04-17-2009
|
#8
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Açıklamalı Deyimler Sözlüğü
Ayağını sürümek: 1 Verilen bir görevi ağırdan yapmak 2 Bir yerden ayrılmak üzere bulunmak 3 Ölmek üzere olmak 4 Halk inanışına göre birinin gelmesi, ardından başkalarının da gelmesine yol açmak "Ayağını mı sürüdün ne, senden sonra gelen misafirlerin sayısını Allah bilir ancak!"
Ayağını yorganına göre uzatmak: Gelirini giderine uydurmak, harcamalarda geliri aşmamak "Ayağını yorganına göre uzatmazsan ileride aç kalırsın "
Ayağı (ayakları) suya ermek (değmek): Neden sonra aklı başına gelmek, bir şeyin aslını anlamak, beklenen biçimde olmadığını kavramak "Toy olduğu için doğruyu göremiyor, onun da ayağı suya erecek bir gün "
Ayak altında kalmak: 1 Hor görülüp aşağılanmak, değer verilmemek 2 İnsanların sık gelip geçtiği yerde, kalabalık içinde kalmak "Seyyar satıcıların pek çoğu ayak altında kalınacak bir yeri seçerler "
Ayak atmamak: Bir yere hiç gitmemek "O kente ayak atmadım henüz "
Ayak diremek: Bir şeyde ısrar etmek, karşı koymak, kendi kararından vazgeçmemek "Ayak diremeseydi çoktan evini yıkmış olacaklardı "
Ayaklar altına almak: Önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek "Babasının onun için verdiği emekleri ayaklar altına alarak o serseriliği seçti "
Ayakları geri geri gitmek: Bir yere istemeye istemeye, gönülsüz gitmek "Hoşlanmadığım bu insanların yanına yaklaştıkça ayaklarım geri geri gitmeye başladı "
Ayaklı kütüphane: Çok şey okumuş, her sorulana cevap veren, çok şey bilen, okudukları aklında kalmış kimse "Adam ayaklı kütüphaneydi sanki!"
Ayakta kalmak: 1 Bir zorluk karşısında yıkılmamak, çökmemek 2 Oturacak yer bulamamak "Gemi öyle kalabalıktı ki hepimiz ayakta kaldık "
Ayak takımı: İşe yaramaz, bilgisiz, görgüsüz, kaba, serseri, değersiz kimselerin bütünü "Mahallemizde ayak takımı gittikçe çoğalıyor "
Ayak uydurmak: 1 Adımlarını baş
|
|
|