Şengül Şirin
|
Selçuklu Tarihi / Dıvan-ı Alanın Üyeleri
DIVAN-I A'LÂ'NIN ÜYELERI
a Naib-i saltanat: Büyük Selçuklu devlet teskilâtinda rastlamadigimiz bu makam muhtemelen Eyyubî devlet teskilâti örnek alinarak ihdas edilmistir Önemli devlet adamlari ve kumandanlar arasindan seçilen naib-i saltanat sultanin merkezde bulunmadigi zamanlarda ona vekâleten devlet islerini yürütürdü Kendilerine naib-i saltanat olduklarinin alameti olarak bir altin kiliç verilirdi Naibü'l-hazre de denilen bu görevli baslangiçta sadece sultan tarafindan tayin edildigi halde ülke Mogol tahakkümüne maruz kaldiktan sonra Ilhanli hükümdarinin onayini alan vezirlerin de bazi sahislari bu makama getirdikleri görülmektedir Fahreddin Ali vezir olduktan sonra Emînüddin Mikâil'i nâib-i saltanat tayin etmisti Ayrica Mogol istilâsi sirasinda Ilhanli hükümdarlarinin sultanin naibinden ayri olarak bizzat kendilerinin de naib tayin ettikleri anlasilmaktadir Fahreddin Ali'nin ölümünden sonra Mücirüddin Emirsah, Argun Han'in buyruguyla Naib-i saltanat olarak görevlendirilmistir Bazan ayni sahis hem Anadolu Selçuklu sultaninin hem de Ilhanli hükümdarinin naibi olarak hizmet ederdi Meselâ Semseddin Isfahânî hem Selçuklu sultani hem de Batu Han tarafindan naib-i saltanat olarak görevlendirilmisti Bu görevde bulunan bazi devlet adamlari sunlardir: Celâleddin Karatay, Sücâeddin Abdurrahman, Nizâmeddin Hursid, Fahreddin Ali, Emirü'd-din Mikâil, Mücirüddin Emir Sah, Cemaleddin, Mehmed Pervâne ve Kemaleddin Tiflisî
b Beylerbeyi: Anadolu Selçuklu devlet teskilâtinda nüfuz bakimindan en önde gelen görevlilerden biridir Emirü'l-ümerâ ve melikü'l-ümerâ da denilen beylerbeyi ordunun bas kumandani olmasi sebebiyle divanda sözü geçerdi Zaman zaman hükümdarlarin bile onlardan çekindigi hatta komplo hazirlayarak onlari bertaraf ettigi görülmektedir Merkezdeki beylerbeyinden farkli olarak uçlarda görev yapan askerlerin basinda da uc beylerbeyi denilen bir emîr bulunurdu Meselâ Hüsameddin Çoban Kastamonu'da uç beylerbeyi olarak görev yapmistir Bir baska uc beylerbeyi de Seyfeddin Kizil'dir II Giyaseddin devrinin nüfuzlu devlet adami olan Sadeddin Köpek de Samsat seferi sirasinda Melikü'l-ümerâ unvanini almisti Samsat kalesini aldiktan sonra gücü bir kat daha artan Sadeddin Köpek kendinden önce beylerbeyi olan Kemaleddin Kâmyâr'i tevkif ettirerek muhtemelen bu görevi de kendisi üstlenmistir Beylerbeyi olarak görev yapan bazi devlet adamlari söyle siralanabilir Seyfeddin Ayaba, Semseddin Has Oguz, Serefüddin Mahmud, Sirâceddin, Kemaleddin Kâmyâr, Seyfeddin Torumtay, Serefüddin Mesud, Azîzüddin
c Tugrâî: Devletin iç ve dis her çesit yazismalarini idare eden mensûr, berât, name ve muahedeleri kaleme alan, ferman ve mensûrlara sultanin alâmet ve tugrâsini çekmekle görevli olan Tugrâî Divan-i insâ ve tugrânin reisidir Iyi tahsil görmüs, Arapça ve Farsça'ya vakif kalem erbabindan seçilirdi Anadolu Selçuklulari'nda divân-i insâ, divân-i arzdan sonra gelirdi Meselâ I Izzeddin Keykâvus zamaninda (1211-1220) Semseddin Taber divân-i insâ reisi iken daha sonra emîr-i âriz-i memâlik-i Rûm tayin edilmistir
