|  04-20-2009 | #2 | 
	| 
Şengül Şirin  | 
				  Cevap :  Ata Sözleri 
 
            ATA SÖZLERİ ( C-Ç-D ) 
 Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin
   Cami ne kadar büyük olursa, imam yine bildiğini okur
   Can boğazdan gelir
   Can çıkar huy çıkmaz
   Canı kaymak, isteyen mandayı yanında taşır
   Cani yanan eşek atı geçer
   Cinsinde olan tırnağında getirir
   Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider
   Çıkmadık candan, umut kesilmez
   Çıngıraklı deve kaybolmaz
   Çıngırdak bayramda satılır
   Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır
   Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir
   Çingenenin ipini, kendisine çektirirler
   Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış
   Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz
   Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez
   Çürük iple kuyuya inilmez
   Çürük tahtaya çivi çakma
   Dağ başına harman yığına yel alır, odada savurma sel alır
   Dağ diye dangırdama, dağın kulağı vardır
   Dağda gezen kurdu görür
   Dağdan yayılan gölden sulanır
   Dağına göre kış olur
   Damdan düsenin halinden damdan düsen bilir
   Dan din desen oynar
   Danışan dağı asmış, danışmayan düz yolda şaşmış
   Davacısı kadı olanın, yardımcısı Allah olsun
   Davul bile dengi dengine çalar
   Davulu görür oynar, mihribanı görür ağlar
   Dede çağla yese, torunun dişi kamaşır
   Dediğim dedik, çaldığım düdük
   Değirmen iki tastan, muhabbet iki bastan
   Dek duranın devesi ölmez
   Deli deliyi görünce değneğini saklar
   Deli dersin deli, veli dersin veli olur
   Deli ile devletli bildiğini işler
   Deli ineğin akilli buzağısı olmaz
   Deli, deliden hoşlanır
   Deli, deliyi görünce değneğini saklar
   Deliyle çıkma yola, ya sağa saparsın ya sola
   Demir nemden insan gamdan cürür
 Demirden korkan trene binmez
   Dert ağlatır, âşık söyletir
   Dert derdi acar
   Dert saklayınca kalır
   Deveye oyna demişler, dokuz kazan süt devirmiş
   Deveye sormuşlar: “Neden boynun eğri?’’ Nerem doğru ki? Demiş
   Deveye “inişi mi seversin, yokuşu mu” demişler, “Düz yere kıran mı girdi?” Demiş
   Deveyi hendekten atlatan, bir tutam ottur
   Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur
   Dibi görünmeyen kaptan su içilmez
 Dibi görünmeyen kuyudan su içilmez
   Dilencinin torbası dolmaz
 Dileyen Leylasını da bulur, Mevlasını da
   Dilim dilim dilim etti benim dilim
   Dilim senden çektiğim zulüm
   Dilin kendi küçük, cürümü büyüktür
   Dirlik olmayan yerde varlık olmaz
   Dişini gösteren it ısırmaz
   Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
   Doğruluk minarede kalmış
   Domuzu vurmuşlar kanı ormana yayılmış
   Dost yoluna post olmalı
   Dostluk başka alışveriş baksa
   Dönen değirmenin ağzına necaset atılmaz
   Döven öküzünün ağzı bağlanmaz
   Düğün olur iki kişiye, tasası düşer deli komşuya
   Düşenin dostu olmaz
 Düşmez kalkmaz bir ALLAH
   Düşünmeden çis yapmaya oturan, çömüdü çömüdü taş atar
   | 
	|  |   |