04-19-2009
|
#8
|
meLankoLik_asaLet
|
Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi
Şems-i Tebrîzî hazretlerinin bu ayrılığına, Mevlânâ pek üzüldü Ayrılığın verdiği hasret ile nice beyitler, kasîdeler söyledi Evliyâlık hâllerini, derecelerini nazım ile öyle güzel anlattı ki, o zamâna kadar öylesini hiç kimse söyleyemedi Hazret-i Ali'den gelen feyz ve bereketleri, vilâyet yolunu, onun kadar açıklayan bulunmadı Şems-i Tebrîzî'ye olan muhabbetinden dolayı eserinde "Şems" ve "Hâmûş" kelimelerini mahlas olarak kullandı Dîvânına Dîvân-ı Şems dendi
Mevlânâ hazretleri, bundan sonra talebeleri arasına karışmaya, onlara ders vermeye, câmilerde nasihat etmeye başladı Pek çok velînin yetişmesine sebeb oldu Bunların arasında en meşhûru, Hüsâmeddîn Çelebi idi İnsanların hasta kalplerine, tatlı, serin şerbetler vererek şifâ olmaya çalıştı
İlim ve fazîleti sebebiyle az zamanda, o derece şöhret buldu ki, ilim talebesi, her taraftan huzûruna kavuşmak için cân atıyordu Her zaman etrafında dört-beş yüz dinleyici bulunurdu Evine gidip gelirken bile, etrâfını sarıp, çeşitli suâller sorar, müşkillerini çözerlerdi
Mevlânâ, Kitap ve sünnetten zerre kadar ayrılmayarak, tasavvufta emsâlinden üstün oldu Binlerce talebesi vardı Onları büyük bir îtinâ ile yetiştirmeye çalıştı Zamanla talebe sayısı arttı, medreseler çoğaldı Büyük âlimler yetişti
Mevlânâ Celâleddîn Muhammed Rûmî'nin talebelerinin en önde gelenlerinden biri, Selâhaddîn Zerkûb idi Selâhaddîn, önceleri kuyumculuk yapardı Bir gün Mevlânâ, Selâhaddîn'in dükkanının önünden geçerken, içerden, altına şekil vermek için vurulan her çekicin; "ALLAH, ALLAH!" diye ses çıkardığını kalp gözüyle anladı Bu hâl çok hoşuna giderek, dükkan sâhibi olan Selâhaddîn'i medreseye dâvet edip, iltifâtlarda bulundu Selâhaddîn, Mevlânâ'nın sohbetlerinden çok haz duyduğundan kuyumculuğu bıraktı Artık her gün medreseye gidiyor, hocası Mevlânâ'nın sözlerini sahrâda susuz kalan kimse gibi, damlasını telef etmeyerek âdetâ içiyordu Mevlânâ da bu yeni talebesini çok sevip, bütün feyz ve teveccühlerini onun üzerine çevirdi Selâhaddîn'i, kısa zamanda evliyâlık derecelerine yükseltti Ona olan sevgisinden dolayı oğlu Sultan Veled'e Selâhaddîn'in kızını isteyerek nikâh yapıp akrabâ oldu Selâhaddîn, on sene Mevlânâ hazretlerinin sohbetiyle ve hizmetiyle şereflendi Mevlânâ'nın sağlığında vefât etti Selâhaddîn'in vefâtına çok üzülen Mevlânâ hazretleri, talebelerinden Çelebi Hüsâmeddîn'in üzerinde çok durarak, onu kendisine vekîl olacak şekilde yetiştirdi Çelebi Hüsâmeddîn'in, Mevlânâ'ya en mühim yardımı Mesnevî'yi yazması oldu Mevlânâ hazretleri, mânevî bir aşkla edebî değeri yüksek İslâm ahlâkının üstünlüğünü anlatan ince bilgiler ve ALLAH sevgisiyle dolu beytler söyledi Mesnevî'nin ilk on sekiz beytini kendisi yazdı, diğer beyitleri ise, kendisi söyleyerek Çelebi Hüsâmeddîn'e yazdırdı Böylece daha bir benzeri yazılmamış olan Mesnevî-i Şerîf meydana geldi
|
|
|