04-19-2009
|
#3
|
meLankoLik_asaLet
|
Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi
Mevlânâ Celâleddîn burada da tahsîline devâm etti Konya'da iki seneyi doldurdukları sıralarda babası Sultân-ül-Ulemâ Hakk'ın rahmetine kavuştu Babasının vefâtından sonra Mevlânâ Celâleddîn; babasının halîfesi, vekîli Seyyid Burhâneddîn Tirmizî'nin ders halkasına girdi Dokuz sene kadar husûsî ve umûmî sohbetleriyle iyice yetişip olgunlaştı
Mevlânâ Celâleddîn'in çocukluk yıllarında, terbiyesiyle meşgul olan ve kendisini çeşitli ilimlerde yetiştiren Seyyid Burhâneddîn Tirmizî hazretleri, babası Sultân-ül-Ulemâ'nın ileri gelen talebesiydi Tirmiz şehrinde yaşardı Bir gün talebeleriyle sohbet ederken birden; "Eyvah! Eyvah! Hocam Sultân-ül-Ulemâ vefât etti Haydi namazını kılalım " diyerek, talebeleriyle gıyâben hocasının cenâze namazını kıldılar Ondan sonraki gecelerden birinde, rüyâsında hocasını gördü Hocası Sultân-ül-Ulemâ; "Burhâneddîn! Oğlum Celâleddîn Muhammed'e ilim öğretmeye devâm et!" emri üzerine yollara düştü Konya'ya geldi Bu sırada Mevlânâ, Lârende'de bulunan kayınpederinin yanına gitmişti Hocasının Konya'ya geldiğini duyunca, derhal döndü ve tahsîline devâm etmeye başladı Seyyid Burhâneddîn, zâhirî ilimlerde kemâl derecesine yükselen Mevlânâ'yı mârifet, ALLAHü teâlâyı tanıma ilminde de en yüksek seviyeye çıkarmak için Mevlânâ Celâleddîn'e riyâzet, nefsin isteklerini yapmama ve mücâhede, nefsin istemediği ve ona zor gelen şeyleri yaptırmaya başladı Bir müddet sonra Halep ve Şam'a gidip, oradaki âlimlerden de ilim öğrenmesi gerektiğini Mevlânâ'ya anlattı Böylece onu Halep ve Şam'a gönderdi Kendisi de Kayseri'ye gitti
Hocasının emri üzerine Mevlânâ ilim tahsîli için Şam'a giderken, Nusaybin'de hıristiyan papazlarının toplantısına rastladı Papazlar sihir yapıp âdet dışı bâzı şeyler gösteriyorlardı Mevlânâ'yı görünce, bir oğlanı havaya uçuruverdiler Mevlânâ bu işe ilgi göstermeyip murâkabeye, ALLAHü teâlâyı düşünüp kalbini uyanık bulundurarak, gâfil olmama hâlini muhâfazaya vardı Oğlan, havada olduğu yerde kaldı "Beni kurtarın, yoksa düşüp öleceğim " dedi Papazlar ne yaptılarsa bir çâre bulamadılar Nihâyet oğlan; "O yanınızdaki zâtın murâkabesi yüzünden ben bu hâle düştüm Onun yardımı olmazsa, muhakkak helâk olurum " dedi Papazlar ister istemez Mevlânâ'ya yalvardılar Mevlânâ; "Onu bir şey kurtaramaz, ancak Kelime-i şehâdet kurtarır " buyurdu Oğlan bunu duyunca, hemen Kelime-i şehâdet getirdi ve kolayca yere indi Mevlânâ'nın ellerini öptü Bu hâli gören papazların hepsi müslüman olmakla şereflendi
|
|
|