Şengül Şirin
|
Peygamberimiz (sav)'in Şemail-i Şerifi2
Peygamberimiz (sav)'in Şemail-i Şerifi2
PEYGAMBER EFENDİMİZİN YÜRÜYÜŞ ŞEKLİ
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:
"Ben Resulullah Efendimizden daha güzel birisini görmedim; sanki güneş, onun mübarek yüzünde devrediyor gibiydi Peygamber Efendimiz (sav)'den daha hızlı yürüyen birisini de görmedim; yürürken adeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcardık "
Hz Ali'nin torunlarından İbrahim b Muhammed (ra), "Dedem Hz Ali, Resulullah Efendimizi tanıtırken şöyle derdi: "Resulullah Efendimiz, yürürken, adeta yokuş aşağı inercesine, ayaklarını sertçe kaldırırlardı"diyerek, Peygamberimiz (sav)'in rahat bir yürüyüşü olduğunu belirtmiştir
Hz Yezid İbni Mirsad (ra) ise şöyle demiştir:
"Yürüdüğü zaman vakarlı fakat hızlı giderdi Yanındakiler ona yetişemezdi "
Hz Ebu Atabe (ra)'den:
"Yürürken kuvvetli adımlarla yürürdü "
"� Yürürken, ayaklarını yerden biraz kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi Ayaklarını ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve seri atmakla birlikte sukunet ve vekar üzere yürürlerdi Yürürken, sanki meyilli ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arzederdi Bir tarafa dönüp baktıklarında, bütün vücudları ile birlikte dönerlerdi Rastgele sağa sola bakmazlardı Yere bakışları, göğe bakışlarından daha çoktu Çoğunlukla göz ucu ile bakarlardı Ashabı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkada yürürlerdi Yolda karşılaştığı kimselere, onlardan önce hemen selam verirdi "
"Hep harekatı mutedil idi Bir yere azimetinde (Yola çıkmak, gitmek) acele ve sağ ve sola meyletmeyip, kemal-i vekar (ağırbaşlılığın olgunluğu) ile doğru yoluna gider ve fakat sür'at (hızlı) ve sühulet (kolaylıkla) ile yürür idi Şöyle ki; adeta yürür gibi görünür, lakin yanında gidenler, sür'at ile yürüdükleri halde geri kalırlar idi "
 
1871 yapımı, Lilium Auratum adlı eser PEYGAMBER EFENDİMİZİN OTURUŞ TARZI Kayle binti Mahreme (ra) anlatıyor:
"Resulullah (sav)'i sonsuz bir mahviyet (alçak gönüllülük, tevazu) ve tevazu içinde otururken görünce, heybetinden vücudum titremeye başladı "
Cabir b Semüre (ra):
"Ben Peygamber Efendimiz (sav)'i, sol tarafına konmuş bir yastığa dayanmış vaziyette gördüm "
İslam'a çağrıldığı halde, Allah'a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez (Saff Suresi, 7) PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)'İN KONUŞMA ŞEKLİ
Peygamber Efendimiz (sav) etkileyici üslubu, hikmetli ve keskin hitabıyla tanınan bir insandı Onun tebliği insanlar üzerinde çok büyük bir etki oluşturur, sohbetinden herkes çok büyük bir zevk alırdı Sahabelerden bizlere aktarılan çeşitli rivayetler de onun bu özelliğini ortaya koyar Bu konuda bazı aktarımlar şu şekildedir:
Allah Resulü insanların en beliğ (belagatli kimse, meramını tamamen, noksansız ve güzel sözlerle anlatmaya muktedir olan Kafi derecede olan Yeter olan), en düzgün konuşanı ve en tatlı sözlü olanıydı (ağzından ballar akıyordu)! O, şöyle diyordu: "Ben Arabın en fasihiyim (Hatasız olarak söyleyen Açık ve güzel konuşan) "

David Roberts'in, Nübya ve Mısır adlı eseri (solda) ve
Sultan Hasan Medresesi adlı eseri (altta) Hz Aişe (ra), Resulullah (sav)'in sözlerini şöyle tarif eder: "O, sizlerin konuştuğunuz gibi lafları çabuk çabuk ve peş peşe sıralamazdı, sözleri az ve özdü Halbuki sizler cümleleri birbirine ekleyip duruyorsunuz "
"Allah Resülü çok veciz (kısa, öz, az sözle çok mana ifadesi) konuşurdu Böyle konuşmasını kendisine Allah katından Cebrail getirmişti Kısa cümleler içinde bütün maksadını yansıtırdı Veciz sözlü cümleler söylerdi, sözlerinde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu Kelimeleri bir ahenk içinde birbirini izler, sözcükleri arasında duraklar ve böylece dinleyenleri sözlerini belleyip ezberlerlerdi Sesi gürdü ve tatlıydı Gerektiğinde konuşurdu, kötü laflar etmezdi Hiddetli ve hiddetsiz anlarında (nefsi için değil, Allah'ın rızası için) hep hakkı söylerdi "
