türbe ise Pîrî Pasa tarafindan yaptirilmistir
  Türbede bulunan üç çinili lâhit, camii ile ayni üslûp ve devirden olup basuçlarindaki kitabelerine göre Ramazanogullari'ndan Emir Halil Bey (1510) ile Pîrî Pasa'nin iki oglu Mehmet Sah (1534) ve Mustafa (1522)'ya aittir  Külliyede bulunan medrese ise Pîrî Pasa tarafindan 1540'da camiin dogu yanina yaptirilmistir  Adana'da bulunan Yag Camii (Eski Camii) de kitabelerinden anlasildigina göre Ramazan-oglu Halil Bey'in emriyle 1501'de camie çevrilen küçük kilisenin yanina Pîrî Pasa tarafindan 1558'de yaptirilmistir
  Ramazan-oglu Halil Bey bu eserlerden baska Adana'da iki camii ve bir medrese daha yaptirmistir
  Halil Bey'in oglu Pîrî Bey de camii, medrese, han, hamam olmak üzere bir çok mimari eser vücuda getirmistir  Bunlardan baska Pîrî Bey'in oglu Mustafa Bey de bir cami insa ettirmistir  Pîrî Bey'in diger oglu ve halefi Ibrahim'in de Adana ve Tarsus'ta birer cami yaptirdigi bilinmektedir  Ramazanogullari Beyligi'nin teskilâti hakkinda hiç bir bilgi bulunmamaktadir
  Bununla birlikte, Dulkadirliler'de oldugu gibi Oguz (Türkmen) geleneklerine, yani töre esasina dayanmis oldugunda süphe yoktur  Dulkadirliler gibi Ramazanli beyleri de para bastirmamislardir  Bunlar önce Memlûk parasi, sonra da Osmanli akçesini kullanmislardir   |