Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi

Eski 04-19-2009   #4
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi



Mevlânâ hazretleri, Halep'te el-Halâviyye ve Şam'da el-Makdisiyye Medresesinde bulundu Muhyiddîn-i Arabî, Kemâleddîn bin Adîm, Sâdeddîn-i Hamevî, Osman Rûmî, Evhadeddîn Kirmânî, Sadreddîn-i Konevî gibi zamânın âlim ve velîleriyle sohbet edip, onlardan da ilim öğrendi Onların teveccühlerini kazanan Mevlânâ Celâleddîn, Şam Medresesinde zaman zaman Hızır aleyhisselâm ile görüştü Tasavvuf ilminde bir müşkili olursa Hızır aleyhisselâm ortaya çıkıp meselelerini hallederdi Tefsîr, hadîs, fıkıh, mantık, usûl, meânî, edebiyât, matematik, fen, tıp gibi pek çok zâhirî ilimlerde mütehassıs oldu Gündüzleri ilim öğrenir, gecelerini ibâdet içinde, ALLAHü teâlâyı zikrederek ve Kur'ân-ı kerîm okuyarak geçirirdi Seher vakitlerinde tövbe ve istiğfâr ederek çok ağlar, gözyaşları sel gibi akardı ALLAHü teâlânın muhabbetiyle yanar, O'na kavuşmak arzusuyla tutuşurdu Tasavvuf ilminde de yüksek derecelere kavuşan Mevlânâ Celâleddîn Muhammed Rûmî, hocalarından icâzet, diploma alıp, önce Kayseri'ye hicret eden Seyyid Burhâneddîn hazretlerini ziyâret etti Onun feyz ve teveccühlerine kavuşup, duâsını aldı Oradan berâberce Konya'ya döndüler

Seyyid Burhâneddîn hazretleri, Mevlânâ'nın dört senelik Halep ve Şam tahsîlinde bir hayli ilerlemiş olduğunu gördü Tasavvuf yolunda riyâzete ve mücâhedeye devâm ettirdi Mübah olanları azaltıp, zarûret mikdârı kullanırdı Ona; "Karnınız aç olsun Bunun için de çok oruç tutunuz Çünkü oruç, hikmet hazînelerinin anahtarıdır Oruç tutmak; kalp gözünün açılmasına, kalbin rikkate gelmesine sebeb olur" buyurdu Mevlânâ hazretlerinin, on beş gün ağzına hiç lokma koymadığı zamanlar olurdu Nefsinin istediklerini yapmamak için kapıda köpekler için hazırlanan yemek artıklarının yanına gider, nefsine; "Ey nefs! Bana istediklerini yaptırıp, rûhumu emrin altına almak mı istiyorsun? Arzunun yerine gelmesini istiyorsan, önce yemek artıklarını yemen lâzım! Ya ye veya beni bu hâlimle kabûl et!" diyerek nefsiyle mücâdele ederdi Böylece nefsinin isteklerini hiç yapmaz, onu rûhuna köle ederdi ve bu halde aylar birbiri ardından geçer giderdi

Mevlânâ hazretlerinin iyice olgunlaştığını anlayan Seyyid Burhâneddîn hazretleri ona; "Evlâdım! Şimdiye kadar bildiğim ne varsa hepsini sana öğrettim Bundan sonra senin daha da olgunlaşman, pek büyük mertebelere kavuşman, Tebrizli Şems'in (Şems-i Tebrîzî'nin) gelmesine bağlıdır Onun şefkat kanatları altında aşamadığın engelleri aşar, mânevî hâllere kavuşursun O, seni tasavvufun en mahrem noktalarına çeker, sen de ona, aynı âlemi anlatırsın Bu şekilde birbirinizi tamamlar ve yeryüzünün en büyük iki dostu olursunuz Bense Kayseri'ye gidip ömrümün sonlarını orada geçiririm" buyurdu Mevlânâ hazretleri hocasına, Kayseri'ye gitmeyip berâber kalmaları için çok ısrâr ettiyse de kabûl ettiremedi Mevlânâ, Seyyid Burhâneddîn hazretlerini Kayseri'ye uğurladı Kayseri'de bir müddet yaşayan Seyyid hazretleri, bir gün abdestini alıp hizmetçisine; "Git kapıyı kapa ve dışarıda, Seyyid Burhâneddîn vefât etti, diye bağır" buyurdu Hizmetçi dışarı çıkınca, Seyyid hazretleri secdeye kapanarak; "Yâ Rabbî! Seni ve Resûlünü çok seviyorum Sana kavuşmak arzum son haddine ulaştı Beni bu sevgime ve arzuma bağışla Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah" dedi ve rûhunu teslim etti Hizmetçinin haberi üzerine Kayseri bir anda anababa gününe döndü Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerine haber salındı Cenâze hazırlıkları yapılıp kefenlendi Namazı kılınıp, defn işleri halledildi Mevlânâ hazretleri haberi işitince Kayseri'ye geldi Hocasının kabri başında Kur'ân-ı kerîm okuyarak mübârek rûhuna bağışladı Seyyid hazretlerinin kitaplarını Mevlânâ'ya teslim ettiler Bu kitaplar arasında Şems-i Tebrîzî'nin hazırladığı meşhûr Makâlât isimli eser de vardı

Alıntı Yaparak Cevapla