"Güzel olmayan laflar edenlerden yüz çevirirdi Hoşlanmadığı, çirkin saydığı bir sözü konuşmak zorunda kaldığında onu kinaye yoluyla ifade buyururdu
Kendisi sustuğunda huzurdakiler konuşurdu Katında tartışma yapılmazdı
Sahabelerinin yüzlerine karşı son derece güler ve gülümserdi, onların konuştuklarını beğenir, dikkatle dinler, kendisini onlardan biri sayardı
Ey iman edenler, Allah'tan korkun Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın Allah'tan korkun Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır
(Haşr Suresi, 18) Hz Aişe (ra) anlatıyor:
"Mübarek kelamları seçkindi Her işiten onu anlardı "
Hz Ebu Umame (ra)'den:
"İnsanların en güleç yüzlüsü ve hoşcanlısı idiler "
Hz Enes (ra) şunu bildirmiştir:
"Efendimiz (sav) halkın en latifecisi(hoş söz, şaka, mizah, söz ile iltifat) idi "
PEYGAMBER EFENDİMİZİN GÜZEL KOKUSU
Peygamber Efendimiz (sav) temizliğe çok önem verirdi Kendisi sürekli mis gibi, tertemiz, hoş ve güzel kokar, Müslümanlara da temizliği tavsiye ederdi Sahabelerden rivayet edilen bilgilerde Peygamberimiz (sav)�in bu güzel özelliği hakkında detaylar aktarılmaktadır Bunlardan bazıları şu şekildedir:
Enes b Malik (ra) şöyle ifade etmektedir:
"Resulullah Efendimiz Medine sokaklarının birinden geçtiğinde O'nun misk gibi kokusu hemen sezildiğinden, halk o yoldan Hazreti Peygamberin geçtiğini söylerlerdi Bizler, Peygamber Efendimiz (sav)'in gelişini, kokusunun güzelliğinden anlardık "
İbn-i Ebi Adi, Humeyd, Enes (ra)'den:
Resulullah (sav)ın elinden daha yumuşak ne bir yün kumaşı, ne de bir ipeğe (hayatımda) dokunmadım Resulullah (sav)'in kokusundan daha güzel (kokan) bir kokuyu da koklamadım
Muaz b Hişam (ra), babasından, Katade, Enes'den şöyle rivayet etmiştir:
"Resulullah (sav) güzel kokusu ile tanınırdı Resulullah (sav) güzel idi Kokusu da hoş idi Bununla beraber kokuyu severdi "
"Cismi nazif (temiz), kokusu latif (hoş) idi Koku sürünsün sürünmesin, teni en güzel kokulardan ala kokardı Bir kimse onunla musafaha (el sıkışmak, tokalaşmak, muhabbetini, arkadaşlığını, sevgisini izhar etmek) etse, bütün gün onun rayiha-i tayyibesini (temiz kokusunu) duyardı ve mübarek eliyle bir çocuğun başını meshetse, rahiya-i tayyibesiyle (temiz kokusuyla) o çocuk, sair (diğer) çocuklar arasında malum (bilinirdi) olur idi "
Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik Ve kendi izniyle Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik)
(Ahzab Suresi, 45-46) Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik Onlar bize ibadet edenlerdi
(Enbiya Suresi, 73) PEYGAMBER EFENDİMİZİN SEVDİĞİ YEMEKLER
"Çok sıcak yemeği sevmezdi "
"En çok hoşlandığı yiyecek etti "
"Kabağı çok severdi "
"Avlanan kuş etlerini yerdi "
"Hurmalardan Acve hurmasını severdi "
  Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur  (Bakara Suresi, 25) Hz Aişe (ra) Peygamberimiz (sav)'in sevdiği yiyeceklerle ilgili şunları söylemiştir:
"Tatlı ve balı severlerdi "
"Hazreti Peygamberin katık olarak yediği yemeklerin bir kısmı şöyle sıralanabilir: Koyunun ön kolu ve sırt eti, pirzola, kebap, tavuk, toy kuşu, et çorbası, tirit, kabak, zeytinyağı, çökelek, kavun, helva, bal, hurma, pazı, anber balığı�"
Hz Aişe (ra) ek olarak şunları bildirmiştir:
"Kavun, karpuzu yaş hurma ile yerlerdi "
Hz Cabir (ra)'den:
"Taze hurma ve kavun çok yerlerdi ve 'bunlar güzel meyvedir' derlerdi "
"Hiçbir zaman bir yemeği yermemiştir Hoşuna giderse yer gitmezse yemezdi Hoşlanmadığında da bir başkasına kötülemezdi "
 
Pieter Gysels Antwerp, (1621-1690)
Bahçe isimli tablo Peygamber Efendimiz (sav)'in sevdiği bazı yiyecekler için söylediği sözlerden bir kısmı ise şöyledir:
"Etin en güzel yeri sırt etidir "
"Sirke ne güzel katıktır "
"Mantar kudret helvasıdır "
"Sinameki ve sennut (tereyağ tulumuna konulan bal) yemeye devam ediniz Çünkü bu iki şeyde samdan (ölümden) başka her hastalıktan şüphesiz şifa vardır "144
"Zeytinyağını yiyiniz ve kullanınız Çünkü bu yağ mübarektir "

İbrahim Safi Natürmort tablo PEYGAMBER EFENDİMİZİN SEVDİĞİ İÇEÇEKLER Hz Aişe (ra) bildiriyor:
"Şerbetlerin içinde tatlı ve soğuk olanını severlerdi
Peygamber Efendimiz (sav) bal şerbeti, hurma ve kuru üzüm şırası gibi içecekleri severlerdi
Peygamber Efendimiz (sav)'in en çok sevdiği içecek, soğuk tatlı şerbetlerdi "
Şerbetlerin içinde en çok bal şerbetini severdi
İçilecek şeylerde en çok sütü severlerdi
Peygamberimiz (sav) süt için şöyle buyurmuşlardır:
"Allah bir kimseye yemek yedirdiği zaman o kimse, 'Allah'ım bize bu yemeği bereketli kıl ve bize bundan hayırlı rızık ver' diye dua etsin Allah bir kimseye bir miktar süt içirdiği zaman da o kimse, 'Allah'ım bize bu sütü bereketli kıl ve bize daha çok süt ver' diye dua etsin Çünkü yiyeceğin ve içeceğin yerini tutan sütten başka bir şeyi bilmiyorum "
PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SU İÇİN SÖYLEDİKLERİ
Peygamberimiz (sav) özellikle yolculuklar sırasında ashabına su dağıttırırdı Örneğin bir yolculuğu sırasında, bir yerde durmuş ve yanındakilerden su istemiştir Elini ve yüzünü yıkadıktan sonra, sudan içmiş ve yanındaki sahabelerine de "Siz de yüzünüze, boynunuza bir miktarını dökün"demiştir
Resulullah (sav) su içtikten sonra şöyle dua etmiştir:
"Rahmetiyle suyu tatlı olarak yaratan, acı ve tuzlu yaratmayan Allah'a hamd olsun "
Resulullah (sav) bir başka sözünde ise su için şöyle buyurmuştur:
"Allah suyu temizleyici olarak yarattı Tadını veya rengini veya kokusunu değiştiren maddeler dışında hiçbir nesne onu pislemez "
PEYGAMBER EFENDİMİZİN GÜZEL HUYLARINDAN BAZILARI
Hüccet-ul İslam olarak bilinen İmam Gazali; Tirmizi, Taberani, Buhari, Müslim, İmam Ahmed, Ebu Davud, İbni Mace gibi büyük İslam alimlerinden derleyerek, Peygamber Efendimiz (sav)'in güzel huylarından bazılarını şöyle özetlemiştir:
Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir
(Rad Suresi, 35) "Resulullah insanların en yumuşak huylusu, en yiğidi, en adili ve en namuslusu idi O, insanların en cömerti idi Allah'ın kendisine verdiklerinden hurma, arpa ne olursa olsun yalnız senelik yiyeceğini ayırırdı, geri kalanını Allah yolunda harcardı Kendisinde bulunan bir şey istendiğinde verirdi
O haya olarak da insanların en mükemmeliydi Rabbi için kızar, şahsı için öfkelenmezdi
Kendisi veya sahabeleri zarar görse bile hakkı uygulardı
Allah Rasulü insanların en alçak gönüllüsü, lafı uzatmadan en beliğ konuşanı, en güler yüzlüsüydü Dünya işlerinden hiçbir şey kendisini endişeye düşürmezdi
Medine'nin öbür ucundaki hastaları ziyarete gider, güzel kokudan hoşlanır, pis kokulardan tiksinirdi Fakirlerle oturur, yoksullarla yerdi Kimseye kaba davranmazdı, kendisine özür beyan edenin özrünü kabul ederdi Latife yapar idi ama hakkı söylerdi
Mübah oyunları gördüğünde men etmezdi, hanımlarıyla yarış yapardı Zavallıları yoksulluklarından dolayı horlamaz, zengine de varlığından dolayı saygı göstermezdi, onu da bunu da Allah'a eşit olarak çağırırdı Allah Teala üstün huyu ve mükemmel siyaseti onda birleştirmişti  
Allah Teala ahlakın bütün güzelliklerini, iyi yolları, öncekilerin ve sonrakilerin başlarından geçmiş ve geçecek hadiselerin haberlerini, ahirette kurtuluşa ve saadete erdirecek hususları, dünyada gıpta edilip peşinden gidilecek ve gidilmeyecek herşeyi ona öğretmişti
Allah Teala, onun buyruklarına itaat ve hareketlerinde kendisinin izinden gitmeye bizleri muvaffak kılsın "
Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik (Bakara Suresi, 151)
|