d Atabeg: Büyük Selçuklu Devleti'nde oldugu gibi Anadolu Selçuklulari'nda da atabeglik müessesesi mevcuttu Sehzâdeleri iyi bir devlet adami olarak yetistirmekle görevli olan atabegler (lalalar) güvenilir ve nüfuzlu kumandanlar arasinda seçilirdi Sehzadeler atabegin gözetiminde "melik" unvaniyla her hangi bir vilayetin idaresine memur edilirlerdi Ancak daha sonra sehzadelerin egitiminden sorumlu atabeglerin yaninda baskentte sultanin yaninda ona müsavirlik eden bir atabeg daha tayin edilmeye baslanmistir Bu atabegler divan üyesi olarak müzakerelere istirak ederlerdi Bu konuyla ilgili bir fermanda bütün devlet erkâninin önemli konularda hükümdarin atabegiyle istisâre etmesi emredilmektedir
Atabeglerin Anadolu Selçuklu devletine büyük hizmetleri olmustur Bunlarin basinda da Semseddin Altunaba ile Celaleddin Karatay gelir Arslan ve II Alaeddin Keykubâd ile müsterek hakimiyetin basladigi 1249 yilina kadar yürüttügü naib-i saltanat görevini birakarak atabeg-i Rûm unvaniyla atabeglik görevini üstlenmis ve 1254'te ölümüne kadar bu makamda kalmis devletin birlik ve bütünlügünü korumus, sehzadeler arasinda geçimsizlige ve ihtirasli devlet adamlarinin faaliyetlerine mani olmustur
e Pervâne: Arazi tevcihatiyla ilgili defterleri tutmak, iktalara ait mensurlari hazirlamak ve istihbarat faaliyetlerini yürütmekle görevli olan pervane de divân-i a'lâ'nin üyesiydi Sultanlar pervaneleri bu görevleri disinda siyasî ve askerî iliskileri yürütmekle de görevlendirebilirlerdi Meselâ Muineddin Süleyman Pervâne IV Kiliç Arslan tarafindan Mogollara elçi olarak, II Alaeddin Keykubad da Erzincan'li Kadi Serefüddin'in oglu Taceddin'i Diyarbekir'i zaptetmek üzere görevlendirmisti Anadolu Selçuklulari tarihinde Muineddin Süleyman Pervane'nin ayri bir yeri vardir Mogol tahakkümü sirasinda sultani da asarak bütün yetkileri elinde toplayan Muineddin Süleyman sahsî kabiliyeti sayesinde hem Ilhanlilar hem de Memlûklülerle iyi iliskiler kurmus ve bir devre adini vermistir
f Âriz: Büyük Selçuklu Devleti'nde oldugu gibi ordunun her türlü ihtiyacini karsilamak ve askerlerin maaslarini dagitmakla görevli olan Divân-i arz'in baskanidir Ancak ordunun sevk ve idaresine müdahale etmezdi Bu görev daha önce geçtigi gibi beylerbeyinindi
g Müstevfî: Büyük Selçuklular'da da gördügümüz divân-i istifâ devletin bütün malî islerini yürütmekle görevli olup divan baskanina müstevfî veya sahib-i divân-i istifâ denilir Sultan tarafindan tayin edilen müstevfî vergi tarh ve tahakkukunda çok dikkatli davranmali, halktan haksiz vergi alinmasina mani olmalidir Tayin ettigi amillerin adil ve mutemet olmasina dikkat etmeli, halkin sikâyetlrini arzetmesi için kapisini daima açik bulundurmalidir Mogol istilâsi sirasinda müstevfîleri Ilhanli hükümdarlari tayin etmeye baslamistir
Mecdüddin Muhammed b Hasan'in divân-i istifâ baskanligina tayiniyle bir mensurda onun bütün vergileri toplamasi, divan görevlilerini bos birakmamasi, nedimlerin sözlerine itibar etmemesi ve devlet gelirlerinin zorbalarin elinde telef olmamasina özen göstermesi istenmektedir Bir baska mensûrda da divân-i istîfa'nin saltanatin diregi oldugu ifade edilmekte ve mâlî islerin isbilir (kârdâr) ve güvenilir kisilere verilmesi, tuzlalarda liyakatli âmillerin görevlendirilmesi emredimektedir
h Müsrif: Devletin malî ve idarî faaliyetlerini denetleyen divan-i isrâfin reisidir Müsrif kendisine bagli memurlari vasitasiyla ülkenin her tarafinda hazineye ait mallari tesbit ve defterleri kontrol ettirirdi
SARAY TESKILÂTI
Anadolu Selçuklulari saray teskilâti Büyük Selçuklu devleti saray teskilâti esas alinarak olusturulmustur Baslica saray görevlileri sunlardir:
a Hacibü'l-huccâb: Sultan ile divan üyeleri arasinda irtibati saglayan bas hacib saray görevlilerinin hizmetlerini kontrol etmekten de sorumlu idi Hacibü'l-huccâb'in emrinde hacip ve perdedar denilen görevliler vardi
b Emîr-i cândâr: Sarayi ve sultani korumakla görevli olan Candarlarin reisi olan emîr-i cândâr hazarda ve seferde buyrugu altindaki muhafizlarla birlikte sultani korumakla mükelleftir I Alaeddin Keykubad sultan olarak Konya'ya gelirken yaninda 120 kisiden olusan muhafiz (candâr) birligi vardi Bunlar altin sirmali hamayil ile asili kiliç tasirlardi Candarogullari beyliginin kurucusu Emir Semseddin Yaman'in lâkabina bakilarak onun da Anadolu Selçuklularinda emîr-i cândâr olarak görev yaptigi söylenebilir
c Üstâdüddâr: Saray naziri olup saraya ait bütün harcamalari ve saray görevlilerini kontrol eder
d Emîr-i çasnigîr: Sultanin sofrasinin hazirlanmasina nezaret ve yemekleri kontrol eden görevlidir Çok güvenilir emirler arasindan seçilen çasnîgîrin görevi sofraya konulan yemekleri sultandan önce tatmak suretiyle yemege zehir katilma ihtimalini ortadan kaldirmakti Büyük Selçuklularda ve diger bazi Islâm devletlerinde de gördügümüz çasnigîr Anadolu Selçuklu devletinde de önemli bir görevli idi Meshur emîrlerden Mübârizüddin Çavli ile Semseddin Altunaba da çasnigîr (emir-i zevvâk) olarak hizmet etmislerdi
e Emîr-i silâh: Silahlarin bakim ve muhafaza edilmesiyle görevli olan silâhdarlarin emiri olup merasimlerde hükümdarin silahini tasirdi
f Emîr-i sikâr: Hükümdarin av islerini idare eden ve av kuslariyla av hayvanlarinin egitiminden sorumlu olan saray görvlisidir Emîr-i sikârlar nüfuz ve itibar sahibi kumandanlar arasindan seçilirdi Meselâ meshur devlet adami Sadeddin Köpek Sultan I Alaeddin Keykubad'in, Kilavuzoglu Tumanbay da III Giyaseddin Keyhüsrev'in emîr-i sikârlari idiler Bütün kusçular emîr-i sikârlarin emrindeydi Bunlarin yaninda yine av ile görevli askerler bulunurdu Anadolu Selçuklularinda emîr-i sikârliga tayinle ilgili bir vesikada bu görevlilerde aranan vasiflar ve av sirasinda dikkat edilmesi gereken hususlar sayilarak emîr-i sikârin bu önemli vazifede bâzdârlari kulluk ve mülâzemette bulundurmasi, sürgün avinda kus ve hayvanlari halka haline getirme zamaninda cesur ve marifetli avcilari hizmete sokmasi ve kuslarin avlanma mevsiminde avcilari pusuya yatirmasi gerektigi ifade edilmektedir
Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu sultanlarinin sofrasinda av eti hiç eksik olmazdi Nitekim sultan Meliksah ile I Alaeddin Keykubad bir rivayete göre yedikleri av etinden zehirlenerek ölmüslerdir II Giyaseddin Keyhüsrev'in av hayvanlari yaninda vahsî hayvanlari da besledigi, Ermeni kralinin sultan I Izzeddin Keykâvûs'a çesitli hediyeler yaninda bâz (dogan) ve sahin de göndermesi Selçuklu sultanlarinin kuslara ne derecede önem verdiklerini göstermektedir Anadolu Selçuklularinda yilda iki defa umûmî ava çikilirdi Bu ava bütün devlet erkâni katilir ve av sölenle sona ererdi
g Emîr-i alem: Sultan sancagini tasiyan ve onu korumakla görevli olan emîrdir
h Emîr-i âhûr: Hükümdarin atlarina bakmakla görevli emîrdir Buyrugu altindaki hademeler atlarin egitimi ve tavlalarin bakimindan sorumludur
k Câmedâr: Hükümdarin elbiselerine nezaret etmekle görevlidir Elbiselerin muhafaza edildigi câmehâne de onun kontrolündeydi Câmedârlar sultanin elbiselerini giymelerine de yardimci olurlardi
l Tastdâr: Hükümdar elini yikarken, abdest alirken legen tutup su döken saray görevlisi
m Emîr-i meclis: Sultanin bezm denilen meclisine girecek olanlari içeri alan, ziyafet salonlarini düzenlemekten sorumlu saray görevlisi olup Anadolu Selçuklulari'nda önemli bir memuriyetti
n Havâyicsâlâr: Havâyichâne denilen mutfak islerine bakan ve yemekleri pisiren saray ahçisi
o Serhenk (Çavus): Sultanin önünden giderek yol açardi Merasimlerde ve alaylarda ellerinde süslü degneklerle görev yaparlardi I Alaeddin Keykubad sultan ilân edilip tahta çikmak üzere Konya'ya giderken yaninda 500 serhenk vardi
p Emîr-i devât (devâtdâr): Baslangiçta sultanin divit takimindan sorumlu olan ve daha sonra çesitli görevler üstlenen saray memuru Meshur devlet adami Celâleddin Karatay da emîr-i devât olarak hizmet etmisti
ADLÎ TESKILÂT
Anadolu Selçuklulari döneminde ülkede meydana gelen hukukî meseleler kadilar tarafindan Hanefi mezhebi hükümleri esas alinarak çözülürdü Halkla ilgili bütün davalara ve miras islerine kadilar bakardi Ancak askerî davalar kadilesker tarafindan karara baglanirdi Kadi'l-kudât (baskadi) Konya'da oturur ve diger kadilari kontrol ederdi Kadi'l-kudât bütün ilmiyye sinifinin da reisi idi
Kadilarin baktigi ser'î davalarin disinda basta devlet aleyhine islenen cürümler olmak üzere, her çesit baski ve zulümle ilgili davalara ise örfî ve ser'î hukuku esas alarak emîr-i dâdlar bakardi Anadolu Selçuklularinda emîr-i dâd protokolde atabegden sonra gelirdi ve çok nüfuzlu bir emîr idi I Alaeddin Keykûbad hükümdarliginin ilk yillarinda dîvân-i mezalime bizzat baskanlik edip sikâyetleri dinlerdi
Ancak daha sonra islerinin yogunlugu yüzünden bu görevi emîr-i dâd'a birakti Fahreddin Ali emîr-i dâdliktan vezirlige yükseldigi gibi Emîr-i dâd Emînüddin Düleycânî ayni zamanda üstâdüddarlik, evkaf hakimligi ve müstevfîlik görevlerini de üstlenmisti Emîr-i dâd hem divan-i mezâlim hem de kadilarin verdigi hükümleri infaz etmekle görevliydi Kaynaklarda emir-i dâd olarak hizmet eden diger bazi görevliler arasinda Nusret Yakut ve Nizâmeddin'den de bahsedilmektedir III Giyaseddin devrinde kadilik görevinde bulunanlardan bazilari da söyle siralanabilir: Kadi'l-kudât Siraceddin Mahmud-i Ermevî, Celaleddin Habîb, Emînüddin Tebrîzi, Izzüddin, Bedreddin Kazvinî, Taceddin Hoyi ve Sadüddin
ASKERÎ TESKILÂT
Anadolu Selçuklu Devleti esas itibariyle askerî bir hüviyete sahipti Ordu devlet yönetiminde ve teskilâtin hemen her kademesinde önemli rol oynuyordu Divân-i a'lâ'ya bagli olarak görev yapan divan-i arz ordunun her türlü ihtiyacini karsilamaktaydi Savas zamanlarinda ordunun sevk ve idaresi vezir ve beylerbeyinin sorumlulugundaydi Savas sirasinda Sultana emîrler, leskerler, reisler ve ileri gelen zevat refakat ederdi
Anadolu Selçuklularinda ordu baslica su siniflardan tesekkül ederdi
1 Kapikulu: Merkezde sultanin sahsina bagli olarak görev yapan bu askerler çesitli milletlerden teskil edilmisti Bunlar da kendi aralarinda müfred, gulam, mülâziman-i yatak (yayak) ve halka-i hassa diye kisimlara ayrilmisti Sarayda görev yapan askerler cândârlarla birlikte Sultanin ve sarayin korunmasinda istihdam edilmisti Mülâzimân-i yatak ise hükümdarin çadirini beklerdi Kapikulu süvarileri yilda dört defa bistegânî denilen maas alirlardi
2 Timarli sipahi: Ikta sahiplerinin maiyetindeki bu askerler savas zamanlarinda subasi denilen ve ayni zamanda bulunduklari sehirlerin emniyet ve asayisinden sorumlu olan kumandanlarin emrinde ana orduya katilirlardi
3 Ücretli askerler: Anadolu Selçuklu ordusunun temel unsurlarindan birini teskil etmekle beraber ihtiyaç halinde istihdam edilen bu askerler arasinda zaman zaman gayri müslim askerler de bulunurdu Meselâ II Giyaseddin devrindeki Babâî ayaklanmasinin bastirilmasinda ücretli Frank askerleri önemli hizmetlerde bulunmuslardi
4 Kayseri basta olmak üzere Sivas, Harput, Develi-Karahisar, Niksar, Malatya, Erzincan, Nigde, Ladik, Honas gibi önemli sehirlerde sürekli olarak bulundurulan muhafiz birlikleri Bu mintikalara bagli ikta sahiplerinin maiyetindeki askerler, Türkmenler ve müstahkem yerlerdeki daimî kuvvetlerin kumandanlari o bölgenin subasisina tabi idiler
5 Uc birlikleri: Baris ve savas zamanlarinda Bizans Ermeni ve Gürcü sinirlarinda beylerinin emrinde bekleyen askerler
6 Anadolu Selçuklu Devletine tabi olan vassal statüdeki müslüman ve gayri müslim devletlerin ihtiyaç halinde antlasmalara uygun olarak gönderdikleri kuvvetler
Askerî merkezlerdeki kuvvetlerle ikta sahiplerinin emrindeki kuvvetler 1243'teki Kösedag bozgunundan sonra giderek azalmistir Bunun da sebebi ikta sisteminin Mogol istilâsiyla tamamen sarsilmis olmasidir IV Kiliç Arslan iktâ arazileri mülk haline getirerek ordunun esasini teskil eden timarli sipahilerin yok olmasina sebep olmustur Müineddin Süleyman Pervane'nin 1277'de ölümünden sonra Ilhanli istilâsi giderek siddetlenmis, hem ikta sistemi kaldirilmis, hem de ordu bertaraf edilmistir Bu da gelirlerini kaybeden ikta sahiplerinin ülkenin her tarafinda isyan ve karisikliklar çikarmalariyla sonuçlanmistir Orduda yaratilan bosluk Mogol askerleriyle giderilmeye çalisilmistir Bu dönemde çikan isyanlar Selçuklu-Mogol müsterek kuvveti tarafindan bastirilmistir
Selçuklu ordusuna harekât sirasinda kumanda eden Beylerbeyi protokolde ön saflarda yer alirdi Ayrica I Alaeddin Keykubad'in güney sahillerini fethetmesinden sonra uc beylerbeyilikleri ihdas edildi Beylerbeyi karsiliginda sipehdâr-i büzürg veya emîr-i büzürg tabiri de kullaniliyordu
Anadolu Selçuklulari Antalya, Alâiye ve Sinop'un fethinden sonra denizcilige önem verdiler ve tesis ettikleri tersanelerde kendi donanmalarini insa ettiler Donanma kumandanlarina emîrü's-sevâhil, melikü's-sevâhil veya emîrü'l-bahr denilirdi
Selçuklu kara ordusunun büyük bir kismini süvariler teskil ettigi için ata büyük önem verilirdi O dönemde kullanilan bütün klâsik silahlar Anadolu Selçuklu ordusunda da mevcuttu Orduda nizam ve intizam çok önemli idi Ihmali görülenler ve disipline uymayanlar siddetle cezalandirilirdi Meselâ II Giyaseddin Keyhüsrev ile vezir Fahreddin Ali Cimri isyani sirasinda sefere katilmayan emîr-i büzürg-i uc Ali Bey ile adamlarini katlettirdiler
TOPRAK VE HALK
Anadolu Selçuklulari'nda toprak tipki Büyük Selçuklular'da oldugu gibi mîrî yani devlete aitti Arazi ikta, mülk ve vakif olmak üzere üç bölümde ele alinabilir
1 Ikta arazi: Bir hizmet karsiligi olarak devlet adamlarina, kumandanlara ve büyük-küçük sipâhîlere verilen araziye ikta arazi denilir Has arazi sadece hükümdara aitti Görevinden azledilen kisilerin iktalari ellerinden alinirdi Hizmetleri devam ettirmek kayit ve sartiyla ikta arazi babadan ogula intikal edebilirdi Devlet ricali ve kumandanlarin rütbeleriyle mütenasib iktalari vardi Meselâ Taceddin Pervâne'nin iktai Ankara idi Ikta sahipleri sefer zamanlarinda askerleriyle birlikte sultanin emriyle savasa katilmak üzere yola çikarlardi
I Alaeddin Keykubâd Harizm asireti reislerinden Kirhan'a Erzincan'i, Bereket Han'a Amasya'yi, Artuklular'dan Izzeddin Ahmed'e ise Harput'u ikta olarak vermisti II Giyaseddinn Keyhüsrev de vezir Mühezzebüddin Ali'ye 40 000 dinarlik bir arayizi ikta etmisti
2 Vakif arazi: Geliri ilmî ve sosyal gayelerle kurulan müesseselerin masraflarini karsilamak üzere tahsis edilen arazilerdir Bazi Selçuklu devlet adamlari ve kumandanlar da kendilerine mülk olarak verilen yerleri hayir amaciyla kurduklari müesseselere devretmislerdir ki bunlar da vakif arazi statüsündedir Vakif arazilerin gelirleri mutlaka gayelerine uygun olarak kullanilirdi
3 Mülk arazi: Aslinda devlete ait bazi araziler büyük hizmetleri ve yararliklari görülen devlet adamlari ve kumandanlara sultan tarafindan mülk olarak verilmis ve bunlar onlarin evladina miras yoluyla intikal etmistir Ancak bazilari da bunlari hayir müesseselerine vakfetmislerdir Kastamonu yöresi Hüsameddin Çoban'a, Sinop da Muineddin Pervane'ye mülk olarak verilmistir
Anadolu Selçuklulari'nda topragi ekip biçen reayanin her zaman hakkini almasina itina edilir, haksizliga ugrayanlar her zaman sikâyetçi olabilir ve haklarini geri alabilirlerdi Arazi tevcihatiyla ilgili isler Pervane ve emrindeki memurlar tarafindan yürütülürdü Ülkede zaman zaman arazi tahrîri de yapilirdi
Meskün mahallerdeki vergiye tabi nüfus ve herkesin verecegi vergi miktari kayit ve tespit edilirdi Reayadan tahakkuk ettirilen miktardan fazla vergi isteyenler agir cezalara çarptirilirdi Iktâ sahipleri ikta araziden alacaklari gelir karsiligi asker besledikleri gibi o bölgenin yönetiminden de sorumluydular Ancak Mogol istilhasi sirasinda bu sistem bozuldu ve iktalari ellerinden alinan sipahiler ülke içinde isyan ve huzursuzluklara sebep oldular Iktalari ellerinden alindigi için ikta sahipleri de yeteri kadar asker besleyemediler ve bu da ordunun çökmesine sebep oldu
IDARI TESKILAT
Anadolu Seçuklulari'nda eyaletler öncelikle haneden mensuplarinin idaresine tevdî edilirdi Sehzadeler küçük ise onlari iyi bir devlet adami olarak yetistirmek üzere yanlarina lala veya atabeg denilen güveniler emîrler verilirdi Bu emîrler bulunduklari eyaleti o sehzade adina idare ederlerdi Anadolu Selçuklulari'nin idarî açidan kaç eyalete taksim edildigi kesin olarak bilinmemektedir Ancak II Kiliç Arslan'in ülkeyi 11 oglu arasinda taksim ettigi bilinmektedir
Böylece baskent Konya'nin disinda 11 idarî merkezin mevcudiyetinden bahsedilebilir Hanedan mensuplarinin yönetimine birakilan Tokat, Niksar, Elbistan, Kayseri, Sivas, Aksaray, Malatya, Konya Ereglisi, Nigde, Amasya, Ankara ve Uluborlu disinda Kastamonu, Sinop, Erzurum, Erzincan, Sarkî Karahisar, Divrigi, Antalya, Alaiye, Manavgat, Içel, Harput, Çemisgezek, Kâhta, Ahlat, Isparta, Kütahya, Eskisehir, Denizli ve Amid (Diyarbakir)'in ilhakiyla eyaletlerin sayisi artmis ve otuzu geçmistir
Bizans ve Ermeni sinirlarinda uç vilayetleri de uç beyleri tarafindan idare ediliyordu Meselâ Danismendli Yagibasin'in ogullarindan Muzafferüddin Mahmud, Bedreddin Yusuf ve Zahireddin Ili Anadolu Selçuklulari'nin ihzmetine girerek uç boylarinda görev almislardi Ayrica hanedan mensuplarinin idaresi disinda kalan yerlerde de emîrler hem vali hem de kumandan olarak görev yapiyorlardi Bu büyük vilayetlerin disindaki sehirlerde de serlesker ve subasilar emniyet ve asayisten sorumlu idiler Merkezi sehirlerde emniyeti saglamaktan sorumlu birer sahne bulunurdu
1243'te Anadolu Selçuklulari'nin maglubiyetiyle sonuçlanan Kösedag savasindan sonra ülke taht kavgalarina sahne olmus ve nihayet Mogollarin müdahalesiyle ülke ikiye bölünmüs, bir kismi Konya merkez olmak üzere II Izzeddin Keykâvus'a, digerinin merkezi de Sivas olmak üzere IV Rükneddin Kiliç Arslan'a verilmistir
Vilâyetlerde birer küçük divan bulunur ve vergiler muhassillar tarafindan toplanirdi
Eflâki Menâkibü'l-ârîfîn'de idari teskilâtta adi geçen görevlilerden bazilarini söyle siralar Nâzir, emîr-i ab vâliler (ummâl), yol muhafizlari, subasi, sehir kethüdasi, reis, sahne, cellâd, divan memuru, seyhü'l- islâm ve hati